Tanzimat Edebiyatı - Özet

YoRuMSuZ

Biz işimize bakalım...
TANZİMAT EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ

Tanzimat Fermanı sonrası Batı'ya, özellikle Fransa'ya öğrenim görmek için gönderilen ve Batı kültürüyle yetişen aydınlar, Türk edebiyatı yolunda yeni eserler vermeye çalıştılar.1860 yılında agah Efendi ve Şinasi'nin çıkarmaya başladıkları Tercüman-ı Ahval gazetesi ile Batı'ya yönelen edebiyatımız başlamış oldu.

Tercüman-ı Ahval gazetesiyle başlayan bu edebiyata "Tanzimat Edebiyatı" adı verilmiştir. Sanatçıların özellikle Fransız edebiyatından etkilenerek getirdikleri yenilikler ve sanat anlayışları bakımından Tanzimat Edebiyatı üçe ayrılır:

-Tanzimat Edebiyatı Hazırlık Dönemi
-Tanzimat Edebiyatı Birinci Dönem
-Tanzimat Edebiyatı İkinci Dönem

1. Tanzimat Edebiyatı Hazırlık Dönemi

Bu dönem Batı edebiyatı ile Türk aydınının çeviriler yoluyla ilk kez yüz yüze geldiği dönemdir. Şinasi, Fransızcadan manzum olarak Türkçeye çevirdiği bazı şiirleri, asıllarıyla birlikte "Tercü-me-i Manzume" adlı eserinde toplamıştır. Yusuf Kamil Paşa, Fenelon'dan "Telemak" adlı romanı çevirmiştir. Böylece edebiyatımıza çeviri yoluyla ilk roman kazandırılmıştır (1859).

İlk gazeteler de bu dönemde çıkarılmıştır. İlk resmi Türkçe gazete olan Takvim-i Vakayi (1831), yarı resmi Türkçe gazete olan Ceride-i Havadis (1840) bu dönemin ürünleridir.
İlk yeril tiyatro eseri olan "Şair Evlenmesi" bu dönemde Şlnasl tarafından 1859'da yazılmıştır.

2. Tanzimat Edebiyatı Birinci Dönem Genel Özellikleri:

- Bu dönemde Türk edebiyatına yön veren önemli sanatçılar yetişmiştir. Şinasl, Namık Kemal, Ziya Paşa, Ahmet Mithat Efendi, Ahmet Vefik Paşa ve Şemsettin Sami gibi değerli şahsiyetler bu dönemde yetişmiş ve Türk edebiiyatına pek çok ölümsüz eser kazandırmışlardır.

- Toplumsal konular olan yurt, ulus, özgürlük, hak, adalet, devlet, eşitlik gibi konular ilk kez işlenmiştir.

- "Toplum için sanat" anlayışı benimsenmiştir. Edebiyat, toplumu eğitmede bir araç olarak kullanılmıştır.
- Yazı dilinde konuşma dilinin kullanılması ilk kez bu dönemde amaçlanmıştır. Ancak bu alanda yeterince başarılı olunamamış, bu fikir ancak Milli Edebiyat döneminde gerçekleşmiştir.

- Hece ölçüsünün ulusal nazım ölçüsü olduğu görüşünde fikir birliğine ulaşılmış; ancak aruz ölçüsü bir türlü terk edilememiştir. Hece ölçüsü amaçlansa da daha çok aruz ölçüsüyle şiirler yazılmıştır.

- Makale, anı, eleştiri, tiyatro, hikâye, roman gibi yazı türleri edebiyatımıza bu dönemde , girmiştir. Bu türlerin Batılı anlamdaki ilk örnekleri bu dönemde verilmiştir.

- Divan Edebiyatı'nda önemli yer tutan söz sanatlarının süs olarak değil, gerektiği yerde kullanılmasına önem verilmiş, bu söz oyunları büyük ölçüde terk edilmiştir.

- Parça güzelliği yerine bütün güzelliğine önem verilerek şiire İlk kez bağımsız adlar verilmiştir.

— Şinasi ile Ahmet Vefik Paşa'da klasisizmin: Namık Kemal ile Ahmet Mithat Efendi'de
ise romantizmin özellikleri görülür. Böylece Batı edebiyatındaki akımların izleri de bu dönemde görülmeye başlanmıştır.

3. Tanzimat Edebiyatı İkinci Dönem Genel Özellikleri

— "Sanat için sanat" görüşü benimsenmiştir.

— Sanatçılar, toplumu ilgilendiren konulardan
uzaklaşarak bireysel konulara yönelmişlerdir. Bunda devlet yönetiminin aydınlar üzerindeki yoğun baskısının etkisi olmuştur.

— Dilde sadeleşme düşüncesi terk edilmiş, birinci dönem sanatçılarına göre daha ağır bir dil kullanılmıştır.

— Şiirin konusu bu dönemde daha da genişletilmiştir.

— Recaizade Mahmut Ekrem, Abdulhak Hamit Tarhan, Samipaşazade Sezai, Nabi-zade Nazım ve Muallim Naci bu döneme damgasını vuran sanatçılardır.

— Bu dönem sanatçılarında romantizm, realizm ve natüralizmin etkileri görülür.


TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK ŞİİRİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ

— Divan şiirinin soyut özellikleri bırakılmış; ancak biçim özelliklerine bağlı kalınmıştır. Yani Tanzimat şiirinde yeni düşünceler eski biçimlerle verilmiştir.

— Gazel, kaside, murabba, terkib-i bent, terci-i bent gibi nazım biçimlerinin yanında yeni nazım biçimleri de kullanılmıştır.

— Dil ve anlatımda genel olarak sadelik ilkesine bağlı kalınmamıştır.

— Hece ölçüsüyle yazma isteğine karşın genellikle aruz ölçüsü kullanılmıştır.

— Nazım birimi olarak genel anlamda beyit kullanılmıştır.

— Divan şiirindeki parça güzelliği yerine bütün güzelliği benimsenmiş, anlam şiirin bütününe sindirilmiştir.

— Fransız İhtilali ile dünyaya yayılan kanun, adalet, vatan, millet, hak, hukuk gibi kavramlar şiire konu olmuştur.

— Divan şiirindeki göz için kafiye anlayışı yerine kulak için kafiye anlayışı benimsenmiştir.

— Birinci dönem şiiri dışa, topluma; ikinci dönem şiiri içe, bireye yöneliktir.

— Fransız edebiyatının etkisiyle yeni mecazlar kullanılmıştır.

— ikinci dönem şiirinde beyit birimi ve Divan Edebiyatı nazım biçimleri terk edilmeye başlanmıştır.

— Şiirin konusu genişletilerek her konuda şiirler yazılmaya başlanmıştır.


TANZİMAT DÖNEMİNDE NESİR VE ÖZELLİKLERİ

— Tanzimat nesrinde, Divan nesrinin aksine anlatım süsten ve yapmacıktan giderek uzaklaşmış yerini düşüncenin Önemine bırakmıştır.

— Konuşmaları gösteren çizgiler ve noktalama işaretleri kullanılır. Böylece Divan nesrinde sayfalarca süren cümleler kısaltılmış, sözcüklerin cümle içindeki işlevi önemsenmiştir.

— Divan nesrindeki iç kafiye olan secilere pek yer verilmemiştir.

— Basmakalıp giriş cümleleri bırakılmış, konuya doğrudan girme ilkesi önemsenmiştir.

— Toplumu tümüyle kuşatan sosyal konular işlenmiş, edebiyat toplumun içine indirilmiştir.

— Gazeteciliğin etkisiyle yeni nesir türleri olan roman, makale, hikâye, fıkra, eleştiri gibi yazılar edebiyatımızda yerini almıştır.


TANZİMAT DÖNEMİNDE HİKÂYE VE ROMANIN GENEL ÖZELLİKLERİ

— Olaylar genellikle günlük yaşamdan ya da tarihten seçilmiştir. Olayların yaşanmış ya da yaşanabilir olması önemsenmiştir.

— Olayların çoğunda rastlantıların yardım ettiği aşklar yer alır.

— Kahramanlar sosyal hayatın getirdiği zorunluluklar yüzünden aile çevrelerinden seçilmiştir.

— Bu dönem hikâye ve romanları teknik ve kompozisyon yönünden ilk örnek olmanın eksikliklerini taşırlar.

— Yazarlar, eserlerinde kişiliklerini giziememiş hatta yer yer olayın akışını keserek okura bilgi ve öğüt vermişlerdir.

— Tasvirler, olayın akışı içinde eritilmemiş, bir süs öğesi olarak uzun uzadıya kullanılmıştır.

— Roman ve hikâyede aydınlara ve halka seslenen iki tutum kendini gösterir. Örneğin Namık Kemal aydınlara, Ahmet Mithat Efendi halka seslenir.

— Kişiler çoğu zaman tek yönlü olarak ele alınır. İyiler hep iyi, kötüler de hep kötüdür. Eserin sonunda iyiler mükâfatlandırırken kötüler cezalandırılır.

— Cariyelik kurumu ve alafrangalık özentisi sık sık işlenir.

— Birinci dönem romanlarında daha çok romantizmin etkisi görülür. Romantizmin etkisiyle Namık Kemal ve Ahmet Mithat Efendi yer yer olayın akışını keserek okura bilgi vermiş ve eserde kişiliklerini gizlememişlerdir.

— İkinci dönem sanatçıları realizmin etkisiyle "gözlem"e önem vermişler, nedenlerle sonuçlar arasında ilgi aramışlar, olağanüstü kişi ve olaylar yerine olabilir olaylara, kişilere yönelmişlerdir.

— Eserler genel olarak duygusal, acıklı konüfar üzerine temellenir.


TANZİMAT DÖNEMİNDE TİYATRO

Tanzimat Dönemi'ne gelinceye kadar Türk okuru, tiyatro türüne yabancı değildi. Halkın eğlence ihtiyacını karşılayan karagöz, meddah ve ortaoyunu vardı. Batılı anlamda yazılı bir metne dayanan, oyuncuların bu metindeki rollerini ezberleyip olayı sahnede seyirci önünde canlandırabilecekleri ilk yerli eser Şinasi'nin "Şair Evlenmesi" adlı komedisidir.

"Tiyatro bir eğlencedir; fakat eğlencelerin en faydalısıdır." diyen Namık Kemal bu dönemin önemli tiyatro sanatçılarındandır. Tiyatrolarını halkı eğitmek için yazan Namık Kemal, romantizmin etkisinde kalmıştır. Tanzimat Dönemi tiyatro yazarlarından Abdulhak Hamit Tarhan bu dönemde en çok tiyatro eseri veren sanatçıları-mızdandır. Çok farklı bir milli tiyatro anlayışına sahip olan yazara göre "Asıl milli tiyatro seyircilere herkesten iyi bildikleri kendi hayatlarını değil, tanımadıkları toplulukların veya azınlıkların hayatlarını, İslâm ve Osmanlı tarihinin muhteşem olaylarını tanıtan eserlerdir." Ahmet Vefik Paşa, Moliere'den çeviriler yaparak Tanzimat tiyatrosuna büyük hizmetler yapmıştır.


TANZİMAT DÖNEMİ TİYATROSUNUN ÖZELLİKLERİ

— Tanzimat'a kadar geleneksel halk tiyatrosu (karagöz, meddah ve ortaoyunu) dışında ürün verilmemiştir.

— Batılı anlamda tiyatronun gelişimi Tanzimat'la başlar. Şinasi'nin 1859'da yazdığı Şair Evlenmesi Batılı tiyatronun ilk örneğini oluşturur.

— Tanzimat tiyarosunda çoğunlukla aile, gelenek, görenek, vatan sevgisi konulan işlenir.

— Tanzimat tiyatro yazarları halkı eğitme amacı gütmüşlerdir.
— Bütün Tanzimat yazarları, tiyatronun eğlence aracı olduğu kadar, eğitim aracı olduğunda da birleşmişlerdir.

— Komedilerde klasisizmin, dramlarda ise romantizmin etkileri görülür.

_Tiyatro, doğrudan halka seslenen ve konuşmaya dayanan bir tür olduğu için yapıtlar genellikle konuşma diliyle yazılmıştır. Tiyatroda dil, diğer türlere oranla daha sade ve konuşma diline yakındır.

— Tanzimat Edebiyatı'nda tiyatro eserleri oynanmaktan çok okunmak için yazılmıştır.

— Tanzimat Edebiyatı'nda şiirden sonra tiyatro önemli bir yere sahiptir.


TANZİMAT EDEBİYATINDA GAZETECİLİK

Tanzimat Edebiyatı'nın yazar ve şairlerinin pek çoğu gazete çıkarma işiyle de uğraşmıştır. Edebiyat çalışmalarıyla gazeteciliği yan yana yürütmüşlerdir. Edebiyat dergileri Türk1 basın hayatında daha sonraki dönemlerde ortaya çıktığı için edebiyat konulu yazılar, bu dönemde çıkarılan gazetelerde yayımlanmıştır. Bu dönemde çıkarılan başlıca gazeteler şunlardır:

Takvim-i Vakâyi: 1831 yılında Saray'ın çıkardığı ilk resmi Türkçe gazetedir.

Ceride-i Havadis: 1840'ta İngilizlerle ortak çıkarılan yarı resmi gazetedir.

Tercüman-ı Ahval: 1860'ta Agâh Efendi ile Şinasi'nin birlikte çıkardıkları ilk özel Türkçe gazetedir. Tanzimat Edebiyatı bu gazete ile başlamıştır.

Tasvir-i Efkâr: 1862'de Şinasi'nin tek başına çıkardığı gazetedir. Aynı gazeteyi 1865'ten sonra iki yıi Namık Kemal çıkarır.

Muhbir: 1866 yılında Ali Suavi çıkarır. Avrupa'ya gittikten sonra bu gazeteyi Avrupa'da çıkarmaya devam eder.

Hürriyet: 1869'da Londra'da Ziya Paşa ve Namık Kemal birlikte çıkarmışlardır. Daha sonra Ziya Paşa Cenevre'de tek başına çıkarmaya devam eder.

İbret: Avrupa'dan dönen Namık Kemal, 1871'de çıkarır.
Devir: 1872'de Ahmet Mithat Efendi çıkarır.
Bedir: 1872'de Ahmet Mithat Efendi çıkarır.
Tercüman-ı Hakikat: 1878'de Ahmet Mithat Efendi çıkarır.


TANZİMAT EDEBİYATINDA ELEŞTİRİ

Tanzimat döneminden önceki edebiyatımızda batılı anlamda eleştiri yoktu. Bu alandaki eserler Tanzimat Edebiyatı'yla verilmeye başlanmıştır. 1860'tan sonra edebiyatımızı modernleştirmeyi amaçlayan sanatçılar, eski edebiyatı yıkmaya ve yerine yeni bir edebiyat kurmaya çalışmışlardır. Eleştiriler de bu yönde yoğunlaşır. Böylece bu türün öncülüğünü Ziya Paşa ve Namık Kemal yapar.

Ziya Paşa, Hürriyet gazetesinde çıkan "Şiir ve İnşa" (1868) makalesinde Divan şiirini eleştirir. Bu şiirin ulusallıktan uzak, yapay bir edebiyat olduğunu belirtir. Ona göre gerçek edebiyat Halk Edebiyatadır. Halk Edebiyatı'na aydınlar ilgi göstermediği için bu edebiyat gelişmemiştir. Ne var ki, Ziya Paşa daha sonra bu düşüncesini değiştirir. "Harabat Mukaddimesi (1874)" nde bu görüşlerin tersini savunur. Yani Halk Edebiyatı'nı kötüler, Divan Edebiyatı'nı över.

Namık Kemal ise Divan Edebiyatı'na daha kararlı ve sistemli saldırır. 1866'da Tasvir-i Efkâr'da yayımlanan "Lisan-ı Osmaninin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülâhazatı Şamildir" adlı yazısında Divan Edebiyatı'nı eleştirir. Namık Kemal, Ziya Pa-şa'nın Divan Edebiyatı'yla ilgili görüşlerini "Tah-rib-i Harabat" ve "Takip" adlı eserlerinde eleştirir, Divan Edebiyatı'na karşı çıkar.

Tanzimat Dönemi'nde eleştiri yazıları Recai-zade Mahmut Ekrem'in "Talim-i Edebiyat" adlı eserinin çıkışından sonra yaygınlaşır. Recaizade Mahmut Ekrem'le Muallim Naci arasında tartışmalar olur. Recaizade Mahmut Ekrem "Zemzeme" adlı eserinin önsözünde ve "Takdir-i Elhan" da Muallim Naci'nin düşüncelerini eleştirir, eski edebiyata karşı çıkar. Muallim Naci de bu eleştirileri karşılıksız bırakmaz. Bu tür eleştirilerini "Dem-deme" adlı bir kitabında toplar.

Tanzimat Dönemi eleştirisinin temelini "eski -yeni" mücadelesi oluşturur. Eleştiri türündeki yazılar, Servet-i Fünun Dönemi'nde daha modern bir çizgiye ulaşır.


TANZİMAT EDEBİYATINDA MİZAH VE YERGİ

Tanzimat sanatçıları gerçek anlamda mizah ve yergilerin örneklerini de verirler. Ziya Paşa'nın "Za-fernâme" adlı eseri yergi türünün başarılı bir örneğidir.

İlk Türk mizah dergisi olan "Diyojen" bu dönemde çıkarılır. Dergiyi Teodor Kasap ve arkadaşları çıkarırlar (1869).
 
TANZİMAT EDEBİYATINDA İLKLER

  • İlk yerli roman: Şemsettin Sami'nin "Taaş-şuk-ı Talat ve Fitnat" adlı eseridir.
  • İlk çeviri roman: Yusuf Kâmil Paşa'nın Fene-lon'dan çevirdiği "Telemak" adlı eserdir.
  • İlk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
  • İlk edebi roman: Namık Kemal'in "İntibah" adlı eseridir.
  • İlk tarihi roman denemesi: Ahmet Mithat Efendi'nin "Yeniçeriler" adlı eseridir.
  • İlk realist roman: Recaizade Mahmut Ekrem'in "Araba Sevdası" adlı eseridir.
  • İlk köy romanı: Nabizade Nazım'ın "Karabibik" adlı eseridir.
  • İlk psikolojik roman: Mehmet Rauf'un "Eylül" adlı eseridir.
  • İlk natüralist roman: Nabizade Nazım'ın "Zehra" adlı eseridir.
  • İlk köy şiiri: Muallim Naci'nin "Köylü Kızların Şarkısı" adlı şiiridir.
  • İlk pastoral şiir: Abdulhak Hamit'in "Sahra" adlı şiiridir.
  • Kafiyesiz şiirin ilk yazarı: Abdulhak Hamit Tarhan'dır. Şiiri ise "Validem"dir.
  • İlk yerli tiyatro eseri: Şinasi'nin "Şair Evlenmesi" adlı yapıtıdır.
  • İlk uyarlama tiyatro eserinin yazarı: Ahmet Vefik Paşa'dır.
  • Aruz ölçüsüyle yazılan ilk tiyatro eseri: Abdulhak Hamit Tarhan'ın "Eşber" adlı eseridir.
  • Hece ölçüsüyle yazılan ilk tiyatro eseri: Abdulhak Hamit Tarhan'ın "Nesteren" adlı eseridir.
  • Sahnelenen ilk tiyatro eseri: Namık Kemal'in "Vatan Yahut Silistre" adlı eseridir.
  • İlk resmi Türkçe gazete: Takvim-i Vakayi'dir.
  • İlk yarı resmi gazete: Ceride-i Havadis'tir.
  • İlk özel Türkçe gazete: Tercüman-ı Ahval'dir.
  • İlk şiir çevirisi yapan şair: Şinasi'dir. (Tercüme-i Manzume)
  • İlk Makale: Şinasi'nin "Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi'dir.
  • Noktalama işaretlerini kullanan ilk yazar: Şinasi'dir.
  • İlk antoloji: Ziya Paşa'nın "Harabat" adlı eseridir.
  • İlk röportaj örneği: Ziya Paşa'nın "Rüya" adlı eseridir.
  • İlk edebi bilgiler kitabı: Recaizade Mahmut Ekrem'in "Talim-i Edebiyat" adlı eseridir.
  • İlk atasözleri kitabı: Şinasi'nin "Durub-i Emsal-ı Osmaniye" adlı sözlüğüdür.
  • İlk hikâye eseri: Ahmet Mithat Efendi'nin "Letâif-i Rivayat" adlı yapıtıdır
  • Batılı anlamda ilk eleştiri yazarı: Namık Kemal'dir.
  • İlk mizah dergisi: Teodor Kasap'ın çıkardığı Diyojen adlı dergidir.
  • Batılı anlamda ilk öykü örnekleri: Samipa-şazade Sezai'nin "Küçük Şeyler" adlı eseridir.
  • İlk dergi örneği: Münif Paşa'nın çıkardığı "Mecmua-ı Fünun"dur.
 
Ne hoş şeyler bunlar. Tanzimattan itibaren Türk edebiyatı eğlenceli hale gelmeye başlıyor bence. Öncesi heeep bayıltıcı bayıltıcı konular..
 
Geri
Top