~meLek~
GalataSaray'ım
Kaygı, korkuya benzeyen ancak kaynağının belirsizliği, süresi ve yoğunluğu bakımından korku halinden farklı bir durumdur. Kaygı duyan kişi bunu korkmak, endişe duymak, huzursuz olmak gibi kavramlarla ifade eder. Kaygı nahoş bir durum olarak algılansa da aslında tehlike anında biyolojik olarak bedeni uyaran, harekete geçiren evrensel ve normal bir histir. Herhangi bir tehlike olmadan duyulan kaygı ise normal kabul edilmez. Kişi çoğunlukla duygusal ya da fiziksel baskı altındayken kaygı duyar. Kaygı durumunda nefes darlığı, terleme, baş ağrısı, yorgunluk gibi birtakım fiziksel belirtiler gözlenmektedir. Kaygıyla baş etme sürecinde amaç kaygıyı tamamen ortadan kaldırmak veya bastırmak değildir. Çünkü normal düzeyde bir kaygı, istek duyma, karar alma ve alınan karara göre harekete geçmeye yardımcı olur. Kaygıyla baş etme çalışmaları, kaygının gereğinden fazla yaşanmasına neden olan olumsuz düşünce ve inançlardan kurtulmayı ve sınav esnasında yaratacağı fiziksel yakınmaları azaltmayı, kişinin zihinsel performansının etkilemesini engellemeyi hedef almalıdır.
Sınav kaygısı yaşayan bir öğrenci sınav esnasında duyduğu yoğun kaygıdan dolayı bildiklerini etkili bir biçimde kullanamamaktadır. Sınav kaygısı sıklıkla sınavın başlaması ile yoğunluğunu arttırır, sınavın sonlanmasıyla etkisini kaybeder. Bu nedenle, birçok öğrenci, takıldığı sorunun cevabını sınav bittikten sonra hatırlar. Sınav kaygısının en önemli nedeni geleceğe yönelik düşünce ve inançlardır. “Bu sorular çok zor, yapamayacağım”, “ailem, öğretmenim hayal kırıklığına uğrayacak, rezil olacağım”, “ bu derste hiç iyi değilim”, “hiçbir şey anlamıyorum, tam bir aptalım”, “ sınavda yine gözüm kararacak, midem bulanacak ve terleyeceğim”, “yine hata yapacağım”, “böyle giderse bildiklerimi de unutacağım”, “Arkadaşlarımdan daha zayıf ve daha beceriksizim”, “sınıftaki herkes benden daha yüksek notlar alacak”, “ süre yetmeyecek ve soruları yetiştiremeyeceğim”, “eğer notlarımı yükseltemezsem okuldan atılacağım”, “okulu bitirip iş sahibi olamayacağım, başım belada” bu düşüncelerin en yaygın olanlarıdır. Bu tip düşünce ve inançlara sahip öğrencilerde soruları cevaplama sürecinde bildiklerini hatırlamada zorluk yaşanır. Bu öğrenciler, bir türlü dikkatlerini toplayamazlar, düşüncelerini düzenleyemezler, soruları okuyup anlamakta zorlanırlar. Her zaman aşırı uyanık halde kendilerini dinler ve gözlerler. Bu zihinsel süreçler birtakım fizyolojik ve duygusal belirtilere de sebep olur. Bu fizyolojik ve duygusal belirtiler şunlardır:
• Ateş basması
• Bağırsak hareketlerinde düzensizlik, (ishal, kabız gibi)
• Baş dönmesi ve baş ağrısı,
• Baygınlık hissi,
• Beyni boşalmış gibi hissetme,
• Çarpıntılar,
• Düzensiz kalp atışları,
• Ellerde titreme,
• Gözlerde kararma,
• Karın ağrıları,
• Kasılmalar,
• Kas yorgunlukları,
• Mide ağrıları,
• Konsantrasyon da güçlük,
• Nefes almada güçlük,
• Terlemeler,
• Titremeler,
• Uyku düzensizlikleri,
• Uyuşmalar,
• Yeme alışkanlıklarında değişiklikler ve düzensizlikler,
• Gerginlik,
• Sinirlilik,
• Karamsarlık,
• Panik,
• Kontrolü kaybetme hissi,
• Çaresizlik,
• Güvensizlik,
• Heyecanlı olmaktır.
Bu zihinsel ve duygusal belirtilere sahip öğrencilerin çoğunlukla sınava girmekten kaçındıkları, okula/dershane ’ye gitmek istemedikleri, çoğunlukla ders çalışmayı bıraktıkları, erteledikleri, sınava girmedikleri ya da sınavı tamamlamadan bıraktıkları gözlenmektedir.
Ebeveynlere Öneriler:
• Yüksek beklentiler içinde olmaktan vazgeçin. Çocuğunuza ulaşamayacağı hedefler koymak onlar üzerinde baskı yaratacaktır.
• Diğer arkadaşlarıyla veya yaşıtlarıyla kıyaslamayın. Herkes farklıdır.
• Çocuklarınızın her problemini çözmeye, görevlerini, sorumluluklarını üstlenmeye çalışmayın.
• Kendi kaygılarınızla nasıl başa çıktığınızı onlara göstererek, model olun.
• Onu kaygılandıran konular hakkında açıkça konuşması için teşvik edin ve onları dikkatlice yargılamadan, sessizce dinleyin.
• Onlara ne yapmaları gerektiğini söylemek yerine kendi çözümlerini üretmeleri için düşünmeye yönlendirin.
• Sınavların onun kişiliğini değerlendirmediğini anlatın.
• Tüm çabalarınıza rağmen sonuç alamıyorsanız, evladınızın fikrini de alarak, bir profesyonelden yardım isteyin.
Sınav kaygısı yaşayan bir öğrenci sınav esnasında duyduğu yoğun kaygıdan dolayı bildiklerini etkili bir biçimde kullanamamaktadır. Sınav kaygısı sıklıkla sınavın başlaması ile yoğunluğunu arttırır, sınavın sonlanmasıyla etkisini kaybeder. Bu nedenle, birçok öğrenci, takıldığı sorunun cevabını sınav bittikten sonra hatırlar. Sınav kaygısının en önemli nedeni geleceğe yönelik düşünce ve inançlardır. “Bu sorular çok zor, yapamayacağım”, “ailem, öğretmenim hayal kırıklığına uğrayacak, rezil olacağım”, “ bu derste hiç iyi değilim”, “hiçbir şey anlamıyorum, tam bir aptalım”, “ sınavda yine gözüm kararacak, midem bulanacak ve terleyeceğim”, “yine hata yapacağım”, “böyle giderse bildiklerimi de unutacağım”, “Arkadaşlarımdan daha zayıf ve daha beceriksizim”, “sınıftaki herkes benden daha yüksek notlar alacak”, “ süre yetmeyecek ve soruları yetiştiremeyeceğim”, “eğer notlarımı yükseltemezsem okuldan atılacağım”, “okulu bitirip iş sahibi olamayacağım, başım belada” bu düşüncelerin en yaygın olanlarıdır. Bu tip düşünce ve inançlara sahip öğrencilerde soruları cevaplama sürecinde bildiklerini hatırlamada zorluk yaşanır. Bu öğrenciler, bir türlü dikkatlerini toplayamazlar, düşüncelerini düzenleyemezler, soruları okuyup anlamakta zorlanırlar. Her zaman aşırı uyanık halde kendilerini dinler ve gözlerler. Bu zihinsel süreçler birtakım fizyolojik ve duygusal belirtilere de sebep olur. Bu fizyolojik ve duygusal belirtiler şunlardır:
• Ateş basması
• Bağırsak hareketlerinde düzensizlik, (ishal, kabız gibi)
• Baş dönmesi ve baş ağrısı,
• Baygınlık hissi,
• Beyni boşalmış gibi hissetme,
• Çarpıntılar,
• Düzensiz kalp atışları,
• Ellerde titreme,
• Gözlerde kararma,
• Karın ağrıları,
• Kasılmalar,
• Kas yorgunlukları,
• Mide ağrıları,
• Konsantrasyon da güçlük,
• Nefes almada güçlük,
• Terlemeler,
• Titremeler,
• Uyku düzensizlikleri,
• Uyuşmalar,
• Yeme alışkanlıklarında değişiklikler ve düzensizlikler,
• Gerginlik,
• Sinirlilik,
• Karamsarlık,
• Panik,
• Kontrolü kaybetme hissi,
• Çaresizlik,
• Güvensizlik,
• Heyecanlı olmaktır.
Bu zihinsel ve duygusal belirtilere sahip öğrencilerin çoğunlukla sınava girmekten kaçındıkları, okula/dershane ’ye gitmek istemedikleri, çoğunlukla ders çalışmayı bıraktıkları, erteledikleri, sınava girmedikleri ya da sınavı tamamlamadan bıraktıkları gözlenmektedir.
Ebeveynlere Öneriler:
• Yüksek beklentiler içinde olmaktan vazgeçin. Çocuğunuza ulaşamayacağı hedefler koymak onlar üzerinde baskı yaratacaktır.
• Diğer arkadaşlarıyla veya yaşıtlarıyla kıyaslamayın. Herkes farklıdır.
• Çocuklarınızın her problemini çözmeye, görevlerini, sorumluluklarını üstlenmeye çalışmayın.
• Kendi kaygılarınızla nasıl başa çıktığınızı onlara göstererek, model olun.
• Onu kaygılandıran konular hakkında açıkça konuşması için teşvik edin ve onları dikkatlice yargılamadan, sessizce dinleyin.
• Onlara ne yapmaları gerektiğini söylemek yerine kendi çözümlerini üretmeleri için düşünmeye yönlendirin.
• Sınavların onun kişiliğini değerlendirmediğini anlatın.
• Tüm çabalarınıza rağmen sonuç alamıyorsanız, evladınızın fikrini de alarak, bir profesyonelden yardım isteyin.