Öfkelenmeyen birini tanıyor musunuz?
Bu, pek mümkün değil. Her insan öfkelenir.
Ancak, öfkesini bastıran ve kontrol altına alamayan saldırganlaşır. Yıkım, burada başlar. Psikolog Pelin Su Uzun, öfkenin hastalık değil bir durum olduğunu belirtti.
“Öfke, saldırganlık ve şiddet geçmişten günümüze kadar insanlık tarihinin önemli bir parçası olmuştur. Son yıllarda dünyada özellikle de ülkemizde şiddet içerikli olaylarda bir artış yaşandığı görülmektedir, bunun farklı birçok sebebi olmakla birlikte öfke duygusunun sağlıklı yollarla ifade edilememesi bu nedenler arasında belki de en önemli olanıdır”
Öfkenin, bireyin kendisini engelleyen herhangi bir durum, olay veya kişiyle karşılaştığında ortaya çıkan herkes tarafından hissedilen doğal, normal ve gerekli bir duygu olduğunu ifade eden Uzun,
“Ancak öfke bir davranış değildir.
Öfkenin davranışa dönüşmüş şekli saldırganlıktır. Saldırganlık öfkenin doğru biçimde ifade edilememesinden kaynaklanır.
Kaynağı her ne olursa olsun önemli olan nokta, öfkeyi doğru biçimde ifade edebilmektir.
Öfke duygusunun bireyin kontrolü dışına çıkması durumunda saldırgan davranış ortaya çıkar.
Öfke denetlenebildiği sürece sağlıklıdır ve işe yarar. Öfke çoğu zaman insanlar için tanımlanması zor bir duygudur.
Ancak öfkenin kaynağını ve nedenlerini tanımlamak kişi için son derece önemlidir çünkü öfke kontrol edilemediğinde kişinin kendisi ve çevresi için zararlı olabilir, kişi öfkesinin kaynaklarını keşfederek öfkesini kontrol altında tutabilir ve doğru biçimde ifade edebilir.
Öfke bir problem çözme aracı değildir. Öfke duygusal bir tepkidir. İnkar edilmeyen, bastırılmayan, kabul edilen, tanınan ve doğru biçimde ifade edilen öfke sağlıklıdır hatta araştırmalar gösteriyor ki, öfke yeni öğrenmeler için motivasyon kaynağıdır” diye konuştu.
Öfkenin şiddetinin kişiye, olaya ve duruma göre değişebilmekte olduğunu kaydeden Uzun, “Öfke bireyin kendi kişisel sorunlarından kaynaklanabileceği gibi daha önceden yaşanmış üzücü, can sıkıcı veya travmatik bir olayın hatırlanması sonucu da ortaya çıkabilir. Unutulmamalıdır ki öfke uyarıcı bir işarettir. Öfke kişiyi tehditlere karşı uyarır ve kendini korumasına fırsat sağlar.
Öfke bir haklı çıkma yolu değildir.
Öfke başkalarını kontrol etme yolu değildir ve en önemlisi öfke şiddeti ve suç işlemeyi haklı kılmaz.
Öfke kontrolü ise, öfkeyi doğru ifade etmek demektir.
Bir kişinin öfkesini kontrol edemediği durumlarda fizyolojik, zihinsel ve davranışsal birtakım olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilmektedir.
Fizyolojik Tepkiler arasında Aşırı miktarda adrenalin salgılanması, Nefes almada güçlük, Kan basıncının yükselmesi, Baş ağrısı, Kas ve eklem ağrıları, terleme ve titreme, uykusuzluk, bayılma başlıcalarıdır. Zihinsel Tepkiler ise, yüksek düzeyde kaygı, performans kaybı, unutkanlık ve dikkatsizlik, motivasyon eksikliği, düşünce yapısında bozulmalardır.
Davranışsal Tepkiler, saldırganlık, kendini ifade etmede yetersiz kalma, etkili iletişim kuramama, kendine fiziksel zarar verme, konuşma bozuklukları, aşırı alkol sigara kullanımı, acelecilik, takıntılı davranışlardır” ifadelerini kaydetti.
Eğer öfkeyi kontrol etmede güçlük yaşanıyorsa psikolog veya psikolojik danışmanlardan profesyonel yardım alınabileceğini vurgulayan Uzun, “Fakat kendiniz de bir takım yöntemlerle durumu daha sağlıklı atlatabilirsiniz.
Sakin ve rahat hissettiğiniz durumları düşünerek derin derin nefes alıp vererek nefes egzersizleri ve gevşeme egzersizleri yapmaya çalışın.
Düşüncenizi mantıklı şekilde ifade ettiğinizde, kızgınlığınızın azaldığını, abartılı şekilde ifade ettiğinizde ise arttığını fark edeceksiniz. Duygularınızı doğru analiz ederek tanıyın. İnsanlar, hayal kırıklığı, engellenme, incinme gibi durumların yarattığı acıdan kaçmak için kızgınlığı kullanırlar. Fakat kızgınlık bu acının yaşanmasını ne yazık ki engellemez.
Sizi sinirlendiren olay ve kişilerden zaman zaman uzaklaşın ve mola verin. Spor yapın, spor vücudunuzda biriken enerjiyi boşaltmanıza yardımcı olacak ve gerginliğinizi azaltacaktır. Sizi öfkelendiren kişiye duygularınızı yapıcı bir şekilde ifade edin” açıklamalarında bulundu.
'Bastırılan öfke sonradan patlamaya sebep olabilir'
Uzman Klinik Psikolog Pelin Su Uzun, “Eğer öfkenizi bastırıyorsanız, ki bu sonradan patlamalar (hakaret etme, küfür etme, kavgaya girişmek vb.) şeklinde açığa çıkar ve aslında sizi rahatlatmaz ya da yok sayıyorsanız, inkar ediyorsanız sağlığınıza ve kendinize zara veriyorsunuz demektir .En önemlisi de öfkeli davranmayı, yaşam biçimi haline getirdiyseniz öfke ile baş etmede kullanılan sağlıksız yöntemler kullanıyorsunuz ve bir süre sonra vücudunuz zihniniz size dur diyecektir. Artan öfke, uygun biçimde ifade edilmediğinde yıkıcı bir duygu haline gelir, aile ve iş yaşantılarında, kişiler arası ilişkilerde sorunlar çıkarır. Öfkenin uygun yolla ifade edilmemesi, saldırganlık; kalp-damar sistemi, sindirim sistemi ve bağışıklık sistemi hastalıklarına yakalanma riskini arttırır. Kısaca öfkenizi sağlıklı yaşarsanız sizde sağlıklı kalırsınız, hem ruhen hem zihnen hem fiziken” şeklinde konuştu.
Bastırılmış öfke hakkındaki makaleyi okumak için buraya tıklamanız yeterli.
Bu, pek mümkün değil. Her insan öfkelenir.
Ancak, öfkesini bastıran ve kontrol altına alamayan saldırganlaşır. Yıkım, burada başlar. Psikolog Pelin Su Uzun, öfkenin hastalık değil bir durum olduğunu belirtti.
“Öfke, saldırganlık ve şiddet geçmişten günümüze kadar insanlık tarihinin önemli bir parçası olmuştur. Son yıllarda dünyada özellikle de ülkemizde şiddet içerikli olaylarda bir artış yaşandığı görülmektedir, bunun farklı birçok sebebi olmakla birlikte öfke duygusunun sağlıklı yollarla ifade edilememesi bu nedenler arasında belki de en önemli olanıdır”
Öfkenin, bireyin kendisini engelleyen herhangi bir durum, olay veya kişiyle karşılaştığında ortaya çıkan herkes tarafından hissedilen doğal, normal ve gerekli bir duygu olduğunu ifade eden Uzun,
“Ancak öfke bir davranış değildir.
Öfkenin davranışa dönüşmüş şekli saldırganlıktır. Saldırganlık öfkenin doğru biçimde ifade edilememesinden kaynaklanır.
Kaynağı her ne olursa olsun önemli olan nokta, öfkeyi doğru biçimde ifade edebilmektir.
Öfke duygusunun bireyin kontrolü dışına çıkması durumunda saldırgan davranış ortaya çıkar.
Öfke denetlenebildiği sürece sağlıklıdır ve işe yarar. Öfke çoğu zaman insanlar için tanımlanması zor bir duygudur.
Ancak öfkenin kaynağını ve nedenlerini tanımlamak kişi için son derece önemlidir çünkü öfke kontrol edilemediğinde kişinin kendisi ve çevresi için zararlı olabilir, kişi öfkesinin kaynaklarını keşfederek öfkesini kontrol altında tutabilir ve doğru biçimde ifade edebilir.
Öfke bir problem çözme aracı değildir. Öfke duygusal bir tepkidir. İnkar edilmeyen, bastırılmayan, kabul edilen, tanınan ve doğru biçimde ifade edilen öfke sağlıklıdır hatta araştırmalar gösteriyor ki, öfke yeni öğrenmeler için motivasyon kaynağıdır” diye konuştu.
Öfkenin şiddetinin kişiye, olaya ve duruma göre değişebilmekte olduğunu kaydeden Uzun, “Öfke bireyin kendi kişisel sorunlarından kaynaklanabileceği gibi daha önceden yaşanmış üzücü, can sıkıcı veya travmatik bir olayın hatırlanması sonucu da ortaya çıkabilir. Unutulmamalıdır ki öfke uyarıcı bir işarettir. Öfke kişiyi tehditlere karşı uyarır ve kendini korumasına fırsat sağlar.
Öfke bir haklı çıkma yolu değildir.
Öfke başkalarını kontrol etme yolu değildir ve en önemlisi öfke şiddeti ve suç işlemeyi haklı kılmaz.
Öfke kontrolü ise, öfkeyi doğru ifade etmek demektir.
Bir kişinin öfkesini kontrol edemediği durumlarda fizyolojik, zihinsel ve davranışsal birtakım olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilmektedir.
Fizyolojik Tepkiler arasında Aşırı miktarda adrenalin salgılanması, Nefes almada güçlük, Kan basıncının yükselmesi, Baş ağrısı, Kas ve eklem ağrıları, terleme ve titreme, uykusuzluk, bayılma başlıcalarıdır. Zihinsel Tepkiler ise, yüksek düzeyde kaygı, performans kaybı, unutkanlık ve dikkatsizlik, motivasyon eksikliği, düşünce yapısında bozulmalardır.
Davranışsal Tepkiler, saldırganlık, kendini ifade etmede yetersiz kalma, etkili iletişim kuramama, kendine fiziksel zarar verme, konuşma bozuklukları, aşırı alkol sigara kullanımı, acelecilik, takıntılı davranışlardır” ifadelerini kaydetti.
Eğer öfkeyi kontrol etmede güçlük yaşanıyorsa psikolog veya psikolojik danışmanlardan profesyonel yardım alınabileceğini vurgulayan Uzun, “Fakat kendiniz de bir takım yöntemlerle durumu daha sağlıklı atlatabilirsiniz.
Sakin ve rahat hissettiğiniz durumları düşünerek derin derin nefes alıp vererek nefes egzersizleri ve gevşeme egzersizleri yapmaya çalışın.
Düşüncenizi mantıklı şekilde ifade ettiğinizde, kızgınlığınızın azaldığını, abartılı şekilde ifade ettiğinizde ise arttığını fark edeceksiniz. Duygularınızı doğru analiz ederek tanıyın. İnsanlar, hayal kırıklığı, engellenme, incinme gibi durumların yarattığı acıdan kaçmak için kızgınlığı kullanırlar. Fakat kızgınlık bu acının yaşanmasını ne yazık ki engellemez.
Sizi sinirlendiren olay ve kişilerden zaman zaman uzaklaşın ve mola verin. Spor yapın, spor vücudunuzda biriken enerjiyi boşaltmanıza yardımcı olacak ve gerginliğinizi azaltacaktır. Sizi öfkelendiren kişiye duygularınızı yapıcı bir şekilde ifade edin” açıklamalarında bulundu.
'Bastırılan öfke sonradan patlamaya sebep olabilir'
Uzman Klinik Psikolog Pelin Su Uzun, “Eğer öfkenizi bastırıyorsanız, ki bu sonradan patlamalar (hakaret etme, küfür etme, kavgaya girişmek vb.) şeklinde açığa çıkar ve aslında sizi rahatlatmaz ya da yok sayıyorsanız, inkar ediyorsanız sağlığınıza ve kendinize zara veriyorsunuz demektir .En önemlisi de öfkeli davranmayı, yaşam biçimi haline getirdiyseniz öfke ile baş etmede kullanılan sağlıksız yöntemler kullanıyorsunuz ve bir süre sonra vücudunuz zihniniz size dur diyecektir. Artan öfke, uygun biçimde ifade edilmediğinde yıkıcı bir duygu haline gelir, aile ve iş yaşantılarında, kişiler arası ilişkilerde sorunlar çıkarır. Öfkenin uygun yolla ifade edilmemesi, saldırganlık; kalp-damar sistemi, sindirim sistemi ve bağışıklık sistemi hastalıklarına yakalanma riskini arttırır. Kısaca öfkenizi sağlıklı yaşarsanız sizde sağlıklı kalırsınız, hem ruhen hem zihnen hem fiziken” şeklinde konuştu.
Bastırılmış öfke hakkındaki makaleyi okumak için buraya tıklamanız yeterli.