Ramazanda 1 ay boyunca irade ve beden terbiyesi yapıp vücudumuzu adeta bir detoks programına sokuyoruz. Pek çok uzman oruç tutmanın beden ve ruh dengesi üzerindeki yararlarına dikkat çekiyor. Ancak sağlık sorunları olduğu halde oruç tutan ve bu durumdan olumsuz etkilenecek olanlar da var. Medicana Sağlık Grubu uzmanları hem bu dönemi sağlığa faydalı hale getirebilmenin yollarını anlatıyor hem de orucun sağlık sorunları olanlara vereceği zararlara dikkat çekiyor.
YÜKSEK TANSIYONUNUZ VARSA DIKKAT!
Kalp hastalarının da sıcak ve uzun günler nedeniyle dikkatli olmaları gerektiğine dikkat çeken Kalp-Damar Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Serkan Aslan "İleri derecede yüksek tansiyonu olan, çok sayıda ilaç kullanan, yapılan düzenlemelere rağmen tansiyonu kontrol altına alınamayan hastaların oruç tutması sakıncalıdır. Kalp-damar hastalığı tedavi edilmemiş kişilerin oruç tutmaları riskli olduğu için bu hastaların bol yağlı, kalorili ve hızlı yenilen iftar yemeklerinden sonra kalp krizi geçirme riskleri yükselir. Tedavisi yapılmamış kalp kapağı hastalığı olan kişiler ilaç kullansalar bile oruç tutmaları sağlık sorunlarına yol açabilir" diyor. Oruç kalp ameliyatı olacak veya yeni olmuş hastalara da tavsiye edilmiyor.
AĞIZ KOKUSUNU ÖNLEMEK İÇİN
Oruç tutan kişilerde uzun süren açlık ve sıvı tüketimi yoksunluğu nedeniyle ağız kokusuyla sık karşılaşılıyor. Diş Hekimi Tansel Hamza Pars, "Ağız kokusu tıpta bir hastalık olarak değerlendirilir. Oruç sebebiyle bu hastalık daha da rahatsız edici olabilir" diyor. Oruç nedeniyle oluşan fizyolojik ağız kokusunu önlemek için baharatlı, şekerli, kafeinli, asitli yiyecek ve içeceklere rağbet edilmemesi, bol su içilmesi öneriliyor.
DİYABETLİLER ORUÇ TUTABİLİR Mİ?
Diyabet hastalarının ramazanda dikkat etmeleri gerekenleri anlatan İç Hastalıkları Uzmanı Engin Yurt, "Şeker hastalığı düzenli yemek yemeyi gerektirir" diyor ve ekliyor: "Dışarıdan verilen ilaçların kan şekeri düzeyinde, günün muhtelif saatlerine göre dalgalanmaları olur. Sabah 10.30-11.00'e doğru, öğleden sonra 16.30-17.00'de ve yatmadan önce kanda şeker seviyesi düşer. Şeker düzeyinin düştüğü anlarda beslenme yoluyla şeker alınmadığı takdirde, glukagom hormonu kan şeker düzeyini vücudun kendi kaynaklarını kullanarak aniden yükseltir. Bu, tedaviyle oluşturulan vücut dengesinin altüst olması demektir. Diyet veya en fazla 1 antidiyabetik tablet alarak kan şekeri düzeylerini kontrol edebilen hafif seyirli diyabet hastaları kontrollü sahur ve iftarla oruç tutabilse de, şeker düzeyini daha fazla ilaç alarak kontrol edebilen veya ensülin kullanmak zorunda olan hastaların vücutlarına zarar vermeden oruç tutabilmeleri mümkün değildir."
REFLÜSÜ OLANLAR DİKKAT
Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Laika Karabulut, "Uzun açlığın ardından, iftarda aşırı yemek ve hazmı zor gıdaların hızlı tüketilmesi midenin boşalma zamanını uzatıyor. Asit sekresyonunun artmasıyla reflü hastalığı tetiklenmiş oluyor. Hızlı ve fazla tüketilen gıdanın arkasından gelen uyku hissiyle uzanmak da reflü artışını kaçınılmaz hale getiriyor" diyor. Reflüsü olanların ramazanda şunlara dikkat etmeleri gerekiyor:
■ Günde 1500-2500 kalorilik ihtiyaç hesaplanmalı.
■ Yemekler iyi çiğnenmeli, hızlı yemek yenilmemeli.
■ Ağır yağlı gıdalardan kaçınılmalı.
■ Aşırı kahve ve sigara tüketilmemeli.
■ Sıvı alımı artmalı, lifli gıdalar daha fazla tüketilmeli.
SAHURDA SU İÇERİĞİ ZENGİN GIDALAR YİYİN
Et ürünleri protein içerdikleri için sindirilmeleri sırasında ortaya kötü koku çıkıyor. Bu nedenle bu tür yiyeceklerin ramazanda az tüketilmesi gerekiyor. Süt ürünlerinin sindirimi sırasında da ağız kokusu oluşabiliyor. Diş Hekimi Tansel Hamza Pars, "Sahurda su içeriği yönünden zengin yiyeceklerin (domates, elma, vb) tüketilmesi ağız kuruluğunu önleyerek ağız kokusunu azaltıyor" diyor. Bu dönemde soğan ve sarımsak gibi yiyeceklerin fazla tüketilmemesi ya da pişirilerek tüketilmesi tavsiye ediliyor.
YÜKSEK TANSIYONUNUZ VARSA DIKKAT!
Kalp hastalarının da sıcak ve uzun günler nedeniyle dikkatli olmaları gerektiğine dikkat çeken Kalp-Damar Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Serkan Aslan "İleri derecede yüksek tansiyonu olan, çok sayıda ilaç kullanan, yapılan düzenlemelere rağmen tansiyonu kontrol altına alınamayan hastaların oruç tutması sakıncalıdır. Kalp-damar hastalığı tedavi edilmemiş kişilerin oruç tutmaları riskli olduğu için bu hastaların bol yağlı, kalorili ve hızlı yenilen iftar yemeklerinden sonra kalp krizi geçirme riskleri yükselir. Tedavisi yapılmamış kalp kapağı hastalığı olan kişiler ilaç kullansalar bile oruç tutmaları sağlık sorunlarına yol açabilir" diyor. Oruç kalp ameliyatı olacak veya yeni olmuş hastalara da tavsiye edilmiyor.
AĞIZ KOKUSUNU ÖNLEMEK İÇİN
Oruç tutan kişilerde uzun süren açlık ve sıvı tüketimi yoksunluğu nedeniyle ağız kokusuyla sık karşılaşılıyor. Diş Hekimi Tansel Hamza Pars, "Ağız kokusu tıpta bir hastalık olarak değerlendirilir. Oruç sebebiyle bu hastalık daha da rahatsız edici olabilir" diyor. Oruç nedeniyle oluşan fizyolojik ağız kokusunu önlemek için baharatlı, şekerli, kafeinli, asitli yiyecek ve içeceklere rağbet edilmemesi, bol su içilmesi öneriliyor.
DİYABETLİLER ORUÇ TUTABİLİR Mİ?
Diyabet hastalarının ramazanda dikkat etmeleri gerekenleri anlatan İç Hastalıkları Uzmanı Engin Yurt, "Şeker hastalığı düzenli yemek yemeyi gerektirir" diyor ve ekliyor: "Dışarıdan verilen ilaçların kan şekeri düzeyinde, günün muhtelif saatlerine göre dalgalanmaları olur. Sabah 10.30-11.00'e doğru, öğleden sonra 16.30-17.00'de ve yatmadan önce kanda şeker seviyesi düşer. Şeker düzeyinin düştüğü anlarda beslenme yoluyla şeker alınmadığı takdirde, glukagom hormonu kan şeker düzeyini vücudun kendi kaynaklarını kullanarak aniden yükseltir. Bu, tedaviyle oluşturulan vücut dengesinin altüst olması demektir. Diyet veya en fazla 1 antidiyabetik tablet alarak kan şekeri düzeylerini kontrol edebilen hafif seyirli diyabet hastaları kontrollü sahur ve iftarla oruç tutabilse de, şeker düzeyini daha fazla ilaç alarak kontrol edebilen veya ensülin kullanmak zorunda olan hastaların vücutlarına zarar vermeden oruç tutabilmeleri mümkün değildir."
REFLÜSÜ OLANLAR DİKKAT
Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Laika Karabulut, "Uzun açlığın ardından, iftarda aşırı yemek ve hazmı zor gıdaların hızlı tüketilmesi midenin boşalma zamanını uzatıyor. Asit sekresyonunun artmasıyla reflü hastalığı tetiklenmiş oluyor. Hızlı ve fazla tüketilen gıdanın arkasından gelen uyku hissiyle uzanmak da reflü artışını kaçınılmaz hale getiriyor" diyor. Reflüsü olanların ramazanda şunlara dikkat etmeleri gerekiyor:
■ Günde 1500-2500 kalorilik ihtiyaç hesaplanmalı.
■ Yemekler iyi çiğnenmeli, hızlı yemek yenilmemeli.
■ Ağır yağlı gıdalardan kaçınılmalı.
■ Aşırı kahve ve sigara tüketilmemeli.
■ Sıvı alımı artmalı, lifli gıdalar daha fazla tüketilmeli.
SAHURDA SU İÇERİĞİ ZENGİN GIDALAR YİYİN
Et ürünleri protein içerdikleri için sindirilmeleri sırasında ortaya kötü koku çıkıyor. Bu nedenle bu tür yiyeceklerin ramazanda az tüketilmesi gerekiyor. Süt ürünlerinin sindirimi sırasında da ağız kokusu oluşabiliyor. Diş Hekimi Tansel Hamza Pars, "Sahurda su içeriği yönünden zengin yiyeceklerin (domates, elma, vb) tüketilmesi ağız kuruluğunu önleyerek ağız kokusunu azaltıyor" diyor. Bu dönemde soğan ve sarımsak gibi yiyeceklerin fazla tüketilmemesi ya da pişirilerek tüketilmesi tavsiye ediliyor.