OSMANLI SARAYINDA HAYVANAT BAHÇESİ
2.Abdülhamid’in 1909 da yağmalanan Yıldız Sarayında olduğu gibi daha önceki devirlerde de bilinen 16. yy dan itibaren (daha eski de olabilir)padişahların sarayda birer hayvanat bahçeleri bulunurdu.Üstelik halkın ziyaretlerine de açıktı.Demek ki padişahlar bunu keyfi bir iş değil halka hizmet olarak düşünmüşler.Bir nevi saray ve padişah halka bir eğlence yeri bahşetmiş oluyordu.
Özellikle bu bahçelerde imparatorluğun bir çok yerinden toplanan ve yabancı ülkelerden hediye olarak gelen ,ender görülen nadide hayvan türleri beslenirdi.Padişahların zengin bir vahşi hayvan koleksiyonu olduğu söylenebilir.
Bu hayvanat bahçelerine ‘’Fil-hane’’ daha çok ise ’’ Arslan-hane’’ adı verilirdi.Buranın hizmetlerine Arslancıbaşı bakar , düzeni İmrahor adlı görevli tarafından sağlanırdı.Hayvanlar Ayasofya ya yakın bir yerde teşhir edilirlerdi.Sultan Abdülaziz devrinde Sultan Mahmud Köşkü bu işe tahsis edilmiş ve arslanhane adını almıştır.
Sarayda bulunan başlıca hayvanlar olarak İstanbul’a yabancı Zürafa, Gergedan, Fil, Arslan, Pars, Su aygırı ,kaplan ,vaşak, panter ,kirpi gibi hayvanlar sayılabilir.
Özellikle yabancı devlet elçileri bu bahçelerde gezdirilirdi.Bunlardan bir çoğu bazı hayvanları ilk defa burada gördüklerini anılarında belirtmişlerdir. Baron Busbeq,d’Aramon,Andrey Taranowski gibi
Bundan başka saray da bulunan hayvanları eğiten ,onlara çeşitli oyunlar ve maharetler öğreten görevlilerde vardı.Bahsettiğimiz elçiler anılarında bu hayvanlarla yapılan harikulade gösterileri uzun uzun anlatmışlardır.
Osmanlı Padişahlarının kuş ,özellikle avcı kuşlara olan merakları zaten malumdur. Topkapı Sarayı’nda, özellikle yırtıcı kuşların imparatorluğun çeşitli bölgelerinden toplanması, beslenmesi, bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimiyle ilgili bir teşkilatlanmanın olduğu bilinmektedir. Diğer taraftan Saray’da çok sayıda güvercin, sülün ve diğer süs kuşları da yetiştirilmekteydi. Bunların bir kısmı süs, bir kısmı da eti için beslenirdi ve Saray’da yapılan okların tüyleri de bu kuşlardan temin edilirdi. Doğancı Ocağı ve Kuşhane Ocağı bu teşkilatın birer parçasıydı. Av kuşlarından sorumlu olan doğancıbaşılar ve şikâr ağaları dışında bülbülcü, tûtîci gibi görevlilerin bulunduğu, hatta, dudukuşubaşı adıyla anılan bir görevlinin Kahire’den gelen papağanlara bakıp, bunları eğittiği kaydedilmiştir.
1880’li yılların başından itibaren Yıldız Sarayı’nda yaşamaya başlayan II. Abdülhamid’in hayvanlara ve özellikle kuşlara olan özel merakı neticesinde, saray bahçesinde çok sayıda çeşitli nadir kuş ve hayvan toplanmıştı
Hanedan içinde güvercin merakını en ziyade ileri götüren ve en iyi cinslere malik olduğundan bahsedilen Vahidüddin idi. Ondan sonra da Sultan Reşad gelirdi.
“Dersaadette tesisi mutasavvur olan hayvanat bahçesi” (1880)
Çeşitli hayvan ve bitki örneklerini içeren saray bahçeleri yanında, İstanbul’da kamuya açık bir hayvanat bahçesi kurulması yolundaki ilk girişimler, belirleyebildiğimiz kadarıyla, 1880 yılında başlamıştır. 22 Şaban 1297 (30 Temmuz 1880) tarihini taşıyan ve “Maarif Nezareti Mekatib-i Aliye İdaresi”nden “Mabeyn-i Hümayun tahrirat-ı ecnebiye kitabet-i celilesine” gönderilen yazıdan, İstanbul’da bir hayvanat bahçesinin kurulması yolunda bir irade çıktığı anlaşılmaktadır. Sözkonusu yazı, kurulacak bahçenin düzenlenmesini ve yönetinimi üstlenecek bazı kişilerin bulunduğunu bildirmekte, bu kişiler ile mukavelename hazırlamak için izin istemekte ve kurulması düşünülen bahçeye Saray’dan gönderilecek hayvanların cinslerini ve sayısını içeren bir defterin iletilmesini istemektedir. Bu yazının Maarif Nezaretinden yazılmış olması, hayvanat bahçesinin kuruluşunun eğitim çalışmaları çerçevesinde değerlendirildiğine işaret edebilir. Diğer taraftan, “tahrirat-ı ecnebiye kalemi”ne hitaben yazılmış olması, bahçenin kuruluşunda yabancı uzmanların var olabileceğini düşündürmektedir. Ancak kesin olan husus, saray dışında kurulacak bahçenin ilk nüvesini saray bahçelerindeki hayvanların oluşturacağıdır.
Bundan başka Nişantaşı-Küçük Çiftlik Nebatat ve Hayvanat Bahçesi Projesi (1884-85), Mösyö Koh’un girişimi (1890), Eduardo Montenegro’nun “hayvanat-ı vahşiye”si (1892) bir çok hayvanat bahçesi kurma projesi düşünülmüştür.
Eduardo Montenegro’nun yabani hayvanlarının listesi (1892)
1 Fil, 40 yaşında İşbu hayvan üç metreye karib irtifaında olup üçyüz sene
yaşayabileceği gibi Avrupa’nın en büyük hayvanatından olduğu ve lübiyat icra eder. Muntazammen ve kavi el-bünye bulunduğu
2 Aslan, 6 yaşında İşbu hayvanlar Afrika’nın olup resm ve vaziyetleri gayet güzel ve
erkek oldukları
4 Aslan, 5 yaşında İşbu hayvanların ikisi erkek ve ikisi dişi olup İran hayvanları olduğu
ve lübiyat icra eder oldukları
2 Aslan, 2,5 yaşında İşbu hayvanlar bir aded Danimarka köpeğiyle enis olup birlikte icra-
yı lübiyyat [oyun] eder oldukları
3 Kaplan, 4 yaşında İşbu hayvanlar Bengaliye kaplanları olup çizgili ve gayet güzel bir
hayvandırlar.
4 Kaplan, 8 yaşında İşbu kaplanlar Brezilya kaplanları olup biri dişi ve biri erkek ve iki
adet yavruları altı haftalık olduğu
2 Kaplan, 5 yaşında İşbu hayvanın erkeği siyah ve dişisi renkli olup pek nadir hayvanat olduğu
3 Gümüş aslan, 6 yaşında İşbu hayvanlar 6 yaşında bulunan valdeleriyle beraber olup kendileri üç yaşındadır.
1 Leopar, 2 yaşında İşbu hayvan Afrika hayvanatından olup gayet yakışıklı bir hayvandır.
1 Zırtlan, 1,5 yaşında İşbu hayvan Afrika hayvanatından benekli ve latif bir hayvandır.
1 Zırtlan, 2yaşında İşbu hayvan Afrika hayvanatından olup çizgileri ve Serbiye
kurtlarından bir kurt ile enisdirler.
1 Büyük ayı, 6 yaşında Kutb-i şimali hayvanatından gayet soğuk mahallerde bulunmuştur.
1 Çakal, 4 yaşında Afrika hayvanatından gayet güzel bir hayvan olduğu
2 Kurt, 6 yaşında Sibiryanın kurtlarından olup sakin bir hayvan oldukları
2 Kurt, 5 yaşında Pirinya kurtları olup bunlar dahi pek sakin bir hayvandırlar.
1 Lama, 7 yaşında Amerikanın Peru tarafında olup acayip bir hayvandır
1 Yaban Keçisi, 3 yaşında İtalyalı hayvanattan olduğu
1 Saka kuşu Mısır malı olduğu
1 Devekuşu Avusturalyadan olduğu
1 Timsah Mısır’da vaki nehr-i Nil’den alınmış bir hayvan olduğu.
1Yılan Hindistanın meşhur yılanlarından olduğu
2.Abdülhamid’in 1909 da yağmalanan Yıldız Sarayında olduğu gibi daha önceki devirlerde de bilinen 16. yy dan itibaren (daha eski de olabilir)padişahların sarayda birer hayvanat bahçeleri bulunurdu.Üstelik halkın ziyaretlerine de açıktı.Demek ki padişahlar bunu keyfi bir iş değil halka hizmet olarak düşünmüşler.Bir nevi saray ve padişah halka bir eğlence yeri bahşetmiş oluyordu.
Özellikle bu bahçelerde imparatorluğun bir çok yerinden toplanan ve yabancı ülkelerden hediye olarak gelen ,ender görülen nadide hayvan türleri beslenirdi.Padişahların zengin bir vahşi hayvan koleksiyonu olduğu söylenebilir.
Bu hayvanat bahçelerine ‘’Fil-hane’’ daha çok ise ’’ Arslan-hane’’ adı verilirdi.Buranın hizmetlerine Arslancıbaşı bakar , düzeni İmrahor adlı görevli tarafından sağlanırdı.Hayvanlar Ayasofya ya yakın bir yerde teşhir edilirlerdi.Sultan Abdülaziz devrinde Sultan Mahmud Köşkü bu işe tahsis edilmiş ve arslanhane adını almıştır.
Sarayda bulunan başlıca hayvanlar olarak İstanbul’a yabancı Zürafa, Gergedan, Fil, Arslan, Pars, Su aygırı ,kaplan ,vaşak, panter ,kirpi gibi hayvanlar sayılabilir.
Özellikle yabancı devlet elçileri bu bahçelerde gezdirilirdi.Bunlardan bir çoğu bazı hayvanları ilk defa burada gördüklerini anılarında belirtmişlerdir. Baron Busbeq,d’Aramon,Andrey Taranowski gibi
Bundan başka saray da bulunan hayvanları eğiten ,onlara çeşitli oyunlar ve maharetler öğreten görevlilerde vardı.Bahsettiğimiz elçiler anılarında bu hayvanlarla yapılan harikulade gösterileri uzun uzun anlatmışlardır.
Osmanlı Padişahlarının kuş ,özellikle avcı kuşlara olan merakları zaten malumdur. Topkapı Sarayı’nda, özellikle yırtıcı kuşların imparatorluğun çeşitli bölgelerinden toplanması, beslenmesi, bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimiyle ilgili bir teşkilatlanmanın olduğu bilinmektedir. Diğer taraftan Saray’da çok sayıda güvercin, sülün ve diğer süs kuşları da yetiştirilmekteydi. Bunların bir kısmı süs, bir kısmı da eti için beslenirdi ve Saray’da yapılan okların tüyleri de bu kuşlardan temin edilirdi. Doğancı Ocağı ve Kuşhane Ocağı bu teşkilatın birer parçasıydı. Av kuşlarından sorumlu olan doğancıbaşılar ve şikâr ağaları dışında bülbülcü, tûtîci gibi görevlilerin bulunduğu, hatta, dudukuşubaşı adıyla anılan bir görevlinin Kahire’den gelen papağanlara bakıp, bunları eğittiği kaydedilmiştir.
1880’li yılların başından itibaren Yıldız Sarayı’nda yaşamaya başlayan II. Abdülhamid’in hayvanlara ve özellikle kuşlara olan özel merakı neticesinde, saray bahçesinde çok sayıda çeşitli nadir kuş ve hayvan toplanmıştı
Hanedan içinde güvercin merakını en ziyade ileri götüren ve en iyi cinslere malik olduğundan bahsedilen Vahidüddin idi. Ondan sonra da Sultan Reşad gelirdi.
“Dersaadette tesisi mutasavvur olan hayvanat bahçesi” (1880)
Çeşitli hayvan ve bitki örneklerini içeren saray bahçeleri yanında, İstanbul’da kamuya açık bir hayvanat bahçesi kurulması yolundaki ilk girişimler, belirleyebildiğimiz kadarıyla, 1880 yılında başlamıştır. 22 Şaban 1297 (30 Temmuz 1880) tarihini taşıyan ve “Maarif Nezareti Mekatib-i Aliye İdaresi”nden “Mabeyn-i Hümayun tahrirat-ı ecnebiye kitabet-i celilesine” gönderilen yazıdan, İstanbul’da bir hayvanat bahçesinin kurulması yolunda bir irade çıktığı anlaşılmaktadır. Sözkonusu yazı, kurulacak bahçenin düzenlenmesini ve yönetinimi üstlenecek bazı kişilerin bulunduğunu bildirmekte, bu kişiler ile mukavelename hazırlamak için izin istemekte ve kurulması düşünülen bahçeye Saray’dan gönderilecek hayvanların cinslerini ve sayısını içeren bir defterin iletilmesini istemektedir. Bu yazının Maarif Nezaretinden yazılmış olması, hayvanat bahçesinin kuruluşunun eğitim çalışmaları çerçevesinde değerlendirildiğine işaret edebilir. Diğer taraftan, “tahrirat-ı ecnebiye kalemi”ne hitaben yazılmış olması, bahçenin kuruluşunda yabancı uzmanların var olabileceğini düşündürmektedir. Ancak kesin olan husus, saray dışında kurulacak bahçenin ilk nüvesini saray bahçelerindeki hayvanların oluşturacağıdır.
Bundan başka Nişantaşı-Küçük Çiftlik Nebatat ve Hayvanat Bahçesi Projesi (1884-85), Mösyö Koh’un girişimi (1890), Eduardo Montenegro’nun “hayvanat-ı vahşiye”si (1892) bir çok hayvanat bahçesi kurma projesi düşünülmüştür.
Eduardo Montenegro’nun yabani hayvanlarının listesi (1892)
1 Fil, 40 yaşında İşbu hayvan üç metreye karib irtifaında olup üçyüz sene
yaşayabileceği gibi Avrupa’nın en büyük hayvanatından olduğu ve lübiyat icra eder. Muntazammen ve kavi el-bünye bulunduğu
2 Aslan, 6 yaşında İşbu hayvanlar Afrika’nın olup resm ve vaziyetleri gayet güzel ve
erkek oldukları
4 Aslan, 5 yaşında İşbu hayvanların ikisi erkek ve ikisi dişi olup İran hayvanları olduğu
ve lübiyat icra eder oldukları
2 Aslan, 2,5 yaşında İşbu hayvanlar bir aded Danimarka köpeğiyle enis olup birlikte icra-
yı lübiyyat [oyun] eder oldukları
3 Kaplan, 4 yaşında İşbu hayvanlar Bengaliye kaplanları olup çizgili ve gayet güzel bir
hayvandırlar.
4 Kaplan, 8 yaşında İşbu kaplanlar Brezilya kaplanları olup biri dişi ve biri erkek ve iki
adet yavruları altı haftalık olduğu
2 Kaplan, 5 yaşında İşbu hayvanın erkeği siyah ve dişisi renkli olup pek nadir hayvanat olduğu
3 Gümüş aslan, 6 yaşında İşbu hayvanlar 6 yaşında bulunan valdeleriyle beraber olup kendileri üç yaşındadır.
1 Leopar, 2 yaşında İşbu hayvan Afrika hayvanatından olup gayet yakışıklı bir hayvandır.
1 Zırtlan, 1,5 yaşında İşbu hayvan Afrika hayvanatından benekli ve latif bir hayvandır.
1 Zırtlan, 2yaşında İşbu hayvan Afrika hayvanatından olup çizgileri ve Serbiye
kurtlarından bir kurt ile enisdirler.
1 Büyük ayı, 6 yaşında Kutb-i şimali hayvanatından gayet soğuk mahallerde bulunmuştur.
1 Çakal, 4 yaşında Afrika hayvanatından gayet güzel bir hayvan olduğu
2 Kurt, 6 yaşında Sibiryanın kurtlarından olup sakin bir hayvan oldukları
2 Kurt, 5 yaşında Pirinya kurtları olup bunlar dahi pek sakin bir hayvandırlar.
1 Lama, 7 yaşında Amerikanın Peru tarafında olup acayip bir hayvandır
1 Yaban Keçisi, 3 yaşında İtalyalı hayvanattan olduğu
1 Saka kuşu Mısır malı olduğu
1 Devekuşu Avusturalyadan olduğu
1 Timsah Mısır’da vaki nehr-i Nil’den alınmış bir hayvan olduğu.
1Yılan Hindistanın meşhur yılanlarından olduğu
Tarkan Suçıkar
Kaynaklar:
1-Büyük Osmanlı Tarihi-Yılmaz Öztuna
2-Türkiye'de Hayvanat Bahçeleri Tarihine Giriş -Feza Günergun
3-Osmanlı Devlet Teşkilatı-İ.Hakkı Uzunçarşılı
4-Rehber Ansiklopedisi
5-Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü-M.Zeki Pakalın
1-Büyük Osmanlı Tarihi-Yılmaz Öztuna
2-Türkiye'de Hayvanat Bahçeleri Tarihine Giriş -Feza Günergun
3-Osmanlı Devlet Teşkilatı-İ.Hakkı Uzunçarşılı
4-Rehber Ansiklopedisi
5-Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü-M.Zeki Pakalın