Sivrisinekleri hep; yaz aylarında ortaya çıkan bir 'sorun' olarak gördük, görüyoruz ve anlaşılan o ki görmeye de devam edeceğiz.
Peki biz insanlar açısından görünürde ısırmaktan-rahatsız etmekten başka bir faaliyeti bulunmayan bu canlı türünü tamamen ortadan kaldırmak gibi bir imkanımız olsaydı, sonuçları ne olurdu?
Sıtma, her sene, dünya çapında 247 milyon kişiyi enfekte eder ve ortalama 1 milyonunu da öldürür. Sivrisinekler; sarı humma, dang humması, chikungunya virüsü ve batı nil virüsü gibi hastalıkları yayarak, çok büyük bir sağlık ve mali yüke sebep olurlar. Ama, ya hiç sivrisinek olmasaydı?
Doğa bu soruyu, ekolojide uzmanlaşmış bilim insanlarının önüne getirdi ve ortaya, birtakım şaşırtıcı yanıtlar çıktı.
Yaklaşık 3.500 adet isimlendirilmiş sivrisinek türü mevcuttur. Aşağı yukarı her kıta ve habitatta yaşarlar ve çok sayıda ekosistemde önemli işlevlere sahiptirler.
Bir böcek bilimci olan Jittawadee Murphy'e göre, sivrisinekler gezegenimizde 100 milyon seneden fazla bir zamandır varlar ve birçok türle beraber evrim geçirdiler. Ve bir sivrisinek türünün silinmesi, geriye avcısı olmayan bir yırtıcı hayvan veya tozlaştırıcısı olmayan bir bitkiyi bırakabilir. Yani dengeyi bozabilir.
Böcek, örümcek, semender, kertenkele ve kurbağanın pek çok türü, birincil besin kaynağını kaybederdi. Örneğin, yayımlanan bir çalışmada araştırmacılar, Fransa'daki bir bölgeye mikrobik sivrisinek kontrol edici olan bir madde püskürterek ev kırlangıçlarını gözlemlediler. Püskürtme sonrası, normalde yuva başına ortalama iki yavru üreten kuşların, çalışma bölgesinde bu sayıyı 3'e çıkardıkları saptandı.
Sivrisinekle beslenen pek çok kuş, sivrisinekler ortadan kalktıktan sonra, türlerini devam ettirebilme adına diğer böceklere yönelirdi.
Fakat öte yandan böcekle beslenen kimi türler, sivrisinekleri hiç özlemeyebilir. Mesela yarasalar, genellikle güve ile beslenirler ve bağırsak içeriklerinin yalnızca %2'sinden biraz daha azı sivrisineklerden oluşur.
Sivrisinekler, bir ren geyiği sürüsündeki her hayvandan günde yaklaşık 300 mililitre kadar kan alır. Ren geyiklerinin sivrisinek sürülerinden kaçmak için yollarında değişiklik yaptıkları bilinmektedir. Yani göç yolları değişirse; binlerce ren geyiğinin göç ettiği, toprağı ezdiği, liken yediği, kurtları beslediği ve çoğunlukla ekolojiyi değiştirdiği yerlerde olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir.
Sivrisinek larvaları tamamen ortadan kalkarsa, yüzlerce balık türü, hayatta kalabilmek için beslenme şekillerini değiştirmek zorunda kalacaktır. Bu basit bir şeymiş gibi görünse de; beslenme davranışı, balıklarda önemli bir yere sahiptir. Örneğin sivrisinek balığı (gambusia affinis) özel bir avcıdır ve sivrisinekleri öldürmek için pirinç tarlalarında ve yüzme havuzlarında haşere kontrolü olarak kullanılır. Soyunun tükenmesi veya öteki balıkların kaybı, besin zincirinde çok önemli etkilere sebep olabilir.
Larva olarak, sivrisinekler, sucul ekosistemlerde önemli biyokütle oluştururlar. Yani su ekosistemleri için hayati öneme sahip olabilirler. Etkiler, söz konusu su kütlesine de bağlıdır... Sivrisinek larvaları, Kuzey Amerika'nın doğu kıyısında sayıca çok fazladır. Sivrisinek türleri, orada yaşayan böcekler, bakteriler ve protozoa gibi mikroorganizmalarla beraber bulunur. Öbür böcekler suda boğulduğunda, sivrisinek larvaları atık ürünler üzerinden beslenir ve bitkiler için azot gibi birtakım besinleri üretir. Bu durumda; sivrisinekleri ortadan kaldırmanın, bitki büyümesi açısından olumsuz sonuçlara yol açacağını söyleyebiliriz.
Sivrisinek olmadan, binlerce bitki türü tozlayıcılarını kaybedebilir. Bunlardan en çarpıcısı, 'ceratopogonidae' türünün, kakao bitkisi gibi tropikal türlerin tozlaştırıcısı olmasıdır. Yani bu türün ortadan kalkması, çikolatasız bir dünya manasına gelebilir.
Peki biz insanlar açısından görünürde ısırmaktan-rahatsız etmekten başka bir faaliyeti bulunmayan bu canlı türünü tamamen ortadan kaldırmak gibi bir imkanımız olsaydı, sonuçları ne olurdu?
Sıtma, her sene, dünya çapında 247 milyon kişiyi enfekte eder ve ortalama 1 milyonunu da öldürür. Sivrisinekler; sarı humma, dang humması, chikungunya virüsü ve batı nil virüsü gibi hastalıkları yayarak, çok büyük bir sağlık ve mali yüke sebep olurlar. Ama, ya hiç sivrisinek olmasaydı?
Doğa bu soruyu, ekolojide uzmanlaşmış bilim insanlarının önüne getirdi ve ortaya, birtakım şaşırtıcı yanıtlar çıktı.
Yaklaşık 3.500 adet isimlendirilmiş sivrisinek türü mevcuttur. Aşağı yukarı her kıta ve habitatta yaşarlar ve çok sayıda ekosistemde önemli işlevlere sahiptirler.
Bir böcek bilimci olan Jittawadee Murphy'e göre, sivrisinekler gezegenimizde 100 milyon seneden fazla bir zamandır varlar ve birçok türle beraber evrim geçirdiler. Ve bir sivrisinek türünün silinmesi, geriye avcısı olmayan bir yırtıcı hayvan veya tozlaştırıcısı olmayan bir bitkiyi bırakabilir. Yani dengeyi bozabilir.
Böcek, örümcek, semender, kertenkele ve kurbağanın pek çok türü, birincil besin kaynağını kaybederdi. Örneğin, yayımlanan bir çalışmada araştırmacılar, Fransa'daki bir bölgeye mikrobik sivrisinek kontrol edici olan bir madde püskürterek ev kırlangıçlarını gözlemlediler. Püskürtme sonrası, normalde yuva başına ortalama iki yavru üreten kuşların, çalışma bölgesinde bu sayıyı 3'e çıkardıkları saptandı.
Sivrisinekle beslenen pek çok kuş, sivrisinekler ortadan kalktıktan sonra, türlerini devam ettirebilme adına diğer böceklere yönelirdi.
Fakat öte yandan böcekle beslenen kimi türler, sivrisinekleri hiç özlemeyebilir. Mesela yarasalar, genellikle güve ile beslenirler ve bağırsak içeriklerinin yalnızca %2'sinden biraz daha azı sivrisineklerden oluşur.
Sivrisinekler, bir ren geyiği sürüsündeki her hayvandan günde yaklaşık 300 mililitre kadar kan alır. Ren geyiklerinin sivrisinek sürülerinden kaçmak için yollarında değişiklik yaptıkları bilinmektedir. Yani göç yolları değişirse; binlerce ren geyiğinin göç ettiği, toprağı ezdiği, liken yediği, kurtları beslediği ve çoğunlukla ekolojiyi değiştirdiği yerlerde olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir.
Sivrisinek larvaları tamamen ortadan kalkarsa, yüzlerce balık türü, hayatta kalabilmek için beslenme şekillerini değiştirmek zorunda kalacaktır. Bu basit bir şeymiş gibi görünse de; beslenme davranışı, balıklarda önemli bir yere sahiptir. Örneğin sivrisinek balığı (gambusia affinis) özel bir avcıdır ve sivrisinekleri öldürmek için pirinç tarlalarında ve yüzme havuzlarında haşere kontrolü olarak kullanılır. Soyunun tükenmesi veya öteki balıkların kaybı, besin zincirinde çok önemli etkilere sebep olabilir.
Larva olarak, sivrisinekler, sucul ekosistemlerde önemli biyokütle oluştururlar. Yani su ekosistemleri için hayati öneme sahip olabilirler. Etkiler, söz konusu su kütlesine de bağlıdır... Sivrisinek larvaları, Kuzey Amerika'nın doğu kıyısında sayıca çok fazladır. Sivrisinek türleri, orada yaşayan böcekler, bakteriler ve protozoa gibi mikroorganizmalarla beraber bulunur. Öbür böcekler suda boğulduğunda, sivrisinek larvaları atık ürünler üzerinden beslenir ve bitkiler için azot gibi birtakım besinleri üretir. Bu durumda; sivrisinekleri ortadan kaldırmanın, bitki büyümesi açısından olumsuz sonuçlara yol açacağını söyleyebiliriz.
Sivrisinek olmadan, binlerce bitki türü tozlayıcılarını kaybedebilir. Bunlardan en çarpıcısı, 'ceratopogonidae' türünün, kakao bitkisi gibi tropikal türlerin tozlaştırıcısı olmasıdır. Yani bu türün ortadan kalkması, çikolatasız bir dünya manasına gelebilir.