poLyanna_zeinom
Katılımcı
Kitabın tanıtım yazısı şöyle: " Rıchart Buck bir pilot. Bütün uçmasını bilenler gibi, yerçekimi yasasını yenmiş, özgürlüğe susuzluğu onu yer yüzü dünyasının kabuğuna yapışık olarak yaşamak zorunluluğundan kurtarmış. Bu kitabında kozasını delen ve yeni ufuklara doğru uçmasını keşfedeni anlatıyor. Uyananı ve sonra içinde doğduğu dünyanın, onun için önceden hazırladığı bütün genel yargıları, yeniden yargılayan kalıp inançları ve benzeri düşünceleri savunanlara başkaldırışı ve onları yıkanı anlatıyor. Kişiyi sürüteki yapan bütün sıradanlıkları, düşünmeden kabul edişleri, anlamadan yargıya varışların inkar edilişini dile getiriyor. Öz olarak, kendini tamamlamak ve toplum içinde kendini tekrar bulmayı, değerler dünyasının eylem dünyasında gerçekleştirilmesini anlatıyor. Bunu değişmez kuralı, sürüteki olmamak, ön yargılardan uzak, ileriye dönük, yeniyi bulmaktaki YÜREKLİLİKTİR."
Alışılagelmiş düşüncelerden kurtulmak insanlar için her çağda zor olmuştur. Yeni bir düşünce için kan dökmeye kadar bir direniş içinde olan bir topluluk, ne acıdır ki zorla kabul ettiği düşüncenin değiştirmesine de aynı direnci göstermektedir. Bu deneyler sonucu bir çok düşün adamı gerçeği ve yeni dünya görüşlerini dolaylı olarak ortaya atmayı zorunlu görmüşlerdir. Örnek olarak, Ferudutdin-i Attar'ın Mantık-ul Tayr ve Beydeba'nın Kelile ve Dimme'si ile Ezop'un masalları, ondan esinlenen Lafonten. Rıchart Buck da bunlardan biri.
Kitap üç bölüm, birinci bölüm UYANIŞ, ikici bölüm BİLMEK ve ÖĞRENMEK, üçüncü bölüm de EYLEM ve OLUŞ.
(Kitabın Girişinden)
Durgun denizin minik dalgacıkları üzerinde, güneşin altın gibi ışıldadığı pırıl pırıl bir sabahtı.
Sahilden bir mil uzaklıkta, denizi kucaklarcasına ilerleyen bir balıkçı teknesi, martılara kahvaltı zamanının geldiğini haber veriyordu. Binlerce martı, bir lokma yiyecek için mücadeleye girişmişti bile. İşte zor bir gün daha başlıyordu.
Sahilin ve teknenin çok ötesinde, bir martı, Jonathan Livingston, tek başına uçuş çalışmaları yapıyordu. Yüz fite yükseldiğinde perdeli ayaklarını indiriyor, gagasını kaldırıyor ve ona acı veren bir kavisi oluşturabilmek için kanatlarını iyice geriyordu. Eğer bu kavisi oluşturabilirse daha yavaş uçabilecekti. Şimdi rüzgâr hafifçe yüzünü yalıyordu.
( Lisede hocamız tarafından okuduğum kitaplardan biridir. Çok güzeL herkese tavsiye ederim )