Soruna yönelik olumsuz bir yaklaşım, daha başından kaybetmek demektir. Yeteri derecede kendimizden emin olmadığımız durumlarda ya da yeteri derecede bilgi sahibi olmadığımız koşullarda, “Nasıl olsa kazanamam. Bu işin olumlu sonuçlanması mümkün değil“ gibi yakınmalar, yüreklendirici olmadığı için kaybettirir. Daha gerçekçi bir tavırla “Benim bu konuda yeteri derecede bilgim yok. Biraz bilgi toplamalıyım. Olumsuz görünüyor ama şu taraflan düzeltildiği takdirde olumlu yöne kayması mümkün, abartılı düşünmemek gerekir. Ben bunun altından kalkabilirim“ gibi düşünceler, başlangıçtaki sert ve umutsuz tavrımızı yumuşatarak olayı daha iyi yönlendirecek bir bakış açısı getirebilir. Davranışlarını gözden geçiren bir bankacı hanım, olumlu görüş açısını şöyle anlatıyor
“Çok kaba, lanet insanlara kibar ve iyimser yaklaştığımda oniann davranışlarını hafif utanarak değiştirdiklerini görmüşümdür. Geçen yaz yirmi yaşındaki kuzenim bana bir gözlemini söyledi. Herhalde kızdığım veya tahammülümü zorladığım anlarda olsa gerek, bir söze başladığımda önce normal sesle başlayıp, daha sonraki kelimelerde perde perde sesimi yükselterek, cümlenin sonunda ise bağırma noktasına geldiğimi anlattı; tabii bunun objektif olarak dışarıdan gözlemlenmesi güzel bir şey. Bunu söylemesi de hoşuma gitti. Kendimi araştırarak düzeltmeye çalıştım.
Sonuçta, insan ilişkilerinde önceleri başansız, daha sonra normale yakın ve işte şimdi de çok başarılı olduğumu rahatça söyleyebilirim, öyle olmasa idi her problemi olan beni aramaz, bana ihtiyaç duymazdı diye düşünüyorum. Tabi bunların içinde sınıflandırdıkianm da var. Bir her zaman arayıp soranlar, bir de sadece ve sadece ihtiyaçlar olduklarında arayanlar. Bunlar benim nazarımda çıkarcı yaklaşıma giriyorsa da öyle bile olsa filancayı değil de yine beni aradılar deyip
bundan da kendime pay çıkartarak mutlu oluyorum. Ama kullanıldığımın da kesinlikle farkında olarak değerlendirmemi ona göre yapıyorum.
Son olarak aklıma gelen bir nokta da şu ki sürekli olumsuz düşünen kişinin insan ilişkilerinde başarılı olması kesinlikle beklenemez. Her konuya önce iyi niyetle yaklaşıldığında meseleler ve olaylar daha kolay çözülebilir kanısındayım. Biz iyi niyetle yaklaşalım da gerekirse tavrımızı değiştirebiliriz, ama baştan negatif düşünecek olursak zaten sonu da negatif olmak durumunda kalır diye düşünüyorum."
Olumlu düşünmeye başlayan bankacı hanımın farkettiği şey şudur ki, olaylar karşısında üzgün, kızgın ya da savunucu olmamızın nedeni olaylan yorumlayış ve yaklaşım biçimlerimizdir. Kendisine konuşma esnasında ses tonunun yükselmesi eleştirisini getiren kuzenine, gözlemleri için teşekkür ediyor ve bu davranışı düzeltmeye çalışıyor. Olumsuz bir bakış açısı ile baksaydı, kuzenine kendisini eleştirdiği için kızabilirdi. Aynı şekilde ihtiyaçtan olduğu zaman kendisini arayanlardan dolayı, öyle bile olsa filancayı değil, beni aradılar diye memnun oluyor. Olaylar ve kişiler hakkında olumlu yorumlar yapmak da kendisini huzursuz etmek yerine mutlu ediyor.
Olumlu yaklaşım biçiminde çatışma ve sürtüşmeler azalacağı için kişi kendisini rahat huzurlu hissedecektir. Başımızdan geçen olayları nasıl algılayıp değerlendirdiğimizi, bu değerlendirmelerin ardında« m gibi duygular yaşadığımızı bir kağıt üzerine yazmamız, yorum duygulanımlarımızı daha gerçekçi bir şekilde algılayabilmenizi sağlar. Olumlu yaklaşım biçiminde, kişinin olaya yaklaşımı ve problemi çözmeye yöneliktir.
İlkay Kasatura, Kişilik ve Özgüven kitabından...
“Çok kaba, lanet insanlara kibar ve iyimser yaklaştığımda oniann davranışlarını hafif utanarak değiştirdiklerini görmüşümdür. Geçen yaz yirmi yaşındaki kuzenim bana bir gözlemini söyledi. Herhalde kızdığım veya tahammülümü zorladığım anlarda olsa gerek, bir söze başladığımda önce normal sesle başlayıp, daha sonraki kelimelerde perde perde sesimi yükselterek, cümlenin sonunda ise bağırma noktasına geldiğimi anlattı; tabii bunun objektif olarak dışarıdan gözlemlenmesi güzel bir şey. Bunu söylemesi de hoşuma gitti. Kendimi araştırarak düzeltmeye çalıştım.
Sonuçta, insan ilişkilerinde önceleri başansız, daha sonra normale yakın ve işte şimdi de çok başarılı olduğumu rahatça söyleyebilirim, öyle olmasa idi her problemi olan beni aramaz, bana ihtiyaç duymazdı diye düşünüyorum. Tabi bunların içinde sınıflandırdıkianm da var. Bir her zaman arayıp soranlar, bir de sadece ve sadece ihtiyaçlar olduklarında arayanlar. Bunlar benim nazarımda çıkarcı yaklaşıma giriyorsa da öyle bile olsa filancayı değil de yine beni aradılar deyip
bundan da kendime pay çıkartarak mutlu oluyorum. Ama kullanıldığımın da kesinlikle farkında olarak değerlendirmemi ona göre yapıyorum.
Son olarak aklıma gelen bir nokta da şu ki sürekli olumsuz düşünen kişinin insan ilişkilerinde başarılı olması kesinlikle beklenemez. Her konuya önce iyi niyetle yaklaşıldığında meseleler ve olaylar daha kolay çözülebilir kanısındayım. Biz iyi niyetle yaklaşalım da gerekirse tavrımızı değiştirebiliriz, ama baştan negatif düşünecek olursak zaten sonu da negatif olmak durumunda kalır diye düşünüyorum."
Olumlu düşünmeye başlayan bankacı hanımın farkettiği şey şudur ki, olaylar karşısında üzgün, kızgın ya da savunucu olmamızın nedeni olaylan yorumlayış ve yaklaşım biçimlerimizdir. Kendisine konuşma esnasında ses tonunun yükselmesi eleştirisini getiren kuzenine, gözlemleri için teşekkür ediyor ve bu davranışı düzeltmeye çalışıyor. Olumsuz bir bakış açısı ile baksaydı, kuzenine kendisini eleştirdiği için kızabilirdi. Aynı şekilde ihtiyaçtan olduğu zaman kendisini arayanlardan dolayı, öyle bile olsa filancayı değil, beni aradılar diye memnun oluyor. Olaylar ve kişiler hakkında olumlu yorumlar yapmak da kendisini huzursuz etmek yerine mutlu ediyor.
Olumlu yaklaşım biçiminde çatışma ve sürtüşmeler azalacağı için kişi kendisini rahat huzurlu hissedecektir. Başımızdan geçen olayları nasıl algılayıp değerlendirdiğimizi, bu değerlendirmelerin ardında« m gibi duygular yaşadığımızı bir kağıt üzerine yazmamız, yorum duygulanımlarımızı daha gerçekçi bir şekilde algılayabilmenizi sağlar. Olumlu yaklaşım biçiminde, kişinin olaya yaklaşımı ve problemi çözmeye yöneliktir.
İlkay Kasatura, Kişilik ve Özgüven kitabından...
