Seven insan hasta olmuyor

MeRciMeK

V.I.P
V.I.P
Çoğu şarkı bize aşkı söyler ve onu kaybetmenin bazen ölümle eşdeğer olduğunu anlatır. Bu tespitin doğruluğu herhalde kişiden kişiye değişir ama bir bilimsel gerçek var ki, o da sevenlerin daha uzun ve sağlıklı yaşadıkları... Fakat sevgi derken sakın kara sevdaya yakalanıp delicesine âşık olmayı anlamayın çünkü o hal sağlıktan çok, bir hastalık. Tüm stres hormonlarının zirve yaptığı, dikkatin ve sağduyunun kaybolduğu, bütün enerjinin bir odağa yoğunlaştığı normal dışı bir dönem. Ömrü uzatan ise iki kişinin derin bir sevgi ve dostlukla birbirlerine sarıldıkları, karşılıklı güven ve saygının hâkim olduğu, sağlıkta ve hastalıkta desteğin eksik edilmediği tür. Bu ilişkinin mutlaka bir evlilik birliği içinde olması da gerekmiyor; anne-baba ya da kardeşler arasındaki yakın ilgi ve sevgi de aynı şekilde ömre ömür katıyor. İşin sırrı birilerine bağlı hissetmekte, saygı görmekte, değer verilmekte ve aidiyet duygusunda gizli.

SEVENLER DAHA AZ DOKTORA GİDER

Yapılan geniş çaplı geriye dönük bir çalışma, evli insanların daha az doktora gitme ihtiyacı duyduğunu ve hastanede daha kısa kaldığını ortaya koyuyor. Bunun kesin sebebi çok iyi bilinmemekle birlikte iki görüş var ortaya atılan. Birincisi; insanın tarihsel gelişimi boyunca hep yakın sosyal ve insani bağlar kurmak üzere olgunlaştığı, bu bağların yeterince kuvvetli olmadığı durumlarda sağlığın da tepetaklak gittiği... İkincisi ise birbirini seven insanların karşısındakinin sağlığına da özen gösterdiği ve iyi beslenmesine yardım edip kötü alışkanlıklara engel olduğu.

MUTLU EVLİLİK, DEPRESYON İLACI

Mutlu bir evlilik yapmak ve evliliği sürdürmek hem erkeği hem de kadını depresyondan koruyor. Bu, çok da şaşırtıcı bir tespit değil aslında. Çünkü sosyal olarak izole olmak çok önemli bir depresyon sebebi. Bunun ilacı ise iyi bir evlilik. Evlilik, özellikle genç erişkinleri alkol ve madde bağımlılığından da koruyor

MUTLULUK, TANSİYONU DÜŞÜRÜR

Yapılan geniş tabanlı bir çalışma, evliliklerinde mutlu olan çiftlerin tansiyonlarının da düşük olduğunu ortaya koyuyor. Tansiyon kontrolünde onları bekârlar takip ederken, tansiyonu en kötü olanlar ise evliliklerinde mutsuz olanlar. Yani keramet evlilikte değil, sevgide. Bu nedenle çevreleriyle kuvvetli sosyal ve duygusal ilişki kurabilen bekârların da aynı faydaları elde ettikleri görülüyor.

KARŞILIKLI GÜVEN ENDİŞEYİ AZALTIR

Birbirine kuvvetli bağlarla bağlı çiftlerle tutkulu aşk yaşayanların fonksiyonel beyin MR'ları karşılaştırıldığında, her iki grupta da yüksek haz uyandıran dopamine hassas bölgelerin uyarıldığı görülüyor. Fakat düzenli ilişki yaşayan çiftlerde endişeye sebep olan beyin alanları, diğerlerine göre daha sakin olarak izleniyor. Yani karşılıklı sevgi ve güven endişeyi baskılıyor.

SEVGİ, DOĞAL BİR AĞRI KESİCİDİR

127 bin kişi üzerinde yapılan bir çalışma evli insanların daha az baş ve sırt ağrısından yakındıklarını ortaya koyuyor. Fonksiyonel MR kontrolleri bu kişilerin beyinlerinde ağrı kontrol merkezlerinin daha aktif olduğunu gösteriyor. Küçük bir çalışma ise kocalarının elini tutan kadınlarda ağrıya bağlı stresin daha az yaşandığını söyleniyor. Eşler ne kadar mutlu ise ağrı da o kadar azalıyor...

SEVİN, GRİBİ YENİN

Sevgi ve mutluluk; stres, endişe ve depresyonun yanında enfeksiyonlarla da mücadelede birebir. Bağışıklık sisteminin kişinin ruh halinden etkilendiği zaten uzun zamandır gözleniyor. Mutlu olan ve sevgiyi yaşayan kişilerde nöromediatörler aracılığıyla bağışıklık, hücresel düzeyde daha iyi çalışıyor ve enfeksiyonlara yakalanma riski düşüyor. Mutlu insanlar; endişeli, ruh hali kötü ve mutsuz insanlara nazaran soğuk algınlığı ve gribe daha az yakalanıyor.

HASTALIKLAR DAHA ÇABUK İYİLEŞİR

Archives of General Psychiatry (Genel Psikiyatri Arşivleri) dergisinde yayımlanan bir çalışmada evli çiftlerdeki 'yara iyileşmesi oranları' karşılaştırılmıştı. Bu çalışmaya göre, su toplamış yaraların iyileşmesi, araları kötü ve mutsuz olan çiftlerde birbirlerine sevgiyle bağlı olanlara göre iki katı daha uzun sürüyor.

Birbirini sevenleri daha uzun bir yaşam bekler

Mutlu bir evlilik sürenlerin daha uzun yaşadığına dair bulgular var. Bu konuda yapılan en büyük çalışma, 1990'larda sekiz sene boyunca evli çiftlerde bu etkiyi gözledi. Elde edilen verilere göre hiç evlenmemişler, evlenmişlere göre ölümle yüz yüze kalmaya çok daha yakınlar. Açıklamalardan biri, 'eşlerin aile birliği içinde birbirine arka çıkması, paranın daha iyi kullanılması ve çocukları desteği' olarak sıralanıyor. Fakat ikinci açıklama 'sevmenin ve sevilmenin insanı hayata bağladığı ve yaşama tutunma çabasının ömrü uzattığını' söylüyor.

Motivasyonu harekete geçiriyor

Sevginin, sağlık üzerindeki etkileri hep araştırılan bir konu. Örneğin sevgi nörobiyolojik toleransı artırıyor ve anne ne yaparsa yapsın çocuğunun yaptıklarına katlanabiliyor; çünkü anne ve baba çocuklarını çok seviyor. Aşk ve sevgi insan beyninde duygu, dikkat, motivasyon ve hafızayla ilgili bölümleri harekete geçiriyor; limbik sistem bunlardan sadece biri. Otonom sinir sistemi üzerindeki kontrolü artırarak stresle baş etmeyi kolaylaştırıyor; sağlığı, iyi olma halini ve üretkenliği artırıyor. Öte yandan tabiat ananın aşkı bu kadar haz verici kılmasının sebeplerinin başında da türlerin devamını sağlama endişesi yatıyor.
 
Geri
Top