Çocuğunuz, sınıfındaki arkadaşları kadar akıcı okuyamıyor ise disleksi ihtimali üzerinde durulması gerekir. Disleksi en genel anlamıyla okuma güçlüğüdür. Disleksi erken teşhis edilir ve çocuğa uygun destek verilirse okuma-yazma güçlükleri büyük oranda çözülür.
Disleksi dinleme, konuşma, okuma, yazma, akıl yürütme ile matematik yeteneklerinin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklerle kendini gösteren bir öğrenme bozukluğudur. Disleksinin en belirgin özelliği kelimelerin harflerin tersten algılanmasıdır. Disleksiyle ilgili ilk çalışmalar bir doktor tarafından kendi çocuğunun zekâ olarak iyi bir seviyede olduğu ancak okumayamadığını fark ettiğinde bunu araştırmaya başlamasıyla başlamıştır. Önceleri bunun görme ile ilgili bir sorun olduğunu düşünüyorlar ama araştırmalar sonucunda bunun dil ile ilgili bir bozukluk olduğu ortaya çıkmıştır.
İlkokula başlayan disleksili çocuklarda eğitim alabilecek zihinsel gelişim henüz tamamlanmadıgı için okuyamazlar, yazamazlar ve matematiksel işlemleri kavramada zorluk çekerler. Ancak bu onların zeka düzeylerinde bir sorun olduğunu göstermez.
Hatta zeka düzeyi çok yüksek çocuklarda da görülmektedir. Fakat bazen hastalık farkedilmeyebilir.Disleksililer zeka düzeyleri düşük olmadığı gibi özel yeteneklere de sahip olabilirler. Buna önemli kanıt disleksili olduğu bilinen bilim adamları ve sanatçılardır: Albert Eistein, Leonardo da Vinci, Tom Crouse, Mickey Mouse gibi.
Disleksi’li çocuklarda dikkat bozukluğu da görülür. Bu nedenle bu çocuklara bir uzman tarafından sistemli bir dikkat eğitimi verilmelidir.Sözel, işitsel, görsel eğitim metodları seçilmelidir. Sınav sorularını çabuk okuyamazlar ve cevapları yazamazlar. Bu nedenle bu çocuklara sözlü sınav yapılması daha etkin olur. Çoktan seçmeli sınavlarda (test) daha başarılı olurlar.
Disleksi üzerine ilk çalışan nörologlardan Samuel T. ORTON disleksinin sık karşılaşılan özelliklerini şöyle belirlemiştir.
Bu da veli-öğretmen-psikolog işbirliği ile olmalıdır.
Disleksi dinleme, konuşma, okuma, yazma, akıl yürütme ile matematik yeteneklerinin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklerle kendini gösteren bir öğrenme bozukluğudur. Disleksinin en belirgin özelliği kelimelerin harflerin tersten algılanmasıdır. Disleksiyle ilgili ilk çalışmalar bir doktor tarafından kendi çocuğunun zekâ olarak iyi bir seviyede olduğu ancak okumayamadığını fark ettiğinde bunu araştırmaya başlamasıyla başlamıştır. Önceleri bunun görme ile ilgili bir sorun olduğunu düşünüyorlar ama araştırmalar sonucunda bunun dil ile ilgili bir bozukluk olduğu ortaya çıkmıştır.
İlkokula başlayan disleksili çocuklarda eğitim alabilecek zihinsel gelişim henüz tamamlanmadıgı için okuyamazlar, yazamazlar ve matematiksel işlemleri kavramada zorluk çekerler. Ancak bu onların zeka düzeylerinde bir sorun olduğunu göstermez.
Hatta zeka düzeyi çok yüksek çocuklarda da görülmektedir. Fakat bazen hastalık farkedilmeyebilir.Disleksililer zeka düzeyleri düşük olmadığı gibi özel yeteneklere de sahip olabilirler. Buna önemli kanıt disleksili olduğu bilinen bilim adamları ve sanatçılardır: Albert Eistein, Leonardo da Vinci, Tom Crouse, Mickey Mouse gibi.
Disleksi’li çocuklarda dikkat bozukluğu da görülür. Bu nedenle bu çocuklara bir uzman tarafından sistemli bir dikkat eğitimi verilmelidir.Sözel, işitsel, görsel eğitim metodları seçilmelidir. Sınav sorularını çabuk okuyamazlar ve cevapları yazamazlar. Bu nedenle bu çocuklara sözlü sınav yapılması daha etkin olur. Çoktan seçmeli sınavlarda (test) daha başarılı olurlar.
Disleksi üzerine ilk çalışan nörologlardan Samuel T. ORTON disleksinin sık karşılaşılan özelliklerini şöyle belirlemiştir.
- Yazılı kelimeleri öğrenme ve hatırlamada zorluk.
- b ve d, p ve q harflerini, 6 ve 9 gibi sayıları ters algılama; kelimelerdeki harfleri ya da sayıları karışık algılama, ne’yi en; 3’ü E; 12’yi 21 olarak algılamak gibi.
- Okurken kelime atlamak.
- Hecelerin seslerini karıştırmak ya da sessiz harflerin yerini değiştirmek, sıklıkla yazım hatası yapmak.
- Yazı yazmada zorluk.
- Gecikmiş ya da yetersiz konuşma.
- Konuşurken anlama en uygun kelimeyi seçmede zorluk.
- Yön (yukarı, aşağı gibi) ve zaman (önce, sonra, dün, yarın gibi) kavramları konusunda sorunlar.
- Elleri kullanmada hantallık ve beceriksizlik
Bu da veli-öğretmen-psikolog işbirliği ile olmalıdır.