Kan akımını durması sonucu oluşan pıhtının akciğer damarını tıkamasıyla ortaya çıkan risk, daha çok kanser ve kalp yetmezliğinde, doğum kontrol veya hormon hapı kullananlarda ve şişmanlarda görülüyor.
Vücut dokularından kanı toplayıp kalbe ve akciğerlere getiren toplar damarlarda pıhtı oluştuğunda, kan akımının kısmen ya da tamamen bloke olduğunu, burada ağrı, kızarıklık ve şişlik meydana geldiğini anlatan Erdemli, bu olayın vücuttaki derin bir toplardamarda gerçekleşmesi halinde de 'derin ven trombozu' (DVT) denilen sorunun ortaya çıktığını belirtti.
Bunun en önemli tehlikesinin, pıhtının damar duvarından kopup kan akımıyla kalbe, oradan da akciğere ulaşıp akciğer damarını tıkaması olduğunu vurgulayan Erdemli, bu duruma 'Pulmoner Embolizm' (PE) adı verildiğini söyledi.
Hastanedeki ölümlerin yüzde 10'dan fazlasının bu nedenle meydana geldiğini bildiren Erdemli, şu bilgileri verdi:
"Derin ven trombozu, her yaş grubunda görülmekle birlikte ileri yaşlarda görülme sıklığı artar ve 60 yaş üstündeki her 100 kişiden birinde oluşur.
Kalça kırığı nedeniyle ameliyat edilen hastalarda yüzde 60, diz protezi takılan hastalarda ise yüzde 84'e varan oranlarda derin ven trombozu oluşabilir. Hastaneye dahili nedenle yatan hastaların ise yüzde 10-20'sinde derin ven trombozu görülmekte ve hastane ölümlerin büyük çoğunluğunun dahiliye kliniklerinde yatan hastalar olduğu bilinmektedir. Derin ven trombozunu önlemek için tedavi uygulanmayan genel cerrahi hastalarında ölümcül pulmoner embolizm gelişme oranı yüzde 0.1-0.8'dir. Bu oran kalça protezi takılan hastalarda yüzde 2-3, kalça kırığı hastalarında ise yüzde 4-7 civarındadır."
Risk altında bulunanlar
Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği Tromboemboli Komisyonu üyesi Prof. Dr. Erdemli, birçok faktörün venöz tromboembolizm gelişme riskini artırdığını, bunların kalıtsal veya sonradan gelişen nedenler olabildiğini belirtti.
Erdemli'nin verdiği bilgiye göre, risk oluşturan hastalık ve durumlar şöyle:
Hareketsizlik: Risk faktörlerinden en çok bilineni otobüs ya da uçak yolculuklarında uzun süre hareketsiz kalınmasıdır. Baldır kasları uzun süre hareketsiz kaldığı zaman bu bölümde toplardamar içinde pıhtı oluşabilir.
Kan pıhtılaşmasıyla ilgili hastalıklar: Bazı hastalıklarda kanın çok kolay pıhtılaşması söz konusudur ancak bu kişilerde başka risk faktörleri yoksa genellikle bir sorun yaşanmaz. Bu risk faktörleri, çoğunlukla aileseldir. Bu bozukluğu yaşayanların genetik danışmanlık açısından ilgili uzmanlarla görüşmesinde yarar vardır.
Uzun süren yatak istirahati: Uzun süre hastanede yatmak ya da felç gibi durumlarda bacaklarda kan akımı yavaşlayacağı için toplardamarlarda pıhtı oluşması kolaylaşır.
Kazalar veya cerrahi girişimler: Toplardamarları zedeleyecek kazalar veya cerrahi girişimler kan akımını yavaşlatabilir ve pıhtı oluşma riskini artırabilir. Ayrıca anestezide kullanılan ilaçlar toplardamarlarda genişleme yaparak kanın göllenmesine ve pıhtı oluşmasına yol açabilir.
Gebelik ve loğusalık: Gebelikte pelvis ve bacak toplardamarlarında basınç artışı meydana gelir. Pıhtılaşma riskindeki artış doğumdan sonra altı hafta kadar sürer. Bu nedenle gebelik sonlansa bile gerekli önlemleri altı hafta kadar bırakmamak gerekir.
Kanser: Bazı kanserlerde kanda pıhtılaşmayı artırıcı maddelerin miktarı artar. Ayrıca bazı kanser ilaçları da pıhtı oluşumu riskini artırır. Venöz tromboembolizm geçirmiş bir kanser hastanın yaşam süresi geçirmemişe göre daha kısadır.
Kalp yetmezliği: Kalp yetmezliği olan hastalar da derin ven trombozu riski altındadır. Çünkü bu hastalarda kan yeterince etkili bir şekilde pompalanamaz. Bu da kanın göllenmesine yol açar ve pıhtı oluşumu riski artar.
Doğum kontrol hapları veya hormon replasman tedavisi: Her iki ilaç da kanın pıhtılaşma özelliğini artırır. Bu ilaçları kullanacakların öncelikle doktoruna danışması gerekir.
Toplardamar içine yerleştirilen kalp pili veya kateter: Bu cihazlar damar duvarını zedeleyebilir ve kan akını yavaşlatarak pıhtı oluşumunu kolaylaştırabilir.
Daha önce geçirilen derin ven trombozu veya pulmoner embolizm: Daha önce bunları geçirmiş hastalar tekrar derin ven trombozu geçirmeye yatkındır.
Ailedeki derin ven trombozu veya pulmoner embolizm öyküsü: Ailesinde bu rahatsızlıkları geçirenler için risk daha yüksektir.
Aşırı kilolu olmak: Aşırı kilo pelvis ve bacak damarlarında basınç artışına yol açar.
Sigara: Sigara içmek pıhtılaşmayı artırıcı etki yapar.