Aşk ve ilişki konularında kadınların karşılaştığı, çağımızın en önemli sorunlarından biri de 'aldatılma korkusu'. Her şeyden önce, bu korkunun kadınlar arasında giderek artmasını sağlayan temel nedenleri düşünürsek, karşımıza belli başlı ana başlıklar çıkıyor.
Sanal dünya aldatmayı arttırdı mı?
Kişiler arasında iletişimin gelişen teknoloji sayesinde bu kadar kolay, maliyetsiz olması sanal arkadaşlıkların da artmasını sağlamakta. Örneğin; karşı cinsler arası sesli ve görüntülü chat yapabilme olanağı; tek eşliliği ilk fırsatta ve sürekli sorgulayan bazı evli erkekler için adeta bir velinimet. Çoğu şeyi 'oturduğu yerden' yapmayı seven erkekler, bu şeylere çapkınlığı da eklemiş anlaşılan...
Medya ne kadar etkiliyor?
Gerek yerli gerek yabancı televizyon dizi ve programlarındaki senaryo içeriğinin aldatan erkeklere, haliyle 'aldatılan kadınlara' çok daha fazla yer veriyor olması da, kadınların hayatlarındaki erkeklerle ilgili 'farklı' bir bakış açısı geliştirmesine sebebiyet veriyor. İlişkinin içerisinde yaşanan bazı çiftlere özel durumlar, aldatılma korkusunun bazı kadınlarda adeta paranoya haline dönüşmesine neden oluyor.
Kötü deneyimler miras kalıyor
Üzerinde çok fazla sorumluluk olan bir kadın; evliliği, cinselliği ve gelecekle ilgili endişe ve kaygılara ister istemez gereğinden fazla yer verebiliyor. Kadınları sürekli düşünmeye ve muhakeme yapmaya iten aldatılma korkusu, aslında biraz da terkedilme ve sevilmeme kaygısından kaynaklanıyor. Geçmişte, çocukluk yıllarında kendi anne-babası arasında da benzer vakalara şahit olan kadınlarda da evlilik döneminde açığa çıkabiliyor. Kendi ailesinde bile böyle bir vakanın bulunması, ilerleyen yıllarda eşine karşı bir güvensizliğin oluşmasına neden olabilmekte...
Eşe güvensizliği neler arttırıyor?
21. yüzyıldaki evlilik anlayışı, geçtiğimiz yüzyılın evliliklerindeki sadakat ve dayanışma yönünden biraz noksan, bu herkesin kabul ettiği bir gerçek. Evlilik sözleşmesi ve benzeri tabirlerin daha sık duyulur olması, boşanma oranlarının giderek artması da bunu doğrulamıyor mu? Evlilik, eşlerin birbirlerine tam olarak güvenemedikleri, çiftlerin yakın geleceğe dair sürekli farklı planları sinsice hazırda beklettikleri bir müesseseye dönüşüverdi. İstisnaları da var tabii, ama genelleme yapıldığında aksini iddia etmek zor. Evliliğin sağlam temeller üzerine kurulmadığı durumlarda da aldatılma korkusu yaşamak pek de anormal bir durum değil.
Hamilelik dönemi kritik!
Kadınlar, hamilelik dönemlerinde de bu korkuyu derinden yaşayabiliyor. Bazı kadınlar, bebeklerine zarar verir düşüncesiyle içgüdüsel olarak cinsellikten mümkün olduğu kadar uzak durmak ister. Bu durum da aldatılma korkusunu tetikleyici olabilir.
Korkuyu abartmak kötü sonuçlar doğurabilir
Partnerinin cep telefonunu, mümkünse Facebook ve e-posta hesaplarını, arabasındaki, ceketindeki saç tellerini, kredi kartı ekstresindeki harcama detaylarını, cebindeki fişleri kontrol eden kadınlar, aldatılma korkusu bedeni ve ruhunu iyiden iyiye kaplamış olan kadınlar. Bu korku abartıldığında; partnerin arkadaşlarına ve çevresindekilere sürekli sorular sormaya, prezervatif kutusunda azalma olup olmadığını kontrol etmeye, dinleme cihazı ve kamera gibi teknolojik nimetlerden yararlanmaya ve hatta özel bir dedektif tutmaya kadar kadınlara farklı şeyler de yaptırabilir...
Estetil operasyonlar arttı!
Aldatılma korkusu, kadınları estetik operasyonlara da yönlendirebiliyor. özelliklte yüz ve vücutta yıllar içinde oluşan deformasyonlar, bazı kadınları psikolojik anlamda diğerlerine göre çok daha fazla etkiliyor. Beğenilmeme kaygısı ile giderek artan özgüven eksikliği, aldatılma korkusunu tetikleyebilmekte...
Ne yapmalı?
Aldatılma korkusu ile başa çıkabilmek için her şeyden önce kendinize güvenin! Üzerinizdeki tedirginliği bir kenara bırakın ve eşinize şüpheyle yaklaşmamaya, onu kırmamaya çalışın. Yeni hobiler bulabilir, mevcut hobileriniz üzerinde profesyonelleşebilirsiniz. Aldatılma korkunuzun gerçekçi olup olmadığını, bu duyguya neden sahip olduğunuzu, ilişkinizi tehdit eden unsurların olup olmadığını esaslıca düşünün. Aldatılma korkunuzun çocukluk yıllarınıza dair yaşadığınız travmatik durumlardan kaynaklandığını hissederseniz, bir psikolog ile görüşüp yardım da alabilirsiniz.
