Tanrı Misafiri

yilmaz27

Ne Mutlu Türküm Diyene
Site Yetkilisi
Süper Moderatör
Kahve
Kahve
Kahve
Kahve
Kim olduğumu niye geldiğimi sorgulamamıştı. "Herhalde tanrı misafirisin." dedi.
Ben de kafamı sallamakla yetindim. Bana oturacak yer gösterirken "Sen açsındır." dedi.
O zamandan beri bir şeyler yemekten konuşmaya vaktim olmadı.
Kadın yaşına rağmen çok dinçti, yorulmak bilmiyordu. Geldiğimden beri bana bir şeyler ikram ediyordu.
Yemek, tatlı, meyve derken sürekli mutfağa gidip geliyordu.
Benim midem yoruldu ama o bana bir şeyler getirmekten yorulmadı.
Önümdeki son salkım üzümü de yedikten sonra başka bir şey getirmesine izin vermemek için mutfağa doğru yöneldim.
Mutfağa girdiğimde karşılaştığım manzara beni çok şaşırttı.
Çeşit çeşit tabaklar bardaklar kaplar çok düzenli bir şekilde dizilmişti. Mutfak rengarenk görünüyordu.
Evde sanki bir kişi değil de geniş bir aile yaşıyor gibiydi. Öyle eskiden kalma şeyler de değillerdi.
Çoğu yeni ve pırıl pırıldı. Üstelik küçük bir köydeki en eski evlerden birinde...

Yaşlı kadın beni görünce "Çay mı içersin yoksa kahve mi yapayım oğlum?" diye sordu.
Bense cevap vermek yerine merakımı gidermek istedim. "Bu kadar çok eşya...

Koleksiyon mu yapıyorsunuz?" diye sordum. Bana doğru dönüp gülümsedi. -
Ben ne anlarım öyle kolesten falan, bunlar misafirlerim için. -
Sık sık misafiriniz geliyor o zaman, dedim hayranlıkla.
Yaşlı kadının yüzündeki tebessüm soldu, bakışları aşağıya kaydı.
Kısa bir süre halıdaki çiçekleri izledi. Sonra beni hatırladı ve açıklamaya başladı:
- Bir oğlum ve gelinim, iki de ufak torunum var.
Ufak dediğime de bakma, görmeyeli neredeyse 20 yıl oldu. Şimdiye büyümüş evlilik yaşına gelmişlerdir.
İki gelinim hatta daha ufak torunlarım olmuştur belki. - Ne güzel, diye mırıldandım.
- Ahh, işte ben ölmeden çıkar gelirler belki diye...
Elimdeki meyve tabağını uzatım. "Çay olsun, ben kahve sevmem de." dedim.
Çayımı içtikten sonra kadının "Bugün misafirim ol oğlum, sabah mis gibi bir kahvaltı yaparız." ısrarlarına rağmen evden ayrıldım.
Yaşlı kadın beni uğurlarken göz yaşlarını saklayamadı.
Oysa ona oğluyla gelininin öldüğünü söyleyememiştim.
 
Geri
Top