Türkiye’nin dört bir yanında birbiri ardına dalış okulları açılıyor, scuba diving’le ilgilenenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Dalış uzmanları tehlikeli gibi görünen bu spor için, “Trafikte araba kullanmaktan daha az tehlikeli” diyor.
Derin mavi deneyimini bir kez yaşayanlar da kolay kolay iflah olmuyor. Dinginlik, tarifsiz renkler, tatlı bir basınç alıp götürüyor ve deniz altındaki özgürlüğe kavuşuyorsunuz.
Sualtı sizin için ne ifade ediyor? Sakinlik, korku, bilinmezlik, uzayda yürüme hissi… Masmavi sularda, suyun üstünden baktığımızda dibindeki yosunların dans edişlerini, rengârenk balıkları, sağa sola savrulan denizyıldızlarını görebiliyoruz. Peki, bu dünyanın bir parçası olmayı hiç düşündünüz mü? Dünyanın dörtte üçü su olduğuna göre keşfedilecek bambaşka bir dünya var.
Kırmızı beresi, kalın çerçeveli gözlükleriyle Kaptan Cousteau, Calypso adlı gemisiyle bütün okyanusları dolaşarak bize o dünyayı beyaz camdan göstermişti. Bugün sualtı dünyasını keşfeden dalgıçların sayısında ciddi bir artış varsa bunun en büyük öncüsü “Denizin dibi ayrı bir dünyadır” diyerek birçok insan için keşfedilmemiş bir dünyanın merak kapılarını aralayan Kaptan Cousteau’dur. Kimimiz bu merakla daha fazla belgesel izledik, kimimiz de deniz yüzeyinden bakarak tatmin olmadık sırtımıza tüpümüzü taktık ve o bambaşka dünyaya doğru yolculuğa çıktık.
Sadece denizin yüzeyinden bakarak veya belgeselleri izleyerek tatmin olmuyorsak o zaman kesinlikle mavi derinliklerdeki gizemli dünyayı keşfetmenin yolu dalış yapmaktan geçiyor. Önce sıradan bir merakla başlıyor her şey ve sonra bu merak vazgeçilemez bir heyecana dönüşüyor. Bir kere o dünyaya misafir olan, derin mavi deneyimi yaşayanlar kolay kolay iflah olmuyor. Dinginlik, tarifsiz renkler, tatlı bir basınç alıp götürüyor ve deniz altındaki özgürlüğe kavuşuyorsunuz.
Son birkaç yıldır derin mavi deneyim için cesaretini toplayanların sayısı ve buna paralel olarak Scuba Diving eğitimi veren kurumların sayısı da arttı. Bu kurumlar sualtında sportif çalışmaları yaymayı, nitelikli balıkadamlar yetiştirmeyi ve ülkemizdeki sualtı zenginliklerini göstermeyi amaç edinmişler. Biz de sizin için sorduk, soruşturduk ve Scuba Diving’in inceliklerini öğrendik. İşte, meraklısına hap niteliğinde Scuba Diving notları...
Scuba Diving nedir?
İngilizce olan Scuba terimi “sualtında bağımsız taşınabilir, kendi kendine yeterli ve solunum sağlayan araç” anlamına geliyor. Uygun bir basınçta hava solumamızı sağlayan bu ekipmanla sualtını keşfetmeye ise “Scuba Diving” deniyor. Hızlı düşünmeyi, yardımlaşmayı ve kondisyon gerektiren bir aktivite olan Scuba Diving, bir çoğumuz için ürkütücü gelse de aslında kurallarına göre yapıldığı takdirde trafikte araba kullanmaktan daha az tehlikeli bir uğraş.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER:
Dalış malzemeleri nelerdir?
Dalış gibi bir aktivitede kullandığınız araçlar mutlaka eksiksiz olmalı.
Bu malzemelerin hepsini satın almak zorunda değilsiniz. Gittiğiniz kurum size gerekli olan malzemeleri sağlıyor.
Scuba Diving’e başlamak için gerekli şartlar nelerdir?
Scuba Diving’e ilgi duyan 14 yaşından büyük, nefes almayı becerebilen, dalış yapmasına engel olacak herhangi bir sağlık sorunu olmayan herkes bu aktiviteyi yapabilir. Scuba Diving eğitimi almaya karar verdiğiniz takdirde gittiğiniz her kurum sizden bir sağlık raporu istiyor. Klasik testler yapıldıktan sonra bir de özel olarak basınç odasına girmeniz gerekiyor. Basınç odasında bir nevi kuru dalış ortamı yaratılıyor ve derinlere indiğinizde basınçtan kaynaklı herhangi bir sorun yaşayıp yaşamayacağınız tespit ediliyor.
Scuba Diving eğitimi genellikle nisan ayında başlıyor, ekim ayında bitiyor. Eğer profesyonel bir balıkadam olmak istemiyor ve yalnızca dalma alışkanlığı kazanmak, suyun birkaç metre altında rahatça gezmek benim için yeterli diyorsanız eğitimin süresi 5-10 gün ile sınırlanıyor. Bu süre içerisinde “Discover Scuba” adı verilen ilk dalış için, önce teorik bir eğitim alıyor, sualtında ve üstünde acil ilk yardım teknikleri, malzemelerin kullanımı gibi eğitimler alıyorsunuz. Teorik eğitimden sonra ilk dalış deneyiminizi genellikle havuzda yaşıyorsunuz. Havuz eğitiminde, malzeme kullanımı, dalış hazırlığı, kurtarma operasyonları gibi dersler alıyorsunuz. Bütün eğitimlerden geçtikten sonra, deniz dalışlarına geçiyorsunuz. Havuzda verilen eğitim denizde de tekrarlanıyor. Kurs sonunda da başarılı olursanız dalış yapmaya yeterli olduğunuzu gösteren bir sertifika alıyorsunuz. Dünya üzerinde en çok yaygın PADI ve CMAS olmak üzere iki farklı ekolün dalış okulları bulunuyor ve kursu tamamladığınızda gittiğiniz dalış okulu hangisinde eğitim veriyorsa o ekolün brövesine sahip oluyorsunuz ve bu bröveyle dünyanın herhangi bir noktasında dalış yapabiliyorsunuz.
Eğitim süresince bu işe gönül vermiş birçok kişiyle tanışıyorsunuz ve artık bir güzelliği paylaşmanın ortaklığıyla boş bulduğunuz her zamanı dalış için ayırmaya başlıyorsunuz. Beraber dalış yaptığınız her derinlik, çektiğiniz her fotoğraf, gördüğünüz her balıkla doğanın bir parçası olduğunuzu hissediyorsunuz. Ama asla sualtına ait bir şeyi karaya çıkarmıyorsunuz.
Türkiye’nin gözde dalış merkezleri
Scuba Diving eğitiminizi başarıyla tamamladınız ve “Nerelerde dalış yapabilirim?” diye düşünmeyin. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin sualtı canlıları sizinle karşılaşmayı bekliyor.
Saroz
Saroz’da yaklaşık üç yerden dalış yapabilirsiniz. Boğaz’ın 30 metre kadar derinliklerinde yeni eski her tülü kalıntıyla; deniz canlısı olarak da gelincik balıkları, orfozlar ve lahoslarla karşılaşabilirsiniz.
Gökçeada/Bozcaada
Bu iki ada yeni dalış noktası bulmak isteyenler için ideal. Deniz canlısı açısından size bol çeşit sunar. Ayrıca Birinci Dünya Savaşı’ndan kalıntılar da ilginizi çekebilir. Kısacası her iki adada keşfedilecek pek çok derinlik ve tarih bulunuyor.
Kalkan
Kalkan, daha çok ileri düzeydeki dalıcılar için ideal bir dalış merkezi. Iskarmozlar, orfozlar, kaplumbağalar, orkinoslar, vatozlar hatta köpekbalığı ailesinden keler balıklarınız derinliklerde görebilirsiniz.
Ayvalık
Bir rivayete göre kayıp şehir Atlantis’in bu suların altında bulunuyor. Cunda, Alibey, Şeytan Sofrası okyanuslardaki aratmayacak bir sualtı güzelliğine sahip.
Kemer
Ülkemizin en çok dalış okullarının bulunduğu bu beldede Fransız askeri nakliye gemisi 20-32 metre derinliklerde yatıyor, batık meraklılarına duyurulur. Foklar, orkinos balıkları, sualtı fotoğrafçılığıyla ilgilenenlerin ilgisini çekebilir. Özellikle Ağustos ve Eylül aylarında sabah 09.00 civarında dalış keyfinin doruğuna ulaşabilirsiniz.
Bodrum
Dünyanın sayılı sualtı müzelerinden birini barındıran Bodrum bütün güzellikleri yanında sualtı turizminde Türkiye’nin en iyilerinden biri. Sualtında rengârenk süngerler, vatozlar, orfozlar ve irili ufaklı bir sürü canlı makro çekimler için aklınızı çelebilir.
KAYNAK: NTV-MSNBC
Derin mavi deneyimini bir kez yaşayanlar da kolay kolay iflah olmuyor. Dinginlik, tarifsiz renkler, tatlı bir basınç alıp götürüyor ve deniz altındaki özgürlüğe kavuşuyorsunuz.
Sualtı sizin için ne ifade ediyor? Sakinlik, korku, bilinmezlik, uzayda yürüme hissi… Masmavi sularda, suyun üstünden baktığımızda dibindeki yosunların dans edişlerini, rengârenk balıkları, sağa sola savrulan denizyıldızlarını görebiliyoruz. Peki, bu dünyanın bir parçası olmayı hiç düşündünüz mü? Dünyanın dörtte üçü su olduğuna göre keşfedilecek bambaşka bir dünya var.
Kırmızı beresi, kalın çerçeveli gözlükleriyle Kaptan Cousteau, Calypso adlı gemisiyle bütün okyanusları dolaşarak bize o dünyayı beyaz camdan göstermişti. Bugün sualtı dünyasını keşfeden dalgıçların sayısında ciddi bir artış varsa bunun en büyük öncüsü “Denizin dibi ayrı bir dünyadır” diyerek birçok insan için keşfedilmemiş bir dünyanın merak kapılarını aralayan Kaptan Cousteau’dur. Kimimiz bu merakla daha fazla belgesel izledik, kimimiz de deniz yüzeyinden bakarak tatmin olmadık sırtımıza tüpümüzü taktık ve o bambaşka dünyaya doğru yolculuğa çıktık.
Sadece denizin yüzeyinden bakarak veya belgeselleri izleyerek tatmin olmuyorsak o zaman kesinlikle mavi derinliklerdeki gizemli dünyayı keşfetmenin yolu dalış yapmaktan geçiyor. Önce sıradan bir merakla başlıyor her şey ve sonra bu merak vazgeçilemez bir heyecana dönüşüyor. Bir kere o dünyaya misafir olan, derin mavi deneyimi yaşayanlar kolay kolay iflah olmuyor. Dinginlik, tarifsiz renkler, tatlı bir basınç alıp götürüyor ve deniz altındaki özgürlüğe kavuşuyorsunuz.
Son birkaç yıldır derin mavi deneyim için cesaretini toplayanların sayısı ve buna paralel olarak Scuba Diving eğitimi veren kurumların sayısı da arttı. Bu kurumlar sualtında sportif çalışmaları yaymayı, nitelikli balıkadamlar yetiştirmeyi ve ülkemizdeki sualtı zenginliklerini göstermeyi amaç edinmişler. Biz de sizin için sorduk, soruşturduk ve Scuba Diving’in inceliklerini öğrendik. İşte, meraklısına hap niteliğinde Scuba Diving notları...
Scuba Diving nedir?
İngilizce olan Scuba terimi “sualtında bağımsız taşınabilir, kendi kendine yeterli ve solunum sağlayan araç” anlamına geliyor. Uygun bir basınçta hava solumamızı sağlayan bu ekipmanla sualtını keşfetmeye ise “Scuba Diving” deniyor. Hızlı düşünmeyi, yardımlaşmayı ve kondisyon gerektiren bir aktivite olan Scuba Diving, bir çoğumuz için ürkütücü gelse de aslında kurallarına göre yapıldığı takdirde trafikte araba kullanmaktan daha az tehlikeli bir uğraş.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER:
- Dalışı planlamak ve planlı yapmak.
- Eksiksiz ve sağlam bir ekipmanla dalmak.
- Dinlenmiş ve zinde olmak.
- Scuba dalışta asla nefes tutmam ak, derin derin ve yavaş solumak.
- Çıkış hızına dikkat etmek. Çıkışta ağzımızdan çıkan hava kabarcıklarını referans alıp, onlardan yavaş çıkmalıyız.
- Mutlaka eşli dalmak.
- Limitleri zorlamamak.
- Bir sorun olduğunda dalışı iptal etmekten çekinmemek.
Dalış malzemeleri nelerdir?
Dalış gibi bir aktivitede kullandığınız araçlar mutlaka eksiksiz olmalı.
- Maske, şnorkel ve paletler
- Dalış elbisesi
- Ağırlık kemeri, kurşun kütleleri: Bu malzemeler suda batabilmek için gerekli.
- Yüzerlilik denge yelekleri: Yeleklerin içindeki hava uçma hissine yakın hareket serbestliğini sağlıyor.
- Hava tüpleri
- Regülatör: Her derinlikte tüpten eşit ve uygun basınç solumamızı sağlıyor.
- Bıçak: Sanıldığı gibi balık avlamak için değil; kesme, kazıma gibi işlerde kullanılıyor.
Bu malzemelerin hepsini satın almak zorunda değilsiniz. Gittiğiniz kurum size gerekli olan malzemeleri sağlıyor.
Scuba Diving’e başlamak için gerekli şartlar nelerdir?
Scuba Diving’e ilgi duyan 14 yaşından büyük, nefes almayı becerebilen, dalış yapmasına engel olacak herhangi bir sağlık sorunu olmayan herkes bu aktiviteyi yapabilir. Scuba Diving eğitimi almaya karar verdiğiniz takdirde gittiğiniz her kurum sizden bir sağlık raporu istiyor. Klasik testler yapıldıktan sonra bir de özel olarak basınç odasına girmeniz gerekiyor. Basınç odasında bir nevi kuru dalış ortamı yaratılıyor ve derinlere indiğinizde basınçtan kaynaklı herhangi bir sorun yaşayıp yaşamayacağınız tespit ediliyor.
Scuba Diving eğitimi genellikle nisan ayında başlıyor, ekim ayında bitiyor. Eğer profesyonel bir balıkadam olmak istemiyor ve yalnızca dalma alışkanlığı kazanmak, suyun birkaç metre altında rahatça gezmek benim için yeterli diyorsanız eğitimin süresi 5-10 gün ile sınırlanıyor. Bu süre içerisinde “Discover Scuba” adı verilen ilk dalış için, önce teorik bir eğitim alıyor, sualtında ve üstünde acil ilk yardım teknikleri, malzemelerin kullanımı gibi eğitimler alıyorsunuz. Teorik eğitimden sonra ilk dalış deneyiminizi genellikle havuzda yaşıyorsunuz. Havuz eğitiminde, malzeme kullanımı, dalış hazırlığı, kurtarma operasyonları gibi dersler alıyorsunuz. Bütün eğitimlerden geçtikten sonra, deniz dalışlarına geçiyorsunuz. Havuzda verilen eğitim denizde de tekrarlanıyor. Kurs sonunda da başarılı olursanız dalış yapmaya yeterli olduğunuzu gösteren bir sertifika alıyorsunuz. Dünya üzerinde en çok yaygın PADI ve CMAS olmak üzere iki farklı ekolün dalış okulları bulunuyor ve kursu tamamladığınızda gittiğiniz dalış okulu hangisinde eğitim veriyorsa o ekolün brövesine sahip oluyorsunuz ve bu bröveyle dünyanın herhangi bir noktasında dalış yapabiliyorsunuz.
Eğitim süresince bu işe gönül vermiş birçok kişiyle tanışıyorsunuz ve artık bir güzelliği paylaşmanın ortaklığıyla boş bulduğunuz her zamanı dalış için ayırmaya başlıyorsunuz. Beraber dalış yaptığınız her derinlik, çektiğiniz her fotoğraf, gördüğünüz her balıkla doğanın bir parçası olduğunuzu hissediyorsunuz. Ama asla sualtına ait bir şeyi karaya çıkarmıyorsunuz.
Türkiye’nin gözde dalış merkezleri
Scuba Diving eğitiminizi başarıyla tamamladınız ve “Nerelerde dalış yapabilirim?” diye düşünmeyin. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin sualtı canlıları sizinle karşılaşmayı bekliyor.
Saroz
Saroz’da yaklaşık üç yerden dalış yapabilirsiniz. Boğaz’ın 30 metre kadar derinliklerinde yeni eski her tülü kalıntıyla; deniz canlısı olarak da gelincik balıkları, orfozlar ve lahoslarla karşılaşabilirsiniz.
Gökçeada/Bozcaada
Bu iki ada yeni dalış noktası bulmak isteyenler için ideal. Deniz canlısı açısından size bol çeşit sunar. Ayrıca Birinci Dünya Savaşı’ndan kalıntılar da ilginizi çekebilir. Kısacası her iki adada keşfedilecek pek çok derinlik ve tarih bulunuyor.
Kalkan
Kalkan, daha çok ileri düzeydeki dalıcılar için ideal bir dalış merkezi. Iskarmozlar, orfozlar, kaplumbağalar, orkinoslar, vatozlar hatta köpekbalığı ailesinden keler balıklarınız derinliklerde görebilirsiniz.
Ayvalık
Bir rivayete göre kayıp şehir Atlantis’in bu suların altında bulunuyor. Cunda, Alibey, Şeytan Sofrası okyanuslardaki aratmayacak bir sualtı güzelliğine sahip.
Kemer
Ülkemizin en çok dalış okullarının bulunduğu bu beldede Fransız askeri nakliye gemisi 20-32 metre derinliklerde yatıyor, batık meraklılarına duyurulur. Foklar, orkinos balıkları, sualtı fotoğrafçılığıyla ilgilenenlerin ilgisini çekebilir. Özellikle Ağustos ve Eylül aylarında sabah 09.00 civarında dalış keyfinin doruğuna ulaşabilirsiniz.
Bodrum
Dünyanın sayılı sualtı müzelerinden birini barındıran Bodrum bütün güzellikleri yanında sualtı turizminde Türkiye’nin en iyilerinden biri. Sualtında rengârenk süngerler, vatozlar, orfozlar ve irili ufaklı bir sürü canlı makro çekimler için aklınızı çelebilir.
KAYNAK: NTV-MSNBC