blackcrown
Aktif
Suni Solunum ve Kalp Masajı Kendi kendine solunumun olmadığı durumlarda, akciğerlerin havalandırılmasını sağlamak ve durmuş olan kalbi yeniden çalıştırmak için yapılan işlemler. Boğulma, asılma, elektrik çarpması, karbon monoksit zehirlenmesi gibi hallerde ve genel olarak zahiri ölüm halindeki insanlarda, özellikle nefes alamayan bebeklerde, mümkün olduğu kadar çabuk tatbik edilmelidir. Bütün vakalarda önce üst solunum yollarını tıkayan engeller ortadan kaldırılmalıdır. Boğulma halinde ağızdaki suyu ve salgıları boşaltmak; asılma halinde ipi kesmek; elektrik çarpmasında akımı kesmek; gazla boğulma hallerinde hastayı temiz havaya çıkarmak gereklidir.
Bu tedbirler alındıktan hemen sonra, normal solunum geri gelinceye veya bir cihazla, sun'i solunuma başlayıncaya kadar ağızdan ağıza, ağızdan buruna veya elle sun'i solunum yaptırma manevralarından biri uygulanır. Sun'i solunumun zamanında başlatılması çok önemlidir. Çünkü beyin hücreleri oksijensizliğe 4-5 dakikadan fazla tahammül edemezler.
Ağızdan ağıza solunum metodu: Hasta sırt üstü dümdüz yatırılır. Baş iyice arkaya doğru gerdirilir ve bir elle iyice arkaya doğru bastırılır, burun tıkanır. Sonra ağız açılır, ağız boşluğu temizlendikten sonra, alt çene öne doğru çekilir, dil bir bezle altçene dişlerinin üstüne doğru bastırılıp hareketsiz tutulur. Dudaklar hastanın ağzına yapıştırılır. Dakikada 12-16 defa olacak şekilde üflenir. Bu üflemelerde hastanın göğsü genişlemelidir. Çocuklarda üfleme ritmi daha fazla olmalıdır. Kurtarıcı ağzını ayırıp çeker, hastanın göğüs kafesi küçülür ve böylece hasta kendiliğinden nefes vermiş olur.
Ağızdan ağıza solunum baş enseye doğru gerdirilmek şartıyla (yolda kaza geçiren veya yıkıntı altında kalan kimseler vs.) oturma durumunda da uygulanabilir.
Ağızdan buruna solunum metodu: Yukarıdakine benzer bir usuldür. Üfleme, ağız kapatılarak burun yoluyla yapılır.
Küçük çocuklarda aynı anda hem ağızdan hem de burundan üflenebilir.
Bu usuller herkes tarafından her yerde ve her durumda uygulanabilir. Kurtarıcı çok çabuk yorulacağından nöbetleşe kurtarıcı değiştirmek gerekir.
Elle yapılan manevralar: Hastanın göğüs kafesini, nefes alma ve verme hareketlerine benzer ritmik hareketlerle bastırmak ve genişletmek esasına dayanır. Göğüs kafesi esnek olduğundan üzerine basılınca nefes zorla dışarı çıkar, baskı kalkınca göğüs genişler, eski haline gelir ve tekrar nefes alınır. Bu sırada kollara yaptırılan hareketlerle nefes alma kolaylaştırılabilir.
Schaefer metodu: Yüzü koyun yatan hastaya uygulanır. Kurtarıcı bel hizasında ata biner gibi hastanın üzerine çıkar, el ayalarıyla göğüs kafesi üzerine bütün ağırlığıyla basar ve nefes vermeyi sağlar, baskı kalkınca göğüs kafesinin esnekliği sayesinde, nefes alma meydana gelir. Bu metodda ağzın boşalması kolaylaşır. Ancak solunum yetersiz kalabilir.
Nielson-Hederer metodu: En üstün tekniktir. Ancak iki kurtarıcı gerekir. Hasta yüzükoyun yatırılır, kollar bükülür, baş eller üzerine yerleştirilir. Kurtarıcılardan biri Schaefer metodunda olduğu gibi, nefes vermeyi sağlarken ikinci göğsü yerden hafifçe kaldıracak şekilde dirsekleri bükerek nefes almayı sağlar. Eğer kurtarıcı tekse hastanın başucuna oturur ve iki zamanlı hareketi şöyle ayarlar: Nefes alma yukarıdaki gibidir, nefes verme ise dirsekler yere bırakıldıktan sonra, kürek kemiklerine bastırılarak sağlanır. Bu usul oldukça yorucudur. Suni solunumu 15-20 dakika hatta bir saat veya daha fazla uzatmak gerekebilir. Çünkü kendi kendine solunum başlayıp tekrar durabilir.
Elle çalışır respiratörlerle sun'i solunum: Bir maskesi, bir konnektörü, bir kapağı ve bir balonu vardır. Bu şekilde olanlara Ambu respiratörü denir. Maske hastaya uygulandıktan sonra, balonun ritmik olarak sıkılması ile balondaki hava hastanın akciğerlerine geçer. Ambu'ya oksijen de katılabilir.
Otomatik respiratörlerle sun'i solunum: Bu amaçla kullanılan respiratörler özelliklerine göre başlıca iki gruba ayrılırlar:
1. Volümetrik respiratörler: Örnek olarak Spiromat'ı gösterebiliriz. Hiç solunumu olmayanlarda kontrollü solunumu sağlar. Buna karşılık yardımcı solunumda, hastanın solunumuna adaptasyonda zorluklar vardır. Volümetrik respiratörler, yüksek kapasitelidir. Elektrikle çalışırlar, oksijen oranı solunum hacmi, adedi, soluk alma-verme basınçları ve aralarındaki oran direkt ayarlanır.
2. Manometrik respiratörler: Örnek; Bird ve Bennet'tir. Oksijen veya havayla çalışır. Yardımcı solunuma da kolayca uyarlar. Kullanılmaları kolaydır. Fakat özellikle çok şişmanlarda volümetrik respiratörler kadar etkili değildirler.
Detay:
Bir kazazedenin yanına varıldığında ilk önce ABC kontrol edilerek sürekliliği sağlanmalıdır.
A ( Airway ) : Soluk yolunun açıklığının saptanması ve sürekliliğinin sağlanmasıdır.
B ( Breathing ): Solunumun varlığının saptanması ve sürekliliğinin sağlanmasıdır.
C(Circulation): Dolaşımın (nabzın varlığının) saptanması ve sürekliliğinin sağlanmasıdır.
A ( Airway ), soluk yolunun açıklığının saptanması ve sürdürülmesi:
Bilinçsiz ya da yerde yatan bir kişiye rastlandığında, öncelikle kişi omuzlarından hafifçe sarsılarak “iyi misiniz ? “ sorusu sorulmalıdır. Yanıt alınamıyorsa, hemen baş-çene yöntemiyle baş geriye yatırılır.
Başa pozisyon verme nedeni : Bilinci kapanan kişilerde kaslar gevşer; kökü alt çeneye bağlı bir kas olan dil, geriye kayarak soluk yolunu tıkayabilir. Baş geriye yatırıldığında çene yukarı kalkar, bu esnada ona bağlı olan dil de yükselir ve soluk yolu açılır.
BAŞ-ÇENE POZİSYONU: Baş, bir el ile alından desteklenirken diğer elin parmakları ile de çeneden desteklenerek, nazikçe, iyice geriye doğru yatırılır. Böylece soluk yolunun açılması sağlanır . Bu pozisyon, kazazedenin boyun omurlarında zedelenme olasılığı olsun ya da olmasın uygulanabilir.
B ( Breathing ), solunumun varlığının saptanması ve sürdürülmesi:
Soluk yolunun açıklığı sağlandıktan sonra, bak-dinle-hisset ile 10 saniye(yi geçmeyecek şekilde) solunum değerlendirilir. Kişinin solunumu yoksa, hemen suni solunuma başlanılmalıdır. Önce, her biri bir saniye sürecek şekilde, iki kurtarıcı soluk verilir. Her soluk verildiğinde göğüs kafesinin yükselişi; soluğun ardından ise, soluk veren başını kaldırır, solunumun geri çıkışını/göğüs kafesinin inişini izler. Verilecek soluk miktarı, göğüs kafesini yükseltecek kadar olmalıdır. Çok fazla ve güçlü soluk vermenin yararlı olmadığı tespit edilmiştir. O nedenle, bir saniye sürecek şekilde aldığınız nefesi (balon üfler gibi) verin.
C (Circulation),dolaşımın (nabzın varlığının) saptanması ve sürdürülmesi: *
Nabza bakılmadan hemen göğse bası ve suni solunum şeklinde TYD uygulanır (2005 kurallarından önce nabza bakılırken sağlık personeli dışındaki kişilerin bakması artık önerilmiyor).
KOMA YATIŞI / POZİSYONU: Soluk yolu açık, solunumu ve dolaşımı olan kişide, kusma veya kanama ( ya da olasılığı) varsa baş yana çevrilir. Boyun omurlarında zedelenme varsa, kişi yan çevrilir. Böylece dilin geriye kayması, kusmuk ya da kanamanın soluk yolunu tıkaması önlenmiş ve soluk yolunun sürekliliği sağlanmış olur.
Suni solunum, solunumu olmayan kişinin yapay olarak solutulmasıdır. Kişinin başına pozisyon verildikten sonra ( baş-çene), alından elin baş ve işaret parmaklarıyla burun kanatları sıkıştırılır, diğer elin üç parmağı çeneyi desteklerken; nefes alınır, hastanın ağzı iyice kavranır ve nefes üflenir(balon şişirir gibi). Elinizin altında varsa soluturken koruyucu kullanmanızda yarar var, son yıllarda anahtarlık şeklinde satılmaktadır..
Suni solunum üç yoldan gerçekleştirilebilir: 1-Ağızdan ağza, 2-Ağızdan burna, 3-Ağızdan ağza ve burna.
Ağızdan ağza suni solunum,genellikle en çok tercih edilen yoldur. Kişinin ağzı iyice kavranmalıdır ve burun delikleri iyice kapatılmalıdır ki etkili olsun.
Ağızdan burna suni solunum,kişinin ağzı sıkıca kapatılmalıdır. Önerildiği durumlar:
- Hastanın ağzını açmak mümkün değilse,
- Yüzdeki ciddi yaralanma nedeniyle ağızdan soluk verilemiyorsa,
- Hastanın dişleri yoksa ve bu nedenle soluk verirken ağız kavranarak kapatılamıyorsa ve verilen hava dışarı kaçıyorsa,
- Sizin tercihinizse.
Ağızdan ağza ve burna suni solunum, ağız - burun mesafesinin kısa olması nedeniyle bebeklerde uygulanır.
Bu tedbirler alındıktan hemen sonra, normal solunum geri gelinceye veya bir cihazla, sun'i solunuma başlayıncaya kadar ağızdan ağıza, ağızdan buruna veya elle sun'i solunum yaptırma manevralarından biri uygulanır. Sun'i solunumun zamanında başlatılması çok önemlidir. Çünkü beyin hücreleri oksijensizliğe 4-5 dakikadan fazla tahammül edemezler.
Ağızdan ağıza solunum metodu: Hasta sırt üstü dümdüz yatırılır. Baş iyice arkaya doğru gerdirilir ve bir elle iyice arkaya doğru bastırılır, burun tıkanır. Sonra ağız açılır, ağız boşluğu temizlendikten sonra, alt çene öne doğru çekilir, dil bir bezle altçene dişlerinin üstüne doğru bastırılıp hareketsiz tutulur. Dudaklar hastanın ağzına yapıştırılır. Dakikada 12-16 defa olacak şekilde üflenir. Bu üflemelerde hastanın göğsü genişlemelidir. Çocuklarda üfleme ritmi daha fazla olmalıdır. Kurtarıcı ağzını ayırıp çeker, hastanın göğüs kafesi küçülür ve böylece hasta kendiliğinden nefes vermiş olur.
Ağızdan ağıza solunum baş enseye doğru gerdirilmek şartıyla (yolda kaza geçiren veya yıkıntı altında kalan kimseler vs.) oturma durumunda da uygulanabilir.
Ağızdan buruna solunum metodu: Yukarıdakine benzer bir usuldür. Üfleme, ağız kapatılarak burun yoluyla yapılır.
Küçük çocuklarda aynı anda hem ağızdan hem de burundan üflenebilir.
Bu usuller herkes tarafından her yerde ve her durumda uygulanabilir. Kurtarıcı çok çabuk yorulacağından nöbetleşe kurtarıcı değiştirmek gerekir.
Elle yapılan manevralar: Hastanın göğüs kafesini, nefes alma ve verme hareketlerine benzer ritmik hareketlerle bastırmak ve genişletmek esasına dayanır. Göğüs kafesi esnek olduğundan üzerine basılınca nefes zorla dışarı çıkar, baskı kalkınca göğüs genişler, eski haline gelir ve tekrar nefes alınır. Bu sırada kollara yaptırılan hareketlerle nefes alma kolaylaştırılabilir.
Schaefer metodu: Yüzü koyun yatan hastaya uygulanır. Kurtarıcı bel hizasında ata biner gibi hastanın üzerine çıkar, el ayalarıyla göğüs kafesi üzerine bütün ağırlığıyla basar ve nefes vermeyi sağlar, baskı kalkınca göğüs kafesinin esnekliği sayesinde, nefes alma meydana gelir. Bu metodda ağzın boşalması kolaylaşır. Ancak solunum yetersiz kalabilir.
Nielson-Hederer metodu: En üstün tekniktir. Ancak iki kurtarıcı gerekir. Hasta yüzükoyun yatırılır, kollar bükülür, baş eller üzerine yerleştirilir. Kurtarıcılardan biri Schaefer metodunda olduğu gibi, nefes vermeyi sağlarken ikinci göğsü yerden hafifçe kaldıracak şekilde dirsekleri bükerek nefes almayı sağlar. Eğer kurtarıcı tekse hastanın başucuna oturur ve iki zamanlı hareketi şöyle ayarlar: Nefes alma yukarıdaki gibidir, nefes verme ise dirsekler yere bırakıldıktan sonra, kürek kemiklerine bastırılarak sağlanır. Bu usul oldukça yorucudur. Suni solunumu 15-20 dakika hatta bir saat veya daha fazla uzatmak gerekebilir. Çünkü kendi kendine solunum başlayıp tekrar durabilir.
Elle çalışır respiratörlerle sun'i solunum: Bir maskesi, bir konnektörü, bir kapağı ve bir balonu vardır. Bu şekilde olanlara Ambu respiratörü denir. Maske hastaya uygulandıktan sonra, balonun ritmik olarak sıkılması ile balondaki hava hastanın akciğerlerine geçer. Ambu'ya oksijen de katılabilir.
Otomatik respiratörlerle sun'i solunum: Bu amaçla kullanılan respiratörler özelliklerine göre başlıca iki gruba ayrılırlar:
1. Volümetrik respiratörler: Örnek olarak Spiromat'ı gösterebiliriz. Hiç solunumu olmayanlarda kontrollü solunumu sağlar. Buna karşılık yardımcı solunumda, hastanın solunumuna adaptasyonda zorluklar vardır. Volümetrik respiratörler, yüksek kapasitelidir. Elektrikle çalışırlar, oksijen oranı solunum hacmi, adedi, soluk alma-verme basınçları ve aralarındaki oran direkt ayarlanır.
2. Manometrik respiratörler: Örnek; Bird ve Bennet'tir. Oksijen veya havayla çalışır. Yardımcı solunuma da kolayca uyarlar. Kullanılmaları kolaydır. Fakat özellikle çok şişmanlarda volümetrik respiratörler kadar etkili değildirler.
Detay:
Bir kazazedenin yanına varıldığında ilk önce ABC kontrol edilerek sürekliliği sağlanmalıdır.
A ( Airway ) : Soluk yolunun açıklığının saptanması ve sürekliliğinin sağlanmasıdır.
B ( Breathing ): Solunumun varlığının saptanması ve sürekliliğinin sağlanmasıdır.
C(Circulation): Dolaşımın (nabzın varlığının) saptanması ve sürekliliğinin sağlanmasıdır.
A ( Airway ), soluk yolunun açıklığının saptanması ve sürdürülmesi:
Bilinçsiz ya da yerde yatan bir kişiye rastlandığında, öncelikle kişi omuzlarından hafifçe sarsılarak “iyi misiniz ? “ sorusu sorulmalıdır. Yanıt alınamıyorsa, hemen baş-çene yöntemiyle baş geriye yatırılır.
Başa pozisyon verme nedeni : Bilinci kapanan kişilerde kaslar gevşer; kökü alt çeneye bağlı bir kas olan dil, geriye kayarak soluk yolunu tıkayabilir. Baş geriye yatırıldığında çene yukarı kalkar, bu esnada ona bağlı olan dil de yükselir ve soluk yolu açılır.
BAŞ-ÇENE POZİSYONU: Baş, bir el ile alından desteklenirken diğer elin parmakları ile de çeneden desteklenerek, nazikçe, iyice geriye doğru yatırılır. Böylece soluk yolunun açılması sağlanır . Bu pozisyon, kazazedenin boyun omurlarında zedelenme olasılığı olsun ya da olmasın uygulanabilir.
B ( Breathing ), solunumun varlığının saptanması ve sürdürülmesi:
Soluk yolunun açıklığı sağlandıktan sonra, bak-dinle-hisset ile 10 saniye(yi geçmeyecek şekilde) solunum değerlendirilir. Kişinin solunumu yoksa, hemen suni solunuma başlanılmalıdır. Önce, her biri bir saniye sürecek şekilde, iki kurtarıcı soluk verilir. Her soluk verildiğinde göğüs kafesinin yükselişi; soluğun ardından ise, soluk veren başını kaldırır, solunumun geri çıkışını/göğüs kafesinin inişini izler. Verilecek soluk miktarı, göğüs kafesini yükseltecek kadar olmalıdır. Çok fazla ve güçlü soluk vermenin yararlı olmadığı tespit edilmiştir. O nedenle, bir saniye sürecek şekilde aldığınız nefesi (balon üfler gibi) verin.
C (Circulation),dolaşımın (nabzın varlığının) saptanması ve sürdürülmesi: *
Nabza bakılmadan hemen göğse bası ve suni solunum şeklinde TYD uygulanır (2005 kurallarından önce nabza bakılırken sağlık personeli dışındaki kişilerin bakması artık önerilmiyor).
KOMA YATIŞI / POZİSYONU: Soluk yolu açık, solunumu ve dolaşımı olan kişide, kusma veya kanama ( ya da olasılığı) varsa baş yana çevrilir. Boyun omurlarında zedelenme varsa, kişi yan çevrilir. Böylece dilin geriye kayması, kusmuk ya da kanamanın soluk yolunu tıkaması önlenmiş ve soluk yolunun sürekliliği sağlanmış olur.
Suni solunum, solunumu olmayan kişinin yapay olarak solutulmasıdır. Kişinin başına pozisyon verildikten sonra ( baş-çene), alından elin baş ve işaret parmaklarıyla burun kanatları sıkıştırılır, diğer elin üç parmağı çeneyi desteklerken; nefes alınır, hastanın ağzı iyice kavranır ve nefes üflenir(balon şişirir gibi). Elinizin altında varsa soluturken koruyucu kullanmanızda yarar var, son yıllarda anahtarlık şeklinde satılmaktadır..
Suni solunum üç yoldan gerçekleştirilebilir: 1-Ağızdan ağza, 2-Ağızdan burna, 3-Ağızdan ağza ve burna.
Ağızdan ağza suni solunum,genellikle en çok tercih edilen yoldur. Kişinin ağzı iyice kavranmalıdır ve burun delikleri iyice kapatılmalıdır ki etkili olsun.
Ağızdan burna suni solunum,kişinin ağzı sıkıca kapatılmalıdır. Önerildiği durumlar:
- Hastanın ağzını açmak mümkün değilse,
- Yüzdeki ciddi yaralanma nedeniyle ağızdan soluk verilemiyorsa,
- Hastanın dişleri yoksa ve bu nedenle soluk verirken ağız kavranarak kapatılamıyorsa ve verilen hava dışarı kaçıyorsa,
- Sizin tercihinizse.
Ağızdan ağza ve burna suni solunum, ağız - burun mesafesinin kısa olması nedeniyle bebeklerde uygulanır.