Uzun süren açlık sonrası yanlış beslenmek ve yemekten sonra hemen yatmak relü oluşumuna veya reflü varsa şiddetlenmesine yol açıyor.
Oruç tutulurken bütün gün aç olmak mide ve bağırsak hastalıkları açısından sorun oluşturabiliyor. Sindirim sistemi hastalığı olanların özellikle de reflü, gastrit ve ülser geçirenlerin Ramazan ayında oruç tutmaya başlamadan önce çok dikkatli olması gerektiğini söyleyen Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Binnur Şimşek “Özellikle reflüsü olanlar çok dikkatli olmalı. Uzun süren açlık sonrasında fazla miktarda ve hazmı güç besinler yemek sonucunda mide boşalma zamanı uzar ve midenin sindirim için ürettiği asit miktarı artar. Gün de yoğun geçtiyse yemek sonrası uyku ihtiyacı olur. Bütün bunların sonucunda reflü ortaya çıkması ya da reflü hastalığının şiddetlenmesi kaçınılmazdır!” diyor.
Yemek sonrası hemen yatmayın
Uzun süren açlığı takiben fazla miktarda ve hazmı güç besinlerin hızlı bir biçimde tüketilmesi sonucu, mide boşalma zamanı uzar ve midenin sindirim için ürettiği asit miktarında artış meydana gelir. Günü yoğun bir çalışma temposu içerisinde ve oruçlu geçiren ve bu şekilde yanlış beslenenlerde yemek sonrası uyku ihtiyacı da kaçınılmaz olur ve yemek yer yemez uzanmak ihtiyacı hissederler. Bütün bunların sonucunda ise reflü ortaya çıkması veya var olan reflü hastalığının şiddetlenmesi kaçınılmazdır! Bu açıdan özellikle önceden reflü tanısı konulan hastalar Ramazan ayı başlamadan takiplerini yapan gastroenteroloji uzmanı ile görüşmeli; yeni öneriler ve ilaç tedavileri alarak uygulamaya başlamalıdır.
Reflüsü olanlar oruç tutarken nelere dikkat etmeli?
· Günlük kalori ihtiyacının çok üzerinde beslenmemeli. İftar ve sahur arasında ek öğünler alınmalı, tek öğünde aşırı yemekten kaçınılmalıdır.
· İftar su veya çorba gibi sıvı besinlerle açılmalı. Bunları bitirdikten sonra 15-20 dakika beklenerek diğer besinlere geçilmelidir.
· Yemekler iyi çiğnenerek öğütülmeli ve hızlı yemekten kaçınılmalıdır. Çiğneme tükrük ve mukus salgılanmasını sağlayarak yemek borusu ve midenin iç yüzünü döşeyen örtüyü mide asidine karşı korumaktadır.
· İftar veya sahurda yemeği takiben hemen yatılmamalı, 2-3 saat beklenmelidir.
· Reflüyü artıran veya kolaylaştıran besinlerden (yağlı yiyecekler, kızartmalar, acılı-baharatlı yemekler, aşırı kahve ve demli çay, gazlı içecekler, sigara, alkol vb) kaçınılmalıdır.
· Reflü hastalığı için doktorunuzun önerdiği mide asit salgılanmasını azaltan ilaçlar iftar ve sahurda alınmalıdır.
Mide ülseri veya gastriti olanlar oruç tutabilir mi?
Önceden mide ülseri olanların Ramazan ayı öncesinde hekimlerine başvurmaları yararlı olacaktır. Bu hastalar, geçirdikleri ülser hastalığına bağlı mide veya on iki parmak bağırsağında kalıcı bir hasar yoksa ve ülser tamamıyla iyileştiyse oruç tutabilirler. Ülserin tekrarlamasını önlemek için günde bir adet mide koruyucu olarak bilinen ve mide asit salgısının azaltılmasını sağlayan ilaçlar alınmaya devam edilmelidir. Ramazan ayının özellikle ikinci yarısında ülseri olan kişilerin ağrılarında artma veya ülsere bağlı kanama veya delinme gibi istenmeyen durumların sıklığında artış görülür. Yemekten ortalama 1.5 -2 saat sonra meydana gelen ve tekrarlayan kusma şikayeti olan kişilerle, özellikle geceleri uykudan uyandıran, sırta yayılımı olan karın ağrısı, yanma, şişkinlik, dolgunluk yakınmaları olan kişiler ülser açısından değerlendirilmelidir. Aksi takdirde ülsere bağlı kanama ve delinme gibi istenmeyen durumların gelişme riski artacaktır.
Sıvı tüketimini artırın
Oldukça uzun süren açlık süresi ve mevsim nedeniyle artan hava sıcaklığı oruç tutmayı zorlaştırmakta ve bazı önlemler almayı gerekli hale getirmektedir. Beslenme açısından dikkat edilecek en önemli noktalar ise; sıvı tüketimini arttırmak, az baharatlı gıdalar tüketmek, yoğun tuz içeren salamura besinler ve şarküteri ürünlerinden ve kızartmalardan kaçınmak, çay ve kahve tüketimini azaltmak, bol sebze, meyve, komposto ve yoğurt tüketilmektir.
Ramazanda kilo almamayı başarabilir miyiz?
Yaz mevsimine denk gelen Ramazan oruçlarında açlık süresi 15 saati aşmaktadır! Oruç tutan kişilerde yeme düzeni tamamıyla değişmekte, öğün sayısı ve sıklığının azalmasıyla birlikte, vücudumuz yeterli enerji alamadığı sinyalini alır almaz enerji tasarrufu yapmak için metabolizma hızını %30-40’lara varan oranlarda azaltma yoluna gitmektedir. Bu savunma mekanizmasına, gereğinden fazla ve dengesiz beslenme, fiziksel aktivitenin azalması gibi faktörler de eklenince, Ramazan ayını oruçlu geçiren insanların pek çoğunda kilo alımı meydana gelmektedir. Böylece kısa sürede meydana gelen fazla kilo alımı karaciğerde yağlanmaya yol açabilmektedir. Bu nedenle her zaman tavsiye ettiğimiz gibi sık ve az beslenmeliyiz; iftar ve sahur arasında ek bir öğün yapmak yararlı olacaktır.
Oruç tutulurken bütün gün aç olmak mide ve bağırsak hastalıkları açısından sorun oluşturabiliyor. Sindirim sistemi hastalığı olanların özellikle de reflü, gastrit ve ülser geçirenlerin Ramazan ayında oruç tutmaya başlamadan önce çok dikkatli olması gerektiğini söyleyen Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Binnur Şimşek “Özellikle reflüsü olanlar çok dikkatli olmalı. Uzun süren açlık sonrasında fazla miktarda ve hazmı güç besinler yemek sonucunda mide boşalma zamanı uzar ve midenin sindirim için ürettiği asit miktarı artar. Gün de yoğun geçtiyse yemek sonrası uyku ihtiyacı olur. Bütün bunların sonucunda reflü ortaya çıkması ya da reflü hastalığının şiddetlenmesi kaçınılmazdır!” diyor.
Yemek sonrası hemen yatmayın
Uzun süren açlığı takiben fazla miktarda ve hazmı güç besinlerin hızlı bir biçimde tüketilmesi sonucu, mide boşalma zamanı uzar ve midenin sindirim için ürettiği asit miktarında artış meydana gelir. Günü yoğun bir çalışma temposu içerisinde ve oruçlu geçiren ve bu şekilde yanlış beslenenlerde yemek sonrası uyku ihtiyacı da kaçınılmaz olur ve yemek yer yemez uzanmak ihtiyacı hissederler. Bütün bunların sonucunda ise reflü ortaya çıkması veya var olan reflü hastalığının şiddetlenmesi kaçınılmazdır! Bu açıdan özellikle önceden reflü tanısı konulan hastalar Ramazan ayı başlamadan takiplerini yapan gastroenteroloji uzmanı ile görüşmeli; yeni öneriler ve ilaç tedavileri alarak uygulamaya başlamalıdır.
Reflüsü olanlar oruç tutarken nelere dikkat etmeli?
· Günlük kalori ihtiyacının çok üzerinde beslenmemeli. İftar ve sahur arasında ek öğünler alınmalı, tek öğünde aşırı yemekten kaçınılmalıdır.
· İftar su veya çorba gibi sıvı besinlerle açılmalı. Bunları bitirdikten sonra 15-20 dakika beklenerek diğer besinlere geçilmelidir.
· Yemekler iyi çiğnenerek öğütülmeli ve hızlı yemekten kaçınılmalıdır. Çiğneme tükrük ve mukus salgılanmasını sağlayarak yemek borusu ve midenin iç yüzünü döşeyen örtüyü mide asidine karşı korumaktadır.
· İftar veya sahurda yemeği takiben hemen yatılmamalı, 2-3 saat beklenmelidir.
· Reflüyü artıran veya kolaylaştıran besinlerden (yağlı yiyecekler, kızartmalar, acılı-baharatlı yemekler, aşırı kahve ve demli çay, gazlı içecekler, sigara, alkol vb) kaçınılmalıdır.
· Reflü hastalığı için doktorunuzun önerdiği mide asit salgılanmasını azaltan ilaçlar iftar ve sahurda alınmalıdır.
Mide ülseri veya gastriti olanlar oruç tutabilir mi?
Önceden mide ülseri olanların Ramazan ayı öncesinde hekimlerine başvurmaları yararlı olacaktır. Bu hastalar, geçirdikleri ülser hastalığına bağlı mide veya on iki parmak bağırsağında kalıcı bir hasar yoksa ve ülser tamamıyla iyileştiyse oruç tutabilirler. Ülserin tekrarlamasını önlemek için günde bir adet mide koruyucu olarak bilinen ve mide asit salgısının azaltılmasını sağlayan ilaçlar alınmaya devam edilmelidir. Ramazan ayının özellikle ikinci yarısında ülseri olan kişilerin ağrılarında artma veya ülsere bağlı kanama veya delinme gibi istenmeyen durumların sıklığında artış görülür. Yemekten ortalama 1.5 -2 saat sonra meydana gelen ve tekrarlayan kusma şikayeti olan kişilerle, özellikle geceleri uykudan uyandıran, sırta yayılımı olan karın ağrısı, yanma, şişkinlik, dolgunluk yakınmaları olan kişiler ülser açısından değerlendirilmelidir. Aksi takdirde ülsere bağlı kanama ve delinme gibi istenmeyen durumların gelişme riski artacaktır.
Sıvı tüketimini artırın
Oldukça uzun süren açlık süresi ve mevsim nedeniyle artan hava sıcaklığı oruç tutmayı zorlaştırmakta ve bazı önlemler almayı gerekli hale getirmektedir. Beslenme açısından dikkat edilecek en önemli noktalar ise; sıvı tüketimini arttırmak, az baharatlı gıdalar tüketmek, yoğun tuz içeren salamura besinler ve şarküteri ürünlerinden ve kızartmalardan kaçınmak, çay ve kahve tüketimini azaltmak, bol sebze, meyve, komposto ve yoğurt tüketilmektir.
Ramazanda kilo almamayı başarabilir miyiz?
Yaz mevsimine denk gelen Ramazan oruçlarında açlık süresi 15 saati aşmaktadır! Oruç tutan kişilerde yeme düzeni tamamıyla değişmekte, öğün sayısı ve sıklığının azalmasıyla birlikte, vücudumuz yeterli enerji alamadığı sinyalini alır almaz enerji tasarrufu yapmak için metabolizma hızını %30-40’lara varan oranlarda azaltma yoluna gitmektedir. Bu savunma mekanizmasına, gereğinden fazla ve dengesiz beslenme, fiziksel aktivitenin azalması gibi faktörler de eklenince, Ramazan ayını oruçlu geçiren insanların pek çoğunda kilo alımı meydana gelmektedir. Böylece kısa sürede meydana gelen fazla kilo alımı karaciğerde yağlanmaya yol açabilmektedir. Bu nedenle her zaman tavsiye ettiğimiz gibi sık ve az beslenmeliyiz; iftar ve sahur arasında ek bir öğün yapmak yararlı olacaktır.