Bir varmış, bir yokmuş, derin bir ormanın ortasında şişman bir tilki yaşarmış. Bu tilki o kadar şişmandı ki, ağaç kovuklarına sığamıyor, dereye düşüyordu. İncecik bir beli ve uzun bacakları olan bir tavşan da aynı ormanda yaşarmış. Tavşan, tilkinin haline çok üzülür ve ona yardım etmek istermiş.
Bir gün tilki, yine bir ağaç kovuğuna sıkışmış. Tavşan gelip onu görmüş ve demiş ki, "Ey tilki kardeş, neden bu kadar şişmansın? Biraz zayıflaman gerekmiyor mu?" Tilki de üzgün bir şekilde, "Tavşan kardeş, ben çok yemek seviyorum. Kendimi tutamayıp duruyorum." demiş.
Tavşan, tilkiye bir fikir vermiş. "Gel seninle bir yarış yapalım. Kim daha çabuk dereye ulaşırsa o kazanacak." demiş. Tilki sevinçle kabul etmiş. Yarış başlamış. Tavşan zıplayarak hemen dereye ulaşmış. Tilki ise göbeğini sürüyerek zorlukla dereye varmış.
Dereye vardıklarında tavşan, tilkiye demiş ki, "Gördün mü tilki kardeş, biraz zayıflaman gerek. Yoksa böyle yarışlarda hep kaybedersin." Tilki utancından yerin dibine girmiş. O günden sonra tilki, tavşanın tavsiyesini dinlemiş ve biraz daha az yemek yemeye başlamış.
Bir gün tilki, yine bir ağaç kovuğuna sıkışmış. Tavşan gelip onu görmüş ve demiş ki, "Ey tilki kardeş, neden bu kadar şişmansın? Biraz zayıflaman gerekmiyor mu?" Tilki de üzgün bir şekilde, "Tavşan kardeş, ben çok yemek seviyorum. Kendimi tutamayıp duruyorum." demiş.
Tavşan, tilkiye bir fikir vermiş. "Gel seninle bir yarış yapalım. Kim daha çabuk dereye ulaşırsa o kazanacak." demiş. Tilki sevinçle kabul etmiş. Yarış başlamış. Tavşan zıplayarak hemen dereye ulaşmış. Tilki ise göbeğini sürüyerek zorlukla dereye varmış.
Dereye vardıklarında tavşan, tilkiye demiş ki, "Gördün mü tilki kardeş, biraz zayıflaman gerek. Yoksa böyle yarışlarda hep kaybedersin." Tilki utancından yerin dibine girmiş. O günden sonra tilki, tavşanın tavsiyesini dinlemiş ve biraz daha az yemek yemeye başlamış.