Israrla yazılan bir hikayenin kahramanı olmak isterken ağzımdan dökülen sözcükler yüzünden seni daha çok kahramansızlığa itiyordum.Hikayenin kapısı aralıktı ve sen hikayenin geçtiği sokağa geldiğinde ben kapının arkasından seni gözetliyordum.Başka bir hikayeye kahraman olmaya gittiğini bilerek...içimden ah'ları çekerek bu hikayeye bakmanı istiyor ve bu sokakata kalıcı olmanı istiyordum.Oysa sen sokağımdan öylesine geçen ve geçerken bir selamı eksik etmeyen yolcuydun sadece...benim sokağımın saatine baksaydın belkide gitmezdin belki diyorum çünkü belkilerdeki ümitlere sığınıyorum...
Saat aşk(ı) üç geçiyor ve sen uyuyorsun...
Eskiden kalma bebeğimi elime her alışımda etrafa savrulan küçük bir kız kalıyor aklımda.Olmazsa olmazlarla uğraşırken onu ne kadar çok yıprattığımın farkına varıyorum.Her aşk bir yaraya gebeyken ben aşk aşk diye uyanıyorum rüyalarımdan..Yelkovan ısrarla seni gösterirken ben akrebi aşk(a) çeviriyorum.Dilimde sadece mavi bir türkü kalıyor içinde sen olan...sen duymazdan geliyorsun yürüyüşün boyunca çalan bu türküyü...oysa kelimeler tanıdık ezgi tanıdık yoksa korkuyor musun seni duymaktan evet korkuyorsun...ve benide bir yürüyüşe zorluyorsun...
Saat aşk(ı) üç geçiyor ve sen uyuyorsun...
Mahkeme yargılıyor beni hakim ısrarla neden diye soruyor?Zaten nedenlerde koybolan ben yoruluyorum sözcüklerden ve senli sözcüklerden sıkıldığım için kendime şaşırıyorum...ve hakim şikayetçiyi çağırıyor kalbimi...Başını yere eğmiş bana bakmaya çekiniyor.Artık yıpranmak istemediğini söylerken birden yere düşüyorum ve saatin sesiyle uyanıyorum.Gözlerimi açtığımda aynı rüyayı görmenin acısıyla saate bakıyorum ve saat aşk(ı) üç geçiyor ve yine etraf ayrılık kokuyor...Bir bardak su bulabilirim diye gözümü gezdiriken ucu yırtık olan fotoğrafına bakıyorum.bir gün gidersem bana ait olan bu hikayeden yırtmak için çekmiştim seni arkadan... bak itiraf ediyorum çünkü galiba senden gitmeye hazırlanıyorum...
Saat aşk(ı) üç geçiyor ve ben gidiyorum...
Senli sözcüklerde beni bulduğumda terk etmiştim seni senden öte bir ben kalmıştı geriye...Bu hikayenin asıl kahramanları ol(a)madık sen kaçmak istemezken ben nasıl kovalayabilirdim...Tanımsız olmalı her şey demiştinde ben gülmüştüm şimdi daha iyi anlıyorum seni ve galiba ben biraz sen oluyorum...Sen bir adım atsaydın ben koşacaktım sana...olmadı işte...ve hiç olmayan bu hikayenin sonunu yazmak bana düştü.Korkmama rağmen yazıyor ve başımı saate çeviriyorum...
Saat durmuş çünkü gitmişiz kahramansızlığımıza yanarak...
Saat aşk(ı) üç geçiyor ve sen uyuyorsun...
Eskiden kalma bebeğimi elime her alışımda etrafa savrulan küçük bir kız kalıyor aklımda.Olmazsa olmazlarla uğraşırken onu ne kadar çok yıprattığımın farkına varıyorum.Her aşk bir yaraya gebeyken ben aşk aşk diye uyanıyorum rüyalarımdan..Yelkovan ısrarla seni gösterirken ben akrebi aşk(a) çeviriyorum.Dilimde sadece mavi bir türkü kalıyor içinde sen olan...sen duymazdan geliyorsun yürüyüşün boyunca çalan bu türküyü...oysa kelimeler tanıdık ezgi tanıdık yoksa korkuyor musun seni duymaktan evet korkuyorsun...ve benide bir yürüyüşe zorluyorsun...
Saat aşk(ı) üç geçiyor ve sen uyuyorsun...
Mahkeme yargılıyor beni hakim ısrarla neden diye soruyor?Zaten nedenlerde koybolan ben yoruluyorum sözcüklerden ve senli sözcüklerden sıkıldığım için kendime şaşırıyorum...ve hakim şikayetçiyi çağırıyor kalbimi...Başını yere eğmiş bana bakmaya çekiniyor.Artık yıpranmak istemediğini söylerken birden yere düşüyorum ve saatin sesiyle uyanıyorum.Gözlerimi açtığımda aynı rüyayı görmenin acısıyla saate bakıyorum ve saat aşk(ı) üç geçiyor ve yine etraf ayrılık kokuyor...Bir bardak su bulabilirim diye gözümü gezdiriken ucu yırtık olan fotoğrafına bakıyorum.bir gün gidersem bana ait olan bu hikayeden yırtmak için çekmiştim seni arkadan... bak itiraf ediyorum çünkü galiba senden gitmeye hazırlanıyorum...
Saat aşk(ı) üç geçiyor ve ben gidiyorum...
Senli sözcüklerde beni bulduğumda terk etmiştim seni senden öte bir ben kalmıştı geriye...Bu hikayenin asıl kahramanları ol(a)madık sen kaçmak istemezken ben nasıl kovalayabilirdim...Tanımsız olmalı her şey demiştinde ben gülmüştüm şimdi daha iyi anlıyorum seni ve galiba ben biraz sen oluyorum...Sen bir adım atsaydın ben koşacaktım sana...olmadı işte...ve hiç olmayan bu hikayenin sonunu yazmak bana düştü.Korkmama rağmen yazıyor ve başımı saate çeviriyorum...
Saat durmuş çünkü gitmişiz kahramansızlığımıza yanarak...