FIRAVUNLAR
Firavun (Arapça ﻥﻮﻋﺮﻓ Fir'awn; İbranice הֹעְרַּפ Parʻō) Antik Mısır'da hükümdarlara verilen isim. Aynı zamanda tanrı Horus'un
yeryüzündeki simgesi ve güneş tanrısı Ra'nın oğlu olarak da kabul ediliyordu. "Büyük Ev" anlamını taşıyan kelime daha sonra
hükümdardan bahsetmek şeklini almıştır. Buna
örnek Osmanlı idaresinden de bab-ı ali (yüce
kapı) olarak bahsedilmesidir. Firavun olmak için anne tarafından soylu kan
taşımanın daha önemli olduğuna inanılırdı.
Böylece halktan kimi erkekler tam kan soylu bir
kadınla evlenerek tahta çıkabilmişlerdi.
Firavunların kutsal ve gizemli kabul edilen
birçok adları vardır. Bunların sonuncusunu tahta çıktıkları zaman alıyorlardı ve genellikle
bu ad, o firavunun izleyeceği politikanın bir
habercisi olarak görülüyordu. Mesela savaş
tanrısı Mantu'nun adını kullanarak Mantuhotep
(Mantu hoştur) ismini alan bir firavun askeri
seferler yapacağını ilan etmiş oluyordu. Firavunlar ölene dek idarede kalıyorlardı.
Bilinen en uzun iktidar 92 yılla eski krallıktaki
son hükümdar Pepi II Neferkare ye aittir. Uzun
süre tahtta kalabilmek için her 30 yılda bir
sihirli bir tören olan gençleşme festivali (heb-
set) yapılıyordu. Firavun öldüğü zaman cesedi mumyalanıyor, 70 günlük yastan sonra dirilince
kullanmak üzere, özel eşyalarıyla birlikte bir
lahite konuluyor ve mezar kapatılıyordu. Tevrat, İncil ve Kur'an'da geçen olaylarda bahsedilen ve Musa'nın çağdaşı olan Firavun'un, Ramses (II) olduğuna dair İslam
Dünyasında yaygın bir kanı mevcuttur. Eski
Mısırlılar, arkalarında sayısız hiyeroglif, mezar
odaları, mumyalar, tapınaklar, saraylar ve yazılı belgeler bıraktıkları halde, Antik Mısır
araştırmacılar için gizemini korumaya devam
etmektedir. Mısırlılar, başlarından geçen olayları
doğru ve detaylı bir şekilde yazmıyorlardı.
Yenilgi, kıtlık, hastalık, vs. gibi, Firavun ve onun
hakimiyetine gölge düşürebilecek olaylar yok sayılır, bunlar belgelenmezdi. Örneğin; Ramses
(II) döneminde, Mısırlılar ile Hititler arasında
gerçekleşen meşhur Kadeş Savaşından, Mısır
belgelerinde büyük bir zafer olarak bahsedilir.
Fakat bugün biliniyor ki Kadeş Savaşı hiç de Mısırlıların arzu ettiği şekilde sonuçlanmamıştır.
Saray duvarlarına çizilen hiyeroglifler tek bir
amaca hizmet ediyordu. Firavunun
üstünlüğünü ve hakimiyetini pekiştirmek ve de
tanrılara kendilerini kanıtlamak. Bu bakımdan
bu hiyeroglifleri, bilinen en eski siyasi propoganda araçları olarak da düşünmek
mümkündür.
Firavun (Arapça ﻥﻮﻋﺮﻓ Fir'awn; İbranice הֹעְרַּפ Parʻō) Antik Mısır'da hükümdarlara verilen isim. Aynı zamanda tanrı Horus'un
yeryüzündeki simgesi ve güneş tanrısı Ra'nın oğlu olarak da kabul ediliyordu. "Büyük Ev" anlamını taşıyan kelime daha sonra
hükümdardan bahsetmek şeklini almıştır. Buna
örnek Osmanlı idaresinden de bab-ı ali (yüce
kapı) olarak bahsedilmesidir. Firavun olmak için anne tarafından soylu kan
taşımanın daha önemli olduğuna inanılırdı.
Böylece halktan kimi erkekler tam kan soylu bir
kadınla evlenerek tahta çıkabilmişlerdi.
Firavunların kutsal ve gizemli kabul edilen
birçok adları vardır. Bunların sonuncusunu tahta çıktıkları zaman alıyorlardı ve genellikle
bu ad, o firavunun izleyeceği politikanın bir
habercisi olarak görülüyordu. Mesela savaş
tanrısı Mantu'nun adını kullanarak Mantuhotep
(Mantu hoştur) ismini alan bir firavun askeri
seferler yapacağını ilan etmiş oluyordu. Firavunlar ölene dek idarede kalıyorlardı.
Bilinen en uzun iktidar 92 yılla eski krallıktaki
son hükümdar Pepi II Neferkare ye aittir. Uzun
süre tahtta kalabilmek için her 30 yılda bir
sihirli bir tören olan gençleşme festivali (heb-
set) yapılıyordu. Firavun öldüğü zaman cesedi mumyalanıyor, 70 günlük yastan sonra dirilince
kullanmak üzere, özel eşyalarıyla birlikte bir
lahite konuluyor ve mezar kapatılıyordu. Tevrat, İncil ve Kur'an'da geçen olaylarda bahsedilen ve Musa'nın çağdaşı olan Firavun'un, Ramses (II) olduğuna dair İslam
Dünyasında yaygın bir kanı mevcuttur. Eski
Mısırlılar, arkalarında sayısız hiyeroglif, mezar
odaları, mumyalar, tapınaklar, saraylar ve yazılı belgeler bıraktıkları halde, Antik Mısır
araştırmacılar için gizemini korumaya devam
etmektedir. Mısırlılar, başlarından geçen olayları
doğru ve detaylı bir şekilde yazmıyorlardı.
Yenilgi, kıtlık, hastalık, vs. gibi, Firavun ve onun
hakimiyetine gölge düşürebilecek olaylar yok sayılır, bunlar belgelenmezdi. Örneğin; Ramses
(II) döneminde, Mısırlılar ile Hititler arasında
gerçekleşen meşhur Kadeş Savaşından, Mısır
belgelerinde büyük bir zafer olarak bahsedilir.
Fakat bugün biliniyor ki Kadeş Savaşı hiç de Mısırlıların arzu ettiği şekilde sonuçlanmamıştır.
Saray duvarlarına çizilen hiyeroglifler tek bir
amaca hizmet ediyordu. Firavunun
üstünlüğünü ve hakimiyetini pekiştirmek ve de
tanrılara kendilerini kanıtlamak. Bu bakımdan
bu hiyeroglifleri, bilinen en eski siyasi propoganda araçları olarak da düşünmek
mümkündür.