Tasarrufun Püf Noktaları
Öyle rahat harcamalar, nasılsa öderim'ler dönemi tarihe karıştı. Ekonomik kriz hepimizin aklını başına getirdi. Yeniden tasarruf etmeyi, ayağımızı yorganımıza göre uzatmayı öğreniyoruz. Kazancımız, şartlarımız ne olursa olsun tasarrufu hayatın bir kenarına itmemek lazım. O zaman hangi yanlış harcamaların cebinizi zarara uğrattığını bilmenizde yarar var.
Çok değil bundan bir yıl öncesine kadar her şey bambaşkaydı. Ta ki ekonomik kriz gelip dünyanın kapısını çalana kadar. Birden dünyayı sarsan ekonomik krizle güne uyandık. Dört bir yandan gelen iflas haberleri, işten çıkarmalar hepimizi bambaşka bir psikolojiye sürükledi. Belki çok zengin değildik ama güvendiğimiz bir işimiz, hep böyle sürer sandığımız bir yaşantımız vardı. Kredi kartlarının, banka kredilerinin hayatımıza girmesiyle de atalarımızın Ayağını yorganına göre uzat. öğüdünü unutuvermiştik.
Fakat kriz sinyali çalınca şöyle bir silkelenip kendimize bakmanın vaktinin geldiğini anladık. Her an işten çıkarılabiliriz, çok daha kötü günler yaşayabiliriz gerçeğiyle karşı karşıya kaldık. Artık kredi kartlarının limitine göre değil, cebimizdeki paraya göre hareket etmemiz gerektiğini görmezden gelemezdik.
Hal böyle olunca, hayatımızda bir nostalji gibi duran tasarruflu yaşamın da yeniden farkına vardık. Küçücük hesapların toplamda ne kadar büyük paralar kaybettirdiğini, yanlış kullanımların bizi ne kadar zarara soktuğunu anladık. Acı da olsa tecrübeyle öğrendik ki; kazancımız, şartlarımız ne olursa olsun, tasarrufu hayatın bir kenarına itmemek lazım. O zaman antenleri açıp hangi yanlış harcamaların cebimizde delik açtığına bir bakalım.
Küçük tasarruflar, büyük kazançlar
Evimize elektrikli alet alırken doğru olanı seçmek ve doğru kullanmak gerekiyor. Hepimizin evinde türlü türlü elektrikli alet bunuyor. Daha aleti alım aşamasında enerji tasarrufuna dikkat etmek gerekiyor. Malum artık bütün ürünlerin üzerinde enerji verimini temsil eden A, B, C, D, E, G harfleri bulunuyor. A sınıfı ürünler yüksek verimlilik oranına sahipken G sınıfına doğru verim düşüyor. Örneğin A sınıfı yerine C sınıfı bir buzdolabı kullandığınızda % 45 daha fazla enerji harcamış oluyorsunuz. Dolayısıyla bir ürün satın alırken özellikle A sınıfını almak yapılabilecek en doğru şey.
Buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makinesi, elektrik süpürgesi, televizyon, fırın, ocak ve ütü gibi ev aletleri birçoğumuzun evinde kullandığı aletler. Bu aletlerin en verimli şekilde kullanılması için çok küçük ayrıntılara dikkat etmek tasarrufu sağlamak için yeterli. Buzdolabına konulan yiyeceklerin üzerini mutlaka kapatmanın sağlayacağı enerji kazancından birçoğumuz haberdar değiliz. Oysa yiyecekleri buzdolabına açık koyduğumuz zaman dolapta nem oranı artıyor ve kompresörün daha fazla çalışmasına sebep oluyor. Böylece elektrik tüketimi artıyor.
Çamaşır makinesi tercihi yapılırken 12-14 programlı olanlara itibar etmeli. Çamaşır makinesi kullanırken çamaşırları çok fazla sıcaklıkta yıkamamak, yünlüleri en fazla 30, sentetikleri 40-50, pamuklularıysa 40-60 dereceler arasında yıkamak gerekiyor. Tabii makine tam kapasiteyle çalıştırılmamalı. Diğer taraftan çok kirli giysiler önceden ıslatılırsa ikinci yıkama ortadan kalkabilir. Tabii fazla miktarda deterjan kullanmaktan da kaçınılmalı.
Bulaşıkları makinede yıkayın
Birçok ev kadını hâlâ bulaşık makinesi kullanmanın sağladığı ekonomik kazancın farkında değil. Oysa birikmeden yıkanan bulaşığa harcanan deterjan ve su, uzun vadede büyük kayıplara neden oluyor. Bu yüzden bulaşık makinesi kullanmak gerekiyor. Tabii az kirli bulaşıkların ekonomik programda yıkanması ve fazla deterjandan kaçınmaya da dikkat etmek gerekiyor.
Hepimiz günlük ya da haftalık ütü yapıyoruz. Ütü kullanırken tasarruf sağlayabilmek başta doğru ütüyü seçmemize bağlı. Ütü alırken şebeke suyu kullanmaya uygun olanı seçmek ve kullanırken tekrar tekrar ısıtmaya gerek kalmadan ütünün yapılması gerekiyor.
Fırını kullanırken sürekli kapağını açıp kapatmak % 20 oranında ısı kaybına neden oluyor. Enerji giderini artırmamak adına sık sık açmamak gerekiyor.
Malî krizi aşmak için firmalar kampanyalar düzenliyor. İndirimler insana cazip gelmesine geliyor ama eskisi gibi de her şeyi almaya yeltenemiyoruz. Fakat insan bu kadar indirime karşı belli bir süre direnebiliyor. Tüketiciler Derneği (TÜDER) Genel Başkanı Engin Başaran, bu dönemde ihtiyacın dışında alışveriş yapılmaması gerektiğini söylüyor. Başaran, bundan sonra insanların kazanmayı umdukları paralara göre değil kazandıkları paralarla yaşamayı öğrenmeleri gerektiğini söylüyor. O zaman bütçe tutmanın, harcamaları kaleme vurmanın zamanı geldi. Başaran, özellikle mutfak alışverişi için bir liste eşliğinde markete ya da pazara gitmek gerektiğini söylüyor. Tabii bu listenin en çok ihtiyaç duyulandan en az ihtiyaca duyulana doğru düzenlemeyi unutmamak gerekiyor. Tasarruflu yaşama önce kendimizi sonra da çevremizdekileri yönlendirmek için bugünden tezi yok kolları sıvamak lazım.
Alışverişe çıkmadan önce
* Aç, hasta ve yorgunken alışverişten kaçının.
* Gelirinizi aşan alışverişlerden kaçının.
* Aynı malı farklı mekânlarda farklı fiyatlara bulmak mümkün olduğundan, satın almadan önce piyasa araştırması yapın.
* Kredi kartınızın son ödeme tarihinde ödeyebilecek kadar alışveriş yapın, limitleri aşmayın ve zamanında hesabı kapatın.
* Önemli günler öncesi alışverişleri en aza indirin.
* Tükettiğiniz her şeyden kısıtlamalara gidin ama gıda konusunda asla taviz vermeyin.
* Dışarıda yemek yemekten mümkün mertebe kaçınıp sağlıklı yemekleri evde kendiniz yapmayı tercih edin.
* Daha ucuz ve sağlıklı olan mevsim meyve ve sebzelerini alın. Hazır ve pahalı olan, nerede üretildiği belirsiz, ruhsatsız, üretim tarihi ve son kullanım tarihi belli olmayan, açıkta satılan gıdalardan uzak durun.
Öyle rahat harcamalar, nasılsa öderim'ler dönemi tarihe karıştı. Ekonomik kriz hepimizin aklını başına getirdi. Yeniden tasarruf etmeyi, ayağımızı yorganımıza göre uzatmayı öğreniyoruz. Kazancımız, şartlarımız ne olursa olsun tasarrufu hayatın bir kenarına itmemek lazım. O zaman hangi yanlış harcamaların cebinizi zarara uğrattığını bilmenizde yarar var.
Çok değil bundan bir yıl öncesine kadar her şey bambaşkaydı. Ta ki ekonomik kriz gelip dünyanın kapısını çalana kadar. Birden dünyayı sarsan ekonomik krizle güne uyandık. Dört bir yandan gelen iflas haberleri, işten çıkarmalar hepimizi bambaşka bir psikolojiye sürükledi. Belki çok zengin değildik ama güvendiğimiz bir işimiz, hep böyle sürer sandığımız bir yaşantımız vardı. Kredi kartlarının, banka kredilerinin hayatımıza girmesiyle de atalarımızın Ayağını yorganına göre uzat. öğüdünü unutuvermiştik.
Fakat kriz sinyali çalınca şöyle bir silkelenip kendimize bakmanın vaktinin geldiğini anladık. Her an işten çıkarılabiliriz, çok daha kötü günler yaşayabiliriz gerçeğiyle karşı karşıya kaldık. Artık kredi kartlarının limitine göre değil, cebimizdeki paraya göre hareket etmemiz gerektiğini görmezden gelemezdik.
Hal böyle olunca, hayatımızda bir nostalji gibi duran tasarruflu yaşamın da yeniden farkına vardık. Küçücük hesapların toplamda ne kadar büyük paralar kaybettirdiğini, yanlış kullanımların bizi ne kadar zarara soktuğunu anladık. Acı da olsa tecrübeyle öğrendik ki; kazancımız, şartlarımız ne olursa olsun, tasarrufu hayatın bir kenarına itmemek lazım. O zaman antenleri açıp hangi yanlış harcamaların cebimizde delik açtığına bir bakalım.
Küçük tasarruflar, büyük kazançlar
Evimize elektrikli alet alırken doğru olanı seçmek ve doğru kullanmak gerekiyor. Hepimizin evinde türlü türlü elektrikli alet bunuyor. Daha aleti alım aşamasında enerji tasarrufuna dikkat etmek gerekiyor. Malum artık bütün ürünlerin üzerinde enerji verimini temsil eden A, B, C, D, E, G harfleri bulunuyor. A sınıfı ürünler yüksek verimlilik oranına sahipken G sınıfına doğru verim düşüyor. Örneğin A sınıfı yerine C sınıfı bir buzdolabı kullandığınızda % 45 daha fazla enerji harcamış oluyorsunuz. Dolayısıyla bir ürün satın alırken özellikle A sınıfını almak yapılabilecek en doğru şey.
Buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makinesi, elektrik süpürgesi, televizyon, fırın, ocak ve ütü gibi ev aletleri birçoğumuzun evinde kullandığı aletler. Bu aletlerin en verimli şekilde kullanılması için çok küçük ayrıntılara dikkat etmek tasarrufu sağlamak için yeterli. Buzdolabına konulan yiyeceklerin üzerini mutlaka kapatmanın sağlayacağı enerji kazancından birçoğumuz haberdar değiliz. Oysa yiyecekleri buzdolabına açık koyduğumuz zaman dolapta nem oranı artıyor ve kompresörün daha fazla çalışmasına sebep oluyor. Böylece elektrik tüketimi artıyor.
Çamaşır makinesi tercihi yapılırken 12-14 programlı olanlara itibar etmeli. Çamaşır makinesi kullanırken çamaşırları çok fazla sıcaklıkta yıkamamak, yünlüleri en fazla 30, sentetikleri 40-50, pamuklularıysa 40-60 dereceler arasında yıkamak gerekiyor. Tabii makine tam kapasiteyle çalıştırılmamalı. Diğer taraftan çok kirli giysiler önceden ıslatılırsa ikinci yıkama ortadan kalkabilir. Tabii fazla miktarda deterjan kullanmaktan da kaçınılmalı.
Bulaşıkları makinede yıkayın
Birçok ev kadını hâlâ bulaşık makinesi kullanmanın sağladığı ekonomik kazancın farkında değil. Oysa birikmeden yıkanan bulaşığa harcanan deterjan ve su, uzun vadede büyük kayıplara neden oluyor. Bu yüzden bulaşık makinesi kullanmak gerekiyor. Tabii az kirli bulaşıkların ekonomik programda yıkanması ve fazla deterjandan kaçınmaya da dikkat etmek gerekiyor.
Hepimiz günlük ya da haftalık ütü yapıyoruz. Ütü kullanırken tasarruf sağlayabilmek başta doğru ütüyü seçmemize bağlı. Ütü alırken şebeke suyu kullanmaya uygun olanı seçmek ve kullanırken tekrar tekrar ısıtmaya gerek kalmadan ütünün yapılması gerekiyor.
Fırını kullanırken sürekli kapağını açıp kapatmak % 20 oranında ısı kaybına neden oluyor. Enerji giderini artırmamak adına sık sık açmamak gerekiyor.
Malî krizi aşmak için firmalar kampanyalar düzenliyor. İndirimler insana cazip gelmesine geliyor ama eskisi gibi de her şeyi almaya yeltenemiyoruz. Fakat insan bu kadar indirime karşı belli bir süre direnebiliyor. Tüketiciler Derneği (TÜDER) Genel Başkanı Engin Başaran, bu dönemde ihtiyacın dışında alışveriş yapılmaması gerektiğini söylüyor. Başaran, bundan sonra insanların kazanmayı umdukları paralara göre değil kazandıkları paralarla yaşamayı öğrenmeleri gerektiğini söylüyor. O zaman bütçe tutmanın, harcamaları kaleme vurmanın zamanı geldi. Başaran, özellikle mutfak alışverişi için bir liste eşliğinde markete ya da pazara gitmek gerektiğini söylüyor. Tabii bu listenin en çok ihtiyaç duyulandan en az ihtiyaca duyulana doğru düzenlemeyi unutmamak gerekiyor. Tasarruflu yaşama önce kendimizi sonra da çevremizdekileri yönlendirmek için bugünden tezi yok kolları sıvamak lazım.
Alışverişe çıkmadan önce
* Aç, hasta ve yorgunken alışverişten kaçının.
* Gelirinizi aşan alışverişlerden kaçının.
* Aynı malı farklı mekânlarda farklı fiyatlara bulmak mümkün olduğundan, satın almadan önce piyasa araştırması yapın.
* Kredi kartınızın son ödeme tarihinde ödeyebilecek kadar alışveriş yapın, limitleri aşmayın ve zamanında hesabı kapatın.
* Önemli günler öncesi alışverişleri en aza indirin.
* Tükettiğiniz her şeyden kısıtlamalara gidin ama gıda konusunda asla taviz vermeyin.
* Dışarıda yemek yemekten mümkün mertebe kaçınıp sağlıklı yemekleri evde kendiniz yapmayı tercih edin.
* Daha ucuz ve sağlıklı olan mevsim meyve ve sebzelerini alın. Hazır ve pahalı olan, nerede üretildiği belirsiz, ruhsatsız, üretim tarihi ve son kullanım tarihi belli olmayan, açıkta satılan gıdalardan uzak durun.
