• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Seher Vakti Kılınan Namaz

  • Konuyu açan Konuyu açan Safir
  • Açılış tarihi Açılış tarihi

Safir

Özel Üye
Özel üye
Namaz kişinin sığınağı, sıkıntıda olanların, en büyük yardımcısıdır.

Çok önceleri, Horasan ilinin çok âdil, iyi kalbli bir vâlisi vardı. Adı, Abdullah bin Tahir. Bu vâlinin jandarmaları birgün bir kaç hırsız yakalamış, vâliye bildirmişlerdi... Getirilirken hırsızlardan birisi kaçtı. Hâdisenin olduğu sırada Hiratlı bir demirci de Nişabur'a gitmişti. Bir zaman sonra evine dönerken, yolu Horasan'dan geçiyordu. Kaçan hırsız olduğunu zannederek, yakaladılar bunu. Diğer hırsızlarla vâlinin huzûruna çıkardılar. Vâli:
- Hepsini hapsedin! dedi.
Bu suçu olmayan demirci, hapishanede, seher vakti abdest alıp, iki rek'at namaz kıldı. Ellerini uzatıp:
"Yâ Rabbî! Bir suçum olmadığını ancak sen biliyorsun. Beni bu zindandan ancak sen kurtarırsın!" diye duâ etti.
Bu mazlûm demirci böyle yalvarırken, vâli evinde uyuyordu. Uyurken dört kuvvetli kimsenin gelip, tahtını ters çevirecekleri zaman uyandı uykudan. Bu rü'yâdan çok korktu. Hemen kalkıp, abdest aldı. Namaz kıldı iki rek'at. Tevbe istiğfar edip, tekrar uyudu. Tekrar o dört kimsenin tahtını yıkmak üzere olduğunu gördü ve uyandı. Kendisinde bir mazlûmun âhı olduğunu anladı. Hırsızlar hatırına geldi. Acaba içlerinde suçsuz olanlar mı vardı?
Vâli hemen hapishane müdürünü çağırtıp sordu:
- Acaba bu gece hapishanede suçsuz birisi kalmış mı?
- Bunu bilemem efendim. Yalnız biri namaz kılıyor, çok duâ ediyor. Gözyaşları döküyor.
- Hemen o adamı buraya getir!
Demirciyi vâlinin huzûruna getirdiler. Vâli hâlini sorup, durumu anladı. Ve dedi ki:
- Sizden özür diliyorum. Hakkını helâl et ve şu bin gümüş hediyemi kabûl et. Ayrıca herhangi bir arzun olunca bana gel!
- Ben hakkımı helâl ettim... Verdiğiniz hediyeyi de kabûl ettim. Fakat, işimi dileğimi senden istemeğe gelemem.
- Niçin gelemezsiniz?
- Çünkü benim gibi bir fakir için senin gibi bir sultanın tahtını birkaç defa tersine çeviren sahibimi bırakıp da, dileklerimi başkasına söylemek kulluğa yakışır mı hiç? Namazlardan sonra ettiğim duâlarla beni nice sıkıntılardan kurtardı. Nice muradıma kavuşturdu. Nasıl olur da başkasına sığınırım?


Tabiî ki, namazın insanı sıkıntıdan kurtarması için şartlarına uygun ve Cenâb-ı Hakka tam bir tevekkül içinde kılınması şarttır. Allaha tam bir teslimiyet şeklinde kılınmalıdır. Gerçekten, insan sıkıntıya düştüğünde hemen abdest almalı, namaz kılmalı, Kur'ân-ı kerîm okumalıdır. Tecrübeyle sabittir ki, böyle yapanların çok kere, sıkıntılarının hafiflediği görülmüştür. Fakat, kılınan namazın şartlarına uygun olması lâzımdır. Şartlarına tam uyulmadan kılınan namaz, insanı namaz kılma borcundan kurtarır ise de, vadedilen büyük sevaplara kavuşturmaz.
Peygamber aleyhisselâm bir gün:
- En büyük hırsız, namazından çalan kimsedir, buyurdu.
- Yâ Resûlallah! Bir kimse kendi namazından nasıl çalar? diye sordular eshâbdan. O zaman buyurdu ki:
- Namazın rükü'unu ve secdelerini tamam yapmamakla. Rükü'da ve secdelerde, belini yerine yerleştirip biraz durmayan kimsenin namazını Allahü teâlâ kabûl etmez.

Alıntı
 
Geri
Top