Oğuz Atay Kitaplarından Sözler
"...ben, yalnızlığı istemekle suçlanıp yalnızlığa mahkum edildim. bu karara bütün gücümle muhalefet ediyorum. ben yalnızlığa dayanamıyorum, ben insanların arasında olmak istiyorum..."
"Gökyüzüne bakmıştım. Yuvarlak ve parlak ve ışıklı bir dairden başka bir şeye benzemeyen aya bakmıştım ve ne kadar güzel, tıpkı öğretildiği gibi güzel, anlatıldığı gibi güzel demiştim; sonra, başımı aşağı doğru hareket ettirerek, denizde ayın ışıltılı çizgilerini aramıştım. Ne acıklı bir maceraydı bu. Belki de değildi; belki de, bunun acıklı bir macera olduğunu da bir yerlerden öğrenmiştim, bir yerde okumuşum. Hafızam zayıfladığı için, neyi nerede okuduğumu unuttuğum için, bana ait bir takım duygular olduğunu sanıyordum. Acaba, içine düştüğüm durum daha önce nerede acıklı olmuştu? Mısırda mı? Eski Yunanda mı? Kendimi romantik dönemin Fransızları, ingilizleri ya da Almanlarıyla mı karıştırıyordum? Ben bir şeyin taklidiydim; fakat, aslımı bile doğru dürüst öğrenememiştim. Belki de bana ne olduğunu sonuna kadar okumamıştım. Yarabbim ne korkunçtu!"
"... ben yoktum; hatta ben yokum, olmadım diyemeyecek bir yerdeydim; kelimeler bile yanyana gelerek beni tanımlamak istemezlerdi. ne olurdu benim de kelimelerim olsaydı; bana ait bir cümle, bir düsünce olsaydı. binlerce yıldır söylenen milyonlarca sözden hiç olmazsa biri, beni içine alsaydı! çok insan için söylendi ama, sana da uygulanabilir denilseydi. (bu sözleri baskalarıyla paylasmaya razıydım. baska çarem yoktu.) kendime gerçekten acıyabilseydim, gerçekten ümitsiz olsaydım. (olumlu durumları aklıma getirmeye cesaretim yoktu.) sonra yavas yavas, adım adım doğrulurdum..."
"ben bir şeyin taklidiydim;fakat,aslımı bile doğru dürüst öğrenememiştim.belki de bana ne olduğunu sonuna kadar okumamıştım.yarabbim ne korkunçtu! belki de birilerinden duymuştum,onlar da başka birilerinden duymuştu,başka birileri de... Ülkeme ve insanlarına kızmaya başladım: kimsenin doğru dürüst okuduğu yoktu.doğru dürüst hissetmesini bile beceremiyorlardı.bu yüzden insan,duyduğu şeyleri söyleyen insanların kültürüne güvenemiyordu.belki bu zavallılığın, bu yarımyamalaklığın, bu gülünç durumun bir aslı,gerçek bir biçimi vardı."
"Kimse Sana Özgürlük Veremez. Kimse Sana Eşitlik, Adalet Veya Başka Bir şey Veremez. Eğer Adamsan, Sen Alırsın .'Uyudular,uyandılar.Oturarak uyumasını öğrendiler.Bir yanımızla onlardan daima uzak kalacağız, efendimiz. Bilinmez,Olric,bilinmez.Yarın güneşin nasıl doğacağını,biz uykudan ne zaman uyandıracağını,geleceğin bizim için neler hazırladığını, kompartımana birdenbire nasıl bir insanın gireceğini,çantasında ne çeşit yolluklar bulunduğunu ve daha birçok şeyi bilemiyoruz.İnsanların içinden neler geçtiğiniyse hiç bilmiyoruz.
Önce kelime vardı" diye başlıyor Yohanna'ya göre İncil. Kelimeden önce de Yalnızlık vardı. Ve Kelimeden sonra da var olmaya devam etti Yalnızlık... Kelimenin bittiği yerden başladı.