Rakun'un yurdu su yollarının, göllerin ve bataklıkların çevresidir. Geceleri buralarda su kıyılarına dadanan başka hayvanları avlar. İnce parmaklı rakun iyi bir yüzücüdür. Yüzerken balık, kerevit, kurbağa, semender ve midye gibi avları yakalar. Fakat bu hayvan, yumurta, kuş, böcek, sıçan ve sürünen herhangi bir yaratıkla da aynı iştahla karnını doyurur. Mevsiminde cevize, meyvelere, özellikle çilek ve böğürtlene bayılır. Mısırlar olgunlaştığı zaman, mısır tarlaları da rakun'un gece baskınına uğrar. Rakun'un, yiyeceği eti önce suya batırması âdeti ilgi çekicidir. Bundan ötürü kendisine «yıkayıcı» (lotor) adı yakıştırılmıştır. Et parçası ne kadar temiz olursa olsun, onu o yakınlardaki bir suya iyice batırıp yıkamadan yemez.
Rakun'un parmakları uzundur. Dokunma duyusu çok gelişmiştir. Bir ağaç kovuğunda veya kayaların arasındaki ılık bir mağarada barınır. Bu etobur hayvan ağaca çok rahat çıkabildiği ve çok kere bu sayede hayatını kurtardığı halde, uyanık saatlerinin çoğunu yerde geçirir. Gündüzleri dinlenmek, geceleri ise yiyecek aramakla geçen uzun bir yazdan sonra inine çekilerek ilkbahara kadar uyur. Bu arada çiftleşmek veya karnını doyurmak için bazen uyandığı olur. Erkek rakun, tıpkı ayı gibi, aile problemlerini hiçbir sorumluluk kabul etmemek suretiyle çözümler. Kış ortasındaki kısa bir flört devresinden sonra yine bekâr hayatına döner.
Rakun'un parmakları uzundur. Dokunma duyusu çok gelişmiştir. Bir ağaç kovuğunda veya kayaların arasındaki ılık bir mağarada barınır. Bu etobur hayvan ağaca çok rahat çıkabildiği ve çok kere bu sayede hayatını kurtardığı halde, uyanık saatlerinin çoğunu yerde geçirir. Gündüzleri dinlenmek, geceleri ise yiyecek aramakla geçen uzun bir yazdan sonra inine çekilerek ilkbahara kadar uyur. Bu arada çiftleşmek veya karnını doyurmak için bazen uyandığı olur. Erkek rakun, tıpkı ayı gibi, aile problemlerini hiçbir sorumluluk kabul etmemek suretiyle çözümler. Kış ortasındaki kısa bir flört devresinden sonra yine bekâr hayatına döner.