Harp Okulu'ndan mezun olunca mülazım-ı evvel (teğmen), Harp Akademisi'nde birinci sınıfa geçince mülazım-ı sani, Harp Akademisi'ni bitirince erkanıharp (kurmay) yüzbaşı rütbeleri alınıyordu. Harp Akademisi'ne sadece Harp Okulu'nu iyi dereceyle bitirenler alınırdı. Rütbeler üstten asta sıralı olarak şöyledir:
Müşir (Mareşal)
1. Ferik (Orgeneral)
Ferik (Tümgeneral ile Korgeneral arası)
Mirliva (Tuğgeneral ile Tümgeneral arası)
Miralay (Albay)
Kaymakam (Yarbay)
Binbaşı
Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı)
Yüzbaşı
Mülâzımı sâni (Üstteğmen)
Mülâzımı evvel (Teğmen)
Çavuş
Onbaşı
Nefer
Müşir
(Arapça: مشير) Osmanlı Devletinin son dönemi ve Cumhuriyetin ilk yıllarında kullanılan Birinci Ferik rütbesinin üzerinde olan olan ve günümüz en büyük rütbelerinden Mareşal rütbesine eş değer askeri rütbe.
Ancak Müşir rütbesi de 26 Kasım 1934 tarihli 2590 sayılı Lâkap ve Unvanların Kaldırılması Hakkındaki Kanun'un üçüncü maddesi gereğince iptal edildi.
1. Ferik (Orgeneral)
Ferik
Osmanlı Devletinin son dönemi ve Cumhuriyetin ilk yıllarında kullanılan Mirliva ile Birinci Ferik rütbeleri arasında olan ve günümüz rütbelerinden Tümgeneral ile Korgeneral rütbeleri arasında bir askeri rütbe.
Ancak Ferik rütbesi de 26 Kasım 1934 tarihli 2590 sayılı Lâkap ve Unvanların Kaldırılması Hakkındaki Kanun'un üçüncü maddesi gereğince iptal edildi.
Mirliva
Osmanlı Devletinin son dönemi ve Cumhuriyetin ilk yıllarında kullanılan Miralay (Alaybeyi) ile Ferik rütbeleri arasında olan ve günümüz rütbelerinden Tuğgeneral ile Tümgeneral rütbeleri arasında bir askeri rütbe. Paşalık sanı mirliva rütbesinden itibaren kazanılırdı.
Mirliva kelimesi Mir (Kuman) ile Liva (Tugay) kelimelerinin birleşmesi sonucu oluşturulmuştur. Bu rütbeye sahip olanlar genelde tugay ya da tümen kumandanı görevinde bulunması beklenmiştir. Fakat sabit bir kural değildi.
Örneğin Mahmut Şevket Mirliva rütbesiyle Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği (Genelkurmay Başkanlığı)'ne atanmıştır ve Mustafa Kemal ise Yıldırım Ordular Grubu komutanı görevinde bulunmuştur.
Ancak Mirliva rütbesi de 26 Kasım 1934 tarihli 2590 sayılı Lâkap ve Unvanların Kaldırılması Hakkındaki Kanun'un üçüncü maddesi gereğince iptal edildi.
Osmanlıda 'Mirliva' valilik makamı, 'kaimimakam' kaymakam, 'mirmiran' ise 'beylerbeyi' anlamında kullanılırdı.
Miralay
Osmanlı Devletinin son dönemi ve Cumhuriyetin ilk yıllarında kullanılan Mirliva ile Kaymakam rütbeleri arasında olan ve günümüz rütbelerinden Albay askeri rütbesi.
Ancak Miralay rütbesi de 26 Kasım 1934 tarihli 2590 sayılı Lâkap ve Unvanların Kaldırılması Hakkındaki Kanun'un üçüncü maddesi gereğince iptal edildi.
Yarbay
Yarbay, birçok ülkenin kara ve hava güçlerinde ana görevi tabur komutanlığı olan ve Binbaşıyla Albay arasındaki askeri aşama. , birçok ülkenin kara ve hava güçlerinde ana görevi tabur komutanlığı olan ve Binbaşıyla Albay arasındaki askeri aşama.
Binbaşı
Binbaşı, birçok ülkenin kara ve hava kuvvetlerinde asıl görevi bölük veya tabur komutanlığı olan ve Yüzbaşıyla Yarbay arasındaki askerî rütbe.
Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı)
Osmanlı ordusunda yüzbaşı ile binbaşı arasındaki rütbe.
1826'da kaldırılan Yeniçeri Ocağı'nın yerine kurulan Asakir-i Mansure-i Muhammediye ordusunda bir alay, 8'i sağ, 8'i de sol olmak üzere 16 kola ayrıldı. Kol komutanlarına da (sağ ve sol) kolağası rütbesi verildi. 1828'deki ikinci düzenlemede alaylar üçer bölük üçer tabura ayrılınca, kolağası da tabur komutanı binbaşının yardımcısı oldu. Kolağalı rütbe işareti, üniformanın kollarına dikilen üçer şerit olarak belirlendi. Sol kolağasının şeritlerinden alttaki ikisi sarı, üstteki beyaz; sağ kolağasınınki iki sarı arasında bir beyazdı. Sağ kolağalı, sol kolağalığından daha kıdemli bir rütbe sayılıyordu. Buna göre yüzbaşılıktan sol kolağalığına, sonra da sağ kolağalığına terfi edilirdi. 1862'de orduda rütbeler yeniden belirlenirken kolağalığının da yüzbaşılıkla binbaşılık arasında tek rütbe olması öngörüldü. Cumhuriyet döneminde bu rütbenin adı önyüzbaşı oldu.
Yüzbaşı
Osmanlı devleti'nde subaylar Harp Akademisi'nden Yüzbaşı olarak mezun olurdu.
Mülâzımı sâni (Üstteğmen)
Mülâzımı evvel (Teğmen)
Çavuş
Gazneli, Karahanlı ve Selçuklu devletinde çavuşluk yüksek görevlerden biriydi. Siyasal ilişkileri, elçilik görevlerini ve protokol işlerini yönetirlerdi. Osmanlı'da denetim görevlerini üstlendiler. Sarayda müezzinlik, müzikçilik, mehterlik yapanlar çavuş şanını taşırlardı. II.Mahmud'un 1826'dan sonra gerçekleştirdiği askeri yenilikler sırasında geleneksel çavuşluklar kaldırılarak kara ve deniz ordularında erle subay arasındaki küçük rütbelere çavuş sanı verildi. Erleri temsilen kullanılan çavuş rütbesi, onbaşı rütbesininin bir kademe üstüdür. Çavuş, erlerle subay arasındaki ilişkileri düzenler. Ayrıca çavuşlar, bir manganın komutanı da olabilirler. Askeriyede çavuşlar nöbet tutmazlar ancak komutanların emriyle nöbet tutabilirler.
Onbaşı
Onbaşı, emrine verilen birliğin amiri ve çavuşun yardımcısıdır. Birliğin içinde disiplini korumak, emrinde bulunan personeli savaş için hazırlamak, sevk ve idare etmek, en küçük birlik olan manganın bütün iç hizmetlerini iyi bilmek, bunları astlarına öğretmek, araç ve gereçlerin bakımını yapmak zorundadır. Onbaşı, kendi erleriyle bir masada yemek yer. Sofranın temizlik ve düzenine, yemeğin eşit olarak dağıtılmasına, nöbette olan erlerin yemeğinin ayrılmasına dikkat eder. Erlerine, birlikte bulunan subayları tanıtır. Erlerin uygunsuz kimselerle görüşmelerine engel olur, onların sağlık durumlarıyla ilgilenir, hasta olanları doktora gönderir. Onbaşı, yönetmelikte yazılı olan özel nöbetleri tutar, kışla ve ordugâh hizmetinde çalışan erlerin başında âmir olarak bulunur. Aldığı emirlere göre yapacağı işler ve birlik içinde disiplinle ilgili olayları zamanında, âmiri olan çavuşa bildirir. Silâhlı kuvvetlerde onbaşılığa yükselme, özel talimatına uygun olarak, acemi eğitimini başarıyla bitirenler arasından ayrı bir sınavla olur. Onbaşı, kolunun pazu kısmına kırmızı çuhadan "V" işareti takar.
Nefer
Rütbesiz asker.
Müşir (Mareşal)
1. Ferik (Orgeneral)
Ferik (Tümgeneral ile Korgeneral arası)
Mirliva (Tuğgeneral ile Tümgeneral arası)
Miralay (Albay)
Kaymakam (Yarbay)
Binbaşı
Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı)
Yüzbaşı
Mülâzımı sâni (Üstteğmen)
Mülâzımı evvel (Teğmen)
Çavuş
Onbaşı
Nefer
Müşir
(Arapça: مشير) Osmanlı Devletinin son dönemi ve Cumhuriyetin ilk yıllarında kullanılan Birinci Ferik rütbesinin üzerinde olan olan ve günümüz en büyük rütbelerinden Mareşal rütbesine eş değer askeri rütbe.
Ancak Müşir rütbesi de 26 Kasım 1934 tarihli 2590 sayılı Lâkap ve Unvanların Kaldırılması Hakkındaki Kanun'un üçüncü maddesi gereğince iptal edildi.
1. Ferik (Orgeneral)
Ferik
Osmanlı Devletinin son dönemi ve Cumhuriyetin ilk yıllarında kullanılan Mirliva ile Birinci Ferik rütbeleri arasında olan ve günümüz rütbelerinden Tümgeneral ile Korgeneral rütbeleri arasında bir askeri rütbe.
Ancak Ferik rütbesi de 26 Kasım 1934 tarihli 2590 sayılı Lâkap ve Unvanların Kaldırılması Hakkındaki Kanun'un üçüncü maddesi gereğince iptal edildi.
Mirliva
Osmanlı Devletinin son dönemi ve Cumhuriyetin ilk yıllarında kullanılan Miralay (Alaybeyi) ile Ferik rütbeleri arasında olan ve günümüz rütbelerinden Tuğgeneral ile Tümgeneral rütbeleri arasında bir askeri rütbe. Paşalık sanı mirliva rütbesinden itibaren kazanılırdı.
Mirliva kelimesi Mir (Kuman) ile Liva (Tugay) kelimelerinin birleşmesi sonucu oluşturulmuştur. Bu rütbeye sahip olanlar genelde tugay ya da tümen kumandanı görevinde bulunması beklenmiştir. Fakat sabit bir kural değildi.
Örneğin Mahmut Şevket Mirliva rütbesiyle Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği (Genelkurmay Başkanlığı)'ne atanmıştır ve Mustafa Kemal ise Yıldırım Ordular Grubu komutanı görevinde bulunmuştur.
Ancak Mirliva rütbesi de 26 Kasım 1934 tarihli 2590 sayılı Lâkap ve Unvanların Kaldırılması Hakkındaki Kanun'un üçüncü maddesi gereğince iptal edildi.
Osmanlıda 'Mirliva' valilik makamı, 'kaimimakam' kaymakam, 'mirmiran' ise 'beylerbeyi' anlamında kullanılırdı.
Miralay
Osmanlı Devletinin son dönemi ve Cumhuriyetin ilk yıllarında kullanılan Mirliva ile Kaymakam rütbeleri arasında olan ve günümüz rütbelerinden Albay askeri rütbesi.
Ancak Miralay rütbesi de 26 Kasım 1934 tarihli 2590 sayılı Lâkap ve Unvanların Kaldırılması Hakkındaki Kanun'un üçüncü maddesi gereğince iptal edildi.
Yarbay
Yarbay, birçok ülkenin kara ve hava güçlerinde ana görevi tabur komutanlığı olan ve Binbaşıyla Albay arasındaki askeri aşama. , birçok ülkenin kara ve hava güçlerinde ana görevi tabur komutanlığı olan ve Binbaşıyla Albay arasındaki askeri aşama.
Binbaşı
Binbaşı, birçok ülkenin kara ve hava kuvvetlerinde asıl görevi bölük veya tabur komutanlığı olan ve Yüzbaşıyla Yarbay arasındaki askerî rütbe.
Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı)
Osmanlı ordusunda yüzbaşı ile binbaşı arasındaki rütbe.
1826'da kaldırılan Yeniçeri Ocağı'nın yerine kurulan Asakir-i Mansure-i Muhammediye ordusunda bir alay, 8'i sağ, 8'i de sol olmak üzere 16 kola ayrıldı. Kol komutanlarına da (sağ ve sol) kolağası rütbesi verildi. 1828'deki ikinci düzenlemede alaylar üçer bölük üçer tabura ayrılınca, kolağası da tabur komutanı binbaşının yardımcısı oldu. Kolağalı rütbe işareti, üniformanın kollarına dikilen üçer şerit olarak belirlendi. Sol kolağasının şeritlerinden alttaki ikisi sarı, üstteki beyaz; sağ kolağasınınki iki sarı arasında bir beyazdı. Sağ kolağalı, sol kolağalığından daha kıdemli bir rütbe sayılıyordu. Buna göre yüzbaşılıktan sol kolağalığına, sonra da sağ kolağalığına terfi edilirdi. 1862'de orduda rütbeler yeniden belirlenirken kolağalığının da yüzbaşılıkla binbaşılık arasında tek rütbe olması öngörüldü. Cumhuriyet döneminde bu rütbenin adı önyüzbaşı oldu.
Yüzbaşı
Osmanlı devleti'nde subaylar Harp Akademisi'nden Yüzbaşı olarak mezun olurdu.
Mülâzımı sâni (Üstteğmen)
Mülâzımı evvel (Teğmen)
Çavuş
Gazneli, Karahanlı ve Selçuklu devletinde çavuşluk yüksek görevlerden biriydi. Siyasal ilişkileri, elçilik görevlerini ve protokol işlerini yönetirlerdi. Osmanlı'da denetim görevlerini üstlendiler. Sarayda müezzinlik, müzikçilik, mehterlik yapanlar çavuş şanını taşırlardı. II.Mahmud'un 1826'dan sonra gerçekleştirdiği askeri yenilikler sırasında geleneksel çavuşluklar kaldırılarak kara ve deniz ordularında erle subay arasındaki küçük rütbelere çavuş sanı verildi. Erleri temsilen kullanılan çavuş rütbesi, onbaşı rütbesininin bir kademe üstüdür. Çavuş, erlerle subay arasındaki ilişkileri düzenler. Ayrıca çavuşlar, bir manganın komutanı da olabilirler. Askeriyede çavuşlar nöbet tutmazlar ancak komutanların emriyle nöbet tutabilirler.
Onbaşı
Onbaşı, emrine verilen birliğin amiri ve çavuşun yardımcısıdır. Birliğin içinde disiplini korumak, emrinde bulunan personeli savaş için hazırlamak, sevk ve idare etmek, en küçük birlik olan manganın bütün iç hizmetlerini iyi bilmek, bunları astlarına öğretmek, araç ve gereçlerin bakımını yapmak zorundadır. Onbaşı, kendi erleriyle bir masada yemek yer. Sofranın temizlik ve düzenine, yemeğin eşit olarak dağıtılmasına, nöbette olan erlerin yemeğinin ayrılmasına dikkat eder. Erlerine, birlikte bulunan subayları tanıtır. Erlerin uygunsuz kimselerle görüşmelerine engel olur, onların sağlık durumlarıyla ilgilenir, hasta olanları doktora gönderir. Onbaşı, yönetmelikte yazılı olan özel nöbetleri tutar, kışla ve ordugâh hizmetinde çalışan erlerin başında âmir olarak bulunur. Aldığı emirlere göre yapacağı işler ve birlik içinde disiplinle ilgili olayları zamanında, âmiri olan çavuşa bildirir. Silâhlı kuvvetlerde onbaşılığa yükselme, özel talimatına uygun olarak, acemi eğitimini başarıyla bitirenler arasından ayrı bir sınavla olur. Onbaşı, kolunun pazu kısmına kırmızı çuhadan "V" işareti takar.
Nefer
Rütbesiz asker.