Sevdiğimiz gaz bir şarkıyı dinlerken ne olur da sanki tüm dünyayı ele geçirebilecekmişiz gibi hissederiz? Bu hissi pek çok kez deneyimlediyseniz, nedenini de merak etmiş olabilirsiniz.
Müziğin insan türünün gelişim sürecinde büyük etki oynadığı su götürmez bir gerçek. Beynimizde sesleri işleyen ve tepki veren özel alanlar bulunuyor. İlginç olansa şu; bazı alanlar, telefon çalması veya başka insanların konuşması gibi seslere neredeyse hiç tepki vermezken; müzik dinlediğimizde son derece aktif hale gelebiliyor.
Dinlediğimiz müziklerin temposu, ritmi, enstrümanları ve diğer her türlü içereni; şarkıya nasıl tepkiler vereceğimiz üzerinde etkili oluyor. Farklı türde müzikler, beynimizde de farklı türde etkiler yaratıyor. Tekno türde müzik dinlemek büyüme hormonlarını olumlu yönde etkilerken, klasik müzik dinlemek ise stres hormonlarını azaltıyor.
Uzmanlara göre sevdiğimiz gaz şarkıları dinlerken, dünyayı fethedebilecekmişiz gibi hissetmemiz basit bir yanılgıdan ibaret değil. Nitekim beyinlerimizde, bu tip şarkıları dinlerken acı eşiğimiz yükseltiliyor ve vücudumuzun hasarları iyileştirme süresi kısalıyor. Ayrıca müzik dinleyen insanların, daha az miktarda ağrı kesiciye ihtiyaç duydukları ortaya çıkarılmış.
Erken yaşlarda dinlenilen müzikler ise, beynimizin adeta şeklini değiştiriyor ve öğrenme ile hafıza kabiliyetlerimizi artırıyor. Özellikle üçük yaştan itibaren müzikle iç içe olan sanatçıların beyinlerindeki bazı bölgelerin, diğer insanlara kıyasla çok daha büyük ve gelişmiş olduğu görülmüş.
Ayrıca müzik dinleme esnasında beyinde dopamin hormonunun salgılanma miktarının arttığı ve ödül merkezinin de aktif hale geldiği gözlemlenmiş. Özellikle dopamin artışının, en sevdiğimiz şarkıları dinlerken daha yüksek miktarda olduğu ortaya çıkarılmış.
Özetle müzik sadece ruhun değil; beynin de gıdası...
Müziğin insan türünün gelişim sürecinde büyük etki oynadığı su götürmez bir gerçek. Beynimizde sesleri işleyen ve tepki veren özel alanlar bulunuyor. İlginç olansa şu; bazı alanlar, telefon çalması veya başka insanların konuşması gibi seslere neredeyse hiç tepki vermezken; müzik dinlediğimizde son derece aktif hale gelebiliyor.
Dinlediğimiz müziklerin temposu, ritmi, enstrümanları ve diğer her türlü içereni; şarkıya nasıl tepkiler vereceğimiz üzerinde etkili oluyor. Farklı türde müzikler, beynimizde de farklı türde etkiler yaratıyor. Tekno türde müzik dinlemek büyüme hormonlarını olumlu yönde etkilerken, klasik müzik dinlemek ise stres hormonlarını azaltıyor.
Uzmanlara göre sevdiğimiz gaz şarkıları dinlerken, dünyayı fethedebilecekmişiz gibi hissetmemiz basit bir yanılgıdan ibaret değil. Nitekim beyinlerimizde, bu tip şarkıları dinlerken acı eşiğimiz yükseltiliyor ve vücudumuzun hasarları iyileştirme süresi kısalıyor. Ayrıca müzik dinleyen insanların, daha az miktarda ağrı kesiciye ihtiyaç duydukları ortaya çıkarılmış.
Erken yaşlarda dinlenilen müzikler ise, beynimizin adeta şeklini değiştiriyor ve öğrenme ile hafıza kabiliyetlerimizi artırıyor. Özellikle üçük yaştan itibaren müzikle iç içe olan sanatçıların beyinlerindeki bazı bölgelerin, diğer insanlara kıyasla çok daha büyük ve gelişmiş olduğu görülmüş.
Ayrıca müzik dinleme esnasında beyinde dopamin hormonunun salgılanma miktarının arttığı ve ödül merkezinin de aktif hale geldiği gözlemlenmiş. Özellikle dopamin artışının, en sevdiğimiz şarkıları dinlerken daha yüksek miktarda olduğu ortaya çıkarılmış.
Özetle müzik sadece ruhun değil; beynin de gıdası...