Tacir nedir ve kimdir?
Gerçek kişi tacir: Ticaret Kanunu'nun 14. Maddesinin 1. Fıkrasına göre « Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa, kendi adına işleten kimseye tacir denir". Ayrıca aynı maddenin 2. Fıkrasına göre '”Bir ticari işletmeyi kurup açtığı sirküler, gazete, radyo ve başkaca ilan vasıtalarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline kaydettirerek keyfiyetli ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. Halbuki yine aynı maddenin 3. Fıkrasına göre “Bir ticari işletme açmış gibi ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına (ortak sıfatıyla ) muamelelerde bulunan kimse, hüsnüniyet sahibi üçüncü şahıslara karşı tacir gibi sorumlu olur”. Bu kişilerin 1. ve 2. Fıkrada belirtilenlerden farkı tacir sayılmayıp, tacir gibi sorumlu olmalarıdır. Diğer bir ifadeyle bu kişiler tacir sıfatının getirdiği nimet ve kolaylıklardan yararlanamazlar, buna karşılık bu sıfatın sonucu olan külfetlere katlanırlar.
Tüzel kişi tacir: Türk Ticaret Kanununun 18. maddesine göre bu kişiler üç gruba ayrılır:
Ticaret şirketleri: Ticaret Kanununda kollektif, komandit, limited ve anonim şirket olarak sayılmış ticaret şirketleri usulüne uygun olarak tescil edilip, tüzel kişilik kazandıkları anda yasa gereği tacir sıfatını kazanırlar.
Amaçlarına varmak için ticari bir işletme işleten dernekler ve vakıflar: Üyelerine kazanç paylaştırmaktan başka amaçlarla kurulan dernekler ve vakıflar, amaçlarına ulaşmak için ticari bir işletme işletirlerse, o takdirde tacir sayılırlar. Ancak Kızılay gibi kamu yararına olan dernekler, ticari bir işletme işletseler dahi tacir sıfatını almazlar; örneğin Kızılay Derneği Afyon Karahisar Maden Suyu işletmesini işletmesine rağmen tacir değildir.
Kendi kuruluş kanunları uyarınca özel hukuk kuralları dairesinde yönetilmek veya ticari bir şekilde işletilmek üzere kamu tüzel kişiler tarafından kurulan teşekkül ve müesseseler: Burada kastedilen, kendi kuruluş kanunlarına göre idare edilmek veya ticari bir şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet ve belediye gibi kamu tüzel kişilerinin kurdukları tüzel kişilerdir. Bunlar daha ziyade iktisadi devlet teşekkülleridir. Dikkat edilmesi gereken husus bunların kuruluş kanunlarında, özel hukuk kurallarına tabi olduklarının belirtilmesidir.
Gerçek kişi tacir: Ticaret Kanunu'nun 14. Maddesinin 1. Fıkrasına göre « Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa, kendi adına işleten kimseye tacir denir". Ayrıca aynı maddenin 2. Fıkrasına göre '”Bir ticari işletmeyi kurup açtığı sirküler, gazete, radyo ve başkaca ilan vasıtalarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline kaydettirerek keyfiyetli ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. Halbuki yine aynı maddenin 3. Fıkrasına göre “Bir ticari işletme açmış gibi ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına (ortak sıfatıyla ) muamelelerde bulunan kimse, hüsnüniyet sahibi üçüncü şahıslara karşı tacir gibi sorumlu olur”. Bu kişilerin 1. ve 2. Fıkrada belirtilenlerden farkı tacir sayılmayıp, tacir gibi sorumlu olmalarıdır. Diğer bir ifadeyle bu kişiler tacir sıfatının getirdiği nimet ve kolaylıklardan yararlanamazlar, buna karşılık bu sıfatın sonucu olan külfetlere katlanırlar.
Tüzel kişi tacir: Türk Ticaret Kanununun 18. maddesine göre bu kişiler üç gruba ayrılır:
Ticaret şirketleri: Ticaret Kanununda kollektif, komandit, limited ve anonim şirket olarak sayılmış ticaret şirketleri usulüne uygun olarak tescil edilip, tüzel kişilik kazandıkları anda yasa gereği tacir sıfatını kazanırlar.
Amaçlarına varmak için ticari bir işletme işleten dernekler ve vakıflar: Üyelerine kazanç paylaştırmaktan başka amaçlarla kurulan dernekler ve vakıflar, amaçlarına ulaşmak için ticari bir işletme işletirlerse, o takdirde tacir sayılırlar. Ancak Kızılay gibi kamu yararına olan dernekler, ticari bir işletme işletseler dahi tacir sıfatını almazlar; örneğin Kızılay Derneği Afyon Karahisar Maden Suyu işletmesini işletmesine rağmen tacir değildir.
Kendi kuruluş kanunları uyarınca özel hukuk kuralları dairesinde yönetilmek veya ticari bir şekilde işletilmek üzere kamu tüzel kişiler tarafından kurulan teşekkül ve müesseseler: Burada kastedilen, kendi kuruluş kanunlarına göre idare edilmek veya ticari bir şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet ve belediye gibi kamu tüzel kişilerinin kurdukları tüzel kişilerdir. Bunlar daha ziyade iktisadi devlet teşekkülleridir. Dikkat edilmesi gereken husus bunların kuruluş kanunlarında, özel hukuk kurallarına tabi olduklarının belirtilmesidir.