Yaygın Gelişimsel Bozukluk tanısı almış bireyler özellikler açısından oldukça heterojen bir gruptur.iletişim becerilerinde ve sosyal etkileşimde sınırlılık,sınırlı ilgi alanları yaygın gelişimsel bozukluk tanısı almış bireylerin ortak özellikleri olmasına karşın, gözlenen özelliğinin derecesi, bilişsel becerilerdeki performansları bireyler arasında farklılık göstermektedir. Örneğin Yaygın Gelişimsel Bozukluk gösteren bir bireyin sosyal etkileşim becerileri bir diğerine göre çok daha iyi olabilmektedir. Bu yüzden aşağıda bahsedilen genel özellikleri bireysel farklılıklar göz önüne alınarak değerlendirmek önem taşımaktadır.
Otizmli bireyler seslere karşı değişik tepkiler gösterebilirler. Bazı otizmli bireyler seslere karşı aşırı tepki verebilirken bazı otizmli bireyler seslere vermesi gerekenden az veya hiç tepki göstermezler. Erken çocukluk döneminde seslere karşı hiç tepki vermemesi anne-babalarda işitsel bir problemin olabileceği şüphesi uyandırırken yapılan testlerde işitmelerinde organik bir problemin olmadığı; ancak çevrelerindeki uyarılara çok açık olmadıkları için seslere tepki vermedikleri düşünülmektedir.
2. Görsel Uyarılara Karşı Tepkileri
Otizmli çocukların insan yüzüne veya çevrelerindeki bazı nesnelere bakmamalarına karşın, hareket eden, dönen ya da parlak olan nesnelere uzun süre bakabildikleri görülebilmektedir. Bazılarının zaman zaman ışıktan rahatsız oldukları hatta karanlık bir odada daha rahat edebildikleri görülmektedir.
3. Dokunulmaya Karşı Tepkiler
Bazı otizmli bireyler herhangi birisi tarafından dokunulmaya, kucağa alınmaya karşı ağlama, çığlık atma veya çeşitli el kol hareketleriyle aşırı tepki verebilmektedirler. Bazı çocuklar ise dokunulmaktan, kucağa alınmaktan aşırı haz alırlar. Normal gelişim gösteren bir çocuğun acı hissedebileceği bir sarılmadan otizmli bir çocuk haz alabilir. Sıcak veya soğuğa karşı hiç tepki vermeyen otizmli çocuklar olabildiği gibi, Sıcak veya soğuğa aşırı tepki verebilen, aşırı duyarlı otizmli çocuklarda olabilir. Bazı bireyler ise örgülü giysileri giymekten ve kişisel bakım etkinliklerinden ( tırnak kesme, yüz yıkanması, saç kestirilmesi gibi ) şiddetle kaçınabilirler. Kimi çocuklar giyecekleri, özellikle de ayakkabıları ve çorapları üzerinde hissetmekten rahatsız olabilirler.
Yaygın Gelişimsel Bozukluk tanısı almış olan bireylerin yaklaşık olarak % 25-33 ünün normal ve daha üst düzeyde zekaya sahip oldukları bilinmektedir. Ancak bu çocuklara uygulanan zeka testlerinin doğru yorumlanması önem taşımaktadır; çünkü Yaygın Gelişimsel Bozukluk tanısı almış bireylerin iletişim, sosyal etkileşim alanlarındaki yetersizlikleri zeka testlerindeki sorulara doğru cevap vermelerini engelleyebilmektedir.
Bazı otizmli çocuklarda hiç konuşamama olarak tanımlanan ‘’mutizm’’görülmektedir. Konuşma becerileri olan çocuklarda şahıs zamirlerini kullanmadaki güçlük, alışılmadık ses tonu gibi özellikler ve alıcı dil becerilerinde sözcüklerin mecaz anlamlarını, deyimleri, soyut sözcükler ile dile dayalı şakaları anlamadaki güçlükler Yaygın Gelişimsel Bozukluk kapsamındaki çocuklarda görülebilen diğer özelliklerdir.Bunların yanında çocuğun duyduklarını aynı ses tonuyla tekrar etmesi olarak tanımlanan “ekolali’’de otizmli çocuklarda görülebilen iletişim ve konuşma özelliklerinden birisidir.
Dil kullanımda görülen belirgin farklılıklara karşı temel problemin, dilin yapısal boyutunda değil iletişim boyutunda olduğu belirtilmektedir. Yaygın Gelişimsel Bozukluk gösteren çocuklarda görsel dikkatini diğerleriyle birlikte ilgilenilen bir şey üzerinde toplamak olarak tanımlanan ortak dikkat becerileri sınırlıdır.
Yetişkinlerle veya akranlarıyla etkileşim başlatma,sürdürme ve bitirme becerilerinde sınırlılık vardır. Başarılı sosyal etkileşim için diğerlerinin duygularını, düşüncelerini ve inançlarını anlayabilmek, diğerlerinin düşünce ve duygularının kendimizin düşüncelerinden farklı olabileceğinin farkında olmak çok önemlidir. Zihin kuramı olarak tanımlanan bu özellikler bireyin, diğerlerinin duygu, düşünce, eğilim ve isteklerini anlama becerisi olarak kabul edilmektedir. Yaygın Gelişimsel Bozukluk gösteren bireylerin sosyal etkileşim için önemli olan zihin kuramı becerilerinin gelişiminde de sorun olduğu görülmektedir.
- Duyusal Özellikler
Otizmli bireyler seslere karşı değişik tepkiler gösterebilirler. Bazı otizmli bireyler seslere karşı aşırı tepki verebilirken bazı otizmli bireyler seslere vermesi gerekenden az veya hiç tepki göstermezler. Erken çocukluk döneminde seslere karşı hiç tepki vermemesi anne-babalarda işitsel bir problemin olabileceği şüphesi uyandırırken yapılan testlerde işitmelerinde organik bir problemin olmadığı; ancak çevrelerindeki uyarılara çok açık olmadıkları için seslere tepki vermedikleri düşünülmektedir.
2. Görsel Uyarılara Karşı Tepkileri
Otizmli çocukların insan yüzüne veya çevrelerindeki bazı nesnelere bakmamalarına karşın, hareket eden, dönen ya da parlak olan nesnelere uzun süre bakabildikleri görülebilmektedir. Bazılarının zaman zaman ışıktan rahatsız oldukları hatta karanlık bir odada daha rahat edebildikleri görülmektedir.
3. Dokunulmaya Karşı Tepkiler
Bazı otizmli bireyler herhangi birisi tarafından dokunulmaya, kucağa alınmaya karşı ağlama, çığlık atma veya çeşitli el kol hareketleriyle aşırı tepki verebilmektedirler. Bazı çocuklar ise dokunulmaktan, kucağa alınmaktan aşırı haz alırlar. Normal gelişim gösteren bir çocuğun acı hissedebileceği bir sarılmadan otizmli bir çocuk haz alabilir. Sıcak veya soğuğa karşı hiç tepki vermeyen otizmli çocuklar olabildiği gibi, Sıcak veya soğuğa aşırı tepki verebilen, aşırı duyarlı otizmli çocuklarda olabilir. Bazı bireyler ise örgülü giysileri giymekten ve kişisel bakım etkinliklerinden ( tırnak kesme, yüz yıkanması, saç kestirilmesi gibi ) şiddetle kaçınabilirler. Kimi çocuklar giyecekleri, özellikle de ayakkabıları ve çorapları üzerinde hissetmekten rahatsız olabilirler.
- Motor Gelişim Özellikleri
- Bilişsel Özellikleri
Yaygın Gelişimsel Bozukluk tanısı almış olan bireylerin yaklaşık olarak % 25-33 ünün normal ve daha üst düzeyde zekaya sahip oldukları bilinmektedir. Ancak bu çocuklara uygulanan zeka testlerinin doğru yorumlanması önem taşımaktadır; çünkü Yaygın Gelişimsel Bozukluk tanısı almış bireylerin iletişim, sosyal etkileşim alanlarındaki yetersizlikleri zeka testlerindeki sorulara doğru cevap vermelerini engelleyebilmektedir.
- Davranışsal Özellikleri
- Dil,Konuşma,Sosyal Etkileşim ve İletişim Özellikleri
Bazı otizmli çocuklarda hiç konuşamama olarak tanımlanan ‘’mutizm’’görülmektedir. Konuşma becerileri olan çocuklarda şahıs zamirlerini kullanmadaki güçlük, alışılmadık ses tonu gibi özellikler ve alıcı dil becerilerinde sözcüklerin mecaz anlamlarını, deyimleri, soyut sözcükler ile dile dayalı şakaları anlamadaki güçlükler Yaygın Gelişimsel Bozukluk kapsamındaki çocuklarda görülebilen diğer özelliklerdir.Bunların yanında çocuğun duyduklarını aynı ses tonuyla tekrar etmesi olarak tanımlanan “ekolali’’de otizmli çocuklarda görülebilen iletişim ve konuşma özelliklerinden birisidir.
Dil kullanımda görülen belirgin farklılıklara karşı temel problemin, dilin yapısal boyutunda değil iletişim boyutunda olduğu belirtilmektedir. Yaygın Gelişimsel Bozukluk gösteren çocuklarda görsel dikkatini diğerleriyle birlikte ilgilenilen bir şey üzerinde toplamak olarak tanımlanan ortak dikkat becerileri sınırlıdır.
Yetişkinlerle veya akranlarıyla etkileşim başlatma,sürdürme ve bitirme becerilerinde sınırlılık vardır. Başarılı sosyal etkileşim için diğerlerinin duygularını, düşüncelerini ve inançlarını anlayabilmek, diğerlerinin düşünce ve duygularının kendimizin düşüncelerinden farklı olabileceğinin farkında olmak çok önemlidir. Zihin kuramı olarak tanımlanan bu özellikler bireyin, diğerlerinin duygu, düşünce, eğilim ve isteklerini anlama becerisi olarak kabul edilmektedir. Yaygın Gelişimsel Bozukluk gösteren bireylerin sosyal etkileşim için önemli olan zihin kuramı becerilerinin gelişiminde de sorun olduğu görülmektedir.
alıntı