Oklu Kirpi

yilmaz27

Ne Mutlu Türküm Diyene
Site Yetkilisi
Süper Moderatör
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken… Ben bağda üzüm bekler, derede odun yükler iken, bir varmış bir yokmuş… Masalın yalanı mı olurmuş. O yalan bu yalan, fili yuttu bir yılan… Bu da mı yalan? derken; sabahleyin erken, keçiler koyunları tıraş ederken, tahta kurusu saz çalar, sıçan cirit atar iken, çıkmış bir kocakarı ortaya… En sonunda açmış ağzını yummuş gözünü. Bir laf etmiş, bir laf etmiş… Bakalım ne laflar etmiş… İçinde birçok canlının barındığı ormanlarıyla bilinen bir ülke varmış. Ne yazık ki bu ormanlar güzel ve büyüleyici oldukları kadar tehlikelilermiş. Bu yüzden yavru hayvanların bu ormanlarda yaşamalarına izin verilmezmiş. Yavrular ormanın dışında doğar, çiftliklerde belli bir yaşa kadar büyütülür, daha sonra da görevliler tarafından duruma göre 4 veya 5 sene boyunca kalacakları yapay ormanlara gönderilirlermiş. Görevlilerin, yavruları gönderecekleri ormanları neye göre seçtiğini kimse bilmezmiş. Yavru bir oklu kirpi de istenilen yaşa geldiğinde dünyanın en güzel yapay ormanına gönderilmiş. Oklu kirpinin dört sene kalacağı bu ormanın yöneticileri gorillermiş. Ormandaki dördüncü senelerinin sonunda hayvanlar, “Sınavadrus” adlı canavarla yüzleşecek ve o canavardan kurtulmayı başaranlar gerçek ormanlara gitmeye hak kazanacaklarmış. Oklu kirpinin geldiği bu yapay ormanda kargalar hariç her çeşit hayvan varmış. Ormana uzun zamandır bir piramit inşa ediliyormuş. Ancak bu piramit ormandaki hayvanlar için çok da kullanışlı bir şey değilmiş. Yapay bir güzellik olan bu piramidin asıl amacı ormana dışarıdan gelen ziyaretçilere gösterilmekmiş. Piramit her ne kadar çok güzel görünse de ormanda bir şeyler yapılabilecek tek arazi piramidinkiymiş. Zaten iki senedir de inşaatı için yeterli malzeme bulunamıyormuş. Bu yüzden kargalar, daha oklu kirpi bu ormana gelmeden önce bu işe bir dur demeye karar vermişler. Beyaz Karga ve arkadaşları piramidin yerine hayvanların daha çok kullanabileceği ve maliyeti daha az olan başka bir şey yapmak için piramidin yapımına engel olmuşlar. Bu yüzden de goriller olaya el atmış ve bütün kargaları ormandan sürmüş. Ne var ki hâlâ piramidi tamamlamayı başaramamışlar. Oklu kirpi ilk günden kertenkele, kaplumbağa ve bukalemunla arkadaş olmuş. Onlarla birlikte küçük bir mağarada yaşayacakmış. Goriller herkese küçük mağaralar vermiş. Yavrular eğitimleri bittiği zamanlar bu mağaralara çekileceklermiş. Eğitimler haftanın beş günü oluyormuş. Beslenme, barınma, kaçma, saklanma, avlama gibi birçok alanda eğitim almaları zorunluymuş. Yavrulara bu eğitimleri gorillerin seçtiği maymunlar vereceklermiş. Oklu kirpi ormanda daha pek çok kuralın olduğunu öğrenmiş. Mesela ormanın bazı bölgelerine gitmek yasakmış. O bölgelerde ormanı sınırlandıran duvarlar yavru hayvanların üstüne yıkılabilir veya yavru hayvanlara vahşi bir yılan saldırabilirmiş. Buna rağmen orman çok güzelmiş. Oklu kirpi ilk günün sonunda gözlerini çok mutlu bir şekilde kapatmış. Günler ayları kovalamış. Oklu kirpi büyümüş. Yaşadığı olayları daha çok düşünmüş daha çok eleştirmiş. Ona zarar vermek için yaklaşanların canını yakmaya başlamış. Kertenkele ve bukalemunla olan dostluğu ise gün geçtikçe büyümüş. Kaplumbağa sürekli çalıştığı için onunla fazla görüşemiyorlarmış. Zaman ilerledikçe hayvanların çoğu sıkılmış ve bir an önce bu yapay ormandan kurtulmanın hayalini kurmaya başlamışlar. Oklu kirpi ise buradan kurtulmak yerine burayı daha güzel bir yer haline getirmeyi istiyormuş. Ama goriller, maymunlar ve diğer hayvanlar bunun için yeterince çabalamıyorlarmış. Büyük goril diğer hayvanlarla çok az konuşuyormuş. Günlerini genelde mağarasına kapanıp muz yemekle geçiriyormuş. Muz onun en sevdiği yiyecekmiş. Bu yüzden diğer goriller ve maymunlar da muz yemek zorundalarmış. Hatta muz yemeyi sevmedikleri için bazı maymunlar başka ormanlara gönderilmiş. Maymunların kalanları ise goriller ne isteseler sorgulamadan yapıyorlarmış. Oklu kirpi bu maymunların çoğunu sevmiyormuş. Ormandaki hayvanlardan biri de büyük bir ayıymış. Ayının görevi yavru hayvanların bir sıkıntısı olduğunda onlarla konuşarak problemlerini çözmeye çalışmakmış. Ancak ayı hayvanlara birçok söz verir daha sonra da bu sözlerin neredeyse hiçbirini tutmazmış. Ormanda birkaç tane de yaşlı ve aksi tilki varmış. Tilkilerin görevi ailelerinden uzak olan yavruların her türlü ihtiyacını karşılamak ve onlara aileleri gibi davranmakmış. Ne var ki kurnaz tilkiler yaptıkları veya yapacaklarını söyledikleri şeyler için hayvanlardan yüklü miktarda muz istiyorlarmış. Ormanda tilkileri seven bir hayvan bulmak çok zormuş. Ormandaki yavru hayvanlar karınlarını kendilerine verilen bal ile doyuruyorlarmış. Ormandaki sıkıntılardan birisi de balı eşek arılarının yapmasıymış. Onların yaptığı balın tadını neredeyse kimse beğenmiyormuş. Hayvanların çoğunun kanadı olmadığı halde hepsi eğitmen maymunlardan uçma dersleri almak zorundaymış. Bunun sebebini kimse bilmiyormuş. Sistem böyleymiş. Bir gün minik karınca bu ormandan ve çalışmaktan çok sıkılmış. Kaçma planlara yapmaya başlamış. Bir gün ormandaki en yüksek ağaca tırmanmış ve aldığı uçma eğitimi sayesinde ormandan kaçabileceğini düşünmüş. Kollarını açmış ve aşağıya atlamış. Minik karıncaya ne olduğu bilinmez ama ormanda bu konuyu konuşmak yasaklanmış. Bu olay bütün hayvanların moralini bozmuş. Zaman hızla geçmiş, ormandaki yaşam kaldığı yerden devam ederken goriller tüm hayvanların kırpılması ve tüylerinin yolunması gerektiğini duyurmuşlar. Ormanın kuralları çok netmiş. Oklu kirpinin de dikenlerinin yolunmasını istemişler. Ama o dikenleri olmazsa yaşayamazmış. Gorillerden biri bunu öğrenince dikenlerini yolmak yerine biraz kısaltabileceğini söylemiş. Oklu kirpi bunu yapmak da istememiş. Dikenleri iyice uzamış. Artık sadece ona saldıranlara değil yanına gelen, onunla konuşan arkadaşlarına ve bazı maymunlara da batmaya başlamış. Oklu Kirpi iyice yalnız kalmış. Bu arada kaplumbağa Sınavadrus’tan kaçabilmek için tavşandan daha hızlı koşmaya çalışıyormuş. Aralarında inanılmaz bir rekabet varmış. Yine bir gün koşu yarışı yaparlarken kaplumbağanın bacağı kırılmış. Kaplumbağa bu olaydan ders çıkarmış. Hiçbir zaman tavşan kadar hızlı koşamayacakmış ama o da kabuğuna çekilerek Sınavadrus’tan kurtulabilirmiş. Bu ormandaki herkesin birbirinden farklı yeteneği varmış. Hayvanların başkalarının yeteneklerine özenip onlar gibi olmaya çalışmaları çok anlamsızmış. Kaplumbağa geç de olsa bunun farkına varmış. Zaman su gibi akmış. Oklu Kirpi ve arkadaşlarının Sınavadrus’la yüzleşecekleri gün gelmiş. Hepsi bulundukları yerden alınıp ayrı ayrı yapay ormanlara götürülmüş. Sınavadrus’la karşılaştıklarında yalnız olacaklarmış. Kertenkele canavarı görür görmez kaçmaya başlamış. Ne yazık ki yeterince hızlı değilmiş. Tam yakalanacakken kuyruğunu bırakarak canavarı kandırmış ve kurtulmayı başarmış. Ancak ormandan çıktığında onu büyük bir sürpriz bekliyormuş. Kertenkele kuyruğunu bıraktığı için görevliler onun bir sene sonra Sınavadrus ile tekrar karşılaşacağını söylemişler. O zamana kadar doğduğu çiftlikte beklemesi gerekiyormuş. Kuyruğunun yeniden çıkacağını, tehlike anında yapılması gerekeni yaptığını söylese de onu dinlememişler. Bukalemun iyi bir koşucu olmadığı için rengini değiştirerek kamufle olmuş. Sınavadrus onu bulamamış. Yaptığı kural dışı olduğu için onun da bir sene beklemesi gerekiyormuş. Kurallara göre Sınavadrus’tan yalnızca koşarak kurtulabilirlermiş. Bunu duyan bukalemun renk değiştirerek ortadan kaybolmuş ve onu bir daha gören olmamış. Kaplumbağa da benzer bir olay yaşadığı için yeteneklerini kullanamadığı bu ülkede daha fazla durmak istememiş ve yeteneklerini daha iyi kullanabileceği bir ülke bulmak amacıyla göç etmiş. Oklu kirpi Sınavadrus’la karşılaşınca koşarak kaçmaya başlamış ancak yeterince çalışmadığı için çok çabuk yorulmuş. Koşmayı bırakmış ve en uzun dikenlerini canavara batırmış. En son gördüğünde Sınavadrus can çekişiyormuş. Oklu kirpi ormandan çıkınca kertenkele, kaplumbağa ve bukalemunun başına gelenleri öğrenmiş. Kendisine veya arkadaşlarına zarar veren herkese Sınavadrus’a yaptığının aynısını yapacağına dair ant içmiş ve gerçek ormanlara doğru yola koyulmuş.
 
Top