Gönül bağlanmak ister
İşvesinde firkat ruhunu şehreder, zerkedilen kederler o an biter
Gamın nefesini keser, acziyeti defeder, melülleşen hicranı sürura gark eder
Gülme bu bedbin halime, ne kadar hüzün varsa içimde, bahtım umudun niteliğinde
Zaman yarılandı, an durmadı
İçime doğan her vakit hicran ile yol aldı, hasret bırakmadı
Ne kadar kal etsem, sessizliğin içinde kederlensem demek ki çilem henüz dolmadı
Gün karardı, umam gönlümde yaşayan afaktı,şahit olduğum ne varsa deva olmadı
Suskun kalmayı diliyorum
İçimi sızlatan arımı kimseye anlatamıyorum, ağlıyorum
Öten kuşların seyrine dalıyorum, rüzgarın ahengiyle elemden uzaklaşıyorum
Ne varlığın, ne yokluğun sevdalısıyım, acziyetle yol alan garipliğe hayıflanıyorum
Saçlar ağardı, gözler karardı
Artık halimde bir takat kalmadı, hevesler mazide kaldı
Yadım yakamı hiç bırakmadı, içimde ki hicran her zaman ruhumda yaşayandı
Kalbim ne kadar sabretse, iradem akılımın emrine girse, hüzün ağlatan bir nardı
Ne zaman başımı yastığa koysam
Müddet-i nefes olan vaktimin tefekkürüyle yoğrulsam
Tilafet ettiğim furkanın içimi sızlatan manasında kaybolsam ve kurtulsam
Dinmeyen gözyaşlarımla uyumaya vakıf olup, düşlerimde sürurla bir yol bulsam
Öylece ayılsam ve aşkıyla yansam
Kalan zamanı onun vecdine hasrederek, aşkıyla ruhumu arındırsam
Kalbimin hicranını bıraksam, sabrın derinliğinde halimle barışsam ve yakarsam
Şehrine malik olmadığım ne varsa hiç üzüntüsünü duymasam, umudu iyi anlasam
Her heves umut değil, ayıklasam
Nefsimi celbeden , aklımı çelen, irademe zafiyet zerkeden için ayılsam
Kerih olan ne varsa hiç bulaşmasam, ruhumun ve kalbimin bakirliğiyle yaşasam
Haram ve helal olan için tahkiki hiç bırakmasam, idrakimle yol almaya kavuşsam
Canan için hiç yakınmasam
Yar edindiğimle vuslatın seyrinde muhabbet için yarışsam
Ukbanın kuşatan esrarından korkmasam, cennet ve cehennem, irademe anlatsam
Kalbimin hissettiğini, ruhumun firkatini bir lahza olsun hiç unutmasam ve kansam
Mustafa CİLASUN
İşvesinde firkat ruhunu şehreder, zerkedilen kederler o an biter
Gamın nefesini keser, acziyeti defeder, melülleşen hicranı sürura gark eder
Gülme bu bedbin halime, ne kadar hüzün varsa içimde, bahtım umudun niteliğinde
Zaman yarılandı, an durmadı
İçime doğan her vakit hicran ile yol aldı, hasret bırakmadı
Ne kadar kal etsem, sessizliğin içinde kederlensem demek ki çilem henüz dolmadı
Gün karardı, umam gönlümde yaşayan afaktı,şahit olduğum ne varsa deva olmadı
Suskun kalmayı diliyorum
İçimi sızlatan arımı kimseye anlatamıyorum, ağlıyorum
Öten kuşların seyrine dalıyorum, rüzgarın ahengiyle elemden uzaklaşıyorum
Ne varlığın, ne yokluğun sevdalısıyım, acziyetle yol alan garipliğe hayıflanıyorum
Saçlar ağardı, gözler karardı
Artık halimde bir takat kalmadı, hevesler mazide kaldı
Yadım yakamı hiç bırakmadı, içimde ki hicran her zaman ruhumda yaşayandı
Kalbim ne kadar sabretse, iradem akılımın emrine girse, hüzün ağlatan bir nardı
Ne zaman başımı yastığa koysam
Müddet-i nefes olan vaktimin tefekkürüyle yoğrulsam
Tilafet ettiğim furkanın içimi sızlatan manasında kaybolsam ve kurtulsam
Dinmeyen gözyaşlarımla uyumaya vakıf olup, düşlerimde sürurla bir yol bulsam
Öylece ayılsam ve aşkıyla yansam
Kalan zamanı onun vecdine hasrederek, aşkıyla ruhumu arındırsam
Kalbimin hicranını bıraksam, sabrın derinliğinde halimle barışsam ve yakarsam
Şehrine malik olmadığım ne varsa hiç üzüntüsünü duymasam, umudu iyi anlasam
Her heves umut değil, ayıklasam
Nefsimi celbeden , aklımı çelen, irademe zafiyet zerkeden için ayılsam
Kerih olan ne varsa hiç bulaşmasam, ruhumun ve kalbimin bakirliğiyle yaşasam
Haram ve helal olan için tahkiki hiç bırakmasam, idrakimle yol almaya kavuşsam
Canan için hiç yakınmasam
Yar edindiğimle vuslatın seyrinde muhabbet için yarışsam
Ukbanın kuşatan esrarından korkmasam, cennet ve cehennem, irademe anlatsam
Kalbimin hissettiğini, ruhumun firkatini bir lahza olsun hiç unutmasam ve kansam
Mustafa CİLASUN