Oysa sen, onlar gibi değildin...
Anlar gibiydin.
Zaman aktı, geldikleri gibi gitmesini bilen cinslerden.
İnsanlar konuştu, uzun uzun ve sık sık.
Gözlerim uzun süre gittiğin noktada bakakaldı, ayak izlerine.
Kaybolmayan sevgin gibiydi gözlerim, yokluğunun aksine.
Uzun zaman geçti.
Sen biteli...
Ve ansızın çekip gideli...
Uzun zaman geçti.
Bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar dakikalar.
Yavaş aktı yokluğunu düşündüğüm anlardaki cümlelerim.
Ve hiçbir şey diyemeyişim.
Yavaştı zamanın akışı...
Hiç kimseye benzetemediğim yanların içindi sende kalan suskunluğum. Ve en çok seni söylemekti özgürlüğüm,seni sana anlatmaktı doyasıya.
Ve her iki cümle arasında hiç kimse olmayışının ifadesini anlatabilmekti her düşüm.
Düşlerimi gerçekleştirdiğim kadar düştüm, giderken gözlerinin içinden...
Dakikalar içinde, çok fazla öldüm.
Her damla da tekrar tekrar öldüm...
Ve gittin.
Ansızın bittin…
Gidişinin ayak izlerinde seni izlerken, beni düşürdüğün son umudum geldi gözlerimin önüne...
Anladım.
Ben senin için Hiçbir şey değildim.
Hiç kimse de değildim.
Son terk eden hep bendim, ayaklar altında kalan göz yaşlarımın ıslaklığında serinleyen bir kum tanesiydim...
Ölen bendim... Giden sen...
Oysa sen, onlar gibi değildin...
Farkında mısın, onlar yüzünden tükettin beni, nasıl başladıysan öyle bitirdin işte.
Sahipsiz cümlelerle tutundun, onlar yüzünden sen son ol dedin, şimdi onlar için acıyla bıraktın yüreğimi
İşte buna inanmadın sen.
Okuduğun cümlelerde beklenilenin sen olduğunu anlamayacak kadar yaralı yüreğin çıkarıp attı gerçeğini senden...
Hala suçlu sensin, ben seninle her şeyimi silmişken, böyle bir infazı haketmedim çünkü...
...
Tarifi yok ..
Ömür boyu sürecekmiş gibi gelen bir sarhoşluk, kaybetmişlik, yokluk elimde kalan!
Hala ....
Alıntı
Anlar gibiydin.
Zaman aktı, geldikleri gibi gitmesini bilen cinslerden.
İnsanlar konuştu, uzun uzun ve sık sık.
Gözlerim uzun süre gittiğin noktada bakakaldı, ayak izlerine.
Kaybolmayan sevgin gibiydi gözlerim, yokluğunun aksine.
Uzun zaman geçti.
Sen biteli...
Ve ansızın çekip gideli...
Uzun zaman geçti.
Bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar dakikalar.
Yavaş aktı yokluğunu düşündüğüm anlardaki cümlelerim.
Ve hiçbir şey diyemeyişim.
Yavaştı zamanın akışı...
Hiç kimseye benzetemediğim yanların içindi sende kalan suskunluğum. Ve en çok seni söylemekti özgürlüğüm,seni sana anlatmaktı doyasıya.
Ve her iki cümle arasında hiç kimse olmayışının ifadesini anlatabilmekti her düşüm.
Düşlerimi gerçekleştirdiğim kadar düştüm, giderken gözlerinin içinden...
Dakikalar içinde, çok fazla öldüm.
Her damla da tekrar tekrar öldüm...
Ve gittin.
Ansızın bittin…
Gidişinin ayak izlerinde seni izlerken, beni düşürdüğün son umudum geldi gözlerimin önüne...
Anladım.
Ben senin için Hiçbir şey değildim.
Hiç kimse de değildim.
Son terk eden hep bendim, ayaklar altında kalan göz yaşlarımın ıslaklığında serinleyen bir kum tanesiydim...
Ölen bendim... Giden sen...
Oysa sen, onlar gibi değildin...
Farkında mısın, onlar yüzünden tükettin beni, nasıl başladıysan öyle bitirdin işte.
Sahipsiz cümlelerle tutundun, onlar yüzünden sen son ol dedin, şimdi onlar için acıyla bıraktın yüreğimi
İşte buna inanmadın sen.
Okuduğun cümlelerde beklenilenin sen olduğunu anlamayacak kadar yaralı yüreğin çıkarıp attı gerçeğini senden...
Hala suçlu sensin, ben seninle her şeyimi silmişken, böyle bir infazı haketmedim çünkü...
...
Tarifi yok ..
Ömür boyu sürecekmiş gibi gelen bir sarhoşluk, kaybetmişlik, yokluk elimde kalan!
Hala ....
Alıntı