Safra kesesi taşları, safra eksesinin en sık görülen hastalığıdır. Bunlar kolesterol ve bilirubin içerikli olmasına göre kolesterol taşları ve bilirubin taşları olarak adlandırılır. En sık görülen taşlar kolesterol taşlarıdır. Yaş ilerledikçe taş oluşma riski artar; ayrıca kadınlarda bu hastalık daha sık görülür.
Safra kesesi taşlarının en sık neden olduğu şikayet karın ağrısıdır. Ağrı karnın sağ üst tarafında hissedilir ve sırta doğru yansır. Ağrı gelip gidici şekilde olabileceği gibi iltihaplı durumlarda sürekli ve şiddetlidir. Bunun yanı sıra bulantı, kusma, safra yolunda tıkanıklığa neden olursa sarılık, iltihap varsa ateş gibi şikayetlere de neden olabilir.
"Safra kesesi hastalığı veya taşı birçok hastalıkla karışıyor. Özellikle mide hastalığıyla karışıyor. Hastalar hazımsızlık, yemekten sonra şişkinlik, geğirme şikayetleriyle gelebiliyor. Özellikle yumurta safra kesesini tetiklediği için yumurta yenmesi sonrası karnın sağ tarafında ağrı ile gelebiliyor olabiliyor.Omuza, ya da kulunçların arasına vuran bir ağrı olabiliyor. Hiç safra kesesi aklında yokken bir ultrason yapıp safra kesesinde taş saptanan hastalar var. Bayanlar tabi şanslı oluyor çünkü hem gebelikte hem de menopozda bir kere ultrason yapılıyor. O yüzden daha taş ilerlemeden tanı konulabiliyor. Erkeklerde de şanssızlık şu. Taş ağrı yaptığında erkek hastalar daha dayanıyor ve daha geç dönemde doktora gidiyorlar.
Safra kesesinde taş oluşumunun karın ağrısı, hazımsızlık, şişkinlik, bulantı ve kusma gibi belirtileri vardır.
"Eğer safra taşı, safra kanalı denilen yola düşerse o zaman sarılık yapabiliyor. Bir ultrasonla tanı rahatlıkla konulabilir. Yalnız ultrasonun aç karnına yapılması gerekir yoksa safra kesesi kasıldığı için tanı konulamaz. Burada taşın boyutu önemli. Çok büyük taşlar uzun yıllar kaldığında kanserleşmeye kadar gidebilir. O yüzden dikkatli olmak gerekir. İkinci dikkat edilmesi gereken konu da küçük taşların safra kanalına düşme, sarılık yapma ihtimalidir. Bu da insanlarda sarılık hastalığı yapabilir. O yüzden ultrason şeyi çok önemlidir.Eğer taş kanala düşerse işin şekli değişiyor. O zaman o safra kesesindeki taşın ağızdan girilen bir hortumla safra kanalından alınması gerekiyor. O yüzden tek tedavi yöntemi ameliyattır. Bunun için de kapalı ve açık ameliyat vardır. Şu an dünyada kabul gören kapalı ameliyattır. Göbekten bir kamera ile girip safra kesesinin durumuna bakılır. Sonra 3 ayrı küçük giriş deliklerinden taşları tamamen çıkartılır. Ameliyat sabah yapıldığında hasta aynı gün evine yollayanabiliyor. En fazla bir gün yatıyor. O yüzden mutlaka doktordan kapalı ameliyat istenmesi gerekir. Burada dikkat edilecek şey, mutlaka cerrahın o konuda deneyimli olması gerekir. Yılda belli sayıda kapalı ameliyat yapıyor olması gerekiyor. Çünkü hasta için avantajlı ama cerrah için daha zor ve teknik gerektiren bir ameliyattır.Şimdiden geçmiş olsun...
Safra kesesi taşlarının en sık neden olduğu şikayet karın ağrısıdır. Ağrı karnın sağ üst tarafında hissedilir ve sırta doğru yansır. Ağrı gelip gidici şekilde olabileceği gibi iltihaplı durumlarda sürekli ve şiddetlidir. Bunun yanı sıra bulantı, kusma, safra yolunda tıkanıklığa neden olursa sarılık, iltihap varsa ateş gibi şikayetlere de neden olabilir.
"Safra kesesi hastalığı veya taşı birçok hastalıkla karışıyor. Özellikle mide hastalığıyla karışıyor. Hastalar hazımsızlık, yemekten sonra şişkinlik, geğirme şikayetleriyle gelebiliyor. Özellikle yumurta safra kesesini tetiklediği için yumurta yenmesi sonrası karnın sağ tarafında ağrı ile gelebiliyor olabiliyor.Omuza, ya da kulunçların arasına vuran bir ağrı olabiliyor. Hiç safra kesesi aklında yokken bir ultrason yapıp safra kesesinde taş saptanan hastalar var. Bayanlar tabi şanslı oluyor çünkü hem gebelikte hem de menopozda bir kere ultrason yapılıyor. O yüzden daha taş ilerlemeden tanı konulabiliyor. Erkeklerde de şanssızlık şu. Taş ağrı yaptığında erkek hastalar daha dayanıyor ve daha geç dönemde doktora gidiyorlar.
Safra kesesinde taş oluşumunun karın ağrısı, hazımsızlık, şişkinlik, bulantı ve kusma gibi belirtileri vardır.
"Eğer safra taşı, safra kanalı denilen yola düşerse o zaman sarılık yapabiliyor. Bir ultrasonla tanı rahatlıkla konulabilir. Yalnız ultrasonun aç karnına yapılması gerekir yoksa safra kesesi kasıldığı için tanı konulamaz. Burada taşın boyutu önemli. Çok büyük taşlar uzun yıllar kaldığında kanserleşmeye kadar gidebilir. O yüzden dikkatli olmak gerekir. İkinci dikkat edilmesi gereken konu da küçük taşların safra kanalına düşme, sarılık yapma ihtimalidir. Bu da insanlarda sarılık hastalığı yapabilir. O yüzden ultrason şeyi çok önemlidir.Eğer taş kanala düşerse işin şekli değişiyor. O zaman o safra kesesindeki taşın ağızdan girilen bir hortumla safra kanalından alınması gerekiyor. O yüzden tek tedavi yöntemi ameliyattır. Bunun için de kapalı ve açık ameliyat vardır. Şu an dünyada kabul gören kapalı ameliyattır. Göbekten bir kamera ile girip safra kesesinin durumuna bakılır. Sonra 3 ayrı küçük giriş deliklerinden taşları tamamen çıkartılır. Ameliyat sabah yapıldığında hasta aynı gün evine yollayanabiliyor. En fazla bir gün yatıyor. O yüzden mutlaka doktordan kapalı ameliyat istenmesi gerekir. Burada dikkat edilecek şey, mutlaka cerrahın o konuda deneyimli olması gerekir. Yılda belli sayıda kapalı ameliyat yapıyor olması gerekiyor. Çünkü hasta için avantajlı ama cerrah için daha zor ve teknik gerektiren bir ameliyattır.Şimdiden geçmiş olsun...
Düzenleyen yönetici: