Joker7238
_Pure Love_
''Tavan Arasındaki Buda'', beğenerek okuyacağınız bir Japon
hikayesi.
Yazar: Julie OTSUKA
Yayınevi:
Domingo
Kitabın adı ilgimi çekti önce. Konusunu merak ettim. Kapağını
görünce anladım bir Japon hikayesi olduğunu.
Guardian'ın deyimiyle " Kitabın
elmas hali " olduğunu bitirince anlayacaktım.
1900'lerin başında Japonların
içinde bulundukları buhran sebebi ile başka ülkelere göç etme zorunluluğu ile
başlar hikaye.
Amerika'da bulunan bir çöp çatanlık firması ile iletişime
geçen bir grup kadın, yeni eşlerine kavuşmak üzere gemi ile yola çıkarlar.
Günler süren gemi yolculuğunda ellerinde daha önce hiç görmedikleri eşlerinin
fotoğrafları ve yüreklerinde her şeyin iyi olacağına dair umutları
vardı.
Gemiden indiklerinde kocalarını tanıyamayacaklarını asla
bilmiyorlardı. Ne ellerindeki resimlerin yıllar öncesine ait olduğunu, ne de iş
adamı diye tanıtılan eşlerinin fakir çiftçiler olduğunu
bilmiyorlardı.
"Burası Amerika, diyecektik kendimize, endişelenmeye gerek
yok. Ve yanılmış olacaktık."
San Francisco'da, evlerinin hanımı olmak
için geldikleri ilk gece anlamışlardı Amerikan rüyasının kabusa
dönüşeceğini.
Hiçbiri evinin hanımı olamadı, hatta çok uzun süre bir evleri
bile olmadı. Çadırlarda, kulübelerde yaşadılar, çiftliklerde erkeklerin
zorlandığı işlerde çalıştılar. Tarlalarda çalışmaktan vücutları değişime uğradı.
Çocuklar doğurdular, çocuklarını kaybettiler.
"Onların sıcak ve tozlu
vadilerinde bir çalışma kampından diğerine taşındık. Topraklarında kocalarımızla
omuz omuza çalıştık. Hasat mevsimi bittiğinde battaniyeleri kıvırıp sırtımıza
bağladık, elimizde bez bohçalarımızla bir sonraki trenin gelmesini
bekledik."
Eşlerini sevemediler, katlandılar. Hiç biri geri dönmeye
cesaret edemedi. Aileleri tarafından dışlanma korkusuyla canlarına kıydılar,
yine de geri dönmediler.
Bir çoğu henüz çocuk sayılabilecek yaşta iyi bir
yaşam umuduyla geldikleri Amerika'da, asıl şoku çile dolu 40 yıl sonra
yaşayacaklardı.
Japonların II. Dünya Savaşı sırasında Pearl Harbor'u
vurmasıyla, yaşamları sonsuza dek değişir.
Kültürlerinde öğretilmiş sakinlik
ile sessizce kaderlerine razı olan Japon kadınlar en güzel kimonolarıyla 40 yıl
sonra yola koyuldular, bilemedikleri bir sona...
Julie Otsuka'nın şiirsel
anlatımıyla bir solukta okuyacaksınız romanı. Birçok ödüle layık görülen kitap
umarım daha fazla okura ulaşır.
hikayesi.
Yazar: Julie OTSUKA
Yayınevi:
Domingo
Kitabın adı ilgimi çekti önce. Konusunu merak ettim. Kapağını
görünce anladım bir Japon hikayesi olduğunu.
Guardian'ın deyimiyle " Kitabın
elmas hali " olduğunu bitirince anlayacaktım.
1900'lerin başında Japonların
içinde bulundukları buhran sebebi ile başka ülkelere göç etme zorunluluğu ile
başlar hikaye.
Amerika'da bulunan bir çöp çatanlık firması ile iletişime
geçen bir grup kadın, yeni eşlerine kavuşmak üzere gemi ile yola çıkarlar.
Günler süren gemi yolculuğunda ellerinde daha önce hiç görmedikleri eşlerinin
fotoğrafları ve yüreklerinde her şeyin iyi olacağına dair umutları
vardı.
Gemiden indiklerinde kocalarını tanıyamayacaklarını asla
bilmiyorlardı. Ne ellerindeki resimlerin yıllar öncesine ait olduğunu, ne de iş
adamı diye tanıtılan eşlerinin fakir çiftçiler olduğunu
bilmiyorlardı.
"Burası Amerika, diyecektik kendimize, endişelenmeye gerek
yok. Ve yanılmış olacaktık."
San Francisco'da, evlerinin hanımı olmak
için geldikleri ilk gece anlamışlardı Amerikan rüyasının kabusa
dönüşeceğini.
Hiçbiri evinin hanımı olamadı, hatta çok uzun süre bir evleri
bile olmadı. Çadırlarda, kulübelerde yaşadılar, çiftliklerde erkeklerin
zorlandığı işlerde çalıştılar. Tarlalarda çalışmaktan vücutları değişime uğradı.
Çocuklar doğurdular, çocuklarını kaybettiler.
"Onların sıcak ve tozlu
vadilerinde bir çalışma kampından diğerine taşındık. Topraklarında kocalarımızla
omuz omuza çalıştık. Hasat mevsimi bittiğinde battaniyeleri kıvırıp sırtımıza
bağladık, elimizde bez bohçalarımızla bir sonraki trenin gelmesini
bekledik."
Eşlerini sevemediler, katlandılar. Hiç biri geri dönmeye
cesaret edemedi. Aileleri tarafından dışlanma korkusuyla canlarına kıydılar,
yine de geri dönmediler.
Bir çoğu henüz çocuk sayılabilecek yaşta iyi bir
yaşam umuduyla geldikleri Amerika'da, asıl şoku çile dolu 40 yıl sonra
yaşayacaklardı.
Japonların II. Dünya Savaşı sırasında Pearl Harbor'u
vurmasıyla, yaşamları sonsuza dek değişir.
Kültürlerinde öğretilmiş sakinlik
ile sessizce kaderlerine razı olan Japon kadınlar en güzel kimonolarıyla 40 yıl
sonra yola koyuldular, bilemedikleri bir sona...
Julie Otsuka'nın şiirsel
anlatımıyla bir solukta okuyacaksınız romanı. Birçok ödüle layık görülen kitap
umarım daha fazla okura ulaşır.