Şiirde Yapı
Şiirin yapısı anlam ve ses kaynaşmasından oluşur. Anlam ve ses kaynaşmasından oluşan nazım birimlerine beyit, kıt’a, bent, mısra gibi isimler verilir. Dize, beyit, dörtlük gibi birimlerle ölçü, kafiye düzeni, tema ve imgeler belli bir bütün oluşturarak şiirde yapıyı meydana getirir.
Nazım Birimi
Bir şiirde anlam bütünlüğünü sağlayan en küçük birime nazım birimi denir. Türk edebiyatında değişik dönemlerde farkı nazım birimleri kullanılmıştır.
Mısra (dize): Coşku ve heyecanı dile getiren metinlerde, yani şiirde yapıyı meydana getiren her bir satıra mısra ya da dize denir. Mısra anlamlı en küçük nazım birimidir. Bu, bir şiirin parçası olabileceği gibi, kendi içinde bağımsız bir bütün de olabilir. Bir şiirin içinde her yönüyle en güçlü, güzel, akılda kalan ve dikkat çeken mısraya mısra-i berceste denir.
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
Beyit: İki mısradan meydana gelen nâzım parçasına beyit denir. Divan edebiyatında gazel, kaside gibi nazım şekilleri beyitlerden meydana gelir.
Bir söz dedi canan ki keramet var içinde
Dün giceye dair bir işret var içinde
Bent: Bir şiiri meydana getiren bölümlerden her birine bent denir. Beyit ve dörtlükte dize sayısı bellidir, ancak bentlerde dize sayısı değişebilir.
Leylak getiriyorsun bana güneşli bir gün
Onu saçlarından topladığın belli
Bir leylak bahçesisin karşımda
Böyle kucağında kalsa daha iyi
Bir vazoya bırakıp gidiyorsun
Sen gidiyorsun leylaklar kalıyor mu sanki
Önce renkleri gidiyor arkandan
Nesi varsa gidiyor soyunarak
Dörtlük (kıta): Dört dizeden oluşan nazım birimine kıta denir.
Bir gece misafirim olsan yeter
Dolar odama lavanta kokusu
Soğur sevincinden sürahide su
Ay pencereden durup durup güler
NAZIM ŞEKİLLERİ
Kafiye örgüsüne ve mısra sayılarına göre manzumelerin aldığı biçime, sundukları görünüme nazım şekli denir. Türk edebiyatının değişik dönemlerinde kullanılan nazım şekilleri şunlardır:
İslamiyet Öncesi Türk Şiiri Nazım Şekilleri
Koşuk: “Sığır” denilen sürek avları sırasında söylenen şiirlerdir. Konusu daha çok doğa, aşk, savaş ve yiğitliktir.
Sagu: “Yuğ” adı verilen ölüm törenlerinde, ölen kişilerin erdemlerini ve duyulan acıları dile getiren şiirlerdir.
Destan: Toplumu derinden etkileyen olaylar sonunda halk arasında kendiliğinden oluşan uzun nazım türüdür.
Halk Şiiri Nazım Şekilleri
Anonim halk edebiyatı nazım şekilleri:
Mani: Başta aşk olmak üzere hemen her konuda, 7’li hece ölçüsüyle söylenir, tek dörtlükten oluşur. Kafiye örgüsü aaxa biçimindedir. Asıl anlatılmak istenen son iki dizede verilir. Düz, kesik, cinaslı, yedekli, artık mani” gibi çeşitleri vardır.
Ninni: Annenin çocuğunu uyutmak için kendine özgü bir ezgiyle söylediği şiirlerdir. Belli bir kafiye ölçüsü olmadığı gibi, çoğu zaman dizeler arasında tam bir ölçü birliği de görülmez. Matta ninnilerin dörtlükler halinde olmayanları da vardır.
Türkü: Ezgi eşliğinde söylenir. Genellikle hece vezninin 7, 8 ve 11’li kalıplarıyla söylenir. Her kıta türkünün asıl sözlerinin bulunduğu bent ile nakarattan meydana gelir. Nakarat her bendin sonunda tekrarlanır. Bu kısım bağlama veya kavuştak diye de bilinir. Ezgilerine göre, kırık havalar (usullü ezgiler), uzun havalar (usulsüz ezgiler) olmak üzere; konularına göre çocuk türküleri, tabiat türküler, aşk türküleri, kahramanlık türküleri, askerlik türküleri; yapılarına göre mani kıtalarından kurulu türküler, dörtlüklerle kurulu türküler olmak üzere çeşitleri vardır.
Ağıt: Ölen kişinin ardından duyulan acıları dile getiren şiirlerdir.
Âşık edebiyatı nazım şekilleri:
Koşma: 11’li hece ölçüsüyle aşk, ayrılık, gurbet, sevgi, doğa, yiğitlik gibi geniş çerçeveli konular işlenir. Genellikle 3 ila 5 dörtlükten oluşur ancak daha fazla dörtlükten oluşanları da vardır. Kafiye düzeni “abab, cccb, dddb…” şeklindedir. Son dörtlükte şairin mahlası bulunur. Konularına göre “güzelleme, koçaklama, ağıt, taşlama” adlı türleri vardır.
Semai: Koşma ile aynı konular işlenir. Kafiye düzeni koşma ile aynıdır. 8 ‘li ölçüyle söylenir. 3-5 dörtlükten oluşur. Koşmadan ezgisi, dörtlük sayısı ve ölçüsü bakımından ayrılır.
Varsağı: Toros Dağları ve Adana civarında yaşayan “Varsak” boylarının söyledikleri şiirlere denir. Kafiye düzeni koşmadaki gibidir. 8’li ölçüyle söylenir. “Bre, behey, hey” sözleri sıklıkla kullanılmıştır. “En az 3, en fazla 5 dörtlükten oluşur. Hayattan ve talihten şikâyet gibi konular işlenir.
Destan: 11’li hece ölçüsüyle söylenir. Kafiye düzeni koşma ile aynıdır. Ayaklanma, kıtlık, savaş, hastalık gibi toplumsal konular işlendiği gibi bireysel konuların işlendiği destanlar da vardır. Dörtlük sayısında sınırlama yoktur.
Tekke-tasavvuf edebiyatı nazım şekilleri:
İlahi: Tekke edebiyatının ana nazım türüdür. 7, 8 ve 11’li hece ölçüsüyle söylenir. Fanilik, Allah sevgisi, nefsin öldürülmesi temel konusudur. En büyük ustası
Yunus Emre’dir.
Nefes: İlahilerin konularının Bektaşilerce söylenmesi sonucu ortaya çıkmış türdür.
Deme: Alevi tekkelerinde tören sırasında makamla ve sazla söylenen şiirlerdir.
Nutuk: Tekke edebiyatında pirlerin ve mürşitlerin, tarikata yeni giren müritleri bilgilendirmek tarikat derecelerini ve tarikat adabını öğretmek amacıyla söylenen didaktik şiirlerdir.
Devriye: Evrendeki canlı cansız her şeyin Allah’tan geldiğini ve yine ona döneceğini ifade eden “devir” kuramını yansıtan şiirlerdir.
Şathiye: Dinî ve tasavvufi halk şiirinde genel olarak mizahi manzumelere şathiye adı verilir. İnançlardan teklifsizce, alaylı bir dille söz eder gibi söylenen şiirlerdir.
Divan Şiiri Nazım Şekilleri
Beyitle kurulan nazım biçimleri:
Gazel: Güzellik, aşk, kadın, şarap gibi konuları işler. Araplardan Farslara, onlardan da Türklere geçmiştir. İlk beytine “matla” son beytine “makta” denir. Makta beytinde şairin mahlası kullanılır. En güzel beytine “beytü’l-gazel” ya da “şah beyit” denir. Gazelin bütün beyitlerinde aynı konu işleniyorsa buna “yek-ahenk gazel” denir. Bütün beyitler aynı söyleyiş güzelliğine sahip ise buna “yek-âvâz” gazel denir. “aa, ba, ca da…” şeklinde örgülenir. En az 5 en fazla 15 beyitten oluşur.
Kaside: Din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla yazılan şiirlere denir. En az 33 en fazla 99 beyitten oluşur. Kafiye düzeni gazelle aynıdır. İlk beytine matla, son beytine makta, şairin adının bulunduğu beyte taç beyit, en güzel beytine “beytü’l-kasid” adı verilir. Altı bölümlerinden oluşur. Nesib, kasidenin giriş bölümüdür. Girizgâh, konuya giriş niteliğinde olan bölümdür. Methiye, övülecek olan kişinin yüceliklerinin sıralandığı bölümdür. Fahriye, şairin kendini övdüğü kısımdır. Tegazzül, şair bu bölümde bir gazele yer verir. Dua bölümünde, övülen kişinin başarısı için Allah’a dua edilir. Konularına göre değişik isimler alır: Allah’ın birliğini anlatan kasidelere “tevhit”, Allah’a dua etmek ve yalvarmak için yazılanlara “münacaat”, herhangi bir şahsı övmek için yazılanlara “methiye”, Peygamberleri övmek için yazılanlara “naat”, birini eleştirmek için yazılanlara “hicviye”, ölen birinin arkasından yazılanlara “mersiye” denir.
Mesnevi: Beyit sayısı sınırsızdır. Konu sınırlaması yoktur. Genellikle savaş, aşk, tarihi olaylar, dinî olaylar gibi konular işlenir. Her beyiti kendi arasında kafiyelidir. Uyak düzeni aa, bb, cc, dd, ee… şeklinde devam eder. Beş mesneviden oluşan eserlere “hamse” denir.
Müstezat: Gazelin özel bir biçimine denir. Uzun dizelere kısa bir dize eklenerek yazılır. Uzun ve kısa dizeler gazel gibi kendi aralarında uyaklanır. Kısa dizelere “ziyade” adı verilir.
Kıt’a: Genellikle iki beyitten oluşur. 9 ila 10 beyte kadar yazılanları da vardır. Matla’ ve mahlas beyti yoktur. “xa, xa, xa…” biçiminde örgülenir. Felsefî, tasavvufî bir fikir, bir hayat görüşü, bir nükte, bir kişiyi övme ya da yerme, bir olayın tarihi kıtanın konusu olabilir.
Dörtlüklerle kurulan nazım biçimleri:
Rubai: Tek dörtlükten oluşur. “aaxa” biçiminde örgülenir. Aruzun belli kalıplarıyla yazılır. Hayatın anlamı ve hayat felsefesi, dünyanın nimetlerinden yararlanma ve ölüm gibi konular işlenir. İran edebiyatına ait bir türdür.
Tuyuğ: Divan edebiyatına Türklerin kazandırdığı bir nazım şeklidir. “aaxa” biçiminde örgülenir. Tek dörtlükten oluşur. Felsefi konular işlenir. Mahlas kullanılmaz.
Şarkı: Besteyle okunmak için yazılır. Dörtlük sayısı 3 ile 5 arasında değişir. Birinci dörtlükte 2. ve 4. dizeler diğer dörtlüklerde 4. dizeler aynen tekrarlanır. Buna nakarat denir. Türklerin divan edebiyatına kazandırdığı bir türdür. Aşk, sevgi, günlük hayat gibi konular işlenir. Halk deyişlerine ve söyleyişlerine yer verilir.
Murabba: Dört dizelik kıtalardan oluşur. Dörtlük sayısı 3-7 arasında değişir. Her konuda yazılır, “aaaa, bbba, ccca…” biçiminde örgülenir.
Bentlerle kurulan nazım biçimleri:
Terkib-i bent: Bentlerle kurulmuş olan bir nazım şeklidir. Her bent 7 ile 10 beyitten oluşur. Bent sayısı 5 ile 15 arasındadır. Bentleri birbirine bağlayan beyitlere “vasıta beyti” denir. Şairin toplumsal ve felsefi konulardaki düşünceleri konu olarak işlenir.
Terci-i bent: Terkib-i bente benzer. Yalnız burada bentler arasındaki vasıta beyti aynen tekrarlanır. Konu olarak daha çok Allah’ın kudreti, kâinatın sırlan ve kainatın zıtlıkları gibi konulara yer verilir.
Musammat: Bendlerden kurulu nazım biçimlerine (murabba, muhammes, müseddes, müsebba, müsemmem, mütessa, muaşşer, terbi, tahmis, taşdir, tesdis, tesbi, tesmin, tes-i, taşir, terkib-i bend ve terci-i bend) verilen genel addır.
Batı Edebiyatından Alınan Nazım Şekilleri
Sone: 14 dizeden oluşur ve daha çok lirik konular işlenir. Kafiye örgüsü şöyledir: “abba abba ccd ede” Her türlü konu işlenebilir. Son dize, duygu yönünden en baskın dizedir. Edebiyatımıza Servet-i Fünun Döneminde. Fransız edebiyatı etkisiyle geçmiştir.
Terza-rima: Üçer mısralık bentlerle yazılmış bir nazım şeklidir. Bent sayısı belirsizdir. Tek bir mısra ile sona erer. Kafiye şeması şöyledir: aba bcb cdc ded e.
Triyole: 10 dizeden oluşur. Önce iki mısralı kısım, sonra dörder mısralı iki kısım gelir. Birinci kısmın ilk mısrası birinci dörtlüğün sonunda, yine birinci kısmın ikinci mısrası ikinci dörtlüğün sonunda tekrarlanır, “ab aaaa bbbb” biçiminde örgülenir.