Sevmek, insana en yakışan, insanı en çok yücelten ve daha bir insan yapan kutsal bir duygudur. Sevgiyi somut olarak görmek istiyorsanız, bir annenin yeni doğan çocuğuna baktığı anı izleyin. O annenin gözlerinde göreceksiniz aradığınızı.
Ancak o çocuk zamanla sadece annesi tarafından değil, başkaları tarafından da sevilmek isteyecektir. Bunu hepimiz istemiyor muyuz?
Bu çok istediğimiz, istemekten de öte çok ihtiyaç duyduğumuz şeyi vermek için olmasa bile almak için sanırım hepimiz gayret ediyoruz. Birinin “Seni Seviyorum” demesi, belki de her birimiz için kutsal bir özellik taşıyor. Belki de onun için bütün dillerde söylenen şarkılar hep sevgi üzerine, aşk üzerine yazılıyor.
Ancak bu iş, “Seni Seviyorum” demekle bitmiyor. İnsanlar bu konuda hep açtır, doymak bilmeyiz çünkü bu bizim doğamızda var. Bunu her gün duymasak bile, sevildiğimizi sürekli hissetmek isteriz. Bizi gerçekten sevenler, bunu göstermeyi bazen unutuyorlar. “Onu sevdiğimi nasıl olsa biliyor” deyip geçiveriyorlar.
OYSA İNSAN ÇİÇEK GİBİDİR, SEVGİ DE SU…
Bir iki kere sulamakla o çiçeği yaşatamazsınız. Yani sevgi yaşamın içinde her gün gösterilmesi gereken bir duygudur.
Aslında birini sevdiğinizi göstermek hiç de zor değildir. Bunu bazen bir bakışla, bazen sıcak bir gülümsemeyle, bazen zor anlarında onun yanında olarak, bazen dokunarak, bazen bir ki güzel sözcükle gösterebilirsiniz.
Çoğu insan sevdiğinin kıymetini onu kaybettikten sonra anlıyor. Sonra sorguluyor kendini, sonra anlıyor onu nasıl ihmal ettiğini, hayatı onunla nasıl da paylaşmadığını…
Bütün bunları sevdiklerimizi kaybetmeden yapabilsek keşke…