PARADİGMA (ZİHİN HARİTASI)
DEĞİŞTİRMEK ZOR DEĞİL !!!
"....Önemli bir toplantıda cep telefonuyla bağıra bağıra konuşan bir kişi garibinize gidiyorsa;
Paradigmanızı değiştirmeden onu değerlendirdiğiniz için,
siz yanılıyorsunuzdur.
Örneğin;
*Trende giderken, bir baba, 3 evladıyla oturup, sürekli ağlayan çocuklarına hiç “susun” demeden yolculuğa devam ettiğinde;
Siz ona “ne gamsız adam” diyebilirsiniz.
Ama sorsanız, onlar hastaneden geliyorlardır ve bir saat önce çocukların anneleri ölmüştür ve eve dönüyorlardır.
*Prof. Covey in konuşmasını dinlemeye gelen annesi, arka sırada oturan 2 kişinin toplantı boyunca sürekli konuştuklarını görerek, çok öfkelenmiş ve
oğlumu küçümsüyorlar diyerek çok üzülmüş.
Yemek molasında oğluna;
“Şunların kafasına çantamı indiresim geliyor” demiş.
Oğlu; “Anne o adam Finlandiyalı, burada simultane tercüme yok, mecburen tercümanı yanına oturttuk” diye yanıtlamış...
*Havaalanında aktarma yapmak isteyen yaşlı bir hanım, uçağının 2 saat gecikmeli olduğunu öğrenince, dergiler ve bir kutu kurabiye alarak bekleme salonuna geçmiş.
Yanındaki sehpaya da dergileri ve kurabiye kutusunu bırakarak, okumaya dalmış.
Bir ara bakmış ki, yanındaki koltuğa oturan bir adam, sehpadaki kurabiye paketini açmış ve de yemeğe başlamış.
Kurabiyelerin kendisine ait olduğunu hissettirmek isteyen kadın, adama dik dik bakmış.
Hatta canı o an istemediği halde, kutudan bir kurabiyeyi ağzına atmış.
Her halde kurabiyelerin sahibinin kim olduğunu artık anlamıştır diye düşünürken, adam bir tane daha ağzına atmaz mı.
Hemen kadın da bir tane daha atmış ve bir yarışma başlamış. Adam bir tane, kadın bir tane.
Sonuçta kutuda tek kurabiye kalmış, adam onu hızlıca kaparak ortadan bölmüş ve gülerek kadına ikram etmiş.
O sırada, kadının uçağının alana indiği anonsu duyulmuş ve işlemler için kadın bankoya gitmiş.
Pasaportunu çıkartmak için çantasını açtığında, ne görsün ;
KENDİ KURABİYE PAKETİ, HİÇ AÇILMAMIŞ OLARAK ÇANTASINDA DURMUYOR MU! MEĞER, ADAMIN KURABİYESİNİ YİYORMUŞ.
Başkalarının düşünce ve davranışları hakkında hüküm verirken, elimizdeki veriler çoğu zaman yeterli olmuyor.
Davranışların nedenini bilmeden çok yanlış yargılara varabiliyoruz.
Covey bu örnekleri;
Aynı bilgiye farklı bakış, bizim davranışlarımızı belirler,
diye özetliyor.
Buradan yola çıkarak çözemediğimiz sorunlar için, paradigma (zihin haritası) değiştirmenin gereğini vurguluyor.
Ve Einstein'in bir sözünü anımsatıyor :
Karşılaştığınız sorunları, o sorunları yarattığınız düşünce düzleminde kalarak çözemezsiniz.
Çoğumuzun zaman zaman yaptığı gibi,
“Sorunların içinde kaybolmak" yerine,
paradigma değiştirmeyi başarıp,
sorunlara farklı biçimde yaklaşabilenler,
o sorunu aşma şansını da yakalıyorlar.
Zaten sorunlarımızı dostlarımızla paylaşmamızın nedenlerinden
biri de;
Farklı bir bakışın, bize farklı davranabilme kapısı aralama ihtimali değil midir?
Çözümsüz gibi gördüğünüz sorunlar konusunda paradigma değiştirmenin önemi vardır.
Aslında hayatımızı, başarımızı, mutluluğumuzu belirleyen bizim kendi davranışlarımızdır.
Başımıza gelen her şeyle, onlara verdiğimiz tepki ve yanıt arasında geniş bir hareket alanı vardır.......“
Stephen Covey
DEĞİŞTİRMEK ZOR DEĞİL !!!
"....Önemli bir toplantıda cep telefonuyla bağıra bağıra konuşan bir kişi garibinize gidiyorsa;
Paradigmanızı değiştirmeden onu değerlendirdiğiniz için,
siz yanılıyorsunuzdur.
Örneğin;
*Trende giderken, bir baba, 3 evladıyla oturup, sürekli ağlayan çocuklarına hiç “susun” demeden yolculuğa devam ettiğinde;
Siz ona “ne gamsız adam” diyebilirsiniz.
Ama sorsanız, onlar hastaneden geliyorlardır ve bir saat önce çocukların anneleri ölmüştür ve eve dönüyorlardır.
*Prof. Covey in konuşmasını dinlemeye gelen annesi, arka sırada oturan 2 kişinin toplantı boyunca sürekli konuştuklarını görerek, çok öfkelenmiş ve
oğlumu küçümsüyorlar diyerek çok üzülmüş.
Yemek molasında oğluna;
“Şunların kafasına çantamı indiresim geliyor” demiş.
Oğlu; “Anne o adam Finlandiyalı, burada simultane tercüme yok, mecburen tercümanı yanına oturttuk” diye yanıtlamış...
*Havaalanında aktarma yapmak isteyen yaşlı bir hanım, uçağının 2 saat gecikmeli olduğunu öğrenince, dergiler ve bir kutu kurabiye alarak bekleme salonuna geçmiş.
Yanındaki sehpaya da dergileri ve kurabiye kutusunu bırakarak, okumaya dalmış.
Bir ara bakmış ki, yanındaki koltuğa oturan bir adam, sehpadaki kurabiye paketini açmış ve de yemeğe başlamış.
Kurabiyelerin kendisine ait olduğunu hissettirmek isteyen kadın, adama dik dik bakmış.
Hatta canı o an istemediği halde, kutudan bir kurabiyeyi ağzına atmış.
Her halde kurabiyelerin sahibinin kim olduğunu artık anlamıştır diye düşünürken, adam bir tane daha ağzına atmaz mı.
Hemen kadın da bir tane daha atmış ve bir yarışma başlamış. Adam bir tane, kadın bir tane.
Sonuçta kutuda tek kurabiye kalmış, adam onu hızlıca kaparak ortadan bölmüş ve gülerek kadına ikram etmiş.
O sırada, kadının uçağının alana indiği anonsu duyulmuş ve işlemler için kadın bankoya gitmiş.
Pasaportunu çıkartmak için çantasını açtığında, ne görsün ;
KENDİ KURABİYE PAKETİ, HİÇ AÇILMAMIŞ OLARAK ÇANTASINDA DURMUYOR MU! MEĞER, ADAMIN KURABİYESİNİ YİYORMUŞ.
Başkalarının düşünce ve davranışları hakkında hüküm verirken, elimizdeki veriler çoğu zaman yeterli olmuyor.
Davranışların nedenini bilmeden çok yanlış yargılara varabiliyoruz.
Covey bu örnekleri;
Aynı bilgiye farklı bakış, bizim davranışlarımızı belirler,
diye özetliyor.
Buradan yola çıkarak çözemediğimiz sorunlar için, paradigma (zihin haritası) değiştirmenin gereğini vurguluyor.
Ve Einstein'in bir sözünü anımsatıyor :
Karşılaştığınız sorunları, o sorunları yarattığınız düşünce düzleminde kalarak çözemezsiniz.
Çoğumuzun zaman zaman yaptığı gibi,
“Sorunların içinde kaybolmak" yerine,
paradigma değiştirmeyi başarıp,
sorunlara farklı biçimde yaklaşabilenler,
o sorunu aşma şansını da yakalıyorlar.
Zaten sorunlarımızı dostlarımızla paylaşmamızın nedenlerinden
biri de;
Farklı bir bakışın, bize farklı davranabilme kapısı aralama ihtimali değil midir?
Çözümsüz gibi gördüğünüz sorunlar konusunda paradigma değiştirmenin önemi vardır.
Aslında hayatımızı, başarımızı, mutluluğumuzu belirleyen bizim kendi davranışlarımızdır.
Başımıza gelen her şeyle, onlara verdiğimiz tepki ve yanıt arasında geniş bir hareket alanı vardır.......“
Stephen Covey