Şırnak Antik Kentleri (Güneydoğu Anadolu Bölgesi)

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
Şırnak Antik Kentleri (Güneydoğu Anadolu Bölgesi)

Cizre Kale ve Surları

ead3U.webpŞırnak ili Cizre ilçesinde bulunan surlar MÖ.4000 yıllarında Gudi İmparatorluğu tarafından, Dicle Nehri kıyısında yaptırılmıştır. Günümüze harap ve pek az bir bölümü gelebilen bu surlar siyah bazalt taşından yapılmıştır. Sur duvarlarına ait kalıntılar Dicle Nehri kıyılarında ve ilçenin mezarlığında da görülmektedir. Kale ve surlar bölgedeki savaşlar sırasında kısmen yıkılmış, Asurlular, Babiller ve Abbasiler döneminde onarılarak kullanılmıştır. Abbasiler döneminde Ömer oğlu Abdülaziz kalenin yıkılan yerlerini onarmıştır. Emir Seyfeddin İbn İzeddin Bey de burada Seffiye Medresesini yaptırmıştır. Günümüzde kalenin üzerinde bu medresenin mihrabı bulunmaktadır.

Halk arasında yaygın bir söylentiye göre Gudiler, Cudi Dağında karaya oturan Nuhun gemisinin şeklini bu surlara vermişlerdir. Surların kuzeyi gemi ucu gibi dar olup, güneyi de geniş bir biçimde yapılmıştır. Surların Bağdat, Diyarbakır-Mardin ve Sarayburnu kapıları bulunuyordu.

Cizre surları yapılışından sonra değişik dönemlerde onarılmış ve onarımları belirten kitabelerin yanı sıra kufi yazı ile Kurandan alınma ayetler duvarlar üzerine kazınmıştır. Günümüze sur kalıntılarının yanı sıra kalenin Aslanlı Kapısı (Sarayburnu Kapısı), Memu Zin Zindanı ve Cizre Beyi Şeref Bin Muhammed Bin Han Abdalın 1596 yılında kalenin kuzeybatısına yaptırdığı Belek Burcu gelebilmiştir. Bu burç bir sıra siyah, bir sıra da beyaz taştan dikdörtgen şekilde yapılmıştır. Bunlardan kale içerisinde bulunan kapıyı MÖ.241-246 yıllarında Sasani egemenliği sırasında I.Erdeşir Babekan yaptırmıştır. Büyük ölçüde yekpare siyah taştan olan bu kapının kubbesi içerisinde de iki aslan figürü ile bir kitabe bulunmaktadır. Memu Zin Zindanının Memu Zin destanında ismi geçmektedir. Zindanın üzeri kubbe ile örtülü olup, bu kubbenin ortasında 3-4 m. genişliğinde geniş bir kuyu vardır. Bunun yanı sıra kalenin batısında Develer Hanı olarak isimlendirilen deve kervanlarının barındığı bir de han bulunuyordu.

Cizre kalesinin kesme taştan üç katlı olduğu, içerisinde 360 odasının olduğu kaynaklardan öğrenilmektedir. Kale içerisinde hamam, hücreler, zindan türü yapılar da bulunuyordu. Kalenin Belek Burcu ile Seyfiye Medresesi arasında Sarasin denilen büyük bir alan vardı. Burası bahçe haline getirilmiş olup 1700lü yıllarda çeşitli meyve ağaçlarının bulunduğu bir yerdi.

Kale içerisinde bulunan iki katlı, on odalı, kalın taş duvarlı bir yapı bulunmakta idi. Cizre Emiri Tacdin burasını 1480li yıllarda ev olarak kullanmıştır. Ayrıca kalenin kuzeybatısında Sultan II.Abdülhamit tarafından yaptırılmış Cizreyi yöneten Mustafa Paşanın kullandığı Hamidiye Alaylarının bir bölümünün konakladığı Hamidiye Kışlası bulunmaktadır.



Finik Kalesi ve Surları
Şırnak ili Güçlükonak ilçesi, Damlarca Köyünde Dicle Nehri kıyısında bulunan bu surların ne zaman yaptırıldığı kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber Gudiler döneminde yaptırıldığı ve daha sonraki dönemlerde de kullanıldığı sanılmaktadır.

Surlar doğal kalker taşlardan yapılmıştır. Günümüze harap durumda gelebilen surların içerisindeki kalıntılardan kale, zindan, sarnıçlar ve konutların olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca kaleden gizli dehlizlerle su almak amacıyla nehre uzanan merdivenler yapılmıştır. Surların içerisinde Asur ve Gudi dönemlerine ait çeşitli kabartmalar bulunmaktadır. Bunlar arasında kabartma bir kadın heykeli günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir.

Kaynaklardan öğrenildiğine göre kale içerisindeki medresede Fakı Teyran isimli bir şair ders vermiştir.


Şah (Çağlayan) Kalesi
Şırnak ili Cizre ilçesi Çağlayan Köyünde, Cudi Dağının yamacında bulunan bu kale Asurlular döneminde yapılmıştır. Kale içerisinde Asur krallarından Şanheribe ait kabartma bir heykel bulunmuştur.

Kale kesme ve moloz taştan yapılmıştır. Yeterince araştırılmayan bu kaleden pek az kalıntı günümüze ulaşabilmiştir


Babil Kalesi ve Surları
Şırnak ili Cizre ilçesinde, Kebeli Köyünde bulunan bu kalenin bulunduğu yerde I.Babil Devletinin başkenti bulunuyordu. Babilliler Hitit ve Asur akınları karşısında bu başkenti bugünkü Mezopotamyada bulunan Babiloniaya taşımıştır. Bundan sonra kale terk edilmiştir.

Kalenin bulunduğu yerdeki eserlerin büyük bir kısmı I.Dünya Savaşı sonrasında Fransızların Suriyeyi işgali sırasında buradan alınarak götürülmüştür. Geriye kalan eserlerin çoğu da eski eser kaçakçıları tarafından yağmalanmıştır. Ardından kale yıkılmış günümüze sadece sur temel kalıntıları gelebilmiştir.
 
Geri
Top