17 Ekim 1913 tarihinde Bursa'da doğdu. Bursa'da Işıklar Askeri Lisesi'nden mezun olduktan sonra 1933'de Kara Harp Okulu'nu, 1942'de de Harp Akademisi'ni bitirdi.
1950 yılında Harekat Şube Müdürü olarak Türk Tugayı ile Kore'ye Muhabere binbaşı rütbesiyle gönüllü olarak[kaynak belirtilmeli gitti ve orada 1953 yılında ateşkes sağlanana kadar tüm muharebelere katıldı. BM Kuvvetleri Komutanı olan ve evvelce Ankara'ya gelip Atatürk'le tanışmış olan Mareşal Douglas MacArthur'dan Birleşmiş Milletler liyakat madalyası aldı.
Ağustos 1970'deki Yüksek Askeri Şura toplantılarında 1. Ordu Komutanı Faik Türün'ün, Kore Savaşı'na da katıldığından, kıdem sıralamasında ilk sırada olmasından dolayı Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na seçilmesi bekleniyordu. Fakat bu toplantıya katılan bazı generaller 2. Ordu Komutanı olan ve kendileriyle aynı siyasi görüşü savunan Faruk Gürler'in "genç subay"ların "gönlünü kazanmış olduğunu" ve onlar üzerinde "siyasi etkisi" bulunduğunu ileri sürerek, Şura toplantılarına katılan Başbakan Süleyman Demirel'i "ikna" ettiler. 28 Ağustos 1970 tarihinde Süleyman Demirel başbakanlığındaki Adalet Partisi hükümeti bu zorlamadan sonra Faruk Gürler'i Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atadı.
1971 yılında 12 Mart Muhtırası verildiğinde Faik Türün 1. Ordu Komutanı ve İstanbul Sıkıyönetim Komutanı idi. 12 Mart 1971 muhtırasına giden süreçte Doğan Avcıoğlu'nun çıkardığı Devrim gazetesi etrafında toplanan ve içlerinde 27 Mayıs Darbesini yapan Millî Birlik Komitesi'nin gerçek lideri Emekli Korgeneral Cemal Madanoğlu'nun[1] da bulunduğu "Milli Demokratik Devrimciler", o dönemin siyasi partilerinin demokrasi anlayışının bir oyalamaca olduğunu ileri sürerek "ulusçu-devrimci yöntem" olarak ifade edilen ilkeler doğrultusunda parlamento dışı muhalefeti savunuyorlardı. Türkiye'de orduyu tahrik ederek sol-sosyalist, bir çeşit Baasçı yönetim kurdurmak için Doğan Avcıoğlu ve İlhan Selçuk'un başını çektiği çok ciddi faaliyetler vardı. Devrim gazetesinin genel yayın yönetmeni Hasan Cemal çok sonraları anılarını anlattığı Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim adlı kitabında o zamanki maksatlarının "ulusalcı" subayları ikna ederek onlarla birlikte bir "Milli Demokratik Devrim" adı altında bir askerî darbe yapmak olduğunu yazdı.
Nitekim 9 Mart 1971 tarihinde planlanan darbe, içlerinde Mahir Kaynak ve Mehmet Eymür'ün de bulunduğu Millî İstihbarat Teşkilatı mensuplarının durumu Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç ve 1. Ordu Komutanı Faik Türün'e haber vermesiyle akamete uğratıldı. 12 Mart Muhtırası'nı veren Memduh Tağmaç, orgeneral rütbesindekiler hariç bu 9 Mart 1971 darbe teşebbüsüne adı karışan başta Tümgeneral Celil Gürkan olmak üzere tüm subayları re'sen emekliye sevketti.
1. Ordu Komutanı Orgeneral Faik Türün de bu darbe teşebbüsüne adı karışan tüm Devrim yazarlarını Ziverbey Köşkünde Milli İstihbarat Teşkilatı vasıtasıyla sorguya çekti. Bu sorgularda Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler ve kod-adı olarak "Yavuz Bey"i kullanan Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur'un da 9 Mart darbe teşebbüsüne önce destek verdikleri, fakat sonra istihbarat bilgileri Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç'a ulaşınca desteklerini geri çektikleri ortaya çıktı. Faik Türün, 9 Mart 1971 darbe teşebbüsüne karşı çıkarak Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç'ı konuyla ilgili bilgilendirmiş ve 12 Mart 1971 Muhtırası ile Türkiye'deki Milli Demokratik Devrimcilere büyük darbe vurulmuştur.
Memduh Tağmaç'ın yaş haddinden dolayı emekliye ayrılmasından sonra 1972 yılında Genelkurmay Başkanı olan Faruk Gürler'in 1973 yılında Cumhurbaşkanı olmak için tüm diğer komutanların desteğini almasına ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni Ankara'daki tankçı birlikleriyle abluka altında bulundurmasına rağmen, 1. Ordu Komutanı Faik Türün bu duruma karşı çıkmış ve Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel'e icap ederse TBMM'yi İstanbul'da toplayacağını ve alınacak kararla isyanı bastırmak için 1. Ordu birlikleriyle Ankara'ya yürüyeceğini belirterek, sol devrimci olduğuna inandığı Emekli Orgeneral Faruk Gürler'in Cumhurbaşkanı olmasını engellemiştir.
12 Mart döneminde İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı yapan Faik Türün, 1973’te 1. Ordu Komutanlığı görevinden emekliye ayrıldı.
1977 yılında yapılan seçimlerde Adalet Partisi'nden 16. Dönem Manisa milletvekili seçildi. 1980 yılında Fahri Korutürk'ün Cumhurbaşkanlığı süresinin bitmesinin ardından 12 Mart döneminin bir başka komutanı Cumhuriyet Halk Partisi senatörü emekli orgeneral Muhsin Batur'a karşı Adalet Partisi'nin Cumhurbaşkanı adayı oldu.
Felç geçiren Türün, son 5 yıldır yatağa mahkum yaşıyordu, 15 Şubat 2003 tarihinde İstanbul’da vefat etti. Türün’ün cenazesi, 17 Şubat Pazartesi günü Üsküdar Selimiye Camii’nde öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Edirnekapı Şehitliği’nde toprağa verildi.
Türün'ün kızları Şevkat Özözer, Şivekar Pınar ve oğlu Cemil Ş. Türün törene katılırken diğer oğlu Hadi Türün ile kızı Rihkat Koçak gelmedi. Eşi Bedia Türün ise kalp rahatsızlığı nedeniyle araçta bekledi. Törene yakınlarının yanı sıra 3. Kolordu Komutanı Korg. Ergin Saygun, Kore'nin Ankara Büyükelçiliği Savunma Ataşesi Sei Min Oh, eski Genelkurmay başkanı emekli Org. Necdet Üruğ katıldı.
Alıntı