Nea Ekklēsia "Yeni Kilise"

Suskun

V.I.P
V.I.P
Nea Ekklēsia (Yunanca: Νέα Ἐκκλησία, "Yeni Kilise"), Bizans İmparatoru Makedonyalı I. Basileios tarafından 876 ile 880 yılları arasında Konstantinopolis'te inşa ettirilmiş kilisedir. Bizans başketinde 6. yüzyılda inşa edilen Aya Sofya'dan sonra inşa edilmiş ilk anıtsal kilisedir. Bizans mimarisinin orta çağının başlangıcını işaret eder. Palaiologos Hanedanı'na kadar kullanılmıştır. Osmanlılar, barut deposu olarak kullanmışlardır. 1490 yılında yıldırım düşmesi sonrası tahrip olmuştur.

Tarih

Solidus-Basil_I_with_Constantine_and_Eudoxia-sb1703.jpg

Basileios, oğlu Konstantin ve ikinci karısı imparatoriçe Evdokia İngerina.

İmparator I. Basileios, Bizans tarihinin en başarılı ailesi olan Makedon Hanedanı'nın kurucusudur. Basileios, kendisini imparatorluğun yeniden kurucusu, yeni Justinianos olarak tanımlamış ve büyük öncülü gibi Konstantinopolis'te büyük bir inşa hamlesi başlatmıştır. Yeni Kilise adının ilk kelimesi Nea, Basileios'un Aya Sofya'sını ve yeni bir dönemin başlangıcını işaret eder.

Kilise, Basileios'un kişisel idaresi altında Büyük Saray'ın yerleşkesinin güneydoğu köşesine, daha önce Tzykanisterion polo sahası olan yerin yanına inşa edilmiştir. Basileios, sarayın en güney ucunda bulunan deniz fenerinin yanınınada bir kilise yaptırmıştır. Nea Eklezya, 1 Mayıs 880 tarihinde Konstantinopolis patriği Photius tarafından İsa Mesih, başmelek Mikâil (daha sonraki kaynaklara göre Cebrâîl), peygamber İlyas (Basileios'un en sevdiği kutsal kişilerden biridir), Bakire Meryem ve Aziz Nicholas'a adanmışdır. Basileios'un bu kiliseye kendi idaresinden ve emlaklarından gelir bağlaması, Aya Sofya modeli bir niyetin göstergesidir. Onun ve hemen peşi sıra gelen ardıllarının hükümdarlıklarında, Nea Eklezya saray törenlerinde önemli rol oynamış, bu en azından VII. Konstantin'e kadar devam etmiş, Konstantin en önemli hanedan törenleri olan takdis törenlerini burada yaptırmıştır.Geç 11. yüzyılda, manastıra döndüştürülmüş ve "Yeni Manastır" (Yunanca: Νέα Μονή) olarak tanınmıştır.İmparator II. İsaakios Angelos, dekarosyanlarını, mobilyalarının çoğunu söktürmüş, Anaplous'ta bulunan St Michael kilisesinin restorasyonunda kullanmıştır. Bina, Latin İmparatorluğu tarafından kullanılmaya devam edilmiş, Palaiologos Hanedanı'nda ayakta kalmıştır. İstanbul'un fethinden sonra barut deposu kullanılmıştır. 1490 yılında binaya yıldırım düşmüş ve tamamen tahrip olmuştur.Sonuçta kilise hakkında bilinen bilgiler, özellikle 10. yüzyıl ortalarına ait Vita Basilii ile haritalarda görülen bir kaç ham tanımlar gibi, yazılı kaynaklardan gelenlerdir.


Tanım

489px-Constantinople_imperial_district_tr.png

Sağda Büyük Saray Kompleksini gösteren İstanbul'un törensel ve yönetimsel kalbinin haritası. Nea Ekklēsia yaklaşık olarak güney tarafında işaretlenmiştir.

Binanın yapısı hakkında çok fazla detay yoktur. Kilisenin beş kubbesi vardır: merkezdeki İsa'ya adanmıştı, kalan dört kubbe ise kilisenin adandığı kalan dört kutsala adanmıştı. Kubbelerin tam düzeni ve kilisenin tipi tartışmalıdır. Bir çok araştırmacı dört destekli kapalı haç planında olduğunu düşünür,[ bu plana sonraki örnekler Mireloin Kilisesi ve Livos Kilisesi'dir. Gerçekten, Balkanlar'dan Rusya'ya, imparatorluk binalarının prestijini tanımlamak için Ortodoks dünyasında bu tip kiliseler yaygın bir şekilde kullanılmıştır.

Kilise ile Basileios'un büyük bir inşa hamlesi taclanmıştır. İç dekorasyonunda, başkentteki Justinianos Mozelesi gibi kilise ve yapılardan sökülmek de dahil, mümkün olduğunca bol dekorasyondan kaçınılmamıştır, hatta Bizans donanması inşaata mermer taşımakla görevlendirildiği için Sicilya'daki ana noktalardan Siracusa desteksiz kalarak Araplar tarafından ele geçirilmiştir.

Basileios'un torunu, İmparator VII. Konstantin, bir medhiyede (ekphrasis) kilisenin dekorasyonu üzerine aşağıdaki tanımı vermektedir:
« Bu kilise, inci ve altınlarla, ışıldayan gümüşlerle, çok çeşitli renklerde mermerlerle, mozaik tesserae düzenlemelerle bir gelin gibi süslenmiş ve ipeklilere giydirilip, Basileios tarafından ölümsüz damat İsa'ya sunulmuştur. Dışı bronz kaplamayla, içi yıldızlar gibi güzel resimlerle göz kamaştıran beş kubbeli çatısı altın gibi parlardı. Duvarların her iki tarafı çok çeşitli renklerde pahalı mermerlerle güzelleştirilirken, mihrap odası altın ve gümüş, değerli taşlar ve incilerle zenginleştirilmiştir. Tümü altın, gümüş, değerli taşlar ve incilerle donanmış sunağı, sandalyeleri, önünde basamağı, üst pervaza bağlanmış kendisine ait kolonları bulunan Templon mihrap odasının önünde duruyordu. »


Kilisenin avlusu batı girişinin önünde yer alır ve mermer ve porphyry taşlarından iki çeşme ile süslenmiştir. İki revak, kuzey ve güney kenarları boyunca Tzykanisterion polo sahasına kadar uzanmaktaydı. Deniz tarafında (güneyde) kutsal şeylerin saklandığı bir oda inşa edilmişti. Kilise kompleksinin doğusunda mesokēpion (orta bahçe) olarak bilinen bir bahçe bulunmaktaydı.

Kutsal Emanetler

Daphne Sarayı'nda bulunan Aziz Stefen Kilisesi, Faroslu Bakirenin Kilisesi ile birlikte Nea Ekklēsia, İmparatorluk sarayında bulunan kutsal emanetlerin ana evsahiplerinden biriydi. Bunlar arasında peygamber İlyas'a ait gocuk, üç meleği misafir ettiği İbrahim'in masası, Davud'u kutsal yağ ile yağlarken kullandığı Samuel'in borusu ve Büyük Konstantin'in emanetleri vardı. 10. yüzyıldan sonra sarayda Ana taç odası Hrisotriklinos gibi diğer yerlerde bulunan daha başka emanetlerde Nea Ekklēsia'ya taşınmıştır.
 
Geri
Top