Zaman ve Mekan’ın Efendisi Satürn iki burcu yönetir; Oğlak ve klasik astrolojiye göre Kova… Sonradan Kova’ya Uranüs’ü yakıştırmışlardır. Oğlak ise Satürn’ün has evladı olarak kalmıştır.
Bir insan, herşeyi başkalarından daha ciddiye alıyor – zaten ciddiye almayanları da anlamıyor – dünyanın yükünü sırtına vurmuş da ne kadar ağır geldiğini çaktırmak istemiyormuş gibi çatık kaşlı ve mesafeli duruyor ve bacak kadar çocukken bile, gözlerinin derinlerinde ”yaşlı biri” oturuyorsa, illaki bir yerine Oğlaklık kaçmıştır
Ayar verenleri ”Sınır Koyan” Satürn olduğu için, Oğlaklar da kendilerini bir şekilde sınırlamaya ya da onlara konulan sınırlara uymaya diğer burçlardan biraz daha fazla yatkınlık gösterirler.
Bunun nedeni daima bir hedeflerinin olmasıdır. Önüne bir hedef koyamayan Oğlak, paso depresyondadır Hedefi olan Oğlak ise tam bir seferberlik halinde… Toprak grubunun öncüsü olduğu için, daima tırmanmayı düşündüğü bir zirve ve genellikle bu zirvenin başka insanları da etkileyen bir kapsama alanı vardır.
Kendisi de bir Oğlak olan Martin Luther King bu yaklaşımı veciz bir biçimde dile getirmiştir; ”Uçamıyorsan koş, koşamıyorsan yürü, yürüyemiyorsan sürün… Ama asla yerinde sayma!”
Statü ve sorumlulukları, insanın ele güne verdiği kartviziti, şu dünyanın bize baktığı yerden ne kadar ”ehemmiyet” sahibi olduğumuzu belirleyen her bir göstergeyi simgeleyen 10’uncu ev, Oğlak’ın doğal yeri kabul edilir. Oğlaklar da ”mühim” işler yapmak ve ”yetki sahibi” olmak üzere burada olduklarına dair bir iç kabul ile yaşarlar… Ne gariptir ki hayat onları, kendilerini değil sorumluluklarını ”mühimsemeye” ve aldıkları yetkiler vesilesiyle ”hükmeden” değil ”hizmet eden” olmaya yönlendirir.
OĞLAK Olmak…
Oğlak deyince, benim aklıma hep Paulo Coelho’nun Beşinci Dağ romanındaki ”gönülsüz peygamber” teması gelir.
Açıkçası biraz sinameki olmaya yatkın bir tabiatları olduğu için, iyice olgunlaşıp tatları gelmeden peygamber kadar sevecen olmayabilirler )) Ama hemen hepsi ”Atlas Psikozu” yaşayan fanilerdir!
Sorumluluk duygusu onların insanlarla ilişkilerine temel oluşturan faktördür. Bir görev üstlendikleri zaman, arı gibi çalışır ve kendilerini hiç olmadığı kadar dinamik hissederler.
Genellikle mutfakta olmayı arzu eder ve içlerine gömülerek çalışmayı severler ama organizasyonel yeteneklerini kullanmak zorunda kalacakları durumlarla sıkça karşılaşırlar. En kıymet verdikleri şey çözüm bulmaktır! Çünki onlar genellikle karar almak zorunda kaldıkları konumlarda yaşarlar.
İnsiyatifli davranma yeteneklerinin parladığı durumlar, herkesin halinden memnun olduğu, işlerin tıkırında, hayatın tatlı, şarabın bol, kadınların neşeli, erkeklerin cömert oldukları dönemler değildir… Öyle zamanlarda, azcık kenarda kalır, ve genellikle olan bitenin içinden baş veren tehdit filizlerinin büyümesini endişeyle seyrederler. Onların sahneye çıktıkları zamanlar, herkesin paniğe kapıldığı ya da amaçlarından umudu kestiği şaşkınlık ya da yıkım anlarıdır.
Çünki Oğlaklar kaybedilen zamanın ve yaşanan yıkımın çaresinin yeniden başlamak, korkunun çaresinin ise dirayet yani ”her şeye rağmen” yapmak olduğunu gayet iyi bilirler.
Yaşamını evrenin doğasını çözümlemeye adamış ve ”herşeye rağmen” yapmaya örnek olmuş bir kişinin, Stephen Hawking‘in Oğlak olduğunu söylesem, belki daha açıklayıcı olur. Körler alfabesini bulmuş olan Louis Braille de bir Oğlaktır.
Oğlak’ın eksikliğe tahammülü yoktur. İnsani zaaflarına kendini rahatça bırakan ve kusurlu işlerin üstünü örterek yutturmaya çalışan insanları anlayamaz. Yapılan işleri ve insanları yargılamak ve her şeyin nasıl ”daha iyi” yapılabileceği hakkında bir fikir sahibi olmak, toplum içinde pek de sevilmeyen insanlar olmalarına neden olan bir Oğlak alışkanlığıdır.
Ödünsüz olmakla övünür ama bu tavrı Oğlak’ı fazlasıyla katı ve anlayışsız bir hale de getirebilir! Yargısız ve tarafsız olmayı ve onaylamadığı kişilerle de uzlaşmayı, mutlaka öğrenmesi gerekir. Aksi takdirde üstlendiği görevlere ihanet eder bir konuma düşmekle yüz yüze kalacaktır!
Zaman içerisinde bu konuda aşama kaydetseler de, insan ilişkileri Oğlakların en iyi konulardan biri değildir. Özellikle ilk gençlik yıllarını atlatana kadar sosyal açıdan cazibeli bir profil çizmeyi bir türlü beceremezler. Uzaktan bakılınca biraz anlaşılmaz ve kolay yaklaşılmaz insanlar gibi görünebilirler. Kendilerini açığa vurmayı pek istemeyen bir yapıları vardır.
Karar alırken yalnız olmayı, yöntemleri ve önceliklerini kimseyle tartışmamayı tercih ederler. Müdahale edilmek en hoşlanmadıkları şeydir. Bu nedenle, duygularını belli etmez, kendilerini görünmez bir örtü altında tutmayı tercih ederler. Özellikle de sorunlu oldukları zamanlarda kendi köşelerine çekilir ve zayıf yanlarını dışa vurmamaya çalışırlar.
Bütün bunlardan hareketle , ”sosyal kelebek’ kumaşından yapılmamış olduklarını söylemek pek yanlış olmaz Ama aslında insan ilişkilerine çok ihtiyaç duyar ve birilerinin bu hassasiyetlerini fark edip onlara üste gitmeyen, talepsiz bir şefkat göstermesini arzu ederler.
Gerçekten yakınlarına aldıkları insanlara karşı ise, son derece sahiplenici ve cömert bir tavırları vardır. ”Yapamam” sözcüğü lugatlarından silinmiş gibidir. Kendilerinden talep edilen bir şeyi yapmamak diye bir düşünce onlar için neredeyse aykırıdır. Bu nedenle, genellikle hoşlanmadıkları şeyleri bile görev duyguları yüzünden yerine getirmeye çalışırlar. Bazı Oğlakların, insanlara karşı çok kalın bir maske takınmalarının temelinde de suistimal edilme korkusu vardır. Çok fazla suistimal edilen bir Oğlak’ın da katı hatta basbayağı zalim olmaya yatkınlığı vardır…
Oğlakların maddiyatçı oldukları söylenir. Ama bu harcama tutkusundan ziyade, ellerinin altında erişebilecekleri birçok kaynak olduğunu bilmek ihtiyacındandır. Oğlak mahrumiyet içinde yükselen insanların burcudur. Bu nedenle Oğlaklar eriştikleri konumu iyi kullanmaya ve elde ettikleri kaynaklara tam anlamıyla hakim olmaya odaklanırlar.
Hoşlandıkları şeyler de, kişiliklerini yansıtır; ihtiyaçlarına uygun, dayanıklı, kalıcı, ince bir kişisel vurgu taşıyan ama abartı ve gösterişe kaçmayan ve onların son derece rafine olan haz anlayışlarına birebir oturan şeyleri severler. İstedikleri zaman kendilerini birçok şeyden mahrum bırakabilirler ama,özenle pişirilmiş yemeklerin, özellikle tatlı yiyeceklerin, güzel kokuların, ipek, kadife, doğal pamuk, deri gibi doğal dokulu malzemelerin, tercihan özel tasarımlı masif eşyalar, granit veya doğal tahta zeminlerle döşenmiş, geniş alanlı, yüksek tavanlı, ve bir biçimde göğün genişliğini görebildikleri evlerin de daima cazibesine kapılırlar.
OĞLAK ve Kariyer
Oğlaklar çözüm bulmaya odaklıdırlar. Ellerine geçen kaynakları sahiplenir ve onları yaratıcı bir biçimde kullanmayı çok önemserler. Bankerlik, yatırım danışmanlığı, haritanın diğer unsurları da destekliyorsa, cerrahlık, akademisyenlik, mühendislik temelli tasarımlar, onlar için biçilmiş kaftandır.
Elle tutulur kazanımlar üretmekten büyük keyif alırlar. Bir proje tasarlamaktan ve onun her bileşeni ile inceden inceye ilgilenmekten mutluluk duyar, yaratıcı bir sürece girdikleri zaman, yorulmak nedir bilmez ve adeta bu yoğunluktan aldıkları keyifle tazelenirler. Yaptıkları şeylerin fonksiyonalite ve estetik mükemmelliğin ideal bir bileşeni olmasını arzu ederler. Bu nedenle de ilgilendikleri konuları bütünleyen birçok bileşene hakim olmaya çalışırlar.
Sosyolog, matematikçi ve filozof gibi birçok kimliği bir arada taşıyan Auguste Comte, filozof, matematikçi ve fiizk kuramcısı Isaac Newton, politikacı, bilimadamı ve yazar kimlikleri ile tanınan Benjamin Frankin, müziğin insan gelişimi üzerindeki etkisi konusundaki araştırmaları ile de bilinen ve farklı dallarda ön plana çıkan birçok ismin eğitmeni olan manevi lider Gurdjiyef, Pulitzer ödüllü bir yazar olmasının yanısıra, sağcı politik kanadın temsilcilerinden biri ve Malabar Çiftliği olarak bilinen tarım projesinin sahibi olan Louis Bromfield, kimyager, doktor ve araştırmacı Louis Pasteur, filozof, doktor, hümanist ve müzisyen Albert Schweitzer, birden fazla alana birden ilgi duyan ve elini attığı herşeyde mükemmeli hedefleyen Oğlaklara tipik bir örnektir.
Oğlak’a duymusuz muygusuz derler ama… durgun sular derin akar! Oğlaklar arasında, eserleri kadar kült haline gelen kişilikleri ile de bilinen yazarlar vardır; ‘Ermiş” gibi kısa ancak derin içerikleri ile bilinen kitapların yazarı olan ve kitaplarında kendi illüstrasyonlarını kullanan Halil Cibran, politik etkinliği ile bilinen Nobel ödüllü şair ve yazar Rudyard Kipling, Gotik edebiyatın babası Edgar Allen Poe, altın avcılığı, çiftçilik gibi girişimleri ve politik kimliğiyle de ön plana çıkan efsanevi yazar Jack London, biyokimya profesörü olmasına karşın, uzaybilim, antropoloji, tarih, gizemcilik gibi birçok unsuru birleştiren kurgu-bilim romanları ile tanınan Isaac Asimov, yazar ve entellektüel birikimi ve akademisyen kimliği ile edebiyat dünyasında ayrı bir yer alan Umberto Eco, Gönülçelen romanı ve Zen-Budizme olan tutkusu ve münzevi yaşam tarzı ile tanınan J. D. Salinger, bilim kurgunun ilahlarından J.R. Tolkien, dünya çapında best-seller olan Japon yazar Murakami Haruki, bir devrimci ile eşcinselin hücre arkadaşlığını anlatığı eşsiz romanı ”Örümcek Kadının Öpücüğü” ile tanınan Manuel Puig, en çarpıcı örneklerdir.
Pozisyonlanmak ve hizmet ettiği amaçları gerçekleştirerek gücünü pekiştirmek Oğlak’ın iyi yaptığı bir iştir! Çin devriminin lideri Mao Tze Thung, Pakistan özgürlük mücadelesinin önderi Muhammed Ali Cinnah ve Pakistan’ın ünlü lideri Butto, İrlandalı politikacı ve filozof Edmund Burke, İtalyan Rönesansının ünlü liderlerinden Lorenzo de Medici, Mısır’ın güçlü lideri Enver Sedat, ünlü askeri lider George Marshall, ülkelerinin kaderlerinde önemli roller üstlenmiş liderlerdir.
Otoriteye saygı duymak kadar, her durumda otorite kurabilmek, otoriteyi sorgulayabilmek ve zor bir davayı güç odakları karşısında savunabilmek de Oğlak’a özgü bir yetenektir. Ünlü insan hakları savunucusu ve hukukçu Salmon Chase, Meksika Devrim lideri Venustiano Carranza, politika figürleri karşısındaki etkin tavrıyla ün salan gazeteci Christiane Amanpour, bir kadın olarak toplum içindeki pozisyonlarını dert eden ve kadının politik ve sosyal haklarını almasında etkin olan – Carrie Chapman, Alva Belmont, Emily Green, Simone de Beauvoir, Susan Sonntag gibi – birçok feminist aktivist Oğlaktır. Müzisyen kimliği kadar aktivist kişiliği ile de bilinen Joan Baez, savaş karşıtı kimliği ile tanınan Joseph Bly da birer Oğlaktırlar.
İktidarı herşeye rağmen korumaya çalışmak ve bu amaçla baskıcı olabilmek ise, Oğlak’ın gölgesidir! Siyahlara karşı baskıcı tavrı ile bilinen Güney Afrikalı politikacı P.W. Botha, Nazi lideri Herman Göring, demokrasiye geçişi desteklemiş olmasına karşın hakkında pek çok sakıncalı iddia bulunan İspanya Kralı Juan Carlos, diktatör Fulgencio Battista, ünlü organize suç lideri Al Capone, birçok politik manevraya adı karışan hırslı Madame de Pompadour, adı skandallarla anlan Richard Nixon böyle Oğlaklardır
Oğlaklar arasından ünlü yatırımcılar, tasarımcılar ve endüstri liderleri de çıkmıştır; Howard Hughes, Conrad Hilton, Charles Goodyear, William Harley, Sandford Fleming, Aristotle Onasis, Helena Rubinstein, Elizabeth Arden, Vidal Sassoon, bunlardan bir kaçıdır.
Zorluklar karşısında direnç göstermek konusundaki yetenekleri ile bilinen Oğlaklar, dünya şampiyonu boksörler çıkartmıştır )) Dünya ağır sıklet şampiyonu Muhammed Ali kadar, nefes kesen ve bitmek bilmeyen maçlarını yaptığı ezeli rakibi Fraizier, George Foreman, Roy Jones Jr. birer Oğlaktırlar. Golfçü Tiger Woods, basketbolcu Ozzie Smith gibi farklı spor dallarında ün kazanmış Oğlaklar da vardır.
Sanattan uzak insanlar olduklarını zannedenler çok yanılır. Haritasındaki bileşenler tarafından sanat yolunda yürümek için desteklenmiş olan Oğlaklar, seçtikleri alanın en iyileri arasına girerler.
Birkaç örnek size daha iyi fikir verir; Elvis Presley, Joan Baez, efsanevi trompetçi Chet Baker, Rod Stewart (evet Yükselen Terazi’nin de cazibesiyle), Janis Joplin (Yükselen Kovanın sıradışılığı ile), Dolly Parton (evettt koyuna adına veren o ”nefes kesici” ağırlıklarıyla!), Disko Kraliçesi Donna Summer, Jimmy Page, Şeytani Anti-Star Marilyn Manson, kült ingiliz popçu David Bowie, Sade, bunların en bilinenleridir.
Kamera Oğlak’ı sever. Zira kemik yapıları düzgündür… Ava Gardner, soğuk sarışın konseptinin zirvesi Marlene Dietrich, Kate Moss, Vanessa Paradise, Gary Grant, Carla Bruni, kamera ile sevişen Oğlaklara örnektir. Ama yetenekleri ve azimleri çoğu kez fiziklerinin ötesine geçer! Faye Dunaway, Diane Keaton, Anthony Hopkins, Robert Duvall, Kevin Costner, Gerard Depardieu, Ralph Fiennes, Mel Gibson, Denzel Washington, Nicholas Cage gibi uzuun bir liste verilebilir
OĞLAK ve İlişkiler
Çocukluklarının çok rahat ortamlarda geçtiği söylenemez. Genellikle sert bir ebeveyn ya da bir biçimde iletişim eksikliği ya da ihmal edilmişlik hissi yaşadıkları ailelerde büyürler. Bu da onları hayat içinde farklı deneyimler geçirip olgunlaştıkları aşamaya kadar aile kavramına karşı biraz çekimser yapabilir. Bu nedenle genellikle de geç evlenmeyi ve kendilerini toplumsal alanda var etmeyi severler. İleri yaşlara geldiklerinde ise, belirli bir süre kendi tercihleriyle uzak durdukları aile üyelerinin ihtiyaçları, birer görev olarak üstlerine kalabilir.
Popüler bir gençten ziyade, hayatın ciddiyetini erken kavrayan insanlar olmak gibi bir gelişme çizgisi gösterdikleri için, aşkı ve cinselliği akranlarından biraz daha geç tanıyabilirler. Bedenleriyle barışmak ve aşkta ne istediklerini çözümlemek için de biraz zaman harcamaları gerekecektir. Ama sonuçta bütün toprak burçları gibi, tensel yanları ağır basan insanlardır ve yaşadıkları ilişkilerde mutlaka fiziksel uyumu yakalamayı isteyecek, hatta onlar için aşkla cinsel uyumun bir hayli yakın kavramlar olduğunu düşüneceklerdir.
Öte yandan, salt cinselliğe dayalı kısa maceralar yerine, tatminkar bir alışveriş içinde oldukları düzenli partnerleri her zaman tercih ederler. Hazza çok zaman ayırmadıklarından, sadece hoşnut olmak için yaptıkları birşeyin vereceği tatmini riske atmak istemezler. Bu nedenle de, kaliteli ve belli bir süreklilik arzeden ilişkiler onlara daha iyi gelir. Partner seçiminde üzerlerine fazla gelen insanlara teslim olmak yerine, onların yavaş yavaş ısınıp kapıyı açmasını beklemeyi bilen insanları daha cazip bulabilirler. Saygı görmemek, oldu bittiye getirilmek, hazır olmadığı seçimlere sürüklenmek onları son derece tedirgin eder. Ama birlikte oldukları kişinin onların kişiliğine ve özsaygılarına zarar vermeyecek şekilde davranacağına inanırlarsa, her açıdan çok cömert ve yaratıcı bir sevgili olabilirler.
Uzun süreli ilişkilerinde, ya kendileri ne ihtiyacı olan ve biraz bağımlılığa yatkın ya da onlara bir şey katabilecek olgunlukta görünen insanlara doğru çekilirler.
Kendilerinin de dahil oldukları Toprak grubundan Boğa, onlar için ideal bir partnerdir. Herşeye karışan ve kimseyi beğenmeyen Başaklarla – niyeyse – gizli iktidar mücadelelerine girmeleri mümkündür )) Diğer Oğlaklarla ise birbirlerine saygı ve güven duysalar da – yükselen ve ay burçlarının yarattığı ekstra cazibeler olmadıkça – aşk menziline giremedikleri bilinir.
Su grubuna doğal bir zaafları vardır; Akrepler ve Balıklarla tensel, Yengeçlerle yoğun duygusal bağlar kurarlar.
Ateş grubundan kişilerle uzun ilişkiler yaşamak, haritasında Ateş yükseleni ya da en azından Ateş grubunda Ay’ı olmayan bir Oğlak için bir hayli güçtür. Ama bu aşık olmayacaklarını göstermez )) Koçlar ile meydan okumalarla dolu ama çok alevli ilişkiler yaşayabilirler. Yaylar ile aralarında anlaşılması zor bir çekim vardır. Aslanlarla birbirlerine tahammül etmeleri ise biraz daha zor olabilir.
Hava grubu ile ilişkileri ilginçtir; Eğer ortak yaşam amaçları çerçevesinde birleşebilirlerse, Terazilerle de demir ve betondan evlilikler kurabilirler. Fakat, birbirlerinden ne bekledikleri konusunda mutlaka açık olmaları gerekir. İkizler ile birbirlerinin çekim alanına bir girer bir çıkarlar )) Ne seninle ne sensiz denilen türden ilişkiler yaşamaları mümkündür. Kovalar ile ateşlenir ama prensipler üzerinde tartışmaktan sevişmeye fırsat bulamayabilirler!
Eğer, kendi kanatlarının altına giren ya da tam tersi idol haline getirip kanatlarının altına girdikleri ilk insanla evlenmeye kalkmazlarsa, evliliğin hayat planlarına ortalamaya göre daha geç bir dönemde girmesi mümkündür. Zaten erken evlenen Oğlakların da, ayrılıkla biten ya da kolay baş edilmeyecek zorluklarla yürütülen bir ilk evlilikleri olduğu sıkça görülmüştür.
Çocuklarını iyi yetiştirmek, onları ihtiyaç duyabilecekleri her türlü olanakla donatmak ister, yeteneklerinin ortaya çıkmasına destek olurlar. Kendilerine sunulmamış olan konforlu yaşam ve gelişme ortamları çocuklarına sağlamaktan zevk duyar, onları bahçelerinde büyüyen bir ağaç gibi keyifle izleyerek ve özenerek büyütmek için gayret gösterirler. Ama her çabadan olduğu gibi bundan da sonuç almayı önemsediklerini belirtmek gerekir.
Kendi doğalarının çok tersi yönde eğilimleri olan çocuklara ebeveynlik etmek de, onların gelişme planlarının bir parçasıdır! Oğlakların, yargılamadan destek olmak, disiplini hoşgörüsüzlüğe, şefkati zaafa çevirmemeyi öğrenmek için, çocuk yetişmek kadar yararlı bir deneyimleri olamaz.
Çocuklarını istedikleri gibi yoğuramadıkları için başarısızlık olarak görmek, umdukları gibi gitmeyen ebeveyn-çocuk ilişkilerinden, kendi kontrolleri altına daha rahat giren iş dünyasına kaçmak gibi kısa yolları tercih etmeleri, sadece yollarını uzatacak ve ileride göze almaları gereken sorun miktarını arttıracaktır…
OĞLAK ve Sağlık
Oğlakların cilt sorunları yaşadıkları bilinir. Egzama ve diğer döküntülü deri hastalıklarına meyillidirler. Genelde sert yüz çizgileri vardır ve alınları erken kırışır. Dişleri de kolay çürür ve bir çoğunun farkına varmadan dişlerini gıcırdatmaya yatkınlıkları vardır. Bedenlerinin pek kıymetini bilmez, fazla yorar, hoyratça kullanırlar. Çoğu kez, sinirlerine aşırı yüklenmelerinin doğal bir sonucu olan gastrit ve ülser sorunları, atlas komplekslerinin bir sonucu olan eklem romatizmaları ve yetememe endişesinin doğurduğu astım krizleri ile birlikte yaşamaları gerekir.
OĞLAK’ın Yolu
”Koşulsuz Sevgi” denilince ilk akla gelen burç Oğlak değildir )) Hatta yöneticisi duyguları temsil eden Ay olan Yengeç’in tam karşısına konumlandığı için Oğlak’ı soğuk bulan, hatta ”En Güzel Duyguların Katili” olarak görenler de vardır!
Oğlaklar, duygusal eğilimlerini kontrol altına almaları ve zaaflarına eslim olmaktan hoşlanmamaları, sevgi yerine görev anlayışını ön plana koymaları ile bilinirler. Ancak Oğlak, kendini toplum önünde güçlü kılmaya ve özel hayattaki eksikliğini iş hayatıyla gidermeye çalışırken, evren de onu adeta hizmet temelli yakın ilişkilere doğru çeker gibidir.
Bekledikleri sevgiyi bulmak yerine, ”rağmen-sevmek” zorunda kalır, şefkat duymayı ve göstermeyi kabul etmek konusunda önemli deneyimler yaşarlar.
Manevi hayat ilk gençlik yıllarında çok üzerinde düşünmedikleri ve sadece genel geçer pratiklerle uyguladıkları birşey olabilir. Ama yıllar geçtikçe, hayat onlara inançlarını pekiştirmeyi öğretecek ve inandıklarını hayata geçirmek gereğini hatırlatacaktır…
Değer verdiği her şeyi yürünebilir bir yol, elle tutulabilir bir hizmet, kullanılabilir bir yapı haline getirmek, Oğlak için kaçınılmaz bir ihtiyaçtır! Bu eğilimini iman ile bütünleştirdiğinde ve asıl hedefi ”merkezi memnun etmek” olduğunda, içindeki sevecenliği ve ışığı açığa çıkartabilir. Hep biraz melankolik olan ve arayışı bir türlü bitmek bilmeyen Oğlak, hayat amacını ve gerçek doyumu ancak SAHİP’ini bulunca bulacaktır…
60’ların ruhunu en özü bozulmamış şekilde temsil eden ve üzerine yıllar boyunca yeni katlar inşa edilecek toplumsal kazanımların temelini atan büyük bir hareketi başlatan Dr. Martin Luther King, imanı kendisine rehber eden ve tevazuyu kaybetmeden üstlendiği yol göstericiliği, hayatını adadığı bir hizmete çeviren Oğlaklara en iyi örnektir!
ALINTIDIR.
Bir insan, herşeyi başkalarından daha ciddiye alıyor – zaten ciddiye almayanları da anlamıyor – dünyanın yükünü sırtına vurmuş da ne kadar ağır geldiğini çaktırmak istemiyormuş gibi çatık kaşlı ve mesafeli duruyor ve bacak kadar çocukken bile, gözlerinin derinlerinde ”yaşlı biri” oturuyorsa, illaki bir yerine Oğlaklık kaçmıştır
Ayar verenleri ”Sınır Koyan” Satürn olduğu için, Oğlaklar da kendilerini bir şekilde sınırlamaya ya da onlara konulan sınırlara uymaya diğer burçlardan biraz daha fazla yatkınlık gösterirler.
Bunun nedeni daima bir hedeflerinin olmasıdır. Önüne bir hedef koyamayan Oğlak, paso depresyondadır Hedefi olan Oğlak ise tam bir seferberlik halinde… Toprak grubunun öncüsü olduğu için, daima tırmanmayı düşündüğü bir zirve ve genellikle bu zirvenin başka insanları da etkileyen bir kapsama alanı vardır.
Kendisi de bir Oğlak olan Martin Luther King bu yaklaşımı veciz bir biçimde dile getirmiştir; ”Uçamıyorsan koş, koşamıyorsan yürü, yürüyemiyorsan sürün… Ama asla yerinde sayma!”
Statü ve sorumlulukları, insanın ele güne verdiği kartviziti, şu dünyanın bize baktığı yerden ne kadar ”ehemmiyet” sahibi olduğumuzu belirleyen her bir göstergeyi simgeleyen 10’uncu ev, Oğlak’ın doğal yeri kabul edilir. Oğlaklar da ”mühim” işler yapmak ve ”yetki sahibi” olmak üzere burada olduklarına dair bir iç kabul ile yaşarlar… Ne gariptir ki hayat onları, kendilerini değil sorumluluklarını ”mühimsemeye” ve aldıkları yetkiler vesilesiyle ”hükmeden” değil ”hizmet eden” olmaya yönlendirir.
OĞLAK Olmak…
Oğlak deyince, benim aklıma hep Paulo Coelho’nun Beşinci Dağ romanındaki ”gönülsüz peygamber” teması gelir.
Açıkçası biraz sinameki olmaya yatkın bir tabiatları olduğu için, iyice olgunlaşıp tatları gelmeden peygamber kadar sevecen olmayabilirler )) Ama hemen hepsi ”Atlas Psikozu” yaşayan fanilerdir!
Sorumluluk duygusu onların insanlarla ilişkilerine temel oluşturan faktördür. Bir görev üstlendikleri zaman, arı gibi çalışır ve kendilerini hiç olmadığı kadar dinamik hissederler.
Genellikle mutfakta olmayı arzu eder ve içlerine gömülerek çalışmayı severler ama organizasyonel yeteneklerini kullanmak zorunda kalacakları durumlarla sıkça karşılaşırlar. En kıymet verdikleri şey çözüm bulmaktır! Çünki onlar genellikle karar almak zorunda kaldıkları konumlarda yaşarlar.
İnsiyatifli davranma yeteneklerinin parladığı durumlar, herkesin halinden memnun olduğu, işlerin tıkırında, hayatın tatlı, şarabın bol, kadınların neşeli, erkeklerin cömert oldukları dönemler değildir… Öyle zamanlarda, azcık kenarda kalır, ve genellikle olan bitenin içinden baş veren tehdit filizlerinin büyümesini endişeyle seyrederler. Onların sahneye çıktıkları zamanlar, herkesin paniğe kapıldığı ya da amaçlarından umudu kestiği şaşkınlık ya da yıkım anlarıdır.
Çünki Oğlaklar kaybedilen zamanın ve yaşanan yıkımın çaresinin yeniden başlamak, korkunun çaresinin ise dirayet yani ”her şeye rağmen” yapmak olduğunu gayet iyi bilirler.
Yaşamını evrenin doğasını çözümlemeye adamış ve ”herşeye rağmen” yapmaya örnek olmuş bir kişinin, Stephen Hawking‘in Oğlak olduğunu söylesem, belki daha açıklayıcı olur. Körler alfabesini bulmuş olan Louis Braille de bir Oğlaktır.
Oğlak’ın eksikliğe tahammülü yoktur. İnsani zaaflarına kendini rahatça bırakan ve kusurlu işlerin üstünü örterek yutturmaya çalışan insanları anlayamaz. Yapılan işleri ve insanları yargılamak ve her şeyin nasıl ”daha iyi” yapılabileceği hakkında bir fikir sahibi olmak, toplum içinde pek de sevilmeyen insanlar olmalarına neden olan bir Oğlak alışkanlığıdır.
Ödünsüz olmakla övünür ama bu tavrı Oğlak’ı fazlasıyla katı ve anlayışsız bir hale de getirebilir! Yargısız ve tarafsız olmayı ve onaylamadığı kişilerle de uzlaşmayı, mutlaka öğrenmesi gerekir. Aksi takdirde üstlendiği görevlere ihanet eder bir konuma düşmekle yüz yüze kalacaktır!
Zaman içerisinde bu konuda aşama kaydetseler de, insan ilişkileri Oğlakların en iyi konulardan biri değildir. Özellikle ilk gençlik yıllarını atlatana kadar sosyal açıdan cazibeli bir profil çizmeyi bir türlü beceremezler. Uzaktan bakılınca biraz anlaşılmaz ve kolay yaklaşılmaz insanlar gibi görünebilirler. Kendilerini açığa vurmayı pek istemeyen bir yapıları vardır.
Karar alırken yalnız olmayı, yöntemleri ve önceliklerini kimseyle tartışmamayı tercih ederler. Müdahale edilmek en hoşlanmadıkları şeydir. Bu nedenle, duygularını belli etmez, kendilerini görünmez bir örtü altında tutmayı tercih ederler. Özellikle de sorunlu oldukları zamanlarda kendi köşelerine çekilir ve zayıf yanlarını dışa vurmamaya çalışırlar.
Bütün bunlardan hareketle , ”sosyal kelebek’ kumaşından yapılmamış olduklarını söylemek pek yanlış olmaz Ama aslında insan ilişkilerine çok ihtiyaç duyar ve birilerinin bu hassasiyetlerini fark edip onlara üste gitmeyen, talepsiz bir şefkat göstermesini arzu ederler.
Gerçekten yakınlarına aldıkları insanlara karşı ise, son derece sahiplenici ve cömert bir tavırları vardır. ”Yapamam” sözcüğü lugatlarından silinmiş gibidir. Kendilerinden talep edilen bir şeyi yapmamak diye bir düşünce onlar için neredeyse aykırıdır. Bu nedenle, genellikle hoşlanmadıkları şeyleri bile görev duyguları yüzünden yerine getirmeye çalışırlar. Bazı Oğlakların, insanlara karşı çok kalın bir maske takınmalarının temelinde de suistimal edilme korkusu vardır. Çok fazla suistimal edilen bir Oğlak’ın da katı hatta basbayağı zalim olmaya yatkınlığı vardır…
Oğlakların maddiyatçı oldukları söylenir. Ama bu harcama tutkusundan ziyade, ellerinin altında erişebilecekleri birçok kaynak olduğunu bilmek ihtiyacındandır. Oğlak mahrumiyet içinde yükselen insanların burcudur. Bu nedenle Oğlaklar eriştikleri konumu iyi kullanmaya ve elde ettikleri kaynaklara tam anlamıyla hakim olmaya odaklanırlar.
Hoşlandıkları şeyler de, kişiliklerini yansıtır; ihtiyaçlarına uygun, dayanıklı, kalıcı, ince bir kişisel vurgu taşıyan ama abartı ve gösterişe kaçmayan ve onların son derece rafine olan haz anlayışlarına birebir oturan şeyleri severler. İstedikleri zaman kendilerini birçok şeyden mahrum bırakabilirler ama,özenle pişirilmiş yemeklerin, özellikle tatlı yiyeceklerin, güzel kokuların, ipek, kadife, doğal pamuk, deri gibi doğal dokulu malzemelerin, tercihan özel tasarımlı masif eşyalar, granit veya doğal tahta zeminlerle döşenmiş, geniş alanlı, yüksek tavanlı, ve bir biçimde göğün genişliğini görebildikleri evlerin de daima cazibesine kapılırlar.
OĞLAK ve Kariyer
Oğlaklar çözüm bulmaya odaklıdırlar. Ellerine geçen kaynakları sahiplenir ve onları yaratıcı bir biçimde kullanmayı çok önemserler. Bankerlik, yatırım danışmanlığı, haritanın diğer unsurları da destekliyorsa, cerrahlık, akademisyenlik, mühendislik temelli tasarımlar, onlar için biçilmiş kaftandır.
Elle tutulur kazanımlar üretmekten büyük keyif alırlar. Bir proje tasarlamaktan ve onun her bileşeni ile inceden inceye ilgilenmekten mutluluk duyar, yaratıcı bir sürece girdikleri zaman, yorulmak nedir bilmez ve adeta bu yoğunluktan aldıkları keyifle tazelenirler. Yaptıkları şeylerin fonksiyonalite ve estetik mükemmelliğin ideal bir bileşeni olmasını arzu ederler. Bu nedenle de ilgilendikleri konuları bütünleyen birçok bileşene hakim olmaya çalışırlar.
Sosyolog, matematikçi ve filozof gibi birçok kimliği bir arada taşıyan Auguste Comte, filozof, matematikçi ve fiizk kuramcısı Isaac Newton, politikacı, bilimadamı ve yazar kimlikleri ile tanınan Benjamin Frankin, müziğin insan gelişimi üzerindeki etkisi konusundaki araştırmaları ile de bilinen ve farklı dallarda ön plana çıkan birçok ismin eğitmeni olan manevi lider Gurdjiyef, Pulitzer ödüllü bir yazar olmasının yanısıra, sağcı politik kanadın temsilcilerinden biri ve Malabar Çiftliği olarak bilinen tarım projesinin sahibi olan Louis Bromfield, kimyager, doktor ve araştırmacı Louis Pasteur, filozof, doktor, hümanist ve müzisyen Albert Schweitzer, birden fazla alana birden ilgi duyan ve elini attığı herşeyde mükemmeli hedefleyen Oğlaklara tipik bir örnektir.
Oğlak’a duymusuz muygusuz derler ama… durgun sular derin akar! Oğlaklar arasında, eserleri kadar kült haline gelen kişilikleri ile de bilinen yazarlar vardır; ‘Ermiş” gibi kısa ancak derin içerikleri ile bilinen kitapların yazarı olan ve kitaplarında kendi illüstrasyonlarını kullanan Halil Cibran, politik etkinliği ile bilinen Nobel ödüllü şair ve yazar Rudyard Kipling, Gotik edebiyatın babası Edgar Allen Poe, altın avcılığı, çiftçilik gibi girişimleri ve politik kimliğiyle de ön plana çıkan efsanevi yazar Jack London, biyokimya profesörü olmasına karşın, uzaybilim, antropoloji, tarih, gizemcilik gibi birçok unsuru birleştiren kurgu-bilim romanları ile tanınan Isaac Asimov, yazar ve entellektüel birikimi ve akademisyen kimliği ile edebiyat dünyasında ayrı bir yer alan Umberto Eco, Gönülçelen romanı ve Zen-Budizme olan tutkusu ve münzevi yaşam tarzı ile tanınan J. D. Salinger, bilim kurgunun ilahlarından J.R. Tolkien, dünya çapında best-seller olan Japon yazar Murakami Haruki, bir devrimci ile eşcinselin hücre arkadaşlığını anlatığı eşsiz romanı ”Örümcek Kadının Öpücüğü” ile tanınan Manuel Puig, en çarpıcı örneklerdir.
Pozisyonlanmak ve hizmet ettiği amaçları gerçekleştirerek gücünü pekiştirmek Oğlak’ın iyi yaptığı bir iştir! Çin devriminin lideri Mao Tze Thung, Pakistan özgürlük mücadelesinin önderi Muhammed Ali Cinnah ve Pakistan’ın ünlü lideri Butto, İrlandalı politikacı ve filozof Edmund Burke, İtalyan Rönesansının ünlü liderlerinden Lorenzo de Medici, Mısır’ın güçlü lideri Enver Sedat, ünlü askeri lider George Marshall, ülkelerinin kaderlerinde önemli roller üstlenmiş liderlerdir.
Otoriteye saygı duymak kadar, her durumda otorite kurabilmek, otoriteyi sorgulayabilmek ve zor bir davayı güç odakları karşısında savunabilmek de Oğlak’a özgü bir yetenektir. Ünlü insan hakları savunucusu ve hukukçu Salmon Chase, Meksika Devrim lideri Venustiano Carranza, politika figürleri karşısındaki etkin tavrıyla ün salan gazeteci Christiane Amanpour, bir kadın olarak toplum içindeki pozisyonlarını dert eden ve kadının politik ve sosyal haklarını almasında etkin olan – Carrie Chapman, Alva Belmont, Emily Green, Simone de Beauvoir, Susan Sonntag gibi – birçok feminist aktivist Oğlaktır. Müzisyen kimliği kadar aktivist kişiliği ile de bilinen Joan Baez, savaş karşıtı kimliği ile tanınan Joseph Bly da birer Oğlaktırlar.
İktidarı herşeye rağmen korumaya çalışmak ve bu amaçla baskıcı olabilmek ise, Oğlak’ın gölgesidir! Siyahlara karşı baskıcı tavrı ile bilinen Güney Afrikalı politikacı P.W. Botha, Nazi lideri Herman Göring, demokrasiye geçişi desteklemiş olmasına karşın hakkında pek çok sakıncalı iddia bulunan İspanya Kralı Juan Carlos, diktatör Fulgencio Battista, ünlü organize suç lideri Al Capone, birçok politik manevraya adı karışan hırslı Madame de Pompadour, adı skandallarla anlan Richard Nixon böyle Oğlaklardır
Oğlaklar arasından ünlü yatırımcılar, tasarımcılar ve endüstri liderleri de çıkmıştır; Howard Hughes, Conrad Hilton, Charles Goodyear, William Harley, Sandford Fleming, Aristotle Onasis, Helena Rubinstein, Elizabeth Arden, Vidal Sassoon, bunlardan bir kaçıdır.
Zorluklar karşısında direnç göstermek konusundaki yetenekleri ile bilinen Oğlaklar, dünya şampiyonu boksörler çıkartmıştır )) Dünya ağır sıklet şampiyonu Muhammed Ali kadar, nefes kesen ve bitmek bilmeyen maçlarını yaptığı ezeli rakibi Fraizier, George Foreman, Roy Jones Jr. birer Oğlaktırlar. Golfçü Tiger Woods, basketbolcu Ozzie Smith gibi farklı spor dallarında ün kazanmış Oğlaklar da vardır.
Sanattan uzak insanlar olduklarını zannedenler çok yanılır. Haritasındaki bileşenler tarafından sanat yolunda yürümek için desteklenmiş olan Oğlaklar, seçtikleri alanın en iyileri arasına girerler.
Birkaç örnek size daha iyi fikir verir; Elvis Presley, Joan Baez, efsanevi trompetçi Chet Baker, Rod Stewart (evet Yükselen Terazi’nin de cazibesiyle), Janis Joplin (Yükselen Kovanın sıradışılığı ile), Dolly Parton (evettt koyuna adına veren o ”nefes kesici” ağırlıklarıyla!), Disko Kraliçesi Donna Summer, Jimmy Page, Şeytani Anti-Star Marilyn Manson, kült ingiliz popçu David Bowie, Sade, bunların en bilinenleridir.
Kamera Oğlak’ı sever. Zira kemik yapıları düzgündür… Ava Gardner, soğuk sarışın konseptinin zirvesi Marlene Dietrich, Kate Moss, Vanessa Paradise, Gary Grant, Carla Bruni, kamera ile sevişen Oğlaklara örnektir. Ama yetenekleri ve azimleri çoğu kez fiziklerinin ötesine geçer! Faye Dunaway, Diane Keaton, Anthony Hopkins, Robert Duvall, Kevin Costner, Gerard Depardieu, Ralph Fiennes, Mel Gibson, Denzel Washington, Nicholas Cage gibi uzuun bir liste verilebilir
OĞLAK ve İlişkiler
Çocukluklarının çok rahat ortamlarda geçtiği söylenemez. Genellikle sert bir ebeveyn ya da bir biçimde iletişim eksikliği ya da ihmal edilmişlik hissi yaşadıkları ailelerde büyürler. Bu da onları hayat içinde farklı deneyimler geçirip olgunlaştıkları aşamaya kadar aile kavramına karşı biraz çekimser yapabilir. Bu nedenle genellikle de geç evlenmeyi ve kendilerini toplumsal alanda var etmeyi severler. İleri yaşlara geldiklerinde ise, belirli bir süre kendi tercihleriyle uzak durdukları aile üyelerinin ihtiyaçları, birer görev olarak üstlerine kalabilir.
Popüler bir gençten ziyade, hayatın ciddiyetini erken kavrayan insanlar olmak gibi bir gelişme çizgisi gösterdikleri için, aşkı ve cinselliği akranlarından biraz daha geç tanıyabilirler. Bedenleriyle barışmak ve aşkta ne istediklerini çözümlemek için de biraz zaman harcamaları gerekecektir. Ama sonuçta bütün toprak burçları gibi, tensel yanları ağır basan insanlardır ve yaşadıkları ilişkilerde mutlaka fiziksel uyumu yakalamayı isteyecek, hatta onlar için aşkla cinsel uyumun bir hayli yakın kavramlar olduğunu düşüneceklerdir.
Öte yandan, salt cinselliğe dayalı kısa maceralar yerine, tatminkar bir alışveriş içinde oldukları düzenli partnerleri her zaman tercih ederler. Hazza çok zaman ayırmadıklarından, sadece hoşnut olmak için yaptıkları birşeyin vereceği tatmini riske atmak istemezler. Bu nedenle de, kaliteli ve belli bir süreklilik arzeden ilişkiler onlara daha iyi gelir. Partner seçiminde üzerlerine fazla gelen insanlara teslim olmak yerine, onların yavaş yavaş ısınıp kapıyı açmasını beklemeyi bilen insanları daha cazip bulabilirler. Saygı görmemek, oldu bittiye getirilmek, hazır olmadığı seçimlere sürüklenmek onları son derece tedirgin eder. Ama birlikte oldukları kişinin onların kişiliğine ve özsaygılarına zarar vermeyecek şekilde davranacağına inanırlarsa, her açıdan çok cömert ve yaratıcı bir sevgili olabilirler.
Uzun süreli ilişkilerinde, ya kendileri ne ihtiyacı olan ve biraz bağımlılığa yatkın ya da onlara bir şey katabilecek olgunlukta görünen insanlara doğru çekilirler.
Kendilerinin de dahil oldukları Toprak grubundan Boğa, onlar için ideal bir partnerdir. Herşeye karışan ve kimseyi beğenmeyen Başaklarla – niyeyse – gizli iktidar mücadelelerine girmeleri mümkündür )) Diğer Oğlaklarla ise birbirlerine saygı ve güven duysalar da – yükselen ve ay burçlarının yarattığı ekstra cazibeler olmadıkça – aşk menziline giremedikleri bilinir.
Su grubuna doğal bir zaafları vardır; Akrepler ve Balıklarla tensel, Yengeçlerle yoğun duygusal bağlar kurarlar.
Ateş grubundan kişilerle uzun ilişkiler yaşamak, haritasında Ateş yükseleni ya da en azından Ateş grubunda Ay’ı olmayan bir Oğlak için bir hayli güçtür. Ama bu aşık olmayacaklarını göstermez )) Koçlar ile meydan okumalarla dolu ama çok alevli ilişkiler yaşayabilirler. Yaylar ile aralarında anlaşılması zor bir çekim vardır. Aslanlarla birbirlerine tahammül etmeleri ise biraz daha zor olabilir.
Hava grubu ile ilişkileri ilginçtir; Eğer ortak yaşam amaçları çerçevesinde birleşebilirlerse, Terazilerle de demir ve betondan evlilikler kurabilirler. Fakat, birbirlerinden ne bekledikleri konusunda mutlaka açık olmaları gerekir. İkizler ile birbirlerinin çekim alanına bir girer bir çıkarlar )) Ne seninle ne sensiz denilen türden ilişkiler yaşamaları mümkündür. Kovalar ile ateşlenir ama prensipler üzerinde tartışmaktan sevişmeye fırsat bulamayabilirler!
Eğer, kendi kanatlarının altına giren ya da tam tersi idol haline getirip kanatlarının altına girdikleri ilk insanla evlenmeye kalkmazlarsa, evliliğin hayat planlarına ortalamaya göre daha geç bir dönemde girmesi mümkündür. Zaten erken evlenen Oğlakların da, ayrılıkla biten ya da kolay baş edilmeyecek zorluklarla yürütülen bir ilk evlilikleri olduğu sıkça görülmüştür.
Çocuklarını iyi yetiştirmek, onları ihtiyaç duyabilecekleri her türlü olanakla donatmak ister, yeteneklerinin ortaya çıkmasına destek olurlar. Kendilerine sunulmamış olan konforlu yaşam ve gelişme ortamları çocuklarına sağlamaktan zevk duyar, onları bahçelerinde büyüyen bir ağaç gibi keyifle izleyerek ve özenerek büyütmek için gayret gösterirler. Ama her çabadan olduğu gibi bundan da sonuç almayı önemsediklerini belirtmek gerekir.
Kendi doğalarının çok tersi yönde eğilimleri olan çocuklara ebeveynlik etmek de, onların gelişme planlarının bir parçasıdır! Oğlakların, yargılamadan destek olmak, disiplini hoşgörüsüzlüğe, şefkati zaafa çevirmemeyi öğrenmek için, çocuk yetişmek kadar yararlı bir deneyimleri olamaz.
Çocuklarını istedikleri gibi yoğuramadıkları için başarısızlık olarak görmek, umdukları gibi gitmeyen ebeveyn-çocuk ilişkilerinden, kendi kontrolleri altına daha rahat giren iş dünyasına kaçmak gibi kısa yolları tercih etmeleri, sadece yollarını uzatacak ve ileride göze almaları gereken sorun miktarını arttıracaktır…
OĞLAK ve Sağlık
Oğlakların cilt sorunları yaşadıkları bilinir. Egzama ve diğer döküntülü deri hastalıklarına meyillidirler. Genelde sert yüz çizgileri vardır ve alınları erken kırışır. Dişleri de kolay çürür ve bir çoğunun farkına varmadan dişlerini gıcırdatmaya yatkınlıkları vardır. Bedenlerinin pek kıymetini bilmez, fazla yorar, hoyratça kullanırlar. Çoğu kez, sinirlerine aşırı yüklenmelerinin doğal bir sonucu olan gastrit ve ülser sorunları, atlas komplekslerinin bir sonucu olan eklem romatizmaları ve yetememe endişesinin doğurduğu astım krizleri ile birlikte yaşamaları gerekir.
OĞLAK’ın Yolu
”Koşulsuz Sevgi” denilince ilk akla gelen burç Oğlak değildir )) Hatta yöneticisi duyguları temsil eden Ay olan Yengeç’in tam karşısına konumlandığı için Oğlak’ı soğuk bulan, hatta ”En Güzel Duyguların Katili” olarak görenler de vardır!
Oğlaklar, duygusal eğilimlerini kontrol altına almaları ve zaaflarına eslim olmaktan hoşlanmamaları, sevgi yerine görev anlayışını ön plana koymaları ile bilinirler. Ancak Oğlak, kendini toplum önünde güçlü kılmaya ve özel hayattaki eksikliğini iş hayatıyla gidermeye çalışırken, evren de onu adeta hizmet temelli yakın ilişkilere doğru çeker gibidir.
Bekledikleri sevgiyi bulmak yerine, ”rağmen-sevmek” zorunda kalır, şefkat duymayı ve göstermeyi kabul etmek konusunda önemli deneyimler yaşarlar.
Manevi hayat ilk gençlik yıllarında çok üzerinde düşünmedikleri ve sadece genel geçer pratiklerle uyguladıkları birşey olabilir. Ama yıllar geçtikçe, hayat onlara inançlarını pekiştirmeyi öğretecek ve inandıklarını hayata geçirmek gereğini hatırlatacaktır…
Değer verdiği her şeyi yürünebilir bir yol, elle tutulabilir bir hizmet, kullanılabilir bir yapı haline getirmek, Oğlak için kaçınılmaz bir ihtiyaçtır! Bu eğilimini iman ile bütünleştirdiğinde ve asıl hedefi ”merkezi memnun etmek” olduğunda, içindeki sevecenliği ve ışığı açığa çıkartabilir. Hep biraz melankolik olan ve arayışı bir türlü bitmek bilmeyen Oğlak, hayat amacını ve gerçek doyumu ancak SAHİP’ini bulunca bulacaktır…
60’ların ruhunu en özü bozulmamış şekilde temsil eden ve üzerine yıllar boyunca yeni katlar inşa edilecek toplumsal kazanımların temelini atan büyük bir hareketi başlatan Dr. Martin Luther King, imanı kendisine rehber eden ve tevazuyu kaybetmeden üstlendiği yol göstericiliği, hayatını adadığı bir hizmete çeviren Oğlaklara en iyi örnektir!
ALINTIDIR.