Bilim öyle ilerliyorki atık okuyunca yok canım dedirtecek bilimsel gerçekler hayatımıza girmeye başlıyor. İşte bu bilimsel gerçekleri merak ediyorsanız bir web sitesinden alıntıladığım yazıyı okumaya devam edin.
1. Bilim insanları, “yumurtanın tavuktan çıktığı” sonucuna vardılar.
Daily Mail gazetesine göre; bilimsel ve felsefi bu gizem Sheffield ve Warwick üniversitelerindeki araştırmacılar tarafından açığa çıkarıldı. Meşhur, “Tavuk mu yumurtadan yoksa yumurta mı tavuktan çıkar?” sorunsalının sonucu yumurtanın tavuktan çıktığı ve tavuğun öncelikli olduğu… Çünkü tavuğun yumurtalıklarında üretilen bir protein sayesinde yumurta kabuğu oluşabiliyor. Bu nedenle yumurta ancak tavuğun içinde oluşursa var olabilir.
2. 2012’de 10 yaşındaki çocuklardan oluşan bir bilim sınıfında kazara yeni bir molekül keşfedildi.
Adı; Tetranitratoksikarbon. Patlayıcıdan enerji depolamasına kadar çok çeşitli özellikleri olan oksijen, azot ve karbondan oluşan tetranitratoksikarbonu daha da ilginç yapan, onun Kansas City’de yaşayan 10 yaşındaki ilkokul 5. Sınıf öğrencisi Clara Lazen tarafından keşfedilmiş olması.
3. Bilim insanları cep telefonlarını idrar kullanarak şarj etmenin ve hatta idrarda diş üretmenin yolunu buldular.
Bristol Robotik Laboratuvarı’ndan Dr. Loannis Leropoulos, idrar, bir dizi mikroorganizma yakıt hücresinden (microbial fuel cells-MFCs) geçerken ürettiği gücü kullanmak suretiyle Samsung cep telefonu şarj etmeyi başardıklarını açıkladı. Bilim insanları cep telefonları dışında, idrar kullanarak duş, aydınlatma ve tıraş makinesi çalıştırabilecek kadar elektrik üretebilmek için gerekli potansiyelin bulunduğuna inanıyor. Ayrıca Çin’deki Guangzhou Biyotıp ve Sağlık Enstitüleri araştırmacıları, idrarda bulunan kök hücrelerden diş yapmayı başardı. Araştırmacılar, diş pulpası, dentin, diş minesi ve mine organı yaptıklarını ancak doğal diş kadar sağlam olmadığını söylediler. Gelecekte bunun bir yolunu bulabileceklerini düşünüyorlar.
4. Fıstık ezmesini elmasa dönüştürmeyi de başardılar.
Edinburgh Üniversitesi uzmanları, dünyanın merkezinde bulunandan daha yüksek basınçlar uygulayabilen bir teknikle fıstık ezmesini elmas haline getirebiliyor. Bu tekniğe “stiletto heel effect” adı veriliyor.
5. Dondurma baş ağrısı da denilen beyin donmasının bilimsel adı “Sphenopalatine ganglioneuralgia-Sfenopalatin gangliyonuralji”.
Beyin donması, genelde yaz aylarında çok hızlı biçimde dondurma yediğimizde ya da buz gibi bir şey içtiğimizde gerçekleşen bir baş ağrısı türü. Beynin; yavaşlamamızı söylemesinin bir yolu… Wake Forest Baptist Medical Center’da sinirbilimci Dr. Dwayne Godwin “Bir şeyleri değiştirmenizden hoşlanmayan beyniniz, ağrı yoluyla bunu engelleyen bir mekanizmaya sahip” diyor. Hızlı dondurma yemeyi sevenleri ilaçsız baş ağrısı tedavi yöntemleri listemize alalım.
6. Kan dolaşımına enjekte edilebilen içine oksijen doldurulabilir bir mikropartikül geliştirildi.
Bu sayede artık nefes almadan yaşayabiliriz. Kan dolaşımına enjekte edilebilen bu 2-3 mikrometre boyutundaki mikropartikül sayesinde ciğerlerimize hava çekmemize gerek kalmadan hayatta kalabileceğiz. Mikropartiküller, küçük bir oksijen gazı balonunu çevreleyen tek bir lipid tabakasından yapılmış küçük kapsüller. Sıvı dolu kapsüller, kan dolaşımına enjekte edildiğinde, kırmızı kan hücrelerine çarparak içindeki oksijeni hücrelere aktarır. Enjekte edilen oksijenin yaklaşık yüzde 70’i bu şekilde kan dolaşımına girmeyi başarmış.
7. Dünyanın bilinen en yaşlı hayvanı bir kabuklu deniz yumuşakçasıydı.
Ming adı verilen istiridye tam 507 yaşındaydı ve Bangor Üniversitesi bilim insanları tarafından kazara öldürüldü. 405 yaşında olduğunu tahmin ettikleri istiridye Ming’in büyüme halkalarını açıkça göremeyen bilim insanları onu açmaya çalışırken yanlışlıkla öldürdü.
8. Kim demiş simya bilimi yok diye! Depremler, suyu altına dönüştürebiliyor.
Nature Geoscience dergisinde yayınlanan bir çalışma, metalin çözünür durumdan yoğun tortulara nasıl dönüştüğünü açıklıyor. Queensland Üniversitesi’nden Dr. Dion Weatherley ve Avustralya Ulusal Üniversitesi’nden Profesör Richard Henley, farklı deprem büyüklüklerinin, sıvı dolu kaya kırıklarını nasıl etkilediğini görmek için matematiksel bir model geliştirdi. Kırılmayla gerçekleşen ani bir basınç düşüşü, içerdeki sıvının genleşmesine ve buharlaşmasına neden oluyor; bu süreç “flaş buharlaşma” olarak biliniyor. Weatherley, “Kırılma hacmindeki değişim, sıvı basıncındaki değişikliğin nedeni” dedi. “Sıvı, düşük basınçlarda aşırı doymuş hale gelir ve çözünmüş çeşitli mineraller çok hızlı bir şekilde çöker”.
9. Bir yıldırım, Güneş’in yüzeyinden beş kat daha sıcaktır.
Bir yıldırım yaklaşık 30 bin Kelvin (29,726 derece) sıcaklığa ulaşabilir. Öte yandan Güneş’in yüzey sıcaklığı sadece 6 bin Kelvin (5,726 derece)’dir. Öncelikle, Güneş’in yüzeyinin aslında en soğuk katmanı olduğunu söylememiz lazım. Çekirdeğine indiğinizde sıcaklığı, yaklaşık 15 milyon Kelvin (yaklaşık 14,999,726 derece)’dir. Atmosferi ise 500 bin Kelvin (yaklaşık 499,726 derece) sıcaklığı bulur.
10. Beyin hücrelerinin alkole tepki vermeye başlaması için sadece altı dakika geçmesi yeterli.
Üç bardak bira ya da iki kadeh şarap içmek, kandaki alkol seviyesinin 0,05 ila 0,06 değişmesine neden oluyor. Aynı değişim beyin hücrelerinde de gerçekleşiyor. Heidelberg Üniversitesi Hastanesi bilim insanları bunları manyetik rezonans spektroskopisi (MRS) ile gözlemledi. Deney sırasında, koruyucu hücrelerde bulunan kreatin ya da hücre zarının bir bileşeni olan kolin gibi maddelerin yoğunluğu, alkol yoğunluğu arttıkça azalıyor. Bu da muhtemelen alkolün hücre zarı bileşiminde bazı değişiklikleri tetiklediğini gösteriyor.
Ailedemutluluk.
1. Bilim insanları, “yumurtanın tavuktan çıktığı” sonucuna vardılar.
Daily Mail gazetesine göre; bilimsel ve felsefi bu gizem Sheffield ve Warwick üniversitelerindeki araştırmacılar tarafından açığa çıkarıldı. Meşhur, “Tavuk mu yumurtadan yoksa yumurta mı tavuktan çıkar?” sorunsalının sonucu yumurtanın tavuktan çıktığı ve tavuğun öncelikli olduğu… Çünkü tavuğun yumurtalıklarında üretilen bir protein sayesinde yumurta kabuğu oluşabiliyor. Bu nedenle yumurta ancak tavuğun içinde oluşursa var olabilir.
2. 2012’de 10 yaşındaki çocuklardan oluşan bir bilim sınıfında kazara yeni bir molekül keşfedildi.
Adı; Tetranitratoksikarbon. Patlayıcıdan enerji depolamasına kadar çok çeşitli özellikleri olan oksijen, azot ve karbondan oluşan tetranitratoksikarbonu daha da ilginç yapan, onun Kansas City’de yaşayan 10 yaşındaki ilkokul 5. Sınıf öğrencisi Clara Lazen tarafından keşfedilmiş olması.
3. Bilim insanları cep telefonlarını idrar kullanarak şarj etmenin ve hatta idrarda diş üretmenin yolunu buldular.
Bristol Robotik Laboratuvarı’ndan Dr. Loannis Leropoulos, idrar, bir dizi mikroorganizma yakıt hücresinden (microbial fuel cells-MFCs) geçerken ürettiği gücü kullanmak suretiyle Samsung cep telefonu şarj etmeyi başardıklarını açıkladı. Bilim insanları cep telefonları dışında, idrar kullanarak duş, aydınlatma ve tıraş makinesi çalıştırabilecek kadar elektrik üretebilmek için gerekli potansiyelin bulunduğuna inanıyor. Ayrıca Çin’deki Guangzhou Biyotıp ve Sağlık Enstitüleri araştırmacıları, idrarda bulunan kök hücrelerden diş yapmayı başardı. Araştırmacılar, diş pulpası, dentin, diş minesi ve mine organı yaptıklarını ancak doğal diş kadar sağlam olmadığını söylediler. Gelecekte bunun bir yolunu bulabileceklerini düşünüyorlar.
4. Fıstık ezmesini elmasa dönüştürmeyi de başardılar.
Edinburgh Üniversitesi uzmanları, dünyanın merkezinde bulunandan daha yüksek basınçlar uygulayabilen bir teknikle fıstık ezmesini elmas haline getirebiliyor. Bu tekniğe “stiletto heel effect” adı veriliyor.
5. Dondurma baş ağrısı da denilen beyin donmasının bilimsel adı “Sphenopalatine ganglioneuralgia-Sfenopalatin gangliyonuralji”.
Beyin donması, genelde yaz aylarında çok hızlı biçimde dondurma yediğimizde ya da buz gibi bir şey içtiğimizde gerçekleşen bir baş ağrısı türü. Beynin; yavaşlamamızı söylemesinin bir yolu… Wake Forest Baptist Medical Center’da sinirbilimci Dr. Dwayne Godwin “Bir şeyleri değiştirmenizden hoşlanmayan beyniniz, ağrı yoluyla bunu engelleyen bir mekanizmaya sahip” diyor. Hızlı dondurma yemeyi sevenleri ilaçsız baş ağrısı tedavi yöntemleri listemize alalım.
6. Kan dolaşımına enjekte edilebilen içine oksijen doldurulabilir bir mikropartikül geliştirildi.
Bu sayede artık nefes almadan yaşayabiliriz. Kan dolaşımına enjekte edilebilen bu 2-3 mikrometre boyutundaki mikropartikül sayesinde ciğerlerimize hava çekmemize gerek kalmadan hayatta kalabileceğiz. Mikropartiküller, küçük bir oksijen gazı balonunu çevreleyen tek bir lipid tabakasından yapılmış küçük kapsüller. Sıvı dolu kapsüller, kan dolaşımına enjekte edildiğinde, kırmızı kan hücrelerine çarparak içindeki oksijeni hücrelere aktarır. Enjekte edilen oksijenin yaklaşık yüzde 70’i bu şekilde kan dolaşımına girmeyi başarmış.
7. Dünyanın bilinen en yaşlı hayvanı bir kabuklu deniz yumuşakçasıydı.
Ming adı verilen istiridye tam 507 yaşındaydı ve Bangor Üniversitesi bilim insanları tarafından kazara öldürüldü. 405 yaşında olduğunu tahmin ettikleri istiridye Ming’in büyüme halkalarını açıkça göremeyen bilim insanları onu açmaya çalışırken yanlışlıkla öldürdü.
8. Kim demiş simya bilimi yok diye! Depremler, suyu altına dönüştürebiliyor.
Nature Geoscience dergisinde yayınlanan bir çalışma, metalin çözünür durumdan yoğun tortulara nasıl dönüştüğünü açıklıyor. Queensland Üniversitesi’nden Dr. Dion Weatherley ve Avustralya Ulusal Üniversitesi’nden Profesör Richard Henley, farklı deprem büyüklüklerinin, sıvı dolu kaya kırıklarını nasıl etkilediğini görmek için matematiksel bir model geliştirdi. Kırılmayla gerçekleşen ani bir basınç düşüşü, içerdeki sıvının genleşmesine ve buharlaşmasına neden oluyor; bu süreç “flaş buharlaşma” olarak biliniyor. Weatherley, “Kırılma hacmindeki değişim, sıvı basıncındaki değişikliğin nedeni” dedi. “Sıvı, düşük basınçlarda aşırı doymuş hale gelir ve çözünmüş çeşitli mineraller çok hızlı bir şekilde çöker”.
9. Bir yıldırım, Güneş’in yüzeyinden beş kat daha sıcaktır.
Bir yıldırım yaklaşık 30 bin Kelvin (29,726 derece) sıcaklığa ulaşabilir. Öte yandan Güneş’in yüzey sıcaklığı sadece 6 bin Kelvin (5,726 derece)’dir. Öncelikle, Güneş’in yüzeyinin aslında en soğuk katmanı olduğunu söylememiz lazım. Çekirdeğine indiğinizde sıcaklığı, yaklaşık 15 milyon Kelvin (yaklaşık 14,999,726 derece)’dir. Atmosferi ise 500 bin Kelvin (yaklaşık 499,726 derece) sıcaklığı bulur.
10. Beyin hücrelerinin alkole tepki vermeye başlaması için sadece altı dakika geçmesi yeterli.
Üç bardak bira ya da iki kadeh şarap içmek, kandaki alkol seviyesinin 0,05 ila 0,06 değişmesine neden oluyor. Aynı değişim beyin hücrelerinde de gerçekleşiyor. Heidelberg Üniversitesi Hastanesi bilim insanları bunları manyetik rezonans spektroskopisi (MRS) ile gözlemledi. Deney sırasında, koruyucu hücrelerde bulunan kreatin ya da hücre zarının bir bileşeni olan kolin gibi maddelerin yoğunluğu, alkol yoğunluğu arttıkça azalıyor. Bu da muhtemelen alkolün hücre zarı bileşiminde bazı değişiklikleri tetiklediğini gösteriyor.
Ailedemutluluk.