Nizam-ı Cedid, Osmanlı Devleti'nde III.Selim tarafından kurulan düzenli ordudur.
Yeni Düzen anlamına gelir.
Yerine kurulduğu Yeniçeri ocağının çıkardığı Kabakçı Mustafa İsyanı sonucu ortadan kaldırılmıştır.
Nizam-ı Cedid Kavramı
Yeni Düzen anlamını taşıyan Nizam-ı Cedid deyimi, Osmanlı Devleti'nin gerileme devrinde, askerin ıslah ve yenileştirilmesine karşılık gelir.
III. Selim'den önce Nizam-ı Cedid kavramının kullanıldığı görülmektedir.
1689-1691 yılları arasında sadrazamlık yapan Köprülü Fazıl Mustafa Paşa döneminde, Hıristiyanların, Musevi ve Kıptilerin cizyelerinin tek elden toplanması, Cizye Kalemi'ne kayıt ve tescil edilerek, hem tahsilatın emektar ve mutemet cizyedarlar tarafından icrası, hem de devlete fazla irad temini için yapılan yeniliğe Nizam-ı Cedid Tertibi denmiştir.
1717 yılında İstanbul'a gelen Fransız subayı De Rochefort'un, sadaret kayslahat projesinin tercümesinde, yapılacak askeri yeniliğe Nizam-ı Cedid denmiştir.
Eski usul ve teşkilatı ifade eden Nizam-ı Kadim'e mukabil,ileri bir düzen kurma faaliyetini ifade için kullanılan Nizam-ı Cedid tabiri ise III. Selim zamanında yaygınlaşmıştır. III. Selim'in 1791 Ziştovi ve 1792 Yaş antlaşmalarıyla Avusturya ve Rusya ile harbe son verdikten sonra, devleti düştüğü zorluktan kurtarmak için yapmayı kararlaştırdığı harekat da Nizam-ı Cedid anlamıyla anılır.
Nizam-ı Cedid'i iki anlamda inceleyebiliriz
Dar Anlam: Avrupa usulünde yetiştirilmek istenen talimli asker
Geniş Anlam: Yeniçeriliği kaldırmak veya hiç değilse faydalanabilecek şekle getirmek, Avrupa talim usulünü yeni kurulan askeri kuvvetin baskısı ile kabul ettirmek, ulemanın çağdışı düşüncesine karşı koyup nüfuzlarını kırmak, Osmanlı Devleti'ni Avrupa'nın ilim, sanat, ticaret, ziraat, teknik ve sanayide yaptığı ilerlemelere ortak etmek için gelişen yenilik hareketlerinin bütünü.
III. Selim, Ziştovi ve Yaş Antlaşmaları'ndan sonra, pek çok ıslahat yapmaya karar vermişti. İşe başlamadan önce, devlet adamlarının bu konudaki fikirlerini öğrenmek istedi. Böylece hem onların devlete ait düşüncelerini ve askeri ıslahat hakkındaki görüşlerini öğrenmek imkânı bulacak, hem de istihdam edeceği ekibin bilgi derecesini ve kabiliyetini öğrenip, onları faydalı olabilecekleri sahalarda çalıştıracaktı.
Layiha veren devlet adamlarını, ayrıldıkları gruplara göre şöyle isimlendirebiliriz:
Kanuni devrindeki kanun ve nizamlara dönüldüğü takdirde, ordunun düzenleneceğine inanan ve kendilerine muhafazakar diyebileceğimiz grup
Avrupa savaş usullerini ve talimlerini, "eski kanun ve nizamdır" diye kabul ettirmek isteyen, kendilerine telifçi diyebileceğimiz grup
Yeniçerilerin asla ıslah edilemeyeceğine inanarak, yeni bir askeri ordu kurulmasını savunan ve kendilerine "inkılapçılar" diyebileceğimiz grup.
Yeni bir ocağın kurulmasına karar verilmesinin en mühim sebebi, yeniçerilerin ıslah edilmesinin çok zor olmasıydı. Bu ıslahat düşüncesini benimseyen III. Selim henüz tahta çıktığı sıralarda bu düşünceyi benimsemiş olan, açık fikirli ve yenilikçi taraftar bir ekibi toplantıya çağırdı. Bu ekibin başına da Rumeli Kazaskeri İsmail Paşazade Esseyid İbrahim İsmet Bey'i getirdi.
Yayla İmamı Risalesi'ne göre, Nizam-ı Cedid programı 72 maddeden oluşmuştur. Osmanlı Devleti bu ıslahatı yaparken Fransa'dan yardım istemiş, 1796 yılında konuyla ilgili olarak top, humbara dökümcüsü, top kundağı ve tüfenkçi işçileri gelmişti. Ayrıca, bir süre sonra Fransa'dan General Menand başkanlığında ve amele başı Bamilo ilen gelen heyetle birlikte Prusya'dan da subay ve danışmanlar geldi. Bunlardan Albay Von Goetze, 1798'de III. Selim'in isteği üzerine Osmanlı kara birliklerinde incelemelerde bulundu.
Merkezi Teşkilatta Nizam-ı Cedid'in Yeri
Yeniçerilerin kuşkulandırılması, düşmanlıklarının kazanılması ve işin daha baştan bitmesi gibi mahsurlar içerdiğinden Nizam-ı Cedid ayrı bir ocak değil de Yeni Asker, Bostancı, Tüfenkçi Ocakları adıyla Bostaniyan-ı Hassa Ocağı'na bağlandı.
Nizam-ı Cedid Ordusu
III. Selim'in topladığı bir mecliste, Sultan Süleyman devrindeki düzene dönülürse işlerin kolaylaşacağı fikri taraftar bulunca, ilk önce ocağa haftalık belli düzende talim yapılması fikri sorulmuş ancak ocak ağalarından olumsuz yanıt alınmıştır. Bunu üzerine Nizam-ı Cedid ordusunun kurulmasına karar vermektedir. Yeniçerilerin tepkisini çekmemek için ise Bostancı Ocağı'na bağlı Bostancı Tüfenkçisi adı altında kurulmuştur.
İlk kışla Cezayirli Gazi Hasan Paşa'ya ait olan Levend Çiftliği'nde kurulmuş, daha sonra artan destekle beraber önce Üsküdar'da daha sonra da Üsküdar merkez olmak üzere Anadolu'da ortalar kurulmuştur. Bugünkü Selimiye Kışlası'nın temellerinin atıldığı Üsküdar Kışlası'na bağlı olan Anadolu'daki ortalar şöyleydi:Ankara Ortası, Bolu Ortası, Kayseri Ortası, Kastamonu Ortası, Kütahya Ortası, Kırşehir Ortası, Amasya Ortası, Sivas Ortası, Aydın Ortası, Çankırı Ortası, Çorum Ortası,Aksaray Ortası, Menteşe Ortası, Seydişehir Ortası, Niğde Ortası, Hamid Ortası, Manisa Ortası, İçel Ortası ve Karaman Süvari Ortası.
Bu ortaların kurulmasıyla beraber Nizam-ı Cedid Ordusu'nun mevcudu 230.000'e yaklaşmıştır. Askerler 25 yaşını geçmemiş, yiğit, asil, ve temiz ailelerden seçilir; bunlara önce usul ve erkan öğretilirdi. Ocakta her bir üye arasında kefalet sistemi geliştirilmişti; böylece firarlar engelleniyordu.