Satuk Buğra Han

Suskun

V.I.P
V.I.P
Satuk Buğra Han, Hicrî 309 (Milâdi 922) yılında doğmuştur. Satuk altı yaşına gelince, babası, Tengri Kadir Buğra Han Buhara'ya karşı yaptığı bir seferde vefat eder.Dul kalan annesi, Satuk ile birlikte amcası ve babasının yerine ardıl olan Harun Buğra Han'ın himayesine girerler.

Hayatı

Müslüman oluşu


Karahanlıların 920-958 yılları arasında ki hükümdarı. 932 yılında İslam'ı kabul ederek, tarihteki ilk müslüman Türk Hakanı Türk topluluğunun toplu halde İslama geçmesine yol açmışdır. Bu yüzden Türk tarihi için önemli bir rol oynar, ve hakkında Satuk Buğra Han destanı anlatılır. Babası Karahanlı hükümdar ailesinden Bezir Han idi. Babasının ölümü üzerine amcası ve üvey babası Oğulcak Kadır Hanın himayesinde büyüdü. Satuk Buğra on iki yaşlarında iken Maveraünnehir ve Horasan bölgesine hakim olan Müslüman Samanlı Devleti şehzadeleri arasında anlaşmazlık çıktı. Bunlardan Nasır bin Ahmed, Oğulcak Kadır Hanın ülkesine sığındı. Ona iyi muamele edip Artuç nahiyesinin idaresini verdi. Artuç Nasır bin Ahmed'in gayretleri ve gelip-giden Müslüman tüccarlar sayesinde bir ticaret merkezi oldu. Satuk Buğra da Artuç'un ziyaretçileri arasındaydı. Nasır bin Ahmed'le tanışıp ondan İslamiyeti öğrenerek Türkistan'da İslâm Peygamberi Muhammed bin Abdullah'ın ölümünden 333 yıl sonra Satuk 12 yaşında iken Müslüman oldu. Müslüman olduktan sonra Abdülkerim ismini almıştır ve tam ismi Abdülkerim Saltuk Buğra Han olmuştur.
10. yüzyılda yaşayan Arap gezginci ve bilgin İbn Fadlan Milâdi 960 yılında yaklaşık 200,000 çadırlı Türkler (Karahanlılar) İslâm dinini benimsemiştir diye aktarmıştır.

Yirmibeş yaşında

Yirmi beş yaşına gelince Müslüman olduğunu açıklayıp, amcası ile mücadeleye başladı. Onunla Fergana Savaşını yaptı. İlk olarak Atbaşı kalesini zaptetti. Daha sonra üç bin kişilik bir orduyla Kaşgar üzerine yürüyüp fethetti. Amcası Oğulcak Kadır Hanı öldürdü. Ülkede hakimiyeti sağlayıp birliği temin etti. Türk ülkelerinde İslamiyeti hızla yaydı. Ebü'l-Hasan Muhammed gibi İslam alimleri, Satuk Buğra Hana yol gösterip teşvik ettiler.
Abdülkerim Satuk Buğra Han, daha sonra yaptığı savaşlarda; Yağma, Çiğil, Oğuz boylarının yerleşmiş bulunduğu Türkistan şehirlerini birer birer ele geçirdi. Bu sırada Karahanlılar Devletinin doğu kısmına hakim olan Büyük Kağan Bazır Arslan Han Çinlilerden yardım alarak 924 yılında Abdülkerim Satuk Buğra Hana karşı savaş açtı. Satuk Buğra Han Müslümanların yardım ve desteğiyle, onunla Balasagun Savaşını yaptı ve galib geldi.

Ardılları

Sultan Satuk Buğra Han'ın dört oğlu, Buğra Hasan Han, Hüseyin Buğra Han, Yusuf Kadir Han, dördüncü oğlunun ismi belli değildir, ve üç kızı, bunlar Nasab Türkan, Hadya Türkan ve Ala Nur isimlerinde toplam yedi çocuğu olur. En son olan Álá Núr, güzel, dindar, namuslu olan kızının hayatı kısa ve Meryem'e hatırlatır (benzer). Álá Núr, ergenlik çağına geldiğinde, bir gece Allaha dua ederken, Melek Cebrâîl ona gelir ve ağzına bir damla ışık (nur) akıtır. İçinde güzel bir rahatlık hissi yarattır, ve bir süre sonra bu his kayıb olur, daha sonra bir gece, kapıdan dışarı çıkar ve bir kaplanın hayalini karşısında görünce düşüp bayılır.
Birkaç ay sonra Muharrem ayının onuncu Cuma günü, "Cuma namazı" vakti, Álá Núr Kháním, kırmızı tenli, ceylan gözlü ve tatlı sesli bir erkek çocuğu dünyaya getirir. Han bu duruma çok kızar ve öfkelenir, ve öbür insanlarda hayretle sorarlar: "Bu ne biçim olay böyle?". Han bu gizemin araştırılması için emir verir ve kehanette bulunanlar, hekimler, imamlar, kadılar ve zamanın ileri gelen beyleri toplanıp iffetsizlikle suçlanan Álá Núr Kháním'i muayene ederler, ve suçsuz ve iffetli olduğuna karar verirler, ve erkek çocuğuna bu gizem üzerine Seyyid Ali Arslan adlandırılır. Yedi yaşına geldiğinde annesi onu Toc Bùbù ile nişanlar. Sonra Seyyid Ali Arslan Toc Bùbù’dan üç oğlu olur, Muhammad Arslán, Yúsuf Arslán , Kızıl Arslán ve bir kaç tane kızı olur, bunlardan birisi Seyyid Bahattin’nin oğlu Seyyid Celaleddin ile evlenir.

Saltanatının sonunda

Bundan sonra 31 yıl hüküm süren Satuk Buğra Han, güzel ve adil idaresi ile binlerce kimsenin Müslüman olmasına vesile olmuştur. Saltanatının sonuna doğru, Satuk Buğra Han, Xıtay (; Qìdān) (Liao Hanedanlığına karşı) sınırına bir sefer yapar ve Turfan'a kadar bütün ülkenin tamamında İslâm genişlemiştir. Burada hasta olur ve Kaşgar'a geri getirilir, bütün bir yıl hasta yatar ve sonra vefat eder. Satuk Buğra Han, son saatlarında arkadaşlarını, çocuklarını, Abú Nasrın oğlunu Abbúl Fattáh yanına çağırır ve onlara nasihatta bulunur. Onun yaşamını bitirdiği son gün, Hicrî 344 Milâdi 955'tir.
Kaşgarlı Mahmud'un Divân-ı Lügati't-Türk'te "اَرتُج artuç" "Ardıç. Kaşgar'da bu adta iki köy vardır." diye bahsettiği, "birisinin adı altın Artuç (Artux), ikincisi üst Artuç'dır." Altın Artuç (aşağı Artuç)'ta mezarlığa gömülür, ve Cenaze törenine iki vali (walí), yedi bin alim (alím) veya "din adamları", yirmiiki bin Gazi (ghází) ve onbeş bin "Awwám-un-nás = Halktan insanlar" katıldı. Satuk Buğra Han'ın ölümünden üç yıl sonra Abbúl Fattáh ta ölür, böylece bütün görevleri Satuk ailesine geçer.
Hasan Buğra Sultan Han, "Padişah Gazi" ünvanını alıp Kaşgar'da babasının yerine geçmiştir, yönetimi sırasında Khutan'ı (başka ismi Chinshahr, Çinşehir) alır.
Abdülkerim Satuk Buğra Handan sonra, oğulları devrinde de ülkesine pekçok İslam alimi gelip, İslamiyeti doğru olarak anlattılar ve yayılmasına çalıştılar. Kendisinden sonra Musa Tunga adında bir oğlu yerine geçti. Bundan sonra da bunun oğlu Baytaş Süleyman Arslan hükümdarlık yaptı. Başka oğulları ve kızları olduğu da rivayet edilmiştir.
10. yüzyılda Artuç'da inşa edilen türbesi tekrar 1995 yılında Mimar Abuduryim Ashan tarafından tamir edilmiştir
 
Geri
Top