Sovyetler Birliği antlaşmaları
Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı
Kars Antlaşması
Moskova Antlaşması
Moskova Ateşkes Antlaşması
Moskova Barış Antlaşması
Paris Antlaşması (1947)
Rapallo Antlaşması (1922)
Tartu Antlaşması
Çin-Sovyet Dostluk, İttifak ve Karşılıklı Yardımlaşma Antlaşması
Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı
Kars Antlaşması
Moskova Antlaşması
Moskova Ateşkes Antlaşması
Moskova Barış Antlaşması
Paris Antlaşması (1947)
Rapallo Antlaşması (1922)
Tartu Antlaşması
Çin-Sovyet Dostluk, İttifak ve Karşılıklı Yardımlaşma Antlaşması
Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı
Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı, Molotov-Ribbentrop Paktı olarak da bilinir. II. Dünya Savaşı öncesi Münih Anlaşması ile Çekoslavakya'nın Südetler bölgesinin Almanya'ya bırakılması üzerine Batı ile yaptığı ittifaklara güveni azalan Stalin, yaklaşan savaş için hazırlıkları tamamlamak için gerekli olan zamanı kazanabilmek maksadıyla Hitler'le anlaşmaya karar verdi. Yahudi asıllı Dışişleri Bakanı Litvinov'u görevden alarak yerine Molotov'u atadı. Yine 10 Mart'ta verdiği bir demeçte Batılıları bir Alman-Sovyet savaşı çıkarmakla suçladı. Aynı şekilde Adolf Hitler de bir Batı-Sovyet yakınlaşmasından endişe ediyordu. Bütün bu gelişmeler sebebiyle 20 Ağustos'ta Hitler, Dışişleri Bakanı Ribbentrop'u görüşmek üzere Moskova'ya yolladı ve 23 Ağustos'ta da Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı imzalandı. Diğer yönleriyle normal bir saldırmazlık paktı olan bu antlaşmanın gizli maddelerinde Doğu Avrupa üzerindeki Alman ve Sovyet etki alanları belirleniyordu. Bu paktın ışığında Almanya Polonya'ya girecek ve II. Dünya Savaşı başlayacaktır.
Paktın içeriği
Antlaşmanın odak noktasını Doğu Avrupa'nın paylaşımına dair gizli protokol oluşturuyordu.[1] Ribbentrop Polonya'nın 1914 sınırları doğrultusunda etki alanlarına bölünmesini önerdi. Tek fark Varşova'nın Almanya'ya bırakılan batı bölümünde yer alması olacaktı. Bu etki alanlarında ayrı bir Polonya devletinin varlığının sürdürülüp sürdürülmeyeceği veya bu alanların Almanlar veya Sovyetlerce işgal edilip edilmeyeceği konusu protokole dahil edilmedi. Baltık devletleri konusunda Ribbentrop'un önerisi Finlandiya ve Estonya'nın Sovyet etki alanı, Litvanya'nın Alman etki alanına dahil edilmesi; Letonya'nın ise bölüşülmesi idi.
Paktın sonu
Almanya 22 Haziran 1941'de Sovyetler Birliği'ne saldırarak bu paktı çiğnemiştir.
Paktın etkileri
Komintern üzerinden Sovyetler Birliği Komünist Partisine bağlı olan kardeş komünist partilerde bu antlaşma ölümcül sarsıntlara yol açacaktır. Örneğin işgal altındaki Yunanistan'da faaliyet gösteren Yunanistan Komünist Partisi dağılmanın eşiğine gelecektir. 1941 yılında Almanya'nın Sovyetler Birliğine saldırmasıyla komünist partiler Avrupa çapında işgale karşı direniş mücadelesine önderlik edeceklerdir.
Kars Antlaşması
Kars Antlaşması, Rusya, 1917'den sonra Kafkasyadan çekildi. Bölgede Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan bağımsızlığına kavuşmuş ve Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti, Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti, Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti başta olmak üzere üç devlet kurulmuştur. Fakat Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti iki yıl sonra Kafkasyayı yeniden işgal etmiştir. Bölgedeki üç devlet Sovyetler Birliği ismini alan yeni Sovyet rejiminin idaresine girdi. Sakarya zaferinden sonra Sovyet Rusyanın aracılığıyla üç Sovyet Cumhuriyeti Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan ile Kâzım Karabekir'in temsil ettiği TBMM Hükümeti arasında 13 Ekim 1921'de Kars Antlaşması imzalandı. Buna göre: Her 3 Cumhuriyet, Moskova Antlaşması'nı kendileri için de geçerli sayıyordu. Böylece Türkiyenin doğu sınırı kesinleşti ve Ermeni Sorunu da sona erdi.
Bir giriş bölümü, 20 makale ve eklerinden oluşmaktadır. Sözleşmenin geçerli şartı kabul edilmemiştir. Ancak, bazı bilgilere göre antlaşmanın hükümleri 25 yıllık geçerliliği olan ek protokolleri mevcuttur. Böylece, Azerbaycan'ın Nahçıvan bölgesinin hemillik hakkında 5.Maddede ifade edilen şartı açıktır. Sovyetler'in yıkılmasıyla beraber Ermenistan bu konuda farklı görüşler belirtmiş farklı makamlar Kars Antlaşmasını kabul etmediklerini açıklamıştır.
Berlin (Potstdam) Konferansın liderlerinin 6ncı toplantısında Molotovun 22 Temmuz 1945 yılında Türk-Sovyet müttefik anltaşmasının koşulları hakkında yapılmış açıklaması bu süre ile koşullandırılmıştır. Bu koşulları Kars, Artvin ve Ardahan hariç bölgelerin geri vermesi ve Karadeniz Boğazlar sorunları çözüm hükümleri kapsamaktadır.
Benzer antlaşmaların uluslararası tecrübesine gorunce, kural olarak belirli eylem süre ve kullanım düzen bulunmaktadir, ama genel kullanım için hazırlandığı ana metinde bu hakkinda tespit yoktur, cunku gizlilik vardır.
Konferans ve imza
Kars Konferansı'na Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetini temsilen, başdelege olarak Doğu Cephesi Kumandanı Kâzım Karabekir Paşa, delege olarak Burdur milletvekili Veli Bey, Ankara hükümetinin Azerbaycan temsilcisi Memduh Şevket Bey, Doğu Anadolu Demiryolları inşaat başmühendisi Muhtar Bey, müşavir (danışman) olarak Batum milletvekili Edip Bey, Reji Umûmî Müfettişi Muvaffak Bey, Doğu Cephesi Kurmay Başkanı Kadri Bey, Kurmay Binbaşı Veysel Bey, Kurmay Binbaşı Talât Bey ve kâtip olarak dışişleri memurlarından Zühtü Bey, Osman Bey ve Cephe yaverleri Nazmi Bey ve Selahattin Bey katlımışlardır.
Antlaşma, Türkiye'yi temsil eden Kazım Karabekir Paşa, Veli Bey, Muhtar Bey, Memduh Şevket Bey, Sovyetler'i temsil eden Rusya büyükelçisi Yakov Ganetsky, Ermenistan dışişleri bakanı Askanaz Mravian ve iç işleri bakanı Poghos Makintsian ile Azerbaycan Devlet Bakanı, Behboud Shahtahtinsky ve Gürcistan savunma bakanı Shalva Eliava ve dış işleri bakanı Alexander Svanidze'nin katıldığı bir toplantıyla imzalandı.
Şimdiki durum
Sovyetler Sosyalist Cumhuriyetler Birliği 1991'de dağıldıktan sonra bağımsız olan Ermenistan Kars Antlaşması'nı tanımadı. Erivan Taşnak Partisi Temsilcisi Kiro Manoyan ve Ermenistan dış işleri bakanı Vartan Oskanyan Kars Antlaşması'nın Sovyetler Birliği ile imzalandığını bağımsız Ermenistan tarafından imzalanmadığını öne sürerek bu sınırların geçerli olmadığını, daha farklı bölgeleri sınır belirlemiş Sevr Antlaşmasını esas aldıklarını belirtti
Moskova Antlaşması
Moskova Antlaşması, Sovyet Rusya ile TBMM Hükümeti arasında 16 Mart 1921'de imzalanan antlaşma.
Sovyet Rusya'nın genel siyasetini dikkate alan Türkiye Büyük Millet Meclisi, Bekir Sami Bey Başkanlığında Moskova'ya bir heyet göndermişti. Bu heyet, Sovyetler ile Ankara Hükümeti arasında yapılacak antlaşmaya esas olacak ve Brest Litovsk Barış Antlaşması'na dayanan bazı hususları tespit etmiş ve böylece 20 Ağustos 1920'lerde iki hükümet arasında olumlu görüşmeler başlamıştı. Ancak, Sovyet Dışişleri Komiseri Çiçerin'in Kafkasya'da Türkiye'ye ait bazı bölgelerin Ermenistan'a verilmesini istemesi üzerine antlaşmanın imzalanmasından vazgeçilmişti.
Bunun üzerine Eylül 1920'de harekete geçen Kâzım Karabekir komutasındaki 15. kolordu Kars, Ardahan, Artvin, Batum ve Iğdır'ı aldıktan sonra Taşnakların idaresindeki Ermenistan ile Gümrü Anlaşması imzalanarak sınır tesbit edilmişti. Bu sınırın Sovyetler Birliği tarafından da onaylanmasını isteyen Mustafa Kemal, Ali Fuat Paşa'yı Moskova elçiliğine tayin etti. Ali Fuat Paşa heyeti 14 Aralık 1920'de Ankara'dan ayrılmıştı. Keza, Çiçerin de Ekim ayında Gürcistan'ın Ankara elçisinin kardeşi olan M. Budu Medivani'yi Ankara'ya elçi olarak görevlendirmişti. 19 Şubat 1921'de Ankara'ya gelen Medivani, Mustafa Kemal Paşa'ya itimatnamesini sunmuştu.
Bundan sonra Türk-Sovyet ilişkilerinin gelişmesi iki tehlike ile karşılaştı. Bunlardan Birincisi: Türk-Sovyet görüşmelerinin yapıldığı sırada Enver Paşa'nın Moskova'da bulunması idi. İkincisi ise; Azeri milliyetçilerinin girişimiyle Bakü'de Azerbaycan Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını ilan etmesi ve burada "Doğu Milletleri Kongresi"nin toplanması idi. Ancak, her iki sorun da Türk-Sovyet görüşmelerinin olumlu sonuçlanmasına engel olamadı. Bunda, Türk ordularının Doğu'da Eylül-1920'de Ermeniler'i; Batı'da da, Ocak-1921'de Birinci İnönü Savaşı'nda Yunanlılar'ı yenilgiye uğratmalarının ve dolayısıyla Ankara temsilcilerinin Moskova'daki pazarlık gücünü artırmış olmasının sağladığı etkinin varlığı idi.
Neticede taraflar, Batum'un Sovyetler Birliği'ne terkedilmesi karşılığında Rusya'nın Türkiye'ye belirli miktarda altın ve silah göndermesi hususunda anlaştılar. Bu malzemelerin Ankara'ya taşınması işi de o sırada Moskova'da yaşamakta olan Halil Kut Paşa tarafından organize edildi.
Antlaşmayı Türkiye tarafından Ali Fuat Paşa, Dr. Rıza Nur ve Yusuf Kemal Tengirşenk, Rus tarafından ise Dışişleri Komiseri Çiçerin ve Merkez Komitesi üyesi Kumuk asıllı Celal Edin Korkmazov imzaladılar.
Moskova Ateşkes Antlaşması
Moskova Ateşkes Antlaşması, Finlandiya ile diğer taraftan Sovyetler Birliği ve Birleşik Krallık ile 19 Eylül 1944'de imzalanmıştır. Anlaşma ile Devam Savaşı bitmiştir.
Savaş koşulları
Finlandiya 1940 yılında yaptığı Moskova Barış Antlaşması ile Karelya ve Salla bölgelerini ve Finlandiya Körfezi'nde bulunan bir çok adayı vermişti.Yeni Ateşkes ile 1940 yılında ki antlaşmaya bağlı kalınarak ayrıca Petsamo bölgesini de Sovyetlere veren Finlandiya Porkkala bölgesini de 50 yıllığına Sovyetler Birliğine bırakıyordu (Bölgenin yönetimi 1956 yılında Finlandiya'ya bırakıldı).
Finlandiya Sovyetler Birliğine 6 yıl boyunca savaş tazminatı olarak $300,000,000 ödeyecekti. Ateşkesten sonra Finlandiya topraklarında bulunan Alman askerleri ile 1944-1945 arası Laponya Savaşı oldu.
Moskova Barış Antlaşması
Moskova Barış Antlaşması, Kış Savaşı'nda Finlandiya'nın yenilgiyi kabul etmesi üzerine Sovyetler Birliği ile Finlandiya arasında 21 Mart 1940 tarihinde imzalanan barış antlaşmasıdır. Ancak 25 Haziran 1941 tarihinde Devam Savaşı'nın başlamasıyla antlaşma geçerliliğini yitirmiştir.
Antlaşma öncesi yaşanan olaylar
29 Ocak 1940'ta Fin Hükümeti, Sovyetler Birliği'nin ilk barış teklifini almıştı. O zamana kadar, Kızıl Ordu Finlandiya'daki önemli stratejik noktaları almak için savaşmıştı. Finlandiya Vyborg şehri ve Ladoga Gölü onun bir parçası gibi Karelya bölgesinde konuşlanmıştı. Buna ek olarak, Hanko Yarımadası 30 yıl Sovyet kontrolü altına alınacaktır. Fin hükümeti ilk barış teklifini reddetti ve İsveç, İngiltere ve Fransa'ya askeri yardım taleplerini gönderdi. Finlandiya bu devletlerden ve Milletler Cemiyeti'nden destek umuyordu.
Fin Ordusu'nun durumu kötüleşmeye başlamıştı. Bu durum karşısında Carl Gustaf Emil Mannerheim, Sovyetler Birliği ile barış görüşmesi yapmak için hazırlanıyordu. Böylece Mannerheim barış görüşmelerine başladı ve 21 Mart 1940 tarihinde Moskova Barış Antlaşması imzalandı.