Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Güncel
Kişisel Gelişim
Meslekler
ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ VE ÖZELLİKLERİ
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="YoRuMSuZ" data-source="post: 874479" data-attributes="member: 1"><p><strong>Öğretmenlerin Rolleri</strong></p><p>Rol, toplumda belirli bir statüde bulunan bir bireyden göstermesi beklenen davranışlar seti olarak tanımlanmaktadır. Bir öğretmenin okul içinde çeşitli rolleri söz konusudur Bunlardan bir kısmı psikolojik roller diye adlandırılır. Psikolojik rollerin oynanması öğretmenin mesleki yeterliği, kişilik özelliği ile sınıftaki öğrencilerin durumuna göre farklılık gösterebilir. İyi bir öğretmenin söz konusu bu rolleri etkin bir biçimde yerine getirmesi beklenir. Bir rolün iyi oynanması, o rolü oynayacak kişinin, o rolü gereklerine uygun olarak yetiştirilmesiyle olanaklıdır.Öğretmene yüklenen roller, karşılaşılan sorunlara, kültürlere, toplumlara, zamana, koşullara, yetiştirilecek insan modeline göre değişebilmesine karşın öğretmenlik mesleği ile ilgili kaynaklarda öğretmene yüklenen bazı roller aşağıda kısaca açıklanmıştır.</p><p></p><p>a) <strong>Temsilcilik:</strong> Temsil işlevi öğretmenin dışa yansıyan en önemli işlevidir. Temsil işlevi, öğretmenin dışa açılmasını, okulunu çevrenin şartlarına uygun biçimde yönetmesini ve dış ilişkilerinin düzenli, etkili ve verimli bir şekilde gerçekleşmesini sağlar. Öğretmen içinde yer aldığı, üyesi olduğu öğretmen grubunu ve topluluğunu temsil eden kişidir. Davranışlarıyla, hareketleriyle, giyim-kuşamıyla hem bireysel olarak kendini hem de öğretmen olarak mesleği temsil etmektedir. Öğretmen olumlu ve özellikle de olumsuz olarak yaptıklarından hem kendisine hem de topluma karşı sorumluluk taşır.</p><p></p><p>b) <strong>Liderlik/başkanlık:</strong> Yönetme, aynı zamanda, liderlik ve rehberlik etme demektir. Liderlik, yönetim ve yöneticiliğin sanat yönünü oluşturan ve daha çok doğuştan geldiğine inanılan bir fonksiyondur. Liderlik, örgütün amaçlarını gerçekleştirmek için, bireyleri güdüleme, etkileme ve hedefe yöneltme sanatıdır. Lider, başkalarını etkileme gücü olan kişidir; yoksa, olağanüstü gücü olan kişi değildir.</p><p></p><p>Öğretmen, gerek içinde yer aldığı öğretmen grubunda gerekse birlikte olduğu öğrenci grubu içinde bir liderlik rolü üstlenmek durumundadır. Bu liderlik bazen geleneksel olabileceği gibi çoğu zaman da demokratik bir yapıda olabilir. Öğretmen, lider olarak sorumlu olduğu sınıfı, okulu ve hizmet verdiği çevre ve toplumu yönlendirmek ve aydınlatmakla da görevlidir.</p><p></p><p>c) <strong>Öğreticilik:</strong> Öğretmen, uzmanlık alanıyla ilgili bilgileri aktaran kişidir. Sınıfındaki öğrencilerin hepsinin aynı seviyede ve düzeyde öğrenemeyeceğini bildiği için her öğrencinin en etkili biçimde öğrenebileceği yolu tespit ederek ona göre plan ve program yapar. Bununla birlikte, iletişim ve etkileşimde bulunduğu öğrenci velisi, diğer öğretmenler ya da toplumda karşılaştığı diğer kişilerle de ilişkilerinde hep öğretici, bilgi yayıcı konumunu devam ettirir.</p><p></p><p>d) <strong>Arabuluculuk:</strong> En az iki kişinin birlikte çalıştığı örgütlerde anlaşmazlıklar, çıkar çatışmaları ya da yanlış anlaşılmadan kaynaklanan problemler olacaktır. Hele bu örgüt okul gibi çok sayıda kişi ve grupların ilgi alanı içinde olursa veli, öğretmen, öğrenci ve idare arasında çok sayıda ve değişik boyutlarda anlaşmazlıkların olması kaçınılmazdır. İşte bu gibi durumlarda öğretmen üzerin arabuluculuk konusunda büyük görevler düşmektedir. Öğretmen, bireyler ve gruplar arası çatışmalarda bir arabulucu rolü üstlenmek durumundandır.</p><p>İlkokul öğrencileri öğretmenlerini çok iyi arabulucu olarak görürler. Grup çalışmalarında, oyunlarda ya da bir şeyi paylaşamadıklarında öğretmen onları uzlaştırır. Öğretmen öylesine arabulucudur ki, okul dışında, evde ya da oyun alanında anne babasıyla, kardeşleriyle, arkadaşlarıyla anlaşmazlığa düştüğünde yine öğretmeni arabuluculuk yapsın ister.</p><p></p><p>e) <strong>Hakemlik:</strong> Öğretmen, okul ve sınıf ortamında eğitimle ilgili bilinen bir takım kuralların uygulayıcısıdır. Hepimizin çok yakından hatırladığı ve en azından birkaç sefer tecrübe edinmiş olabildiği gibi arkadaşlarımızla, diğer öğretmenlerimizle ya da okul idaresiyle bir sıkıntımız olduğu durumlarda bize en yakın olan sınıf öğretmenimiz olmaktadır. Bir başka deyişle öğretmenimiz bizi içine düştüğümüz sıkıntılı durumdan kurtarmak için bize rehberlik etmekte, karşılaştığımız problem konusunda hakemlik yapmaktadır. Sadece okulda değil duruma göre toplum içerisinde de hakemlik rolünü üstlenebilmektedir. Öğretmen, çeşitli durumlarda haklıyı haksızı, iyiyi kötüyü, suçluyu suçsuzu ayırt etmek durumundandır.</p><p></p><p>f) <strong>Rehberlik:</strong> Bireye toplumda açık gelişme imkanları ve uyması gereken kurallar hakkında bilgi verme rehberliğin en önemli işlevidir. Rehberliğin “bilgi verme” işlevi” olarak adlandırılan bu hizmeti, öğrenciyi, yetenek ve ilgilerine uygun okullar, programlar ve meslekler hakkında aydınlatma, ona görgü ve disiplin kuralları hakkında bilgi verme gibi faaliyetleri kapsar. Rehberliğin en önemli işlevi, bireyin kendisi ve çevresi hakkında edindiği bilgileri özümsemesine ve doğru, sağlıklı tercihler yapabilen bir kişi olmasına yardımcı olmaktır.</p><p></p><p>Öğretmen, öğrencilerinin sorunlarını bilip onların sırlarını korumak, sorunlarını çözebilmelerine yardımcı olmak durumundadır. Öğretmen çeşitli durumlarda öğrencilerine öğüt vererek onların iyi bir aile ve toplum üyesi olabilmelerini sağlamak için çaba göstermek durumundadır.. Çağımızda eğitimin amacı, bireyler arasındaki farkları göz önüne alarak, öğretimi bireylerin gereksinmelerine uydurmaktır. Ancak kalabalık okullarda öğretmenlerin öğrencilerini teker teker tanıması ve öğretimi bireysel ihtiyaçlara göre uyarlaması bir özlemden ileri gidememektedir. Ne yazık ki bugüne kadar okullarımızda rehberlik hizmetlerinin, rehber öğretmenlerin ve özellikle de bütün öğretmenlik eğiticilik, öğreticilik, liderlik vb. görevlerinin yanında rehberlik görevine istenilen önem verilmemiştir.</p><p></p><p>g) <strong>Yargıç, bilgiç ve dedektif öğretmen:</strong> Öğrencilerin gözünde öğretmen bir yargıçtır, hatta yargıç kavramının ne anlama geldiğini bilmeseler bile. Çünkü öğrencilerin gözünde öğretmen belli bir dersen “geçti” derse öğrenci sınıfını geçer, öğretmen “kaldı” derse öğrenci sınıfta kalır. Öyle ki, öğretmenin öğrencinin geleceği ile ilgili kararlar vermesi hemen hemen pek sorgulanmaz.</p><p></p><p>Öğretmen, öğrencilerine göre çok şey bilir. Hatta her şeyi bilir. Öğrenci bilmediği her şeyi öğretmenine sorar. Hemen cevap alacağı, en doğru cevabı alacağı inancıyla sorar. İlkokul öğrencisinin gözünde öğretmen öylesine bilgiçtir ki, belli bir konuda uzman olan anne ya da babasının söylediklerini “Sen bizim öğretmen kadar mı bileceksin...” diye reddeder.</p><p></p><p>Öğrencilerin öğretmenlerinden beklediği rollerden biri de dedektifliktir. “Öğretmenim kalemim kayboldu”, “silgimi almışlar”, ya da “kitabımı karalamışlar” gibi şikayetlerde bulunur. Adeta bütün bunları yapanları bul ve cezalandır gibi istek ve beklentileri vardır.</p><p></p><p></p><p><strong>Öğretmenlerin Hizmet Öncesinde Yetiştirilmesi</strong></p><p>Çağımızın önemli konularından birisi eğitimdir. Hızla gelişen dünyamızda, bilgiler önceki yüzyıllarda görülmeyen bir biçimde artmakta ve değişmektedir. Endüstrideki büyük ve hızlı gelişmeler, insan unsurunun daha yararlı ve güçlü hale getirilmesi çabalarını geliştirmiştir. Bilim, teknoloji, kültür ve sosyal hayattaki değişmeler eğitim teorisini ve uygulamasını değiştirmekte, öğretmenlerin de bu değişmelere etkin bir biçimde uyum sağlamaları gerekmektedir. Bu ise ancak öğretmenleri sürekli hizmet öncesi eğitim programlarından geçirmekle mümkündür. Sürekli bir biçimde öğrenmeyen bir öğretmenin günün şartlarına uygun bir şekilde öğretim yapması mümkün değildir. Bu sebeple öğretmenler için sistemli, fonksiyonel ve etkin bir hizmet öncesi eğitim programları uygulanması her zamankinden daha önemli hale gelmiştir.</p><p></p><p>Bilgi toplumunu oluşturmada, kalite bilinci ve felsefesine sahip, öğrenen bireyleri ve örgütleri hazırlamada eğitim kurumlarına ve çalışanlarına önemli görevler düşmektedir. Öncelikle mesleğini ve öğrencilerini seven, başarıya odaklanan, öğrenci merkezli eğitimi tüm etkinliklerinde dikkate alan öğretmenlerin yetiştirilmesi gerekmektedir. Çağdaş kavram ve süreçlerden haberdar olan, sürekli ve her alanda gelişmeyi bir gereksinim olarak gören, öğrenme ve değişmeyi günlük doğal çalışmaları arasında algılayan çağdaş öğretmenlerin mesleğe hazırlanması önem taşımaktadır. Öğretmenlerin ulusal ve evrensel değerleri doğru algılaması, öğrenciler arasında ayırım yapmaması, güven veren kişiliği ile örnek davranışlar sergilemesi beklenmektedir. Ayrıca öğretmenin özgür bir sınıf ortamı hazırlayarak, girişken, kendini gerçekleştirebilen bireyler yetiştirmeye çalışması; öğrencilerde problem çözme, sistematik ve yaratıcı düşünme becerilerini geliştirmesi gerekmektedir.</p><p></p><p>Öğretmen eğitimi ve öğretmenlerin yetiştirilmesi konusu, genel olarak hizmet öncesi eğitim ve hizmet/meslek içinde eğitim olmak üzere iki başlıkta ele alınmaktadır. Çağımızda eğitimin yaşam boyu devam eden bir süreç olarak görülmesine bağlı olarak öğretmenlerin eğitimi de sadece hizmet öncesi eğitimle sınırlı olarak görülmemekte, mesleğe başladıklarında da öğretmenlerin gerek öğretmeni istihdam eden kurumlar tarafından düzenlenecek bazı eğitim etkinlikleriyle yetiştirilmesi, gerekse öğretmenin kendi kendini geliştirmesi gerekli olmaktadır.</p><p></p><p>Ülkemizde hizmet içi eğitim; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 214. maddesi, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun hükümlerine dayanılarak hazırlanan yönetmeliğe göre şu amaçlarla yapılır:</p><ul> <li data-xf-list-type="ul">Hizmet öncesi eğitiminden gelen personelin kuruma intibakını sağlama,</li> <li data-xf-list-type="ul">Personele Türk Milli Eğitiminin amaç ve ilkelerini bir bütünlük içinde kavrama ve yorumlamada ortak görüş sağlamak ve uygulamada birlik kazandırmak,</li> <li data-xf-list-type="ul">Mesleki yeterlik açısından hizmet öncesi eğitimin eksikliklerini tamamlamak,</li> <li data-xf-list-type="ul">Eğitim alanındaki yeniliklerin, gelişmelerin gerektirdiği bilgi, beceri ve davranışları kazandırmak,</li> <li data-xf-list-type="ul">Personelin mesleki yeterlik ve anlayışlarını geliştirmek,</li> <li data-xf-list-type="ul">İstekli ve yetenekli personelin mesleklerinin üst kademelerine geçişlerini sağlamak,</li> <li data-xf-list-type="ul">Farklı eğitim görenler için yan geçişleri sağlayacak tamamlama eğitimi yapmak,</li> <li data-xf-list-type="ul">Türk Milli Eğitim Politikasını yorumlamada bütünlük kazandırmak,</li> <li data-xf-list-type="ul">Eğitme ait temel prensip ve teknikleri uygulamada birlik sağlamak,</li> <li data-xf-list-type="ul">Eğitim sisteminin geliştirilmesine destek olmak (M.E.B.H.E. Yönetmeliği, 1995) olarak sıralanabilir. Kuşkusuz yukarıdaki maddeler öğretmenlerin hizmet içi eğitimleriyle ilgili bütün istek ve ihtiyaçlarını cevap verecek düzeyde olamayıp, karşılaşılan sorunlar da dikkate alınarak çağın şartlarına adapte edilmesi de gerekir.</li> </ul><p>Gelişmiş ülkelerden ABD’de öğretmenlerin hizmet içinde yetiştirilmesi ise şu şekilde olmaktadır. Anılan ülkede Türkiye’de olduğu gibi öğretmenlik mesleğine bir şekilde atanan öğretmen yaptığı işe “emekli oluncaya kadar garanti” gözüyle bakamaz. Diğer bir çok meslek dallarında olduğu gibi öğretmenlikte de her yıl okul idaresi ile (mukavele) anlaşma imzalaması gerekir. Bu da kısaca şu şekilde olmaktadır. Okul idaresi ve özellikle okul müdürü okulunda çalışan öğretmenini bir yıl boyunca denetler, derslerine girer, öğrenci ve velileri ile öğretmenler hakkında görüşür ve öğretmenin diğer meslektaşları ile olan ilişkilerini de yakından takip eder. Diğer taraftan öğretmene de özellikle ileride maaş artışlarında, kadro yükseltilmelerinde vb. amaçlarla göz önünde bulundurmak amacıyla o bölgede bulunan üniversite ya da yüksek okullara giderek alanıyla ilgili dersler alması önerilir. Öğretmene önerilen derslerin bir yıl içinde değil de belli bir süreç içerisinde tamamlaması istenilir. Eğer öğretmen yukarıda özet olarak değinilen şartları yerine getirirse o öğretmenle Şubat ya da Mart aylarında bir sonraki yıl için anlaşma imzalanır. Eğer okul idaresi öğretmen ya da öğretmenlerin yıl içindeki performanslarından memnun değilse, o öğretmenle ileriye yönelik anlaşma imzalamaz ve bu şekilde öğretmeni sistem dışına itmiş olur. İşte bu durumu bilen öğretmenler lisans diplomasıyla mezun olup öğretmenliğe başladıktan sonra üniversite, kolej ya da yüksek okullarla irtibatlarını hiçbir zaman koparamazlar, çünkü sistem o şekilde işlemektedir ve verimli olmaktadır.</p><p></p><p>Eğitim, önemi nedeniyle toplumumuzda güncelliğini hiç kaybetmemektedir. Bu alanda yapılacak her çalışma, eğitim problemlerinin çözülmesi ve gerekli tedbirlerin alınması açısından büyük önem ve değer taşımaktadır. Ülkemizde kamuda çalışan personel açısından en büyük kısmını oluşturan öğretmen ve diğer eğitim personelinin hizmet içi eğitim yoluyla yetiştirilmesi gerekmektedir. Ülkemizde öğretmen sayısının yüksek olması, bina, bütçe, araç-gereç, eğitici yetersizliği gibi nedenlerden dolayı istenilen nitelikte hizmet içi eğitim faaliyetleri yapılamamaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bugünkü hizmet içi eğitim faaliyetleri ile 550 bin personelin yeterli eğitim vermesi mümkün görünmemektedir......></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="YoRuMSuZ, post: 874479, member: 1"] [B]Öğretmenlerin Rolleri[/B] Rol, toplumda belirli bir statüde bulunan bir bireyden göstermesi beklenen davranışlar seti olarak tanımlanmaktadır. Bir öğretmenin okul içinde çeşitli rolleri söz konusudur Bunlardan bir kısmı psikolojik roller diye adlandırılır. Psikolojik rollerin oynanması öğretmenin mesleki yeterliği, kişilik özelliği ile sınıftaki öğrencilerin durumuna göre farklılık gösterebilir. İyi bir öğretmenin söz konusu bu rolleri etkin bir biçimde yerine getirmesi beklenir. Bir rolün iyi oynanması, o rolü oynayacak kişinin, o rolü gereklerine uygun olarak yetiştirilmesiyle olanaklıdır.Öğretmene yüklenen roller, karşılaşılan sorunlara, kültürlere, toplumlara, zamana, koşullara, yetiştirilecek insan modeline göre değişebilmesine karşın öğretmenlik mesleği ile ilgili kaynaklarda öğretmene yüklenen bazı roller aşağıda kısaca açıklanmıştır. a) [B]Temsilcilik:[/B] Temsil işlevi öğretmenin dışa yansıyan en önemli işlevidir. Temsil işlevi, öğretmenin dışa açılmasını, okulunu çevrenin şartlarına uygun biçimde yönetmesini ve dış ilişkilerinin düzenli, etkili ve verimli bir şekilde gerçekleşmesini sağlar. Öğretmen içinde yer aldığı, üyesi olduğu öğretmen grubunu ve topluluğunu temsil eden kişidir. Davranışlarıyla, hareketleriyle, giyim-kuşamıyla hem bireysel olarak kendini hem de öğretmen olarak mesleği temsil etmektedir. Öğretmen olumlu ve özellikle de olumsuz olarak yaptıklarından hem kendisine hem de topluma karşı sorumluluk taşır. b) [B]Liderlik/başkanlık:[/B] Yönetme, aynı zamanda, liderlik ve rehberlik etme demektir. Liderlik, yönetim ve yöneticiliğin sanat yönünü oluşturan ve daha çok doğuştan geldiğine inanılan bir fonksiyondur. Liderlik, örgütün amaçlarını gerçekleştirmek için, bireyleri güdüleme, etkileme ve hedefe yöneltme sanatıdır. Lider, başkalarını etkileme gücü olan kişidir; yoksa, olağanüstü gücü olan kişi değildir. Öğretmen, gerek içinde yer aldığı öğretmen grubunda gerekse birlikte olduğu öğrenci grubu içinde bir liderlik rolü üstlenmek durumundadır. Bu liderlik bazen geleneksel olabileceği gibi çoğu zaman da demokratik bir yapıda olabilir. Öğretmen, lider olarak sorumlu olduğu sınıfı, okulu ve hizmet verdiği çevre ve toplumu yönlendirmek ve aydınlatmakla da görevlidir. c) [B]Öğreticilik:[/B] Öğretmen, uzmanlık alanıyla ilgili bilgileri aktaran kişidir. Sınıfındaki öğrencilerin hepsinin aynı seviyede ve düzeyde öğrenemeyeceğini bildiği için her öğrencinin en etkili biçimde öğrenebileceği yolu tespit ederek ona göre plan ve program yapar. Bununla birlikte, iletişim ve etkileşimde bulunduğu öğrenci velisi, diğer öğretmenler ya da toplumda karşılaştığı diğer kişilerle de ilişkilerinde hep öğretici, bilgi yayıcı konumunu devam ettirir. d) [B]Arabuluculuk:[/B] En az iki kişinin birlikte çalıştığı örgütlerde anlaşmazlıklar, çıkar çatışmaları ya da yanlış anlaşılmadan kaynaklanan problemler olacaktır. Hele bu örgüt okul gibi çok sayıda kişi ve grupların ilgi alanı içinde olursa veli, öğretmen, öğrenci ve idare arasında çok sayıda ve değişik boyutlarda anlaşmazlıkların olması kaçınılmazdır. İşte bu gibi durumlarda öğretmen üzerin arabuluculuk konusunda büyük görevler düşmektedir. Öğretmen, bireyler ve gruplar arası çatışmalarda bir arabulucu rolü üstlenmek durumundandır. İlkokul öğrencileri öğretmenlerini çok iyi arabulucu olarak görürler. Grup çalışmalarında, oyunlarda ya da bir şeyi paylaşamadıklarında öğretmen onları uzlaştırır. Öğretmen öylesine arabulucudur ki, okul dışında, evde ya da oyun alanında anne babasıyla, kardeşleriyle, arkadaşlarıyla anlaşmazlığa düştüğünde yine öğretmeni arabuluculuk yapsın ister. e) [B]Hakemlik:[/B] Öğretmen, okul ve sınıf ortamında eğitimle ilgili bilinen bir takım kuralların uygulayıcısıdır. Hepimizin çok yakından hatırladığı ve en azından birkaç sefer tecrübe edinmiş olabildiği gibi arkadaşlarımızla, diğer öğretmenlerimizle ya da okul idaresiyle bir sıkıntımız olduğu durumlarda bize en yakın olan sınıf öğretmenimiz olmaktadır. Bir başka deyişle öğretmenimiz bizi içine düştüğümüz sıkıntılı durumdan kurtarmak için bize rehberlik etmekte, karşılaştığımız problem konusunda hakemlik yapmaktadır. Sadece okulda değil duruma göre toplum içerisinde de hakemlik rolünü üstlenebilmektedir. Öğretmen, çeşitli durumlarda haklıyı haksızı, iyiyi kötüyü, suçluyu suçsuzu ayırt etmek durumundandır. f) [B]Rehberlik:[/B] Bireye toplumda açık gelişme imkanları ve uyması gereken kurallar hakkında bilgi verme rehberliğin en önemli işlevidir. Rehberliğin “bilgi verme” işlevi” olarak adlandırılan bu hizmeti, öğrenciyi, yetenek ve ilgilerine uygun okullar, programlar ve meslekler hakkında aydınlatma, ona görgü ve disiplin kuralları hakkında bilgi verme gibi faaliyetleri kapsar. Rehberliğin en önemli işlevi, bireyin kendisi ve çevresi hakkında edindiği bilgileri özümsemesine ve doğru, sağlıklı tercihler yapabilen bir kişi olmasına yardımcı olmaktır. Öğretmen, öğrencilerinin sorunlarını bilip onların sırlarını korumak, sorunlarını çözebilmelerine yardımcı olmak durumundadır. Öğretmen çeşitli durumlarda öğrencilerine öğüt vererek onların iyi bir aile ve toplum üyesi olabilmelerini sağlamak için çaba göstermek durumundadır.. Çağımızda eğitimin amacı, bireyler arasındaki farkları göz önüne alarak, öğretimi bireylerin gereksinmelerine uydurmaktır. Ancak kalabalık okullarda öğretmenlerin öğrencilerini teker teker tanıması ve öğretimi bireysel ihtiyaçlara göre uyarlaması bir özlemden ileri gidememektedir. Ne yazık ki bugüne kadar okullarımızda rehberlik hizmetlerinin, rehber öğretmenlerin ve özellikle de bütün öğretmenlik eğiticilik, öğreticilik, liderlik vb. görevlerinin yanında rehberlik görevine istenilen önem verilmemiştir. g) [B]Yargıç, bilgiç ve dedektif öğretmen:[/B] Öğrencilerin gözünde öğretmen bir yargıçtır, hatta yargıç kavramının ne anlama geldiğini bilmeseler bile. Çünkü öğrencilerin gözünde öğretmen belli bir dersen “geçti” derse öğrenci sınıfını geçer, öğretmen “kaldı” derse öğrenci sınıfta kalır. Öyle ki, öğretmenin öğrencinin geleceği ile ilgili kararlar vermesi hemen hemen pek sorgulanmaz. Öğretmen, öğrencilerine göre çok şey bilir. Hatta her şeyi bilir. Öğrenci bilmediği her şeyi öğretmenine sorar. Hemen cevap alacağı, en doğru cevabı alacağı inancıyla sorar. İlkokul öğrencisinin gözünde öğretmen öylesine bilgiçtir ki, belli bir konuda uzman olan anne ya da babasının söylediklerini “Sen bizim öğretmen kadar mı bileceksin...” diye reddeder. Öğrencilerin öğretmenlerinden beklediği rollerden biri de dedektifliktir. “Öğretmenim kalemim kayboldu”, “silgimi almışlar”, ya da “kitabımı karalamışlar” gibi şikayetlerde bulunur. Adeta bütün bunları yapanları bul ve cezalandır gibi istek ve beklentileri vardır. [B]Öğretmenlerin Hizmet Öncesinde Yetiştirilmesi[/B] Çağımızın önemli konularından birisi eğitimdir. Hızla gelişen dünyamızda, bilgiler önceki yüzyıllarda görülmeyen bir biçimde artmakta ve değişmektedir. Endüstrideki büyük ve hızlı gelişmeler, insan unsurunun daha yararlı ve güçlü hale getirilmesi çabalarını geliştirmiştir. Bilim, teknoloji, kültür ve sosyal hayattaki değişmeler eğitim teorisini ve uygulamasını değiştirmekte, öğretmenlerin de bu değişmelere etkin bir biçimde uyum sağlamaları gerekmektedir. Bu ise ancak öğretmenleri sürekli hizmet öncesi eğitim programlarından geçirmekle mümkündür. Sürekli bir biçimde öğrenmeyen bir öğretmenin günün şartlarına uygun bir şekilde öğretim yapması mümkün değildir. Bu sebeple öğretmenler için sistemli, fonksiyonel ve etkin bir hizmet öncesi eğitim programları uygulanması her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Bilgi toplumunu oluşturmada, kalite bilinci ve felsefesine sahip, öğrenen bireyleri ve örgütleri hazırlamada eğitim kurumlarına ve çalışanlarına önemli görevler düşmektedir. Öncelikle mesleğini ve öğrencilerini seven, başarıya odaklanan, öğrenci merkezli eğitimi tüm etkinliklerinde dikkate alan öğretmenlerin yetiştirilmesi gerekmektedir. Çağdaş kavram ve süreçlerden haberdar olan, sürekli ve her alanda gelişmeyi bir gereksinim olarak gören, öğrenme ve değişmeyi günlük doğal çalışmaları arasında algılayan çağdaş öğretmenlerin mesleğe hazırlanması önem taşımaktadır. Öğretmenlerin ulusal ve evrensel değerleri doğru algılaması, öğrenciler arasında ayırım yapmaması, güven veren kişiliği ile örnek davranışlar sergilemesi beklenmektedir. Ayrıca öğretmenin özgür bir sınıf ortamı hazırlayarak, girişken, kendini gerçekleştirebilen bireyler yetiştirmeye çalışması; öğrencilerde problem çözme, sistematik ve yaratıcı düşünme becerilerini geliştirmesi gerekmektedir. Öğretmen eğitimi ve öğretmenlerin yetiştirilmesi konusu, genel olarak hizmet öncesi eğitim ve hizmet/meslek içinde eğitim olmak üzere iki başlıkta ele alınmaktadır. Çağımızda eğitimin yaşam boyu devam eden bir süreç olarak görülmesine bağlı olarak öğretmenlerin eğitimi de sadece hizmet öncesi eğitimle sınırlı olarak görülmemekte, mesleğe başladıklarında da öğretmenlerin gerek öğretmeni istihdam eden kurumlar tarafından düzenlenecek bazı eğitim etkinlikleriyle yetiştirilmesi, gerekse öğretmenin kendi kendini geliştirmesi gerekli olmaktadır. Ülkemizde hizmet içi eğitim; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 214. maddesi, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun hükümlerine dayanılarak hazırlanan yönetmeliğe göre şu amaçlarla yapılır: [LIST] [*]Hizmet öncesi eğitiminden gelen personelin kuruma intibakını sağlama, [*]Personele Türk Milli Eğitiminin amaç ve ilkelerini bir bütünlük içinde kavrama ve yorumlamada ortak görüş sağlamak ve uygulamada birlik kazandırmak, [*]Mesleki yeterlik açısından hizmet öncesi eğitimin eksikliklerini tamamlamak, [*]Eğitim alanındaki yeniliklerin, gelişmelerin gerektirdiği bilgi, beceri ve davranışları kazandırmak, [*]Personelin mesleki yeterlik ve anlayışlarını geliştirmek, [*]İstekli ve yetenekli personelin mesleklerinin üst kademelerine geçişlerini sağlamak, [*]Farklı eğitim görenler için yan geçişleri sağlayacak tamamlama eğitimi yapmak, [*]Türk Milli Eğitim Politikasını yorumlamada bütünlük kazandırmak, [*]Eğitme ait temel prensip ve teknikleri uygulamada birlik sağlamak, [*]Eğitim sisteminin geliştirilmesine destek olmak (M.E.B.H.E. Yönetmeliği, 1995) olarak sıralanabilir. Kuşkusuz yukarıdaki maddeler öğretmenlerin hizmet içi eğitimleriyle ilgili bütün istek ve ihtiyaçlarını cevap verecek düzeyde olamayıp, karşılaşılan sorunlar da dikkate alınarak çağın şartlarına adapte edilmesi de gerekir. [/LIST] Gelişmiş ülkelerden ABD’de öğretmenlerin hizmet içinde yetiştirilmesi ise şu şekilde olmaktadır. Anılan ülkede Türkiye’de olduğu gibi öğretmenlik mesleğine bir şekilde atanan öğretmen yaptığı işe “emekli oluncaya kadar garanti” gözüyle bakamaz. Diğer bir çok meslek dallarında olduğu gibi öğretmenlikte de her yıl okul idaresi ile (mukavele) anlaşma imzalaması gerekir. Bu da kısaca şu şekilde olmaktadır. Okul idaresi ve özellikle okul müdürü okulunda çalışan öğretmenini bir yıl boyunca denetler, derslerine girer, öğrenci ve velileri ile öğretmenler hakkında görüşür ve öğretmenin diğer meslektaşları ile olan ilişkilerini de yakından takip eder. Diğer taraftan öğretmene de özellikle ileride maaş artışlarında, kadro yükseltilmelerinde vb. amaçlarla göz önünde bulundurmak amacıyla o bölgede bulunan üniversite ya da yüksek okullara giderek alanıyla ilgili dersler alması önerilir. Öğretmene önerilen derslerin bir yıl içinde değil de belli bir süreç içerisinde tamamlaması istenilir. Eğer öğretmen yukarıda özet olarak değinilen şartları yerine getirirse o öğretmenle Şubat ya da Mart aylarında bir sonraki yıl için anlaşma imzalanır. Eğer okul idaresi öğretmen ya da öğretmenlerin yıl içindeki performanslarından memnun değilse, o öğretmenle ileriye yönelik anlaşma imzalamaz ve bu şekilde öğretmeni sistem dışına itmiş olur. İşte bu durumu bilen öğretmenler lisans diplomasıyla mezun olup öğretmenliğe başladıktan sonra üniversite, kolej ya da yüksek okullarla irtibatlarını hiçbir zaman koparamazlar, çünkü sistem o şekilde işlemektedir ve verimli olmaktadır. Eğitim, önemi nedeniyle toplumumuzda güncelliğini hiç kaybetmemektedir. Bu alanda yapılacak her çalışma, eğitim problemlerinin çözülmesi ve gerekli tedbirlerin alınması açısından büyük önem ve değer taşımaktadır. Ülkemizde kamuda çalışan personel açısından en büyük kısmını oluşturan öğretmen ve diğer eğitim personelinin hizmet içi eğitim yoluyla yetiştirilmesi gerekmektedir. Ülkemizde öğretmen sayısının yüksek olması, bina, bütçe, araç-gereç, eğitici yetersizliği gibi nedenlerden dolayı istenilen nitelikte hizmet içi eğitim faaliyetleri yapılamamaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bugünkü hizmet içi eğitim faaliyetleri ile 550 bin personelin yeterli eğitim vermesi mümkün görünmemektedir......> [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
Sarı kırmızı renkleri ile ünlü futbol takımımız?
Cevapla
Forumlar
Güncel
Kişisel Gelişim
Meslekler
ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ VE ÖZELLİKLERİ
Top