ORHAN'IN RÜYASI
Orhan sıcak yatağında yatıyor ve derin bir uykuya dalıyor.
Rüyasında kendi uçağının içinde Arabistan yolculuğuna çıktığını görüyor.
Uçağının rengi sarı.
Yanında arkadaşı Murat da var.
Bir süre uçuyorlar.
Bir ara pamuk gibi bulutların içine dalıyorlar.
Yer tekrar gözüktüğünde Arabistan üzerinde olduklarını anlıyorlar.
Aşağıda uzayıp giden çöl var.
Orhan Murat'a "Çöle inebilir miyiz?" diye soruyor.
Ve yavaş yavaş aşağıya iniyor.
Çölde ilk gördükleri deve oluyor.
Bu devenin iki hörgücü var.
Biraz sonra deve ayaklarını büküp yere çöküyor.
Güneş çok yakıcı parlıyor.
Çocuklar ter dökmeye başlıyorlar.
İleride gördükleri bir kaktüsün gölgesine koşuyorlar.
Murat Orhan'a "Gel buradan gidelim" diye fısıldıyor.
Aniden Murat bir şeyin üstüne basıyor ve "Bir yılan!" diye bağırıyor.
Yılan başını kldırıyor.
Murat kendini arkaya atıyor.
Çok korkuyorlar.
Koşabildikleri kadar hızlı koşuyorlar.
Artık susadıklarını farkediyorlar.
Orhan "Az ötede su var!" diye seviniyor.
Biraz daha koşuyorlar.
O da ne!
Çevrede hiç su yok!
Orhan serap gördüğünü anlıyor.
Bir kayanın üstüne çıkıyorlar.
Oradan sarı uçaklarını görebiliyorlar.
Ve ileriden birçok çıngırak sesleri geliyor.
Orhan sevinçle "Kervan!" diye bağırıyor.
Bir süre sonra kervan yaklaşıyor.
Araplar çocuklara su veriyorlar.
Kayanın üstünden inecekleri zaman rüzgar esmeye başlıyor.
Bu bir kum fırtınasına benziyor.
Orhan ile Murat uçağa koşarak geri dönüyorlar.
Orhan uçağı hareket ettiriyor.
Tekerlekler kumda kayıyor.
Orhan "Hemen eve döneriz" diyor.
Ama o sırada gümm! paatt!
Orhan uyanıyor.
Yataktan düşmüş.
Gördükleri rüyaymış.
Ertesi gün okulda arkadaşı Murat'a Arabistan yolculuğunu anlatıyor.
Orhan sıcak yatağında yatıyor ve derin bir uykuya dalıyor.
Rüyasında kendi uçağının içinde Arabistan yolculuğuna çıktığını görüyor.
Uçağının rengi sarı.
Yanında arkadaşı Murat da var.
Bir süre uçuyorlar.
Bir ara pamuk gibi bulutların içine dalıyorlar.
Yer tekrar gözüktüğünde Arabistan üzerinde olduklarını anlıyorlar.
Aşağıda uzayıp giden çöl var.
Orhan Murat'a "Çöle inebilir miyiz?" diye soruyor.
Ve yavaş yavaş aşağıya iniyor.
Çölde ilk gördükleri deve oluyor.
Bu devenin iki hörgücü var.
Biraz sonra deve ayaklarını büküp yere çöküyor.
Güneş çok yakıcı parlıyor.
Çocuklar ter dökmeye başlıyorlar.
İleride gördükleri bir kaktüsün gölgesine koşuyorlar.
Murat Orhan'a "Gel buradan gidelim" diye fısıldıyor.
Aniden Murat bir şeyin üstüne basıyor ve "Bir yılan!" diye bağırıyor.
Yılan başını kldırıyor.
Murat kendini arkaya atıyor.
Çok korkuyorlar.
Koşabildikleri kadar hızlı koşuyorlar.
Artık susadıklarını farkediyorlar.
Orhan "Az ötede su var!" diye seviniyor.
Biraz daha koşuyorlar.
O da ne!
Çevrede hiç su yok!
Orhan serap gördüğünü anlıyor.
Bir kayanın üstüne çıkıyorlar.
Oradan sarı uçaklarını görebiliyorlar.
Ve ileriden birçok çıngırak sesleri geliyor.
Orhan sevinçle "Kervan!" diye bağırıyor.
Bir süre sonra kervan yaklaşıyor.
Araplar çocuklara su veriyorlar.
Kayanın üstünden inecekleri zaman rüzgar esmeye başlıyor.
Bu bir kum fırtınasına benziyor.
Orhan ile Murat uçağa koşarak geri dönüyorlar.
Orhan uçağı hareket ettiriyor.
Tekerlekler kumda kayıyor.
Orhan "Hemen eve döneriz" diyor.
Ama o sırada gümm! paatt!
Orhan uyanıyor.
Yataktan düşmüş.
Gördükleri rüyaymış.
Ertesi gün okulda arkadaşı Murat'a Arabistan yolculuğunu anlatıyor.
