ÖĞRETMENLER GÜNÜ

DELİBALTA Muharrem

Öyle bir geçer zaman ki!
V.I.P
%C3%B6%C4%9Fretmenler-g%C3%BCn%C3%BC-2015.webpŞimdi telefonumun ucundan, neler yaşadığını merak ediyorum diyen öğretmenime, hangi düellodan sağ çıktığımı söyleseydim acaba ?
Mağrurdu kartallar gibi. Özlediğimiz annelerimizin silueti gibiydi.
Karşılıklı bir hafıza gösterisin deydik. Ben onun not defterinde, o benim gönül defterimde yazılıydı. Her türlü sıcaklığa gönlümüzü açık tuttuğumuz içindir ki yaşamın gözlemcisi idik. Mancınıkla savrulan hayallerimin okunda, hiç bir şeyi unutmamıştım. Filmi başa sarsam, herkesi teker teker aynı role oturturdum.
Hatıralar tarlasında kısa bir tur attım. Yüreğim deki o ilk arkadaşlıklara, hasret akşamlarıma taşındım. İlkokul yıllarımda saçlarımda gezinen hüzünlerin, bugün bile beni terk etmediğini hatırladım. Marşlar söylerdik (Türklerin gemisi kırmızı direkli, içindeki askerler arslan yürekli... ) Yazılarında isyankar bir tavır görüyorum. Aman dikkat et, canını yakmasınlar dedi. İçimdeki ayaklanmanın geciktiğini anlattım ona. Soyunduğum kavganın meslek icabı olduğu kadar, ayrıntıların, aslında büyük sorunları yarattığını söyleyemedim.
Her çiçek kendine açardı oysa. Ne bilsin öğretmenim, içimden geçen nehirleri. Saçlarımın arasında gezinen tek kişilik orduları. Bir ben bilirdim...
İlkokul çağımda saçımı kontrol ederlerdi de, içimden geçeni merak etmezlerdi. Pazartesi günleri saç kontrolü vardı okulda. Oysa ben pazar günleri top koşturmaktan berbere gidecek zamanı bulamazdım.
Öyle bir pazar akşamı, aynadaki yüzüme baktım, öğretmenlerimin dediği gibi, papaz gibi olmuştum.
Keşfedilmemiş bir yanımı buldum çocuk aklımla. Makası aldım, saçlarımın arasına daldım. Yollarıma mayın döşeyen pazartesi muhafızlarının arasından, bir yolunu bulup sıvışacağımı düşündüm de güldüm safça.
Her yenilgi de bile bir çıkış yolu arıyor insan. Çocuk aklı işte, en kolay yenilen en çok direnen...
Pazartesi sabahlarım kontrollerle kuşatılırken, içimde inşa edilen korku tünellerini bugün öğrense neye yarardı. Öğretmenim...İçimde açılan hatıraların üstünü örtmeyi ne çok isterdim oysa. Tekme attığım gazoz kapaklarını, çözülmüş dizlerimin bağını. Uzaklarda bir evde, annesinin koynunda uyuklayan çocukları hayal ettiğim geceleri. Bir telefonla geçmişimin filmini başa sarmıştım ama, eskisi gibi değildim artık. ( Ayağını cam kesen çıplak ayaklı çocuk içimde bir yerde oturuyordu ) Ama korku tünellerimin çıkışı vardı artık.
Alaca kaçışları biliyordum. Uçurtmaların arkasından koşarken, uçurumlara düşmeyi çoktan bırakmıştım.
Hala içimde bir şeyler kanıyordu. Başa sardığım filmin figüranları, yine bir yangının içine çekmek istiyorlardı beni.
Yandım ama tütmedim...

( Canım öğretmenim, öğretmenlerim, gününüz kutlu olsun. EMİ. )
 
Son düzenleme:
Geri
Top