GöLGe
Üstat
Son zamanlarda adı sıkça duyulan hastalıklardan biri de, halk arasında reflü olarak bilinen, tıbbi adı ise gastroözefagial reflü olan hastalık. Bu hastalığın ne olduğunu, oluşma sebeplerini, kimlerde daha sık ortaya çıktığını bilmek ve reflü hastalığında uygulanması gereken beslenme önerilerini ve yaşam kalitesi arttırmaya yönelik önerileri öğrenmek istiyorsanız, bu yazımız sizin için hazırlandı.
REFLÜ OLUŞMASININ NEDENLERİ NELERDİR?
Reflü, besinler tüketildikten sonra midede kalan besin içeriğinin mideden yemek borusuna doğru geri gitmesi olarak tanımlanabilir. Yemek borusunda oluşan fizyolojik bozukluklar, mide ile ilgili bazı sağlık sorunları ve midenin aşırı dolu olması gibi sebeplerle oluşur. Bunların yanı sıra hastalıklar için kullanılan bazı ilaçlarında reflüye yol açabileceği düşünülmektedir.
İnsanlarda, besin tüketiminden sonra reflü genelde görülür. Fakat yukarda belirtilen etmenler nedeni ile reflü bir hastalığa ve eğer gerekli tedbirler alınmazsa hayatınızı kâbusa çevirecek bir soruna dönüşebilir.
REFLÜNÜN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Yemekten sonra veya yatıp kalkmakla oluşan mide ekşimeleri, boğaza besin tüketiminden sonra acı bir sıvı gelmesi ve ağızda acı bir tadın oluşması, şişkinlik hissi, tükürük salgısının artması gibi belirtileri mevcuttur. İlerleyen reflü ses kalınlaşmasına, nefes darlığına, öksürüğe ve demir eksikliği anemisine de neden olabilir.
Geç teşhis, tedavi edilmemiş ve gerekli beslenme düzeni oluşturulmamış reflüler, zamanla gastrit ve çeşitli barsak hastalıklarının oluşma riskini arttırabilir. Bazı çalışmalarda, çok uzun vadede yemek borusu kanseri riskini arttırabileceği sonucuna ulaşılmıştır.
REFLÜYE KİMLERDE DAHA SIK RASTLANIR?
Mide ve yemek borusu ile ilgili hastalığı olanlarda, şişmanlarda ve gebelerde görülme riski daha fazladır.
Bazı gebelerde, bebeğin karın içinde yarattığı baskı nedeni ile özellikle doğumdan önceki birkaç ay önce görülmeye başlanır. Çoğunlukla doğumla birlikte sona erer.
REFLÜSÜ OLAN BİREYLER BESLENMELERİNDE NELERE DİKKAT ETMELİDİR?
Şişmanlık, reflü riskini arttıran etmenlerden biri olduğundan dolayı, reflüsü olan bireylerin ideal kilolarında olması önem taşır. Şişman ve reflüsü olan bireylerin, sağlıklı beslenme önerilerine uygun bir zayıflama diyeti ile ve bir beslenme ve diyet uzmanının rehberliğinde ideal kilolarına ulaşmaları önemlidir.
Sigara içilmesi ve aşırı alkol tüketiminin genel sağlığa olan zararlı etkilerinin yanı sıra, reflüyü tetikledikleri de bilinmektedir. Bu nedenle, alkol tüketiminde aşırıya kaçılmaması ve sigara içilmemesi de önemlidir.
Gece yeme sendromu da, reflüyü arttıran etmenlerden bir diğeridir. Gece gerçekleşen besin tüketimi sağlıklı bireylere de önerilmediği gibi, reflüsü olan bireyler için de uygunsuzdur. Reflüsü olan bireylerin böyle bir alışkanlıkları varsa, daha rahat bir uyku için bu alışkanlıklarından vazgeçmeleri gerekir.
Öğünlerin düzenli olması, sağlıklı beslenme alışkanlığının önemli bir parçasıdır. Günde en az üç ana öğün tüketilmesi ve öğün saatlerinin değişmemesi de reflü sorunlarını azaltır. Bunun yanı sıra, yüksek miktarlarda besin tüketimi midenin aşırı dolmasına neden olarak reflüyü tetikleyebilir. Bu nedenle, ara öğünlerinde günlük beslenme içinde yer alması, açlığı bastırarak ana öğünlerde besin tüketimini azaltır. Reflüsü olan bireylerin öğün atlamaması gerekir. Öğünler atlandığında, diğer öğünde yoğun açlık hissi nedeni ile besin tüketimi artabilir, bunun sonucunda artan mide içeriği nedeniyle reflü sorunları görülebilir.
Reflüsü olan bireylerin, pişirme yöntemlerine de dikkat etmesi gereklidir. Kızartma ve kavurmalar reflüyü arttıran pişirme yöntemleridir. Bu yöntemler yerine, haşlama, buğulama ve fırınlama yöntemleri tercih edilmelidir. Bunların yanı sıra, aşırı sıcak ve aşırı soğuk olan besinlerin tüketiminden kaçınılmalıdır.
Koyu çay, kahve ve baharatlar da reflüyü artırabilir. Bu nedenle çay ve kahve tüketimi sınırlandırılmalı ve bu içecekler yerine asitli olmayan meyve suları ve ayran tercih edilmelidir. Yemeklerde acı baharatlara ve naneye yer verilmemelidir.
Beslenme düzeni ile ilgili dikkat edilmesi gereken son önemli nokta ise, sıvı tüketimidir. Ana öğünlerde çok fazla sıvı tüketimi reflüyü tetikleyebilir. Bu nedenle, sıvılar yani su ve içeceklerin tüketimi ana öğünler yerine, ana öğünler arasındaki zaman diliminde gerçekleştirilmelidir. Burada çarpıcı olan nokta ise, günlük ihtiyacımız olan en az sekiz su bardağı suyun azaltılmaması gerektiğidir. Günlük zaman dilimi içerisinde belirtilen miktarlarda su tüketimine dikkat etmeniz, sağlığınız için önemlidir.
REFLÜ SORUNLARININ AZALMASI İÇİN BİR KAÇ ÖNERİ…
** Beslenme, hayatımızın vazgeçilmez parçalarından biridir. Sadece yaşamımızı devam ettirmemizi sağlamakla kalmaz, aynı zamanda psikolojik bir olgudur. Sağlıklı beslenme ile daha sağlıklı, daha kaliteli ve daha uzun bir yaşama sahip olabiliriz. Sağlıklı beslenme alışkanlığını yaşam boyu sürdürmek, hem reflüsü olanlar hem de olmayanlar için en önemli yaşam kalitesini arttırıcı öneri olacaktır.
** Günlük beslenme düzenine dikkat etmek, öğün atlamamak ve öğünlerin düzenli tüketilmesi reflü sorunlarını azaltacağı gibi açlık hissinin bastırılmasında ve buna bağlı olarak kilonun korunmasında önemlidir.
** Reflüsü olan bireyler, yemeklerden hemen sonra uzanmamalı ve uyumamalıdırlar. Uzandıkları zaman, yatağın baş kısmını yastık desteği ile yaklaşık 15–20 cm yükseltmeleri, gece boyunca oluşacak reflü riskini azaltacaktır.
** Çok sıkı kıyafetler giymek, sıkı kemerler takmak ve korse kullanmakta reflü riskini arttırabileceğinden dolayı, bu tür uygulamalardan kaçınılmalıdır.
** Egzersiz, sağlık için çok önemlidir ve herkesin mutlaka yaşına uygun hareketli bir yaşam tarzı benimsemesi gerekir. Fakat reflüsü olan bireylerin, tok karına egzersiz yapmaları önerilmemektedir.
REFLÜ OLUŞMASININ NEDENLERİ NELERDİR?
Reflü, besinler tüketildikten sonra midede kalan besin içeriğinin mideden yemek borusuna doğru geri gitmesi olarak tanımlanabilir. Yemek borusunda oluşan fizyolojik bozukluklar, mide ile ilgili bazı sağlık sorunları ve midenin aşırı dolu olması gibi sebeplerle oluşur. Bunların yanı sıra hastalıklar için kullanılan bazı ilaçlarında reflüye yol açabileceği düşünülmektedir.
İnsanlarda, besin tüketiminden sonra reflü genelde görülür. Fakat yukarda belirtilen etmenler nedeni ile reflü bir hastalığa ve eğer gerekli tedbirler alınmazsa hayatınızı kâbusa çevirecek bir soruna dönüşebilir.
REFLÜNÜN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Yemekten sonra veya yatıp kalkmakla oluşan mide ekşimeleri, boğaza besin tüketiminden sonra acı bir sıvı gelmesi ve ağızda acı bir tadın oluşması, şişkinlik hissi, tükürük salgısının artması gibi belirtileri mevcuttur. İlerleyen reflü ses kalınlaşmasına, nefes darlığına, öksürüğe ve demir eksikliği anemisine de neden olabilir.
Geç teşhis, tedavi edilmemiş ve gerekli beslenme düzeni oluşturulmamış reflüler, zamanla gastrit ve çeşitli barsak hastalıklarının oluşma riskini arttırabilir. Bazı çalışmalarda, çok uzun vadede yemek borusu kanseri riskini arttırabileceği sonucuna ulaşılmıştır.
REFLÜYE KİMLERDE DAHA SIK RASTLANIR?
Mide ve yemek borusu ile ilgili hastalığı olanlarda, şişmanlarda ve gebelerde görülme riski daha fazladır.
Bazı gebelerde, bebeğin karın içinde yarattığı baskı nedeni ile özellikle doğumdan önceki birkaç ay önce görülmeye başlanır. Çoğunlukla doğumla birlikte sona erer.
REFLÜSÜ OLAN BİREYLER BESLENMELERİNDE NELERE DİKKAT ETMELİDİR?
Şişmanlık, reflü riskini arttıran etmenlerden biri olduğundan dolayı, reflüsü olan bireylerin ideal kilolarında olması önem taşır. Şişman ve reflüsü olan bireylerin, sağlıklı beslenme önerilerine uygun bir zayıflama diyeti ile ve bir beslenme ve diyet uzmanının rehberliğinde ideal kilolarına ulaşmaları önemlidir.
Sigara içilmesi ve aşırı alkol tüketiminin genel sağlığa olan zararlı etkilerinin yanı sıra, reflüyü tetikledikleri de bilinmektedir. Bu nedenle, alkol tüketiminde aşırıya kaçılmaması ve sigara içilmemesi de önemlidir.
Gece yeme sendromu da, reflüyü arttıran etmenlerden bir diğeridir. Gece gerçekleşen besin tüketimi sağlıklı bireylere de önerilmediği gibi, reflüsü olan bireyler için de uygunsuzdur. Reflüsü olan bireylerin böyle bir alışkanlıkları varsa, daha rahat bir uyku için bu alışkanlıklarından vazgeçmeleri gerekir.
Öğünlerin düzenli olması, sağlıklı beslenme alışkanlığının önemli bir parçasıdır. Günde en az üç ana öğün tüketilmesi ve öğün saatlerinin değişmemesi de reflü sorunlarını azaltır. Bunun yanı sıra, yüksek miktarlarda besin tüketimi midenin aşırı dolmasına neden olarak reflüyü tetikleyebilir. Bu nedenle, ara öğünlerinde günlük beslenme içinde yer alması, açlığı bastırarak ana öğünlerde besin tüketimini azaltır. Reflüsü olan bireylerin öğün atlamaması gerekir. Öğünler atlandığında, diğer öğünde yoğun açlık hissi nedeni ile besin tüketimi artabilir, bunun sonucunda artan mide içeriği nedeniyle reflü sorunları görülebilir.
Reflüsü olan bireylerin, pişirme yöntemlerine de dikkat etmesi gereklidir. Kızartma ve kavurmalar reflüyü arttıran pişirme yöntemleridir. Bu yöntemler yerine, haşlama, buğulama ve fırınlama yöntemleri tercih edilmelidir. Bunların yanı sıra, aşırı sıcak ve aşırı soğuk olan besinlerin tüketiminden kaçınılmalıdır.
Koyu çay, kahve ve baharatlar da reflüyü artırabilir. Bu nedenle çay ve kahve tüketimi sınırlandırılmalı ve bu içecekler yerine asitli olmayan meyve suları ve ayran tercih edilmelidir. Yemeklerde acı baharatlara ve naneye yer verilmemelidir.
Beslenme düzeni ile ilgili dikkat edilmesi gereken son önemli nokta ise, sıvı tüketimidir. Ana öğünlerde çok fazla sıvı tüketimi reflüyü tetikleyebilir. Bu nedenle, sıvılar yani su ve içeceklerin tüketimi ana öğünler yerine, ana öğünler arasındaki zaman diliminde gerçekleştirilmelidir. Burada çarpıcı olan nokta ise, günlük ihtiyacımız olan en az sekiz su bardağı suyun azaltılmaması gerektiğidir. Günlük zaman dilimi içerisinde belirtilen miktarlarda su tüketimine dikkat etmeniz, sağlığınız için önemlidir.
REFLÜ SORUNLARININ AZALMASI İÇİN BİR KAÇ ÖNERİ…
** Beslenme, hayatımızın vazgeçilmez parçalarından biridir. Sadece yaşamımızı devam ettirmemizi sağlamakla kalmaz, aynı zamanda psikolojik bir olgudur. Sağlıklı beslenme ile daha sağlıklı, daha kaliteli ve daha uzun bir yaşama sahip olabiliriz. Sağlıklı beslenme alışkanlığını yaşam boyu sürdürmek, hem reflüsü olanlar hem de olmayanlar için en önemli yaşam kalitesini arttırıcı öneri olacaktır.
** Günlük beslenme düzenine dikkat etmek, öğün atlamamak ve öğünlerin düzenli tüketilmesi reflü sorunlarını azaltacağı gibi açlık hissinin bastırılmasında ve buna bağlı olarak kilonun korunmasında önemlidir.
** Reflüsü olan bireyler, yemeklerden hemen sonra uzanmamalı ve uyumamalıdırlar. Uzandıkları zaman, yatağın baş kısmını yastık desteği ile yaklaşık 15–20 cm yükseltmeleri, gece boyunca oluşacak reflü riskini azaltacaktır.
** Çok sıkı kıyafetler giymek, sıkı kemerler takmak ve korse kullanmakta reflü riskini arttırabileceğinden dolayı, bu tür uygulamalardan kaçınılmalıdır.
** Egzersiz, sağlık için çok önemlidir ve herkesin mutlaka yaşına uygun hareketli bir yaşam tarzı benimsemesi gerekir. Fakat reflüsü olan bireylerin, tok karına egzersiz yapmaları önerilmemektedir.