Ne vakit
Kalbimle barışık
olmayı dilesem
Ruhumun
sukut eden melaliyle
Nefsimi tezkiye
etmek için didinsem
Fikrin
ve ilmin sahrasında
azmin vecdiyle irkilsem
Aşkın,
aklıma ve izanıma
şefaat ettiğini öğrenip
Yılgın
ve yorgun ümiylerimi
yeniden yeşertsem
Her lahzasında
hamdetmeye erişip
Mütmain
sinemle göçüp gitsem
Avuntu yerine edebi bilsem
İnsan
olmaya namzet canım
Nefsi marazları sinesinde
barındıran naçarım
Takiye
adına maslahatı
sevmeyen kanım
Çıkarım
için ulufeye iltifat
etmeyen can-ı bizarım
Ne zaman
hinlik yapana şahit olsam
Bin türlü yüzünü
görmekten hiç hazlanmasam
Yalan
ve yanlışları
vaktine bırakıp sussam
Kalbi sancılarıma
aldırmadan uyusam,nazargah
olan gönlü ne yapsam
Ne yargıcım
Ve ne de hakim
olmaya namzet hicranım
Ancak
nefsiyle baş etmek
için azmeden vicdanım
Münker
olan ne varsa
nasıl yok sayarım
Kerih
teselileri ruhuma
anlatmaya utanırım
Pişkin
olmaktan ziyade
yok olmayı erdem sayarım
Şeref
adına ne varsa
ibretle idrakimde ararım
Akan zamana
ve yazılan kitaba bakarım
Mavera meşkini
sıkılmadan yaşarım
Aşkın halinde ki umuda kanarım
Can,
canan için rehberdir
Hangi saikin hakikatinden
söz eden dilberdir
Hak, ruhuma
neşe veren muhabbettir
Hakikatin
ihyası kalbimde ki
ihlasla muteber olan vecdir
Ecir,
nefsi esir eder,
yüreği serinletir
Kapalı
kapıların açılması
için ilm-i edebi öğretir
Zan
adına ne varsa
azabıyla ruhu inletir
Önyargılar
için nasıl bir iman ki
inşirahımla yol alan sefil
İnsanı
yücelten söyle nedir
Ahsen-i takvim üzre
taltif edilen gönül kimindir
Şer için
neden tedbir ve teşhiş
kitab-ı celilde hikaye edilmiştir
Sünnetin
ihyası kim içindir,
mübelliği olmak bu kadar
acı bir hüzün müdür
Aynalar,
süretinden yansıyan
zahirini aşikar eyler
Nefsin
ve kalbin şehrilmesi
akıl ve izanın için iradene meyleder
Azim, ruhun
hakikatinden nükser,
aşkın esininde rızay-ı bariyi diler
Yoksa yaşamak,
nefes almak için neye bedel,
nar ve nur mizan için ne bekler
Mustafa CİLASUN
Kalbimle barışık
olmayı dilesem
Ruhumun
sukut eden melaliyle
Nefsimi tezkiye
etmek için didinsem
Fikrin
ve ilmin sahrasında
azmin vecdiyle irkilsem
Aşkın,
aklıma ve izanıma
şefaat ettiğini öğrenip
Yılgın
ve yorgun ümiylerimi
yeniden yeşertsem
Her lahzasında
hamdetmeye erişip
Mütmain
sinemle göçüp gitsem
Avuntu yerine edebi bilsem
İnsan
olmaya namzet canım
Nefsi marazları sinesinde
barındıran naçarım
Takiye
adına maslahatı
sevmeyen kanım
Çıkarım
için ulufeye iltifat
etmeyen can-ı bizarım
Ne zaman
hinlik yapana şahit olsam
Bin türlü yüzünü
görmekten hiç hazlanmasam
Yalan
ve yanlışları
vaktine bırakıp sussam
Kalbi sancılarıma
aldırmadan uyusam,nazargah
olan gönlü ne yapsam
Ne yargıcım
Ve ne de hakim
olmaya namzet hicranım
Ancak
nefsiyle baş etmek
için azmeden vicdanım
Münker
olan ne varsa
nasıl yok sayarım
Kerih
teselileri ruhuma
anlatmaya utanırım
Pişkin
olmaktan ziyade
yok olmayı erdem sayarım
Şeref
adına ne varsa
ibretle idrakimde ararım
Akan zamana
ve yazılan kitaba bakarım
Mavera meşkini
sıkılmadan yaşarım
Aşkın halinde ki umuda kanarım
Can,
canan için rehberdir
Hangi saikin hakikatinden
söz eden dilberdir
Hak, ruhuma
neşe veren muhabbettir
Hakikatin
ihyası kalbimde ki
ihlasla muteber olan vecdir
Ecir,
nefsi esir eder,
yüreği serinletir
Kapalı
kapıların açılması
için ilm-i edebi öğretir
Zan
adına ne varsa
azabıyla ruhu inletir
Önyargılar
için nasıl bir iman ki
inşirahımla yol alan sefil
İnsanı
yücelten söyle nedir
Ahsen-i takvim üzre
taltif edilen gönül kimindir
Şer için
neden tedbir ve teşhiş
kitab-ı celilde hikaye edilmiştir
Sünnetin
ihyası kim içindir,
mübelliği olmak bu kadar
acı bir hüzün müdür
Aynalar,
süretinden yansıyan
zahirini aşikar eyler
Nefsin
ve kalbin şehrilmesi
akıl ve izanın için iradene meyleder
Azim, ruhun
hakikatinden nükser,
aşkın esininde rızay-ı bariyi diler
Yoksa yaşamak,
nefes almak için neye bedel,
nar ve nur mizan için ne bekler
Mustafa CİLASUN