Türk mitolojisinde ‘Tuğrul kuşu’ olarak da bilinir. Bu kuşun öleceği zaman, bir tür ateş olup kendi kendini yaktığı ve kendisinden yeniden doğduğu söylentiler arasındadır.
Simurg mitosundan, yani diğer adıyla Zümrüd-ü Anka kuşundan Pers mitolojisi diğer Doğu mitoloji ve efsanelerinde de bahsedilmektedir.
Bilginin kaynağını ararken, benliğe ulaşma hikâyesi olan “Simurg Efsanesi” de tam da bunu anlatan ilham verici bir hikâye.
Efsaneye göre, kuşların hükümdarı olan, her şeyi bilen Simurg (Zümrüd-ü Anka ve Batı’da Phoenix olarak da bilinir.) Kaf Dağı’nın tepesinde, bilgi ağacında yaşar, öleceğini hissettiği zaman ağaç dallarına yuvasını yapar, Güneş dalları yaktığında da dallarla birlikte yanar ve küllerinden yeniden doğarmış. –Bilgi asla kaybolmuyor, görüyor musunuz?
Bütün kuşlar, Simurg’un bilgeliğine inanır, işler ters gittikçe Simurg’un onları kurtaracağını düşünür, onu bekler dururlarmış. Ancak içlerinden onu gören olmamış, bir süre sonra kuşlar da ondan umudu kesmişler. Ta ki kuşlardan biri uzak bir ülkede Simurg’un kanadından bir tüy bulana kadar. Onun var olduğuna inanan bütün kuşlar toplanmış ve Simurg’u bulup yolunda gitmeyen şeyler için ondan yardım istemeye karar vermiş.
Ancak Kaf Dağı’na ulaşmak için 7 dipsiz vadiyi geçmeleri gerekiyormuş. Bu 7 vadiyi geçmek öyle zormuş ki bir sürü kuş yolda kaybolmuş.
1. Vadi, kuşların isteyebileceği her şeyin bulunduğu “İstek Vadisi”. Burada, birçok kuş her şeye sahip olabilmenin büyüsüne kapılıp kaybolmuş.
2. Vadi, gözlerinin sisle kaplandığı, gördükleri şekilleri birer sülün, birer kuğu sandıkları “Aşk Vadisi”. Burada, kuşların sisten ve güzelliklerine kapıldıkları kuğulardan, sülünlerden gözleri kör olmuş, birçok kayıp vermişler.
3. Vadi, her şeyin gözlerine güzel göründüğü “Cehalet Vadisi”. Buradan geçerken bazı kuşlar hiçbir şeyi önemsememeye başlamış, önemsemedikçe düşünmemiş, düşünmedikçe unutmuşlar, Simurg’u bile unutmuşlar, unuttukça yükleri hafiflemiş ve gülümsemeye başlamışlar…
4. Vadi, gittikleri yolun, amaçlarının anlamsız göründüğü “İnançsızlık Vadisi”. Burada kuşlar Simurg’u bulamayacaklarını, yolda öleceklerini düşünmeye başlamış. O kadar yolu boşuna gittiklerini düşünen kuşlar, geri dönmüş.
5. Vadi, hepsinin kendini yalnız başına hissettiği “Yalnızlık Vadisi”. Bu vadiden geçerken kuşlar yalnızca kendini düşünmeye başlamış. Bazıları kendi başlarına hareket edip yönlerini kaybetmişler, kendi için avlanmaya gidip büyük hayvanlara yem olmuşlar.
6. Vadi, Simurg hakkında birçok fısıltıların yayılmaya başladığı “Dedikodu Vadisi”. En arkadaki kuştan en öndekine doğru Simurg ile ilgili bir sürü dedikodu gelmiş en sonunda en öndekine Simurg’un toprak olduğu, gitmelerinin bir anlamı olmadığı söylenmiş. Bunu duyan birçok kuş doğru olup olmadığını hiç önemsemeden, yolundan vazgeçip geri dönmüş.
7. Vadi ise “Ben Vadisi”. Burada her kuş ayrı bir şey söylemeye başlamış, biri diğerinin kanadını beğenmemiş, diğeri her şeyi bildiğini iddia etmeye başlamış, yanlış yoldan gidildiği söylenmiş… Hepsi bir şey söylüyormuş ve kendi söylediğinin doğru olduğunu kabul ettirip lider olmaya çalışıyormuş. Böylece vadiyi geçip “ben” düşüncesinden uzaklaşana kadar en öne geçmek için birbirlerini ezip durmuşlar.
Nihayet Kaf Dağı’na vardıklarında sadece 30 kuş kalmış. Bu zorlu vadileri aşmayı başaran 30 kuş yuvaya vardıklarında sırrı çözmüş: Farsça “si” otuz, “murg” ise kuş demekmiş. Yani, arayışı tamamlayan bu 30 kuş, aslında aradıkları şeyin ta kendisiymiş. Bilgeliğe giden yol, aslında kendilerine yaptıkları bir yolmuş.
Bu hikâyedeki 7 vadi, bizim de hayatımızda karşılaştığımız birçok zorluğu temsil ediyor. Başarıya ulaşmak için, nefsine hâkim olup, körü körüne bağlanmadan, düşünen ve kendini geliştiren, başaracağına dair inancını kaybetmeyen, birlik olmayı bilen, sorgulayan ve en önemlisi egosundan uzaklaşan herkes, küllerinden yeniden doğan Simurg olabilir.
Şimdi, bunların bilincinde olarak uçma zamanı…
Simurg mitosundan, yani diğer adıyla Zümrüd-ü Anka kuşundan Pers mitolojisi diğer Doğu mitoloji ve efsanelerinde de bahsedilmektedir.
Bilginin kaynağını ararken, benliğe ulaşma hikâyesi olan “Simurg Efsanesi” de tam da bunu anlatan ilham verici bir hikâye.
Efsaneye göre, kuşların hükümdarı olan, her şeyi bilen Simurg (Zümrüd-ü Anka ve Batı’da Phoenix olarak da bilinir.) Kaf Dağı’nın tepesinde, bilgi ağacında yaşar, öleceğini hissettiği zaman ağaç dallarına yuvasını yapar, Güneş dalları yaktığında da dallarla birlikte yanar ve küllerinden yeniden doğarmış. –Bilgi asla kaybolmuyor, görüyor musunuz?
Bütün kuşlar, Simurg’un bilgeliğine inanır, işler ters gittikçe Simurg’un onları kurtaracağını düşünür, onu bekler dururlarmış. Ancak içlerinden onu gören olmamış, bir süre sonra kuşlar da ondan umudu kesmişler. Ta ki kuşlardan biri uzak bir ülkede Simurg’un kanadından bir tüy bulana kadar. Onun var olduğuna inanan bütün kuşlar toplanmış ve Simurg’u bulup yolunda gitmeyen şeyler için ondan yardım istemeye karar vermiş.
Ancak Kaf Dağı’na ulaşmak için 7 dipsiz vadiyi geçmeleri gerekiyormuş. Bu 7 vadiyi geçmek öyle zormuş ki bir sürü kuş yolda kaybolmuş.
1. Vadi, kuşların isteyebileceği her şeyin bulunduğu “İstek Vadisi”. Burada, birçok kuş her şeye sahip olabilmenin büyüsüne kapılıp kaybolmuş.
2. Vadi, gözlerinin sisle kaplandığı, gördükleri şekilleri birer sülün, birer kuğu sandıkları “Aşk Vadisi”. Burada, kuşların sisten ve güzelliklerine kapıldıkları kuğulardan, sülünlerden gözleri kör olmuş, birçok kayıp vermişler.
3. Vadi, her şeyin gözlerine güzel göründüğü “Cehalet Vadisi”. Buradan geçerken bazı kuşlar hiçbir şeyi önemsememeye başlamış, önemsemedikçe düşünmemiş, düşünmedikçe unutmuşlar, Simurg’u bile unutmuşlar, unuttukça yükleri hafiflemiş ve gülümsemeye başlamışlar…
4. Vadi, gittikleri yolun, amaçlarının anlamsız göründüğü “İnançsızlık Vadisi”. Burada kuşlar Simurg’u bulamayacaklarını, yolda öleceklerini düşünmeye başlamış. O kadar yolu boşuna gittiklerini düşünen kuşlar, geri dönmüş.
5. Vadi, hepsinin kendini yalnız başına hissettiği “Yalnızlık Vadisi”. Bu vadiden geçerken kuşlar yalnızca kendini düşünmeye başlamış. Bazıları kendi başlarına hareket edip yönlerini kaybetmişler, kendi için avlanmaya gidip büyük hayvanlara yem olmuşlar.
6. Vadi, Simurg hakkında birçok fısıltıların yayılmaya başladığı “Dedikodu Vadisi”. En arkadaki kuştan en öndekine doğru Simurg ile ilgili bir sürü dedikodu gelmiş en sonunda en öndekine Simurg’un toprak olduğu, gitmelerinin bir anlamı olmadığı söylenmiş. Bunu duyan birçok kuş doğru olup olmadığını hiç önemsemeden, yolundan vazgeçip geri dönmüş.
7. Vadi ise “Ben Vadisi”. Burada her kuş ayrı bir şey söylemeye başlamış, biri diğerinin kanadını beğenmemiş, diğeri her şeyi bildiğini iddia etmeye başlamış, yanlış yoldan gidildiği söylenmiş… Hepsi bir şey söylüyormuş ve kendi söylediğinin doğru olduğunu kabul ettirip lider olmaya çalışıyormuş. Böylece vadiyi geçip “ben” düşüncesinden uzaklaşana kadar en öne geçmek için birbirlerini ezip durmuşlar.
Nihayet Kaf Dağı’na vardıklarında sadece 30 kuş kalmış. Bu zorlu vadileri aşmayı başaran 30 kuş yuvaya vardıklarında sırrı çözmüş: Farsça “si” otuz, “murg” ise kuş demekmiş. Yani, arayışı tamamlayan bu 30 kuş, aslında aradıkları şeyin ta kendisiymiş. Bilgeliğe giden yol, aslında kendilerine yaptıkları bir yolmuş.
Bu hikâyedeki 7 vadi, bizim de hayatımızda karşılaştığımız birçok zorluğu temsil ediyor. Başarıya ulaşmak için, nefsine hâkim olup, körü körüne bağlanmadan, düşünen ve kendini geliştiren, başaracağına dair inancını kaybetmeyen, birlik olmayı bilen, sorgulayan ve en önemlisi egosundan uzaklaşan herkes, küllerinden yeniden doğan Simurg olabilir.
Şimdi, bunların bilincinde olarak uçma zamanı…