“Derman aradım derdime, derdim bana derman imiş.
Burhan aradım aslıma, aslım bana burhan imiş” derken neleri şerh ediyor
Şimdi bu mısralar zaman ve mekana kayıtlı olabilir mi?
Herdem insana, hakikate
Dokunmaz mı? Peki, ne söylüyor: hastayım ve hastalığıma ilaç arıyorum,
tedavi olmak istiyorum; derdime derman, yaralarıma merhem..Meğerse yanlış yapıyormuşum; derdimi ortadan kaldırmak değil, derdimin kendisi derman imiş
Nasıl bir derttir bu?
Diş ağrısı, mide ağrısı değildir bu; asıl derttir
İnsanın aslıyla, bütünlüğüyle, hakikatiyle yaşadığı yabancılık
Burhan;delil demek, insanın varlığına işaret, “Varoluşumu belirleyen, altını çizen delil ve işaretler peşindeyim” diyor
Varolayım, var olduğumu hissedeyim
Meğerse varlığım ‘ aslım’ da gizliymiş; kopup geldiğim ruh’ta bütünlükte
Şu dünyanın ara sokaklarında değil, içimde/ kendimde aramalıymışım delil ve işaretleri
“Sağı solu gözler idim, dost yüzünü görsem deyü.
Ben taşrada arar iken, ol can içinde can imiş” Muhşeşem bir ilahiyatı içeriyor
Allah’ı sağda solda, dışarda, medrese formu içinde; merkezde değil de taşra kıyılarda aramanın beyhudeliğine işaret ediyor
Dostyüzü, yani can, dışarda değil
Canın bizatihi kendiside, içinde aranacağını beyan ediyor
Nasıl buyuruyordu Allah? “Ben kendi ruhumdan üfledim size. Size şah damarınızdan daha yakınım”
Allah’ınvarlığı yaratıp sonra bir kenara
Çekildiğini düşünürseniz, ve varlık ayrımını yapmış olursunuz
“Hayır”,diyor Mısri, “ben ve diye bir ayrım yok. Ben O’ndan gayri değilim, O’nun tecellisi olarak varım”
Bu anlam üzere bakarsak ben ve başkası ayrımı kalmaz.
Hadis-ikudsinin “Kullarım güzel amellerle bana yaklaştıklarında onların gören
gözleri,tutan elleri, yürüyen ayakları, duyan kulakları olurum” açılımıyle bütünleşiyor
Mustafa CİLASUN